Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

2.6

Sınır 70 oy ve 70 yorum. Medayadakı şarkı ile okumanızı tavsiye ederim.

⚡⚡⚡

Belime dolanmış kolları ile birlikte dansederken bardağın dibindeki son yudumu içtim. Yavaşça bedenimi kolları arasında ona çevirdiğimde hiç düşünmeden dudaklarımızı birleştirdim. Anında karşılık vermeye başladığında kollarım boynuna sarılmıştı.

Bedenim hala yavaşça sallanırken alt dudağımı dişleri arasına aldığında gülerek başımı geriye çekmeye çalışıp arkaya doğru eğildim. Belime sarılmış kolları beni tutarken dudakları üzerindeki gülümseme ile eğilip dudaklarını boynuma bastırdı. Kıkırdayarak öpücükleri ile kolları arasından çıktım.

"Nereye gidiyorsun?"

Bileğimden tutup beni yeniden kendine çektiğinde "Sadece Nora'yı bulmam gerek, Daniel ile oldukça yakın görünüyorlardı." dedim ve dudakları üzerine son bir öpücük kondurdum.

Bileğimi bıraktığında insanlar arasından geçerek Rodger'in büyük evi içerisinde Nora'yı aramaya başladım. Sadece tanıdık olan birkaç yüz vardı, Rodger ev partisi verdiğinde oldukça fazla kişi geliyordu. Mutfak ve salon içerisinde gezdiğimde bulamamamla birlikte arka kapıdan bahçeye çıktım. Soğuk hava çıplak bacaklarıma ve kollarıma temas ettiğinde ürpermiştim, pembe elbisenin kısa eteğini aşağı çekiştirirken öpüşen çifti görmemle gözlerim irice açıldı.

Nora ve Daniel havuzun kenarında oturmuş öpüşüyorlardı. Dudaklarım üzerindeki gülümseme ile içeri dönmek için adım attım, onların yakınlaştığını görmek oldukça rahatlatıcıydı. 

"Annabella..." 

Rodger ismimi seslenerek bahçeye çıktığında beni görmesi ile gülümsedi. "Üşümüyor musun sen?" Kolunu omzuma sararak bedenimi içeri çekmeye başladı. "Biraz üşüdüm ama zaten içeri geçiyordum." Beni yukarı merdivenlerden kendi odasına yönlendirmişti.

Kapıyı arkamızdan kapadığında odanın kırmızı ışıkları altında yatağa oturdum. Yakışıklı ve dövmeli vücudu önümde durduğunda cebinden çıkardığı küçük pakete baktım. İçindeki küçük beyaz tozlar ile kaşlarım yukarı kalkmıştı. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda dudakları üzerindeki eğlenen gülümseme ile yanıma oturdu.

"Uyuşturucu mu?"

Kafasını yavaşça olumlu anlamda salladı. "Ama sadece bu gece daha çok eğlenmemize yardımcı olacak. Ben bazen kullanıyorum, tehlikeli değil."

Paketi açarak bana yeniden hayranı olduğum gülümsemesini sunduğunda ona asla hayır diyemiyordum. Her konuda ona karşı sonsuz bir güvenle sarmalanmıştım, sadece onun onayı ile haraket ediyor gibiydim.

Cebinden çıkardığı doları rulo haline getirerek burnuna yaklaştırıp yavaşça içine çektiğinde sanki zevkle inleyerek kafasını geri attı. "Mükemmel bir şey." Alt dudağımı ısırıp onun bu keyifli halini izlerken benim burnuma yaklaştırdığında hafifçe gözlerine baktım. "İçine çek, bebeğim." Teşvik ettiğinde dediğini yapmıştım.

Aldığım nefesle küçük, sihirli tozlar bedenimin içerisine ulaştığında mükemmel bir baş dönmesi hissetmiştim. Dudaklarım üzerinde oluşan gülümsemeye engel olamayarak "Fazla etkili değil ama iyi hissettiriyor." diye mırıldandım.

"Hmm..." Mırıltı çıkararak üzerime doğru eğilip dudaklarını tenime bastırdığında gözlerimi kapadım. Parmaklarım kemikli ve yüzük olan parmakları ile oynarken ıslak dudakları boynumda geziniyordu. Dudaklarım arasından kaçan küçük zevk dolu mırıltılarla çenesini tutup başını yukarı kaldırdım.

Gülümsemesi baş döndürücüydü ve doğruca gözlerim içiresine bakan ela gözleri. Sanki doğruca ruhuma ulaşıyordu, ona karşı küçük bir engel bile koyamıyordum.

Ellerim tişörtüne giderek yukarı çekiştirmeye başladığında bana yardımcı olarak kendisi çıkardı. Dudaklarımı ıslatıp büyülenmiş bir şekilde siyah ve kırmızı mürekkepler ile boyanmış gövdesine baktım. "Sanat eseri gibisin." Fısıldayarak elimi karın kasları üzerine getirdim. Zarif dokunuşlarımla haraket ederken gözleri sadece beni izliyordu.

Parmaklarım yavaşça daha da aşağıya haraket ettiğinde pantolonu bir engel haline gerilmişti. Yaklaşıp gözlerim açık bir şekilde alt dudağını öperek parmaklarımı pantolonu sınırında gezdirmeye devam ettim. Dolgun dudakları tutkulu bir şekilde öpücüğüme karşılık verirken büyük elleri kollarımı okşuyordu.

Dili yavaşça dilime temas ederken odanın ve onun teninin sıcaklığı artıyor gibiydi. Dokunuşları ve öpücüğü ile kendimi ateşe yakınlaşıyor gibi hissediyordum.

Kesik nefeslerimle yavaşça geri çekildiğinde ıslak dudaklarına bakarak yutkundum. "Biraz dışarı çıkalım mı? Araba ile gezeriz."

Önerisi üzerine hızlıca kafamı olumlu anlamda salladım. "Ben süreceğim." Heyecanla yerimde zıpladığımda gülerek kafasını salladı. Giyinmesine izin vermeden elini tutarak onu arkamdan çekiştirmeye başladım. Aşağı inerken iki şişe içki almıştı. Dışarı çıktığımızda tenime işleyen soğuk bana etki etmiyordu. 

İlk benim arabamı görmemle ona doğru yürümeye başladım. Arabanın kapısını açıp bindiğimde yanıma oturmuştu, uzattığı şişeyi hızlıca alarak dudaklarıma götürüp yudumlar almaya başladım. Boğazımı yakarak kanıma karışırken gülümseyerek ona geri verdim. Arabayı çalıştırıp boş yolda gaza basarak sürmeye başladım.

Arabanın üzerindeki küçük cam dahil olmakla tüm pencereler açıktı ve tenime temas eden rüzgarla onunla birlikteyken çok özgür hissediyordum.

Gözlerim yoldayken içki şişesini alıp birkaç yudum daha içtim. Dudaklarımdan akan damlaları elimle silerken duyduğum sesi ile duraksamış ve birkaç saniyelik dönerek beni izleyen yüzüne bakmıştım.

"Seni seviyorum, Annabella."

Kelimeler beynimin içerisine girmeye çalışırken genişleyen gülümsememle yola odaklanmaya çalıştım. 

"Seni seviyorum, Rodger, hatta..." Yüksek sesimle konuşarak elimi tutan eline baktım. "Sana aşığım." Bağırarak ona aşkımı ilan ederken yüzünde gördüğüm o eşsiz gülümseme ile arkasına yaslanmıştı.

"Bana aşık mısın gerçekten?"

Gözleri yüzümde gezinirken tehlikeli gülümsemesi ile sorduğunda başımı hızlıca olumlu anlamda salladım karanlık yolda ilerlerken. Oldukça hızlı kullanıyordum ama etrafta arabalar olmadığı için biraz daha rahattım.

Aslına bakarsan şu an bedenim adrenalin hissi ile dolup taşıyordu ve onun sevgisini öğrendikten sonra içimde patlayan bir volkan var gibiydi.

"Hayatımda gördüğüm en güzel yüze sahipsin." Dudaklarını yanağıma bastırarak konuştuğunda utangaç bir şekilde gülümseyerek alt dudağımı ısırdım. 

"Şu tabelayı devirebilir misin? Bence yapamazsın." Hafif meydan okur bir şekilde gözlerini kıstığında şişeden büyük bir yudum alarak hıçkırdım. Bana bakarak gülerken "Onu devirebilirim!" dedim.

"Devir bakalım o zaman."

Gözleri dikiz aynasına saniyelik bakarken beni teşvik ettiğinde tabelaya odaklanmaya çalıştım. Daha çok gaza yüklenip arabayı tabelaya vurduğumda sarsılarak çığlık attım. Tabela devrildiğinde gülerek yeniden yoluma devam ettim direksiyonu çevirerek.

"Sana yapabileceğimi söy-" Sözlerimi yarıda kesen arkadakı arabanın uçurumdan aşağı gitmesi olmuştu. Şimdi görmüştüm tabelanın ne için uyardığını. Arabayı ani frenle durduğumda gözlerim irice açılmış bir şekilde olanları idrak etmeye çalışıyordum.

"Benim yüzümden, ta-tabelayı devirdim ve onlar uçurumdan aşağı gittiler." Yaşlar gözlerime hücum ederken kanım donmuş bir şekilde hissediyordum. Kendi kendime söylerken olanları idrak etmeye başladığımda göz yaşlarım hıçkırıklarımla beraber akmaya başlamıştı. Alnımı direksiyona yaslayıp kesik nefesler aldım ağlarken.

"Benim yüzümden, ben yaptım." Kendi kendime fısıldamaya devam ediyordum.

"Evet! Senin yüzünden, Sevgili Annabella."

Yanımda duyduğum sesi ile kaşlarım çatılırken dolu gözlerimle birlikte başımı yavaşça yukarı kaldırarak yanımda duran yüzüne baktım.

Ela gözleri siyah bir reng aldığında aldığım kesik nefeslerim bile ciğerlime ulaşamamıştı. Beni dehşetler içerisinde bırakan gülümsemesi ve siyah gözleri yeniden yüzünde yerini edinmişti. Bedenim bir köşeye sıkışmaya çalışırken korku ve şaşkınlık içerisinde büyükçe açılan gözlerimden yaşlar akıyordu.

"Sen... Sen Rodger'din." Çenem titrerken konuştuğumda beynim patlayacakmış gibi hissediyordum.

"Hayır, Annabella. Senin beni gördüğün ilk günden beri Zayn'dim." Gülümsemesi daha çok genişlerken sakin sesi ile konuşmaya devam etti. "Ben resim yaparken yanıma geldiğinde, yemek yediğimizde, sohbet ettiğimizde, söylediğim her şeyi yaptığında, eğlendiğimizde, sana dokunduğumda, öpüştüğümüzde ben Zayn'dim. Beni Rodger sandığın her nefesimizde ben sadece Zayn'dim, Benim, küçük, saf sevgilim."

"Hayır." Kulaklarımla ellerimi kapamaya çalışıp bunu inkar etmeye çalıştım. Hıçkırıklar içerisinde göz yaşlarım bir nehir gibi akıyordu. Kafamın içerisinde baskı her saniye daha çok artıyordu ve nefes almakta zorluk çekiyordum. "Beni kandırmış olamazsın!"

Ona bağırırken bedenimi daha çok kapıya yaslayarak ondan uzaklaşmaya çalışıyordum. "Seni kandırdım ve sen de bana inandım. Az önce bir sözümle bile büyük bir felakete yol açtın. Hepsini sen yaptın, Annabella."

Üzerime doğru eğildiğinde hızla inip kalkan göğüsümle gözlerimi sıkıca kapadım. Boynuma çarparak tenimi yakan sıcak nefesi ile fısıldadı.

"Şeytanı yine gururlandırdın, oyuncak bebeğim"

Ardından sıcaklığı kaybolurken gözlerimi yavaşça açtığımda arabanın içerisinde yalnızdım. Az önce öğrendiklerimin ağırlığı altında tüm bedenim ezilirken sesli bir şekilde nefes almaya çalışıyordum, kalbim sıkışıyordu.

Birkaç saniye ardından bedenim ağırlığını kaybederken bilincim yaşadıklarımın şoku ile kapandığı zaman son gördüğüm şey sadece karanlıktı.

⚡⚡⚡

Ee haklıymışsınız canlarım, aferin size.

Sizleri seviyorum💛

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro