Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ÜA34-

"Multi gif temsili"

İyi okumalar.

1 hafta sonra...

'Selam olsun Herkese!! Bu gün adamım geliyor!!!'

'Selam olsun Herkese!! Bu gün Aslanım geliyor!!'

Dudaklarımı bastırarak gözlerimi kapadım ve derin bir şekilde esneyerek yatakta chaki chan gibi akrobatik hareketler yaptıktan sonra yavaşça doğruldum...'Bu gün aslanım geliyor!!' 5 yaşındaki çocuğa elmalı şeker almışsın gibi sevinerek ellerimi çırptım.Aradan 1 hafta geçti ve onu nedense acayip derece de özlemiştim.İnsan sevdiğini özleyemez mi ama dimi? Nihayet özlediğim kokusuna kavuşabilecektim.Sağ salim gelse bari.Kazasız belasız gelme nasibi etsin İnşallah...

Yine onu hayal edince kasıklarıma yeni bir ağrı saplanmıştı.Gözlerimi kıstım.O kasıklarrrr neden onu her aklıma getirince ağrıyordu.. Ben asıl büyük ağrıları beni yatağa atınca çekiyordum...Adet sancıları gibi mesela. Saate baktım.Yine maşallah sığır gibi uyumuşum...

13:05

Akşama kalksaydın canım. Bir kaç saat kalmış zaten akşam ezanına..

He iç ses he...

Başımı iki yana sallayıp banyoma girdim...Yine çilek kokusuna bürünerek yeni yıkanmış saçlarıma çilek aromalı saç kremimi sürdüm.. Böyle daha canlı duruyordu.Ardından çilekli dudak balmımı ve parfümümü sıktıktan sonra içeriye geri döndüm.Yine belinde kahverengi ince bir kemeri olan beyaz önü dantelli yazlık elbisemi üzerime geçirip dalgalanmış Saçlarımı bir kez daha düzelttim.Mavi gözlerime hafif bir eyeliner sürdükten sonra ayağıma hic bir ayakkabı geçirmeden yalın ayak inmeye başladım...Bu gün nedense içim kıpır kıpırdı.

Poyraz'dan kaynaklanıyor acaba?

Immm...olabilir...

"Poyraz oğlum hoşgeldin..!!"

Yekta amcanın sesiydi bu? Ne yani Poyraz gelmis miydi?

Aman Tanrım!!!

Sesler bahçeden geldiği için koşarak ilerledim...

Ah evet iste oradaydı..Yekta amcayla sarıldıtan sonra anneme de sarıldı.. Koşarak ona geldiğimi görünce gözleri parladı ve elindeki bavulu bırakarak kollarını bana doğru açtı.Annem ve Yekta amcaya aldırış etmeden kollarına atladım Poyraz'ın... Sanki seneler sonra tekrar karşılaşmışız gibi. Belli etmemek için "Hoşgeldin abi!!" diye konuştum.Beni sımsıkı kendine bastırırken boynumu öpüp kokladi..."Hoşbuldum güzelim.."

Sesine kurban senin!!

Ondan yavaşça ayrılırken hala daha etkisindeymiş gibi gözleri kapalıydı.Güçlükle açıp belimi kavradığında saçlarımın arasına yeniden öpücük kondurdu.Yekta amca ve annem bize gülerek bakarken Yekta amca sonunda söze girebilmişti. "Poyraz ben çıkıyorum oğlum.Sen yat dinlen.Yol yorgunusun.Hadi görüşürüz" deyip annemin yanağında öptü ve benim de kolumu sıvazlayarak ayrıldı.. Poyraz'a bir kere daha bakıp gülümserken utançla önüme baktım...Ah bu elbiseyle ve çıplacık ayaklarımla ne kadar da çocuksu duruyordum yanında. Oysa olgun bir  kadın gibi yanında durmayı çok isterdim."Poyraz oğlum açsındır.İstersen hazırlattırayım hemen."dedi annem.Poyraz başını iki yana sallayıp "Hayır.Dinlensem daha iyi olucak" deyip nazikçe reddetti.Annem yanımızdan ayrılırken Poyraz eline bavulunu tutuşturup önden yürümeye başladı."Benimle gel"

Seninle her yere gelirim adamın dibi!!

Arkasından yürürken ellerim önümde gözlerim de önümde merdivenleri çıkıyordum.Benimle gel dediyse mutlaka yapacak ya da söyleyecek bir şeyi vardı.Anam yoksa Rüzgarla dun geceyi sorarsa...??

Bittim ya...Tamam öldüm artık geberdim ben...kurtuluşum yo-

Odasına girdiği gibi büyük el bavulunu yere atarken bana dönmesiyle her şey son bulmuştu.."1 haftadır yanıyorum sensiz..."dediği gibi hızlı hareketleriyle birlikte sırtımı duvara dayadı.Kollarımı havaya kaldırıp elleriyle yukarıdan sabitleyince dudaklarıma hışımla kapandı. Kalbim yine yerinden çıkacakmış gibiydi. Dizlerimin bağı çözülmüş hızına karşı koyamamaya başlamıştım. Sancıların kralını çekmeye başlamıştım su an...Beynim ise durmuş yerinde değil gibiydi...

Nasıl anlatacağımı bilmiyordum...

Hala daha hızlı bir şekilde öpüyordu. Bu öpüşü diğerkinlere nazaran çok farklıydı. Tutkulu ve arzuluydu sanki..Yukarıda havada duran kollarım uyuşmuş onun yerine Poyraz'ın ellerini sıkıyordum..Hem de tüm gücümle.Hatta parmaklarımız bile beyazlamış olabilirdi...Sonunda ayrıldığında derin bir nefes aldım.Oda da sadece nefes seslerimiz yankılanıyordu ve bu beni daha da deli ediyordu sanki."bu dudaklar benim..." ardından dudaklarımı yeniden öptü."Bu koku bu ten... Bu saçlar benim..."yine boynuma yönelip hafif hafif öpücükler bırakırken dişlerini yine geçirmesi sonucu "Ah!!" diye inledim...Bu acıya hala alışamamıştım."Sen benimsin!.."diyerek tüm yükünü verdi bana...Ardından ağzımdan ister istemez "Poyraz!!" kelimesi yükselmişti. Daha da hırslanmış bir şekilde bir elini indirdi ve eteğimin içine soktu."Bi daha söyle..!" hala daha kaldırmamıştı başını ve bu yüzden sesi hem hırıltılı hem de boğuk çıkıyordu.. Baldırımı bi anda sıkınca yeniden yükselmişti dudaklarımdan ismi..."Poyraz!!" bu sefer beni kucağına alarak yatağa yatırdı.Ona dur demeyecektim.İkimizde özlemiştik birbirimizi..Hele ben..1 hafta boyunca teninden  uzak kalmıştım. "Birileri beni çok özlemiş anlaşılan.." kıkırdayarak yakalarından tuttuğum gibi dudaklarımı onunkilerle birleştirdim."En az bende senin kadar yandım biliyor musun?" 1 haftam onsuz bombok geçmişti.."söndürürüz güzelim.."deyince elbisemin eteklerini kavradı..Vücudumdan sıyırıp atınca beyazdan belli olmasın diye yeni aldığım beyaz takım iç çamaşırlarına iştahla baktı."Sen nasıl bir varlıksın ya.."dedi. Yine kıkırdamama engel olamayarak çıplak bacaklarımı beline doladım. "Senin karşında utanmamaya çalışıyorum daha fazla konuşma istersen.." gülümsemesi daha da genişlerken "Ha vücutlar konuşsun diyorsun yani.." ellerimi sırtından çektiğim gibi yüzüme götürdüm...İste bunu söylemeyecekti."Poyraz ya!!!"

O ölüp bittiğim kahkahasını attıktan sonra ellerimi yüzümden çekti ve iki yanıma sabitledi."bu eller burada duracak.Valla öldürürüm kıpırdatırsan.."

Ah bu yalakalıklarını bile özler mi insan?

Bluzunu bir hışımla çıkartıp kenara fırlattı. "Aferin kızıma" dedi memnun olmuşçasına.Ellerini yine ellerimle buluşturdu ve çenemi öptükten sonra boynuma doğru indi (multi) beni gözler açılırken hızlanan göğsüm onunkiyle temas etmeye başlamıştı...Yavaşça boynumu öptükten sonra hafif aralık olan göğüs arama bir kaç öpücük daha bırakıp göbeğime doğru indi.O an kendimden geçmiş bir şekilde ağzımdan sakince bir nefes aldım...Oraya duklarını bastırırken sırtım bir anda havaya kalkarak çatallaşmıştı.

Nasıl bir fantezidir bu yareppi..!!

"Sana istediğim gibi dokunabilim ama benim olmana burada izin veremem..O yüzden sakin olmaya çalış."

"Çalışamıyorum."

"Pekala" diyerek iki bacak aramdan kalktı. "Böyle bir şeye kalkıştıysak eğer kötü kız olmayı becermelisin" ben nereye gittiğine bakarken kapıya doğru gittiğini anladım... Yoksa gidiyo muydu? Tam tersine kapıyı kilitlemişti."Merak etme.Sana burada benim olmana izin vermeyeceğimi biliyorsun. Sakinleş..."ben daha yeni anlamıştım sesli bir şekilde nefes alıp verdiğimi...Sanırım bu kötü kız olayı beni biraz zorlayacaktı."Güven şu aslanına..."yeniden üzerime kurulunca kalçalarımı kavrayıp beni üstüne aldı.Ardından doğrulup sırtını arkaya yasladı ve otomatikman onun kucağında oluyordum.Ellerini belime yerleştirip dudaklarıma yeniden kapandı. Alev alev yanan vücudum onun gövdesiyle buluştuğunda ister istemez sürtünmüştüm ona.Dudaklarıma gülümseyip "Devam et" diye fısıldadı.Devam mı edeyim?

Neye??

Biraz anlamak için durakladım.Sonradan yeni anlayabilmiştim ne demek istediğini.Vücudumu sürtmeye devam ettim.Sürtüyorum ama kıvılcım çıkacak diye korkuyorum... Poyraz hırıltılı sesler çıkarmaya başlayınca sürekli ismimi söylüyordu..

Tanrım ne yapıyoruz biz??

Biri bizi durdursun  nolursun!!!

Kalçalarıma elleriyle baskı uygulayarak sert bir şekilde bastırdı özel yerine.Bu sefer ikimizinde ortaya garip bi sesi çıkmıştı.Tırnaklarımda bu sayede omzlarıyla buluşmuştu...

"Söndürdük mü yangınımızı?" diye sordu sakince.Hafifçe sırıtıp bıraktım bedenimi ona.Hayatımda ilk defa bi adamla böyle yakın olmuştum... Ha öncede söyledim...Poyraz benim tanıdığım ilk tutulduğum ilk sevdiğim erkekti...

**************

"Tamam lan uzatma artık gelicez dedik ya.." Poyraz'ın yine sinirli sesiyle gözlerimi araladım.Kaç saattir uyuyorum ben bunun üstünde lan! Üstüme biraz daha çekti pikeyi.Bende biraz daha sarıldım ona."Semih.Para sıçmıyorum kardeşim ben biliyorsun dimi? Yok sana borç falan hadi kapat!" telefonu benden yana indirdi ve kırmızı simgeye bastıktan sonra "İt herif!" diye söylendi.Yavaşça başımı kaldırıp kısık gözlerimle ona baktım."Neler oluyor Poyraz?"kaldırdığım başımı tekrar göğsüne koydu ve gözlerini kapadı."Bir şey olduğu yok. Akşama dışarı çıkacağız o kadar." hafifçe kaşlarım çatılırken söze girdim."Nereye?" oflayıp "Deniz sus artık ya...Söylerim ben sana." dedi.

"Ama ben sıkılırım böyle"

"İyi.Kalk hazırlan o zaman"

Zafer gülüşlerimden birini yapıp Poyraz'ın yanağına dudaklarımı bastırdım. O da şaşırmış gibiydi tabi. Elbisemi üzerime geçirdiğim gibi odama giderken Saçlarımı gevşek bir şekilde ördüm.Belimdeki kemere uygun yandan çantamı  aldım ve beyaz babetlerimi ayağıma geçirdim.

Poyrazla birlikte dışarı çıkıyoruz heyo!!!!

*************

"Elimi bırakmadan yürü!!"

"Of ama terledi Poyraz!!"

"Bırakmak Yok Deniz!!"

Oflayıp parmaklarımı onunla buluşturdum.Dışarı çıktığımızdan beridir bu adamın emirlerini dinliyordum.

'Onu yapma! Şunu yapma! Yanımdan ayrılma!' v.b

Elimi daha da sıkarak karşı caddeye geçerken kaldırımı çıkmam için elimi kaldırdı.. Bu kaldırımda boyumdan dolayı mı bana yüksek geliyor yoksa ben mi yanlış görüyorum..Çıkasaya kadar anam ağlamıştı da.

Sonunda geniş bir kafeye geldiğimizde gülerek sohbet eden kişilere ilişti gözlerim.Semih Esin Simge ve Gökhan buradaydı.

Hic şaşırmadım.

Onlara doğru ilerlerken Poyraz, arkası bize dönük olan Semih'in kafasına şaplağını geçirmişti."Denizle özel anımı bozduğun için bende seni bozucam Semih.

(Multi Semih)

Semih'in gülüşü piçimsi bir hal alırken yanaklarım yine domatese dönmüştü. Esin ve Simge Poyraz'la birleşen ellerimize bakıp gülümserken daha da utanarak boynumu eğdim.Ya niye böyle bakıyorsunuz bize!!

Poyraz uzun koltuklardan birine yayıldığı gibi beni de kendine çekerken eteğimi düzelterek yanına oturdum.Kolunu omzuma atıp daha da yayvan bir şekilde oturdu.

Dana!!

"Daha önceden söyleseydin  aramazdık kardeşim..."ardından bana dönerek " Pardon yenge..."dedi.Ellerim direk yüzüme giderken "Semih kapa artık çeneni!!" diye uyardım.. Bu utanma huyuma  yine yine ve yine engel olamamıştım.Dertleride bu değil miydi zaten? Simgeye çevirdim başımı. Güven vermek istercesine gülümsüyordu bana.Beni anlayan bitek o değil miydi zaten.?

Evet oydu..

"Semih...Küfür etmeyeceğim kardeşim tamam mı? Kapa o sikik  çeneni!!" ardından biraz daha sarıldı bana Poyraz..Böyle yerlere gelerek hata yapmıştım zaten.Utangaç bir o kadar da saf bir kızın burada ne işi olabilir ki? Semih işaret parmağını Poyraz'a göstererek Gökhan'ı dürttü ve kısa bir kahkaha attıktan sonra ellerini tırnak işareti yaparak "Sikik  dedin yalnız" dedi.Bu haline Esin de dahil Simge de gülerken başımı iki yana sallamakla yetindim.Bu çocuk -ya da adam- bazenleri çok komik oluyordu ama 'yenge' kelimesi işi  bir şekilde bozuyordu..Ne bokuma yenge diyon ama dimi?

Hoşlanmıyorum böyle hitamlardan...

"Semih bak

zaten açım...Seni dilim dilim doğramaktan ziyade çiğ çiğ yerim...Kapa lan çeneni!!!" ardından bir kaç kere cıkcıklayıp menüyü sertçe eline aldı ve bana "Sen ne yicen?" diye sordu...Harika...Çok naziksiniz Poyraz bey. "Yemicem ben bir şey tokum." dedim.Ardından tek kaşını karizmatik bir şekilde kaldırdı ve "Sabah kahvaltısıyla durduğunu biliyorum Deniz.Ve yorgun olduğunu da.Şimdi doğru dürüst bir şeyler söyle de  yiyelim.Hadi güzelim." içindeki siniri saklamak istercesine sesini bana karşı yumuşatarak nazikçe söylediğinde derinden bir 'of' çekip menüyü elinden aldım  ve bakmaya devam ettim.Sonunda o çok sevdiğim ayvalık tostlarından birini söyleyip Poyraz'a geri verdim.Nedense o da aynı şeyi söyledi garsona ve tekrar eski haline geri döndü. Bazen ne kadar da kaba birisi oluyordu böyle bilmiyorum...Ama yine de bu geçen zaman sürecinde bu hayvanlıklarını bile özlemiştim.

Bir süre Poyrazla sohbet ettim.Fransaya gitmis önemli bir toplantı için.Ardından katıldığı bir sürü seminerler olmuş.Çeşitli mimari açılışlarına falan katılmış.Hatta orada çekildikleri fotoğrafları falan göstermişti bana.İlk defa onunla doğru düzgün iki insan gibi sohbet etmeyi becerebilmiştim.İşinde gayet başarılıydı görünüşe bakılırsa.Gerçekten Poyraz hayvan olduğu kadar işine önem veren bi insandı.Bu yüzden onu çok takdir ettim.Ondan her ne kadar beklenikecek bir hareket olmasa da bu devirde böyle başarılı yakışıklı bir adam bulmak pekde kolay değildi...

Poyraz birkaç şey anlatmaya devam ederken gözlerim bi yandan Simge'ye bakıyordu...Bu gün yine çok güzeldi.. Kahküllerini kestirmişti ve alnı ortaya çıkmıştı.. Sari saçlarını özenlice düzleştirmis üstünde benim gibi çiçekli yazlık bir elbise vardı.Gökhan yavaşça sol elini Simge'nin yanağına koyarken onlarda kendi aralarında konuşuyorlardu.Yani anlayacağınız herkez kendi aleminde takılıyordu.Gökhan yavaşça o elini Simge'nin boynuna götürdü ve yine yavaşça bir şekilde dudak kenarını öpüp ayrılmıştı.Onlara hafifçe gülümsedikten sonra dilimlere ayrılmış ayvalık tostuna iştahla baktım.

Sözde aç değildim öyle değilmi?

Poyraz la ikimizin lokmadan dolayı yanaklarımız kabarırken birbirimize ikide bir sırıtıyorduk.Ne kadarda gerizekali abi kardeşiz dimi? Yağlı ağzıyla bana gelip yanağımı öptüğünde yüzümü buruşturdum.

"Poyraz ya...Çok pissin..."

"Sus dememi istemiyorsan sus deniz."

İyi sustum.Gözlerimi devirip masanın bir ucunda duran peçete kutusuna uzanıp bir tane beyaz peçete aldım ve yanağımı sildim.Yaptığım herşeye pişman olmuş durumdaydım artık.Tostu bitirip tabağı geri ittirdikten sonra arkama yaslandım.

"Allı Turnam.." dedi Semih.Esin'e biraz daha yaklaştı ve işaret parmağıyla yanağını okşamaya başladı. Bu Poyraz'ın arkadaşları kökten sapıktı herhalde.Esin cilveli bir şekilde gülüp Semih'in göğsüne yatarken "Efendim aşkım.." dedi.Semih Esin'nin yanağından makas alıp "Efendini yesinler senin." dedi.Muzip bir şekilde sırıtarak onları izlerken Poyraz birden "Gidin başka yerde yiyişin lan!" dedi.Kabalığına bir kez daha içten bir göz devirmek vardı ama.Yapmadım.

"Bak abi bu olmadı şimdi.Biz Fransa yolcusuyken arabaya binmeden önce Deniz'in dudağından öpüyorsun bize gelince yiyişmek oluyor." çene altındaki gırtlağını çıkartıp "Ayıp oldu şimdi."dedi.Doğru söylüyordu birden.Onlar burada öpüşmezken bile Poyraz yine kabalığını ve açık sözlülüğünü öne çıkartarak kötü emellerine ulaşıyordu...Harbiden ayıp Poyraz." O başka bu başka bi kere.Hem kendinle beni niye kıyaslıyon lan sen!!"birden poposunu havandırınca bileğinden tuttum.Bana bakıp tekrar yerine kurulunca oflayıp ayağa kalktı. "Yürü gidiyoruz." dedi elimi tutarak.

Ne oldu birden ya...tam 'Nereye gidiyoruz?'diye ağzımı açacakken gözlerini kısıp "Tek kelime dahi etme." dedi.Ah yine mi sinirlenmişti bu.Az önceki adamla şimdiki haliyle dünya kadar fark vardı yemin ediyorum.Tam insanca konuştum iyi diyorum ama birden bu haline geri dönüyordu...Dengesiz...

***********

Deniz kenarında otururken sigarasıyla birlikte derin düşüncelere dalmış gibiydi.Arada bi oyalandığım telefonuma bakıp duruyor sonra ise tekrar o gözlerini kısarak sigarasını içmeye devam ediyordu.Hafifçe sıcak esen rüzgar yüzüme şölen yaparken arada bir ürperme geliyordu üzerime.Poyraz,son bir defa daha bitmiş sigarasını içine çekip yere attı ve ayağıyla ezdi.Ardında o dumanı yukarıya doğru verdikten sonra elimdeki telefonu aldı."Hey!!şimdi de denize atmayı mı planlıyorsun Poyraz?"ben telefonumu elinden almak için ona doğru uzanırken dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. "Ne yaptığına bakmadan o telefonu asla vermem sana." ayağa kalkıp telefonuma gözlerini dikerek bana arkasına döndü ve ilerlemeye başladı. Oflayıp bende banktan kalktım ve ona yetişmeye çalışarak ardından gittim.Biraz oyun oynamaya karar vererek ellerimi arkamda kavuşturdum ve ona baktım.

Eğlence zamanı!!

"Ben bir sürü yakışıklı erkeklerle konuşuyorum senin haberin yok." dedim gözlerimi büyüterek. Bakalım şimdi ne yapıcaksın Poyraz efendi. Dolgun dudaklarını yaladıktan sonra sinirine hakim olmaya çalışarak "Onlar kim güzelim..söylesene?!" öyle bir bakış attı ki bana neredeyse onu kandırmaya son verecektim.O ateş saçan gözlerine bakıp yerlere yatarak gülesim vardı resmen.E haliyle kıskanıcak beni.Parmaklarımı sayarak aklımdan esen isimleri söylemeye başladım."Imm...Mert,Ali,Mustafa,Alp,Aslan,Mesut,Bahadır-

Gözlerimi kısa süreliğine ona çevirdiğimde kemerini çıkartıyordu. Ardından boğazına doğru götürüp bağlamaya başlayınca ellerimi hemen boynuna götürüp engelledim.Şu an her ne kadar gulmemek için büyük bir çaba sarf etsemde,gerçekten kendini öldüreceğini zannediyordum.Tabiki de kendi canına kıyacak kadar Gerizekali olamazdı bu herif. "Daha saysana sen ben bi öbür dünyaya gidip geliyorum" dediğinde sesli bir şekilde kıkırdatıksan sonra "Ya çıkar artık şunu. Herkez bize bakıyor"dedim.Gerçekten de dibimizden geçen insanlar tekrar arkasına bakıp 'bunlar gerçek mi' gibisinden bakış atıyorlardı.En sonunda kurtarıp kemeri elime aldım.O anda elleriyle saçlarını çekiştirdi "Sen bana bi soyadlarını versene  onların.Ebelerini bi sikeyim onların" dedi cebinden telefonunu çıkartı.. Hemen onu da engelleyerek oyunuma bir son verdim ve "Yeminlen şaka yaptım. Hem ben o kadar adamı nereden bulayım Poyraz.Saçmalama.Hem benim gözüm senden başkasını görmez." dedim hafifçe yumruğumu omzuna geçirerek. Gözleri birden yoğun bir dingine dönüşünce koluna sarıldım. "Sadece şakaydı.."

"Sana şaka yapmamanı daha önce de söyledim İlerizekalı. Nevrim döndü birden.

Yine kıkırdayarak "Olsun be Poyraz.Dönsün nevrin.Sadece benim için dön.

" öyleyim zaten.Senin için etrafında dört dönüyorum.

Hafiften gülümsiyerek  deniz kenarında ona sarılı bir şekilde yürümeye devam ettim.Daha doğrusu ettik."Mesut nedir allahım ya.."dedi hafif gülünç bir şekilde.Sarılı olduğum kolunu daha çok sıkıp "Susacak mısın yoksa tırnaklarımı koluna geçireyim mi?"

Bunu duyunca hemen geri çekilip "Aman aman kalsın.Yatakta sırtıma geçirdiğin tırnaklarını tercih ederim.En azından zevkim  kabarmış oluyor acım  değil." deyince kolundan bir hışımla ayrılıp "Pis Sapık!" diye homurdandım.Ben geçireceğim sana tırnaklarımı bir yerlerine ama....

Tövbe Tövbe...Ne diyorum lan ben! İyice Poyraz da bozdu terbiyemi.Başımı iki yana sallayıp ondan ayrı yürüyerek arkamı döndüm.Eve tek başıma gitmeyi tercih ederdim en azınd-

"Deniz dursana be güzelim.Daha seni sevdiğimi haykıracaktım kollarımı açıp.Nereye gidiyorsun?!"

**************

Yazım yanlışlarım varsa affedin Şirinelerim.Bu bölümde böyle oldu.Beğendiyseniz votelarınızı eksik etmeyin lütfen...

Sizleri seviyorum...

Yorumlar..

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro