1.6
Sınır 60 oy ve 60 yorum. Medyada Madison ve kıyafeti var. Keyifli okumalar❤️
🕯️🕯️🕯️
"Bahsettiğin yerin ana konusu resim, Elle. Resim konusunda iyi olmadığım için bana uygun olduğunu düşünmüyorum."
Dondurmamdan bir kaşık daha alarak televiziyona bakarken kutunun elimden çekilmesi ile kaşlarım çatıldı. "Hey! Ne yapıyorsun? Onu bana geri ver." Kutuya uzanmaya çalışırken kendini geri çekti.
"Tüm gün bu evde sanki zindanın içerisinde gibisin. Eğer Nora ve Daniel seni dışarı çıkarmayı başaramıyorlarsa bile ben başaracağım. Üstelik orası sadece resim yapmak için değil..." Yanıma oturarak kutuyu masaya bıraktı. "İçiyoruz, dansediyoruz, eğleniyoruz ve resim yapıyoruz. Senden hiç kimse harika resim yapmanı beklemiyor, zaten herkes harika resim yapamıyor orada."
Elimi tutarak beni ayağa kaldırdığında derin bir nefes alarak yüzüne baktım. "Gitmek istediğimden gerçekten emin değilim. İyi bir ruh halinde değilim."
Dudak büzerek konuşurken bana içtenlikle gülümsedi. "İnan bana oraya gittiğin için bana minettar kalacaksın, hadi hazırlan." Kalçama küçük bir şaplak atarak beni merdivenlere ittiğinde çaresiz bir şekilde odama yollanmıştım.
Şu an istediğim tek şey biraz daha boktan hayatım için ağlayıp dondurma yemekti. Aslında bir haftadır evden çıkmayarak zaten bunları yapıyorum.
Ve ilginç olan yanı ise bir hafta içerisinde Zayn'in asla yanıma gelmemiş olmasaydı. Bu durum beni bile oldukça şaşırtıyordu ama bir yandan da bunun için normal olarak seviniyordum. Aslında zaten hayatımı en dip noktaya sürüklemişti, başka yapacak birşey kalmamıştı.
Acınası bir şekilde kendi kendime gülerek dolaptan kıyafet çıkardım. Bu akşam hava oldukça sakindi, kar yağmadığı için seviniyordum. Buz gibi soğuk hava içimi daha çok donduruyordu. Altıma kısa bir şort ve leopar desenli büstyer giydikten sonra bir üstlük aldım, yatağa oturarak uzun çizmelerimi giydikten sonra ayağa kalktım. Ayna karşısına geçip solgun yüzüme biraz makyaj yapmaya başladım.
Orada gittiğim insanların beni bir ruh olarak görmesini istemiyordum. Ne kadar acınası olsa bile insanların benim hakkımda olan düşüncelerini umursuyordum.
Bu yüzden sırf o lanet okula gidemiyordum, bakışların hiç birisi karşısında başımı dik tutamazdım.
Uzun saçlarımı tarayıp omuzlarıma dökülmesini sağlayarak boynuma biraz parfüm sıktım. Çantamı alıp merdivenleri inerken sadece bir yerde daha hayatımın bir mezarlığın içine hapis olmamasını diliyordum.
"Oh, çok güzel olmuşsun ve eğlenceli zamanlara hazırsın."
Elle neşe ile ellerini bir birisine çırpıp beni evden çıkardığında dış kapıyı kilitledim. "Benim arabamla gidelim, senin araban kalsın."
Sadece kafamla onayladığımda yeşil arabasına binerek kemerimi bağladım. Oldukça neşeli ve heyecanlı gözüküyordu, diğer arkadaşlarım gibi beni mutlu etmeye çalışıyordu. Bu düşüncemle birlikte hafifçe gülümserken gözlerimi arabanın camından dışarı çevirdim.
En azından hayatımda beni önemseyen ve seven insanlar hala vardı.
Bir haftadır evden çıkmadığım için tüm bu telaşı ve ışıklı sokakları ne kadar özlediğimi farkettim. Aslında şimdiden dışarı çıktığım için mutlu olmuştum, umarım gecenin sonunda bu düşüncem değişmezdi.
Araba tek katlı ama oldukça büyük bir evin önünde durduğunda dışta bir sürü duvar resimleri vardı. "İşte geldik, nasıl gözüküyor? Hepsini bizler yaptık." Elle ile birlikte arabadan indiğimizde etrafa bakarak başımı olumlu anlamda salladım. "Oldukça sanatsal gözüküyor."
"Asıl seveceğin sanat içeride dönecek?" Koluma girerek beni kapıya doğru çektiğinde gözlerimi hafifçe kıstım. "Beni bir grup seks içerisine götürüyormuşsun gibi konuştun?"
Söylediğim şeyle beraber göz devirip gülerken kapı açılmıştı. "Hoşgeldiniz." Sarışın bir çocuk Elle ile sarılırken vücudu tamamen dövmeler ile kaplı gibiydi. Elle'nin arkadaşlarının çoğusu böyleydi, kendisi dahil olmak hepsi dövmelere meraklılardı.
"Bu çok sevdiğim arkadaşım, Annabella. Çok güzel değil mi?"
Ella'ya garip bir şekilde bakarken çocuk beklemediğim bir yakınlık ile bana sarıldı. Afallarken yine de uyuz gözükmemek için sarılışına karşılık verdim. "Güzel kızlara sarılmak gibi bir özelliğim var da." Çapkın bir şekilde geri çekilirken konuştuğunda sahte bir şekilde gülümsedim. Ella gülerek beni kolumdan içeri çektiğinde derince bir nefes içime çektim.
Ama şimdiden etrafta sigara ve sanırım yanan ot kokusu vardı. Babam böyle bir yerde olduğumu görse muhtemelen beni hemen yanına geri çekerdi.
Odaya girdiğimde Ella tarzından yaklaşık altı kişi daha vardı. Çoğusunda dövme vardı ve saçları renkli boyalar ile kaplı olanlar da vardı. Bazıları resimleri ile uğraşırken diğerleri içiyor ve sohbet ediyordu. Aslında o kadar da kötü gözükmüyordu. Eğleniyorlardı ve yaptıkları resimler konusunda çok yeteneklilerdi.
"Nasıl buldun?"
Ella beklenti ile sorduğunda ona gülümseyerek uzattığı şişeyi aldım. "Yetenek yuvası gibi."
Göz devirerek güldüğünde beni arkadaşlarının yanına çekiştirerek tanıştırmaya başlamıştı. Yakınlıkları ile samimi bir şekilde konuşurken gözlerim uzak tarafta resmini yapan oğlana takıldı. Çıplak kollarındakı siyah dövmeler oldukça tanıdık gelmeye başlarken kaşlarım ağır bir şekilde çatıldı.
İçimi kendiliğinden ağır bir hava doldurmuştu ve kalbimde büyük bir rahatsızlık var gibiydi.
Fırçasını yere eğilerek yeşil boyaya batırıp ardından yüzü bana dönük bir şekilde durduğunda gözlerim irileşti. Duvara odaklanmış bir şekilde çizgiyi aşağı çekerken yanımdakı sandalyenin başlığına tutundum.
Bedenim karıncalanmaya başlarken buz kesmiş bir şekilde ona bakıyordum. Kafasını aniden çevirmesi ile birlikte gözlerimiz buluşurken yabancı olduğum ışıltılı ela gözler dışında tamamen oydu.
Bana dolgun dudakları ile birlikte hafifçe gülümseyip göz kırparak işine geri dönmüştü.
O Zayn miydi? Benim Şeytanım?
🕯️🕯️🕯️
Süprizimi gördünüz, düşüncelerinizi çok merak ediyorum. Hikayemize yeni bir soluk geliyor.
Sizce O, Zayn mi? Şeytanımız olan Zayn?
Sizleri seviyorum💋💋💋
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro