11
İyi okumalar canlarımm ♥️♥️
Umarım bölümü seversiniz
~~~
"Yardımcı olabileceğim bir şey var mı?" Arkamdan gelen Taehyung'un sesiyle gülümseyerek ona döndüm. Hâlâ şaka gibi geliyordu her şey. Benden hoşlandığını itiraf etmişti. Hislerimin karşılık bulması beni çok mutlu ediyordu. "Masayı hazırlamamda yardımcı olabilirsin" başıyla beni onaylamış işe koyulmuştu. Aslında evime ilk geldiğinde benden daha da şüphelenir diye düşünüyordum. Evimde benim için fark etmese de ürpertici bir aura vardı. Yarın ya da bugün akşam söylemeyi düşünüyordum her şeyi.
Eğlenceli ve güzel geçen yemek faslının ardından salonda oturuyorduk. Daha doğrusu ben Taehyung'un dizlerine yatmıştım o da saçlarımla oynuyordu. Böyle devam ederse uyuyakalacağımı bildiğim için doğrulmuş Taehyung ile göz göze gelmiştim. "Taehyung"
"Efendim balım"
Bana hitabıyla kalbim delicesine çarparken gülümsemiştim. Ardından söylemek istediğim konunun ciddiyeti aklıma gelince gülmem solmuş karasızlıkla Taehyung'a bakmıştım. Onunda endişeyle kaşları çatılırken ellerini yanaklarıma koymuş merakla sormuştu. "Jungkook bişey mi oldu?" Başımı olumsuz anlamda sallamış daha fazla konuyu geciktirmemem gerektiğini düşünmüştüm. "Sana söylemek istiyorum"
"Neyi?"
"Diğer işimi"
Bir anda ellerimi sıkıca tutmuş sakin bir ses tonuyla konuşmaya başlamıştı. "Jungkook, illa şimdi anlatmak zorunda değilsin bir tanem. Ben sana bekleyeceğimi söylemiştim zaten. İstersen bir yıl sonra söyle. Kendini zorunda hissetme" başımı olumsuz anlamda sallamış tuttuğu ellerini sıkıca kavramıştım. "Taehyung ben sana bunu söylemek istiyorum. Hem daha fazla uzatmanın ne gereği var? Üstelik ikimizde birbirimize seviyorken. Bunun daha başındayken söylemem en doğrusu. Belki benden nefret edeceksin? Bu yüzden şimdi söyleyeceğim" Taehyung itiraz eder gibi bakmıştı. Tam konuşacakken onu susturmuş ben konuşmama devam etmiştim. "Diğer işim biraz farklı bunu sana göstermek istiyorum. Nasıl anlatacağımı bilmiyorum ama şunu bil ki bunu yapmamda bir sıkıntı yok" başıyla beni olumlu anlamda onaylamıştı.
Onu ayağa kaldırıp ikimizi de kilerde saklı olan kapıya götürmüştüm. Taehyung bunu gördüğü zaman ne diyeceğini bilememiş bir şekilde bir bana bir de kapıya bakmıştı ardından kapının şifresini girip açılmasını sağlamıştım.
Taehyung ile uzun koridoru adımlamış sonunda odalardan birine gelmiştik. Burası işlemi yaptığım odaydı. Derin bir nefes alıp kapıyı açtıktan sonra ışığı yakıp içeri geçmiştim. Aşırı stresliydim. Taehyung'un vereceği tepkileri dikkatle inceliyordum. Şu an başka bir insanın üzerindeki çalışmam bitmediği için sedyede vücudundaki tüm kanı boşaltılmış bir şekilde yatıyordu. Taehyung'un gözleri irileşmiş konuşmak için ağzını aralamıştı ama sonra tekrar kapatmıştı. Elliyle masadaki ölü adamı işaret edip bana bakmıştı geri. Elleri titriyordu. "Taehyung bu adam bir katil ömrünün sonuna kadar hapiste yatacaktı. Ve hapishanelerde yer açılsın diye tehlikeli olanları öldürüyorlar. Ben de tıp öğrencileri için bu insanların sadece kemiklerinin kalmasını sağlıyorum ve birkaç işlemden sonra onları dayanaklı olacak bir şekilde tekrar birleştiriyorum ve işte sınıflardaki o adı belirsiz iskelet modelleri" tedirginliğini ve korkusunu biraz daha atmış olan Taehyung bu sefer ağzını açtığında konuşabilmişti. "Bu kadar mıydı?"
"Aslında bişey daha var ama bu aramızda kalacak söz ver bana" biraz karasız kalsa da en sonunda kendinden emin bir şekilde cevap vermişti. "Tamam söz veriyorum" benim de stresim onun tepkilerini gördükçe azalmışken şimdi vereceği tepki daha çok korkutuyordu. Yandaki odanın kapısını açtığımda bu sefer gördükleriyle şaşkınca bana bakmıştı. "Jungkook bu-bunlar ne?!"
"Bunlar da içini doldurduğum insanlar. Ama tepki vermeden önce bir dinle lütfen" yalvararak konuşmamdan dolayı sakinleşmek için derin bir nefes almış sakin tutmaya çabaladığı ses tonu ile konuşmuştu. "Çabuk açıkla Jungkook. Bunu nasıl açıklarsın bilemiyorum ama yaptığın... yaptığın mantıklı ve yasal bişeye benzemiyor"
"Bunu başkan istedi. Bu doldurulmuş insanları yurt dışında satıyor. Sadece bu kadarını biliyorum" Taehyung'un tek kaşı havalanmıştı ve güler gibi olmuştu. "Jungkook gerçekten başkanımız böyle şeylerle mi uğraşıyor?"
"Taehyung kanıt mı istiyorsun. O zaman gel benimle" bileğinden yakaladığım gibi onu buradan çıkartmış kapıyı da kilitlemiştim. Ardından üst kattaki çalışma odama girdiğimizde arkada ki klasörlerle dolu olan dolaptan bir tanesini çıkartmış önüne bırakmıştım sertçe. "Al sana kanıt Taehyung" beni dinlemeden yargıladığı için özür dileyip bir daha yapmayacağını söylüyordu ama yine bana inanmıyordu. Taehyung bir süre sayfaları karıştırıp inceledikten sonra klasörü kapatmış bana geri uzatmıştı. "Jungkook sence de şimdi bu konuyu detaylıca konuşma zamanı gelmedi mi?"
Ona iyi bir açıklama yapmak zorundaydım. Zaten yaptıklarımı görünce tamam sorun değil demesini beklemiyordum. Ama düşündüğüm kadar da kötü bir tepki vermemişti. Dediği gibi yapacaktı. Beni dinleyecekti.
***
Bir bardak suyu Taehyung'un önüne koymuş karşısına oturmuştum. Sudan büyük bir yudum aldıktan sonra aramızdaki gerici sessizliği bozmuştu. "Seni yargılamayacağım Jungkook ama neden böyle bir işi yaptığını da bilmeye ihtiyacım var" nereden anlatmaya başlayacağıma karar veremiyordum. "Nereden başlayacağım?"
"En başından başlamaya ne dersin?" Başımı olumlu anlamda sallamış şefkatli sesi de rahatlamamı sağlamıştı. "Ben üniversiteyi amerikada okumaya başladığımda bir süre sonra ailemin bazı maddi ihtiyaçlarımı karşılayamadığı ve benim de karşılayamadığım kötü bir dönem geçirmiştim. O zamanlar bizim bölümde en iyi öğrencilerden biri olduğumdan bir hocamız yanıma gelmiş benimle bu iş hakkında konuşmuştu. Hem bayağı iyi para vardı hem de aileme yük olmayacağımdan dolayı kabul ettim işi. İlerleyen zamanlarda yaptığım çalışmaların beğenilmesiyle oranın başkanı benimle özel olarak görüşmek istedi. Bu işin başında o vardı çünkü. Sonra işte bir süre sonra bu durum abimin gözünden kaçmadı tabii. Bana anlatmamı istedi. Ben de en başından anlattım ona. Ama abimin hiç hoşuna gitmemişti. İlk o zaman aramız bozuldu. Böyle işte" eğdiğim başımı kaldırmadan aynı yere bakmaya devam ettim bir süre. Taehyung'un yüzüne bakmaya korkuyordum.
Çenemde hissettiğim parmakların baskısı ile başımı kaldırmıştım. Taehyung'un da benden nefret etmesini bekliyordum ama hayır o bana öyle bakmıyordu. Yanağımı okşarken konuşmuştu. "Jungkook bu işi seviyor musun?" Taehyung ile göz göze geldiğimizde başımı olumsuz anlamda sallamıştım. Yanıma oturup ellerimi sıcak avuçlarının arasına aldı. "Balım benim. Bıraksana bu işi o zaman?" Bana sorarcasına baktığında içten içe böyle tepkiler verdiği için seviniyordum. "Bu yıl sözleşmem bitecek. O zaman tekrar sözleşmeyi imzalamam" Taehyung gülümseyerek bana bakmış beni kollarının arasına çekip sıkıca sarılmıştı. "Balım benim. Böylesi senin içinde iyi olacak" başımı gömdüğüm boynunda olumlu anlamda sallamıştım. Saçlarımın arasına öpücükler kondurmuş vücudundan yayılan sıcak ile de olduğum yerde iyice mayışmıştım.
İşi bırakmayı zaten düşünüyordum çünkü artık uğruna tüm vaktimi verebileceğim bir adam vardı yanımda. Ek işe gerek var mıydı artık?
~~~
Beklettiğim için özür dilerim hepinizden.
Kuzenim evlendi. Düğün hazırlığıydı felan derken buraya pek uğrayamadım.
Bu arada asıl olaylar diğer bölümde 😈
Diğer bölüm görüşürüz 👋
~Leo🦁
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro