Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

1.9

Yorum sınırı geçilmedi bile ama içimdeki bölüm atma aşkına engel olamadım. Sınır 60 oy ve 60 yorum lütfen gerçekten yeni bölüm isteyenler sınırın geçilmesi için yorum atsın!

Şarkı ile okumanızı öneririm, öyle daha güzel oluyor.

~~~

"Burası hiç hoşuma gitmiyor, çok değişikler."

Nora yanımda etrafa iğrenircesine bakarak konuşurken derin bir nefes alarak içkimden bir yudum aldım.

"Seni buraya getirmek için zorlamadım, peşime takıldın."

"Çünki senin güvende olduğunu bilmek istiyorum, şu kolu boyama defteri gibi olan arkadaşını sevmiyorum." Elle hakkında konuşarak ona olumsuz bakışlar attığında ayağa kalktım.

"Korumana ihtiyacım yok, söylediğin gibi o da benim arkadaşım."

Üstelik son zamanlarda başıma gelen güzel bir şeyin mimarıydı.

Mutfağa doğru adımlarken bakışlarım etrafta Rodger'i arıyordu. Şeytanımla olan konuşmamızdan sonra onun gerçek bir insan olduğuna inanmıştım ve ona ihtiyacım varmış gibi hissediyordum. Geçen gün birlikte resim yaparken içimde duygularımın akışını hissetmiştim.

Duygularım çok hızlı ilerliyor olabilirdi ama umrumda değildi. Yolun sonundakı ışık gibi parlıyordu.

Mutfağa girdiğimde birkaç insan sonra onu tezgaha yaslanmış bir kızla yakın bir şekilde sohbet ederken gördüm. Yutkunarak buzdolabından yansımama baktım ve dar elbimsen içerisinde kendimi süzdüm. Hoşlanacağı türden dar bir elbise giymiştim, saçlarımı gerçekten çok güzel yapmıştım.

Sadece onun için güzel gözükmeğe çalışmıştım.

Kepçeyi alıp elimdeki kristal bardağa pembe içkiyi dökerken saçlarımı tek omzuma doğru attım. Ona yakın duruyordu ve beni farketmesini bekliyordum.

Birkaç saniye sonra dudakları arasından ismimi duymamla kalbimi hoş bir his kapladı.

"Annabella, nasılsın?"

Gözlerimi üzerlerine çevirdiğimde ilk önce onun dudakları üzerindeki beni eriten gülümseme ile karşılaştım. Gözlerim ela gözlerini bulduğunda yeniden içimde bir şeyler şeker gibi patlıyor gibi hissettim. Onun ela ve parlak gözlerini görmek çok güzeldi, dehşetten uzak olması heyecan vericiydi.

"Teşekkür ederim, sen nasılsın?"

Birkaç adımlık mesafeyi kapayarak yanlarında durduğumda kız hala yanında durmaya devam ediyordu. Hafifçe ona başımla selam verirken ardından gözlerimi Rodger üzerine çevirdim. Bana bakıyordu.

"Oldukça iyiyim. Sanırım resim konusunda ilgin çoğaldı?"

Kafamı olumlu anlamda sallayarak gülümsedim. "Galiba öyle oldu ve kafamın içerisinde beyaz kağıda akıtmak istediğim çok fazla şey var. Bana yardımcı olmalısın."

Konuştuklarım ardından elimi dövmeli eline uzatarak tuttuğumda yüzündeki gülümseme ile biraz şaşırmıştı. Onu yavaşça kendi yanıma çekerek arkamdan götürmeye başladığında kıza bir şeyler söylemişti. Onu arkamızda bırakarak büyük salona geçtiğimizde elinin sıcaklığı beni soğuk mezarımdan uzaklaştırıyordu.

"Ayakkabılarımızı çıkaralım."

Beyaz kağıt üzerine oturduğumda elini yavaşça bırakmıştım. Dudaklarını ıslatıp yanıma oturduğunda yüzümde oluşan gülümsemeyi durdurmak için dudağımı ısırıyordum. Şeffaf botlarımı çıkararak kenara bıraktığımda benim gibi ayakkabılarını çıkarmıştı.

"Ne çizmek istiyorsun? Aklından geçenleri bana anlat."

Merakla gözlerime odaklandığında ben gözlerimi kapamıştım. Siyah bilincimde oluşan renkli sayfalar ile dudaklarım yeniden gerilirken kısık sesimle ona anlatmaya başladım.

"Bir göğüs kafesi istiyorum, tüm kemikleri ile beraber oldukça şeffaf. Sonra içerisinde uçuşan renkleri kelebekler, çok heyecanlılar ve durmadan tüm duvarlara çarpıyorlar."

Gözlerimi yavaşça açtığımda gözleri benim göğüs kafesim üzerine inerken derin bir nefes aldım. Hepsi teker teker çarpmaya başlamışlardı, kelebeklerin hepsi beceriksizce uçuşuyorlardı içimde.

"Doğum günün falan mı olacak?"

Gülerek sorduğunda yandakı boya kovalarını almıştı. Kafamı olumsuzca sallayarak başımı aşağı eğip zemindeki beyaz ve büyük kağıda baktım.

"Ona uzunca bir zaman var daha."

Renklere fırçasını batırarak çizmeye başladığında gerçek sanat eseri o gibiydi. Sadece ilk bakıştan nasıl bu kadar derin hissediyordum anlayamıyordum. Yoksa sadece onu gerçek bir insan olarak gördüğüm için miydi? Zaten ona karşı duygularım vardı ama onu bir insan olarak gördüğüm zaman mı kendime itiraf etmeyi yakıştıra bilmiştim.

Aklımdan geçen bir anlık düşünce ile kaşlarım çatılırken tırnaklarımı avuç içime bastırdım. Akıl dengem daha tam olarak yerinde değilken saçmalıyordum, bir şeytanı sevmiş olmam imkansızdı.

"Başlamak için yeniden elini mi tutmalıyım?"

Sesi ile bakışlarım yüzünü bulurken gülerek başımı olumzca sallayıp fırçayı kavradım. Kapağı açık olan boyaya fırçayı batırdığımda gösterdiği çizgileri çizmeye başladım. Solgun beyaz ve lila renk ile çalışarak kemikleri yapıyordum.

"Elbisen boya oldu."

Beni uyardığında bakışlarımı üzerime çevirmemle birlikte fırçadan elbiseme damlayan boyayı gördüm. Omuz silkerek "Kötü mü gözüküyorum?" diye sordum.

Birkaç saniye gözleri beni süzerken ardından kadifemsi sesi ile mırıldandı. "Hala çok güzelsin." Göz kırparak işine devam ettiğinde alt dudağımı ısırıp dizlerimi tamamen yere yaslayarak boyayı beyaz kağıt üzerine sürttüm.

Resim yapmayı sadece onunla birlikteyken sevmeye başlamıştım.

"Burada bana karşı hiç nazik davranmıyorlar, sanırım gideceğim."

Nora'nın sesini duyduğumda başımı kaldırarak yüzüne baktım. Gözleri yaramaz bir şekilde ben ve Rodger üzerinde gezinirken yutkunarak kafamı salladım. "Tamam, gidebilirsin. Sorun yok benim için."

"Sen ne ile döneceksin, araban tamirde"

Kaşlarını yukarı doğru kaldırıp sorduğunda yan tarafımdakı Rodger'in sesini duydum. "Beni bırakabilirim, arabam bahçede."

"Sana zahmet olmayacak mı?"

Kibar bir şekilde dudak büzerek konuştuğumda önemli değilmiş gibi gülümsedi. "Olmayacağından emin olabilirsin."

"Tamam o zaman seni bırakacağına göre ben arabamla gidiyorum?"

Başımı olumlu anlamda sallarken arkadaşım imalı bakışları ile birlikte yanımızdan uzaklaşmıştı. Nora'nın beni herkes ile eşleştire bilme gibi bir özelliği vardı ve bu sefer doğru yolda ilerlemiş gibiydi, ilk kez.

Yeni bir kutu kapağı açmaya başladığımda Rodger ile birlikte eğlenceli sohbetimiz eşliğinde tamamen resme odaklanmıştım.

Aradan geçen iki saatten fazla sürede büyük resmi bitirmiştik ve kuruması için çatıya bırakmıştık birlikte. Kuruduğunda onu benim evime asacaktık, onun için yerler düşünmeye başlamıştım bile kafamda. Rodger'in siyah spor arabası evimin önünde durduğunda arka koltuktakı peluş, kısa kürkü alarak üzerime giydim.

"Çalışma şeklin oldukça dağınık gibi."

Gözlerini hafifçe kısarak boya olmuş elbiseme bakarken onunla birlikte gülümsedim. "Seni beni bir de yatakta görmelisin."

Gülerken ardından ne söylediğimi anlamam birkaç saniyemi almıştı. Gözlerim irice çaılırken hızlıca kendimi düzeltmeye çalıştım. "Yani görmelisin gibi değil, onu kastetmedim! Sadece çok dağınık uyurum, bunu söylemek istemiştim."

"Tamam, yanlış anlamadım. Yanakların kızardı."

Gülümseyerek parmaklarını sıcaklamış yanağıma hafifçe sürttüğünde gözlerim yavaşça baygın bir hal alırken gözlerine baktım.

"Annabella..." İçimi titreten sesi ile fısıldadığında dudaklarımı bir birine bastırdım. "Resim dışında bir şeyler yapmak için bulaşalım mı? Zaten numaran bende var, yarın konuşup görüşebilir miyiz?"

Elini yavaşça yüzümden geri çekerek sorduğunda başımı usulca olumlu anlamda salladım. "Olur, seninle vakit geçirmek güzel."

"Güzel."

Beni tekrarladığında başımı sallayıp çantamı alarak "Görüşürüz." dedim arabanın kapısını açarak.

"Yarın görüşürüz, Annabella."

Soğuk havayı içime çekerek arabanın kapısını kapadığımda duymayacağı bir şekilde fısıldayarak evimin kapısına doğru adımladım.

"Bir gün tüm acılarım son bulur umudu ile sana sıkıca tutunacağım."

~~~

Yorum attınız mı? Umarım atmışsınızdır çünki yorumlarnız benim bölüm yazmak için yakıtım.

Bu hikayede böyle tatlı bölüm yazmak gerçekten çok güzel geldi ve bu arada çfitimiz hakkında düşünceleriniz neler?

Sizleri seviyorum

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro