4⭐️
₊˚⊹♡
Gözlerimi sonunda Taehyung'un üzerinden çekebildiğimde bana endişeli bir şekilde bakan esmere dönmüştüm. Seokjin hyungun be ara yanımıza geldiğini anlayamamıştım da üstelik.
"Özür dilerim iyi misiniz?"
"Sorun yok iyiyim."
"Namjoon az dikkatli olsan sevgilim?"
Gelen aydınlanma hissiyle Seokjin hyungun kaşlarını çatarak baktığı esmere döndüğümde parçalar oturmuştu. Namjoon hyungdan bana birkaç defa bahsetmişliği vardı ama daha önce hiç görmemiştim. Namjoon hyung benim yanımda ona sevgilim demesinden dolayı tedirgin olsa da sonradan Seokjin'in tepkileriyle rahatlamıştı.
"Hayatım bu Jungkook. Jungkook bu da sevgilim Namjoon ve arkadaki de kardeşi Taehyung."
Namjoon hyung gülümseyerek elini uzattığında aynı şekilde karşılık vererek selamlaşmıştım.
"Tanıştığıma memnun oldum Jungkook. Ama sanki en son geçen yıl gelmiştin?"
"Şey evet. Seokjin hyunga bir şey danışmam gerekti o yüzden bugün bir uğramak istemiştim."
"Hayatım çocuğu niye sorguya çekiyorsun?"
"Ha? Yok sadece senin değer verdiğin biri diye hatırlamıştım."
"Evet o Jungkook bu Jungkook. Hem sen niye öyle çat kapı girdin bakalım?"
"Danışmada kimse yoktu. Biz de geldik."
Seokjin hyung senle ne yapacağım der gibi ona baktığında gülümseyerek gitmek için hareketlenmiştim.
*****
Klinikten çıkıp birkaç adım atmıştım ki arkamdan gelen koşma sesleriyle kafamı çevirip ne olduğuna baktığımda Taehyung çoktan yanıma gelmişti.
"Selam Jungkook."
"Sana da selam. Umarım neden orada olduğumu felan sorgulamayacaksın?"
"Yok hayır ne haddime. Sadece konuşmak istemiştim."
Taehyung'un psikoloğa neden gittiğimi sorgulamaması ona olan nötr hislerimi pozitife çeviriyordu. Başkalarının özel yaşamına saygı duyuyor olması hoşuma gitmişti. Okulda tanımadığım biri de olsa oradan çıkarken beni görmesi ona bu soruyu sorma hakkını veriyor gibi davranırdı buna emindim. İnsanlara zaten zor güvendiğimden Taehyung şu an bir puanı hanesine eklemişti.
"Konuşalım bakalım."
"Bugün Minho ile olman gerekmiyor muydu?"
"Evet ama iptal ettik planı. Anlarsın ya." Biraz önce çıktığımız kliniği işaret ettiğimde onaylar anlamda başını sallamıştı.
"Kafanı dağıtmamı ister misin?"
Meraklı bakışlarının içindeki heyecanlı pırıltıları görmek kafamı karıştırsa da samimi olduğu kesindi.
"Şey, olur galiba? Ne yapacağız?"
İstediği cevabı almış olacak ki gülümseyerek kendinden emin bir şekilde "Onu bana bırak." demişti. Eh ben de bunu kabul etmiştim.
******
"Cidden mi?"
Bana gülümseyerek başını onaylar anlamda sallayan Taehyung ile gülmeden edememiştim. Evet Taehyung bizi bir kütüphaneye getirmişti. Aslında şöyle ki kapısına bakınca ve ara sokakta olmasına eski ve içinde aradığım türden bir kitabı bulamayacağım bir yere benziyordu. Kitapları cidden çok severdim. Kitap okumayı almayı sevdiğim yerleri çizil işaretlemeyi. Ama Taehyung'un neden bizi buraya bu kadar heyecanla getirmişti anlamamıştım.
"Tamam biliyorum dışarıdan kötü bir izlenim veriyor ama seni çok şaşırtacağım. Gözlerini kapamama izin verir misin?"
Kendinden emin bir şekilde yüzüme baktığında onu onaylamıştım. Çok geçmeden sıcak, kemikli ve uzun parmakları gözlerimi kapamıştı nazikçe. Dokunuşu beni rahatsız hissettirmek istemez gibiydi ve bu da dudaklarımda ufak bir tebessüme beden olmuştu. Dış görünüşünün aksine bu naif davranışları hanesine bir puanı daha katmıştı tabii.
Yavaş hareketlerle bizi içeri sokmuş biraz ilerlettikten sonra gözlerimi açmamı sağlamıştı. Gördüğüm manzara karşısında şokla irileştirdiğim gözlerim ve hayranlık içeren mırıltılarım Taehyung'un ufak bir kahkaha atmasına neden olmuştu ve o an yüzüne bakmasaydım belki fark etmeyeceğim bir şeyi görmüştüm. Kare şeklimdeki sempatik gülümsemesi.
"Beğeneceğini biliyordum."
"Beğenmek mi! Burası muazzam!"
Şaşkınca sağımdaki ve solumdaki raflara bakıyordum. Nereden başlamalıydım hiçbir fikrim yoktu açıkçası.
(Kütüphanemiz böyle bir yer)
"Ee ne tarafa gidiyoruz peki?"
"Bilmiyorum. Ama her yerini gezmek istiyorum!"
"Yüzünden anlayabiliyorum onu. Ama istersen seni en sevdiğim kısmına götüreyim?"
Heyecanla irileştirdiğim gözlerimle başımı onaylar anlamda sallamıştım.
"Evet lütfen."
En arka raflara doğru ilerlemiş oradan soldaki araya dönmüştük. Bir yandan gittiğimiz yolu takip ediyor diğer yandan eski olduğu belli olan kitapların isimlerini hızlıca okuyarak ilerliyordum.
Sonunda bu koskoca kütüphanenin köşesine ulaştığımızda Taehyung etrafa bir göz atmış ardından çömelip eliyle duvarı yoklamaya başlayınca heyecanla konuşmama engel olamamıştım.
"Düşündüğüm şey değil deme!"
Sırıtarak bana yandan bir bakış atan Taehyung ufak bir tık sesiyle bize geçebileceğimiz bir boyutta olan kapıyı araladığında şokla ellerimi ağzıma kapatıp bir tur etrafımda dönmüştüm.
"Hadi gel."
Taehyung çömelerek içeri girdiğinde ben de heyecanımı bastırmak için derin bir nefes alıp onun peşinden çömelerek ilerlemeye başlamıştım.
"Kapıyı kapatmayı unutma!"
İçeri tamamen girip kapıyı çektiğimde Taehyung telefonunun ışığını yakmış beni kontrol etmek amaçlı arkasına dönmüştü.
"Fobin yok değil mi?"
"Yok hayır. Sadece biraz eski duruyor."
Boşta olan elini bana uzattığını gördüğümde sorgulamadan tutmuştum ne de olsa o yolu biliyordu. Bir süre çömelerek ilerlememizin ardından bacaklarım yoruldu diye sızlanacaktım ki sağa doğru dönmemizle karşımıza çıkan aşağı doğru ilerleyen merdivenlerle daha da şaşırmıştım.
"Taehyung!"
"Efendim Jungkook?"
"Sen burayı nasıl buldun?"
"Şimdi şöyle ki aşağı inince sana anlatacağım. Aşağısını yukarıdan daha çok seveceğine de eminim. Ama merdivenlerde dikkatli ol çünkü biraz hasar var."
"Tamam hadi inelim. Çok merak ediyorum."
Heyecanlı konuşmama gülümseyip elimi daha sıkı kavramış bir şekilde beraber merdivenlerden inmiştik.
Merdivenlerin sonuna ulaştığımızda etrafın ekstra karanlık olmasıyla ürkerek Taehyung'un koluna yapıştığımda burada çömelerek yürümemize gerek kalmadığını fark etmiştim.
Biraz daha yürümemizin ardından ileride görünen ışıkla heyecanla hızlandığımda Taehyung da bana ayak uydurmuş bizi hızlıca içeri götürmüştü.
Ve cidden burasının yukarıdan daha güzel olduğu konusunda şaka yapmıyordu.
"Taehyung sen bir harikasın!"
"Oh? Teşekkür ederim. Hadi şuraya gidelim benim favori minderlerime!"
(Getirdiği yeride böyle düşünebilirsiniz)
Ardından bizi dar raf aralarından geçirerek bahsettiği minderli oturma alanına getirmişti.
"Burası cidden mükemmel! Şu kitaplara bir bak!"
Heyecanla raflardan birine gittiğimde Taehyung'un hiç kıpraşmadan minderde oturduğunu görmüştüm. Omuz silkerek rafların arasında bulduğum ilk basım olan bir klasiği elime almış bulunduğum köşeye çökerek içini karıştırmaya başlamıştım.
*******
"Bakıyorum da burayı pek bir sevdin?"
Taehyung'un sesini duymamla irkilerek başımı yukarı kaldırdığımda omzunu rafa yaslamış bir şekilde beni izleyen Taehyung'a bakmıştım. Gözleri niye o kadar güzel bakıyordu mesela şu an? Çok anlamlı bakıyorlardı ama ben anlamıyordum altında yatan bu anlamı.
"Burası çok güzel de ondan. Beni buraya getirerek çok büyük bir hata yaptın Kim."
Gülerken başını geri atmış ardından elini bana uzatıp beni yerden kaldırmıştı. "Annem aradı eve gitmem lazım. Seni de burada tek bırakamam o yüzden bugünlük bu kadar diyelim mi?"
"Diyelim madem."
******
Kütüphaneden çıktığımızda yollarımızı ayırmamız gerektiğini bilerek karşılıklı durduğumuzda fazla beklemeden konuşmuştum.
"Çok teşekkür ederim Taehyung. Bu yaptığın benim için gerçekten çok anlamlıydı."
"Rica ederim Jungkook, ne demek. İstediğin zaman buraya gelmende sana eşlik ederim."
"O zaman yarın görüşür müyüz Kim?"
"Tabii ki de seni o kadar dışarı çağırdım."
"Görüşürüz."
"Görüşürüz Jungkook."
₊˚⊹♡
Umarım bölümü beğenirsiniz 💜
Diğer bölüm görüşürüz ✌️
•Leo
🐰🐯🐾🪴🍫
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro