Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

2.9


"Bir tane daha, lütfen." Barmene kristal bardağı uzatarak konuştuğumda kafasını sallamıştı. Elimi yüzüme yaslayarak hafif baygın gözlerimi etrafta gezdirmeye başladım.

Sarhoş olmanın işe yarayacağını düşünüyordum, onu unutmak için.

Uyuyamıyordum bile, çünki rüyalar görüyordum. Tenime dokunduğu, beni öptüğü, beni nazikçe kendi tarafına çektiği ve kendi büyüsü altına aldığı rüyalar.

Başımı olumsuzca sallayarak yüzümü buruştururken gelen içkiden büyük bir yudum aldım. Başımın içerisinde zaten yeterince gürültü vardı ama insanlar daha çok gürültü çıkarıyordu. Uzun zaman olmuyordu gerçekleri öğreneli ve hepsi bir kayıt gibi yeniden beynimde dönüp durmaktaydı.

Utanıyordum, duygularımdan ve rüyalarımdan çok utanıyordum.

"İhtiyacın olan şey için utanma."

Yanımdakı haraketlenme ile sesini duyduğumda başımı çevirip ona bakarak göz devirdim. Ela gözleri ile bana bakarken yanımda oturuyordu. Yeniden Rodger kılığına girmişti, oyuncu şeytan.

"Şimdi de aklımı mı okumaya başladın?"

"Hayır. Sadece ne için kendini frenlediğini bilmek zor değil. Özellikle rüyalarını tahmin etmek hiç zor değil." Dudakları üzerindeki hoşnut gülümseme ile karşılaşmak beni sinir ediyordu. 

"Seni kabul etmediğimi söyledim. Ne için direniyorsun hala?"

Gözlerim yüzünde gezinirken istediği içkiyi barmen ona uzatmıştı. İçerken dudaklarından akan küçük bir damlaya bakarak derin bir nefes aldım. Uzak kalmak istiyordum, etkilenmekten nefret ediyordum. O, yanımdayken duygularımı geri bastırmak daha zordu.

"Bizim için... bizim için savaş veriyorum."

Cevabı ile alayla gülerek kaşlarımı yukarı kaldırdım. "Sen bir şeytansın ve ben bir insanım. Üstelik aptal bir şeytansın, seninle aramızda bir ilişki olacağına inanıyorsun."

Şişeyi alarak bardağımı yeniden doldurdum. Hazırlıksız bir zamanımda nefesini boynumda hissetmemle duraksadım. "Bizim aramızda zaten bir ilişki olduğunu hatırlatmak isterim. Ben senden ayrılmadım ki, Sevgilim."

Sıcak parmak uçları tenime uzanarak boynuma dokunurken kendimi geri çekmek istedim. Bu sadece bir istek olarak kalıyordu çünki beni kendine bir mıknatıs gibi çekiyordu. Yumuşak dudaklarının tenime nazik dokunuşu ile başımı ona doğru çevirdiğimde gözlerim gözlerine odaklanmıştı.

Büyüleniyor gibiydim, o çok güzeldi.

Sıcak solukları dudaklarıma çarpmaya devam ederken gözlerim kendiliğinden kapanmıştı. Kemikli parmakları bel oynutumu kavramıştı, duygularımın hepsi kalbimden eriyerek akıyordu. Dudaklarının dudaklarıma küçük dokunuşu ile tüm irademi toplayarak hızlıca kendimi geriye çekip onu ittirdim.

Yutkunarak sinirli bir şekilde ona bakarken işaret parmağımı ona doğru salladım. "Bana bir daha dokunma. Seni istemiyorum, varlığını istemiyorum. Sadece siktir git artık, harab olmuş halimi rahat bırak. Sen olmadan daha iyiyim!" Yüksek sesimle konuşarak deri ceketimi tezgahtan aldım ve yanından ayrılarak hızlıca diğer yöne doğru yürüdüm.

Kafama karıştırıyordu, ihtiyaç içerisindeydim ama nefret etmeyi seçmeliydim.

Tanımadığım bir kızın yanına oturduğumda başını çevirip sadece bana gülümsemişti. Zorla gülümseyerek kibar olmaya çalıştım. Elimle ağrıyan başımı ovuşturarak arkama yaslandım, sevgili olduğumuzu söylemesi beni delirtiyordu.

Cehennenim hükümdarı ve ya bir ruhani varlıkla sevgili olmayı seçmemiştim ben.

Kesik nefeslerimle deri pantolonun cebinden telefonumu çıkardım. Nora ve Daniel ile mesajlaşmaya başlamıştım, onlara biraz uzak kalmayı istediğimi söylemiştim. Uzun ısrarları bir işe yaramayınca istemeseler bile anlayışlı olmayı kabul etmek zorunda kalmışlardı. Ama en azından Nora ve Daniel bir ilişkiye başlamışlardı ve mutlulardı. Kendimi toparladığımda ve ya en azından denemeye başladığımda onlarla yeniden görüşmeye başlayacaktım.

Ailemden gelen mesajlara cevap verdikten sonra başımı geriye yaslayarak gözlerimi etrafta gezdirdim. Eve gidip uyumak istemiyordum, o yüzden hala burada kalma çabası içerisindeydim.

Başımın içerisinde ki ağrı ile inlerken baygın gözlerim yeniden onu kırmızı ışıklar altında bulmuştu. Her iki yanında kız vardı ve kolları bellerine sarılmıştı. Sarışın kızla öpüşerken başını diğer tarafa çevirerek mavi saçlı kız ile öpüşmeye başladı.

"Bu ne sikim böyle?" Kendi kendime fısıldarken gözlerimi kıstım.

Elleri onun gömleğinin içerisine girmişti, ona dokunuyorlardı. İçimde oluşan öfke ve kıskançlıkla kendimi kasmaya başlamıştım. Dudaklarını aralayıp kızı sertçe öperken gözleri benim üzerime dönmüştü. Gözlerimin içerisine bakarak diğer kızın çenesini kavrayıp kendine çekerek dudaklarını birleştirdi.

Önümde iki kızla yiyişirken gözlerini benim üzerime dikmiş işkence ediyordu. Vücudumun terlediğini ve bunaldığını hissediyordum, içimdeki kıskançlık duygusu en sona dayanmıştı. 

Ceketimi hızlıca alarak dolan gözlerimle çıkışa doğru büyük adımlarımla yürüdüm. Kalbim eziliyordu, bilerek yapıyordu sırf onu sevdiğimi kanıtlamak için. 

Biliyordum, ona başkasının dokunduğunda deli olacak kadar aşıktım.

Yüzüme çarpan soğuk hava ile hızlıca ilk gelen taksiye bindim. Hırsla ıslak yanaklarımı silerek telefonumu aldım ve annemi aradım.

Buradan uzaklaşmalıydım, ondan kaçmalıydım.

~~~

Gerçek şu ki Zayn duygularında bu sefer gerçekçi, so No More Game.

Oy vermeyi ve lütfen bir sürü yorum atmayı unutmayın. Ne kadar çok oy ve yorum olursa bölüm çabuk gelir.

Sizleri seviyorum

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro