1.3
Sınır 60 oy ve 60 yorum. Medyaya çok sevdiğim şarkılardan birisini bıraktım, onunla okumanızı öneririm.
🌙🌙🌙
"Benim evimde kalman gerekiyordu, seni burada asla yalnız bırakamam."
Nefesimi dudaklarım arasından vererek pipetle meyve suyunu içmeye devam ettim. Uzandığım koltuğun başında durarak Nora annem edası ile konuşuyordu ve Daniel ise sessizce oturmuş bizi izliyordu.
"Yeniden intihar edeceğimi mi düşünüyorsun?"
Kaşlarımı kaldırıp yüzüne bakarken gözlerini büyüterek bana baktı. Artık gerçekten bunalıyordum ve hala ağrılarım vardı. Endişesini anlayama çalışıyordum ve anlıyordum da, sadece biraz daha yalnızlığa ihtiyacım vardı.
Gerçekten sadece kendim ile tek başıma kalmak istiyordum, bir süre.
"Hayır. Daniel sen de bir şey söylesene!"
Nora topu Daniel üzerine attığında ifadesiz gözlerim bu sefer onun üzerine dönmüştü. Melez tenini okşayarak gözlerini kıstı ve sonunda konuşmayı başardı kelimeleri bularak. "Belki de sadece kendi evinde kalmak istiyordur, biz burada kalabiliriz iyileşene kadar."
Önerisi üzerine yüzümü buruşturarak bardağı sehpaya bıraktım. "Lütfen, buna gerçekten ihtiyacım yok. Odama çıkacağım, biraz sessizlikte kalmak istiyorum."
Ellerimi koltuğa yaslayıp doğrulacağım sırada kapının çalması ile duraksadım. "Birini mi bekliyorduk?"
Sorum üzerine ikisi de kafasını olumsuzca sallamıştı ve ben oldukça meraklanmıştım. Daniel ayağa kalkıp kapıya doğru adımlarken koltukta oturur konum aldım. Toka ile topladığım saçlarımı düzeltirken camdan yansıyan görüntüme baktım.
Gerçekten bitkin gözüküyordum ve bundan nefret ediyorum ama bileklerini daha üç gün önce kesen bir kız için bu olası bir görünümdü.
"Bayan Nicholson, iyi misiniz?"
Duyduğum tanıdık sesle birlikte kafamı çevirdiğimde Dedektif Deny ile karşılaşmağı beklemiyordum. Yanıma gelirken Daniel ve Nora anlamaya çalışıyor gibi ikimize bakıyordu. Ben de oldukça şaşkındım.
"İyiyim, siz... Siz burada ne yapıyorsunuz?"
Merak dolu gözlerimle bakarak yanıma otururken hafifçe gülümsemiştim. "Arkadaşımın odasında sizin dosyanızı gördüğüm zaman hemen geldim. Sizinle yaşanan olay ile ilgili konuşacaklardı ve bu görevi sizi yormamaları için ben üstlendim."
Kaşlarım yukarı doğru kalkarken kafamı yavaşça olumlu anlamda salladım. İntihar olayını bahane mi etmişti yoksa sadece iyiliğimi mi düşünmüştü?
"Teşekkür ederim, çok düşüncelisiniz."
Hafifçe gülümsediğimde bana kusursuz beyaz dişlerini göstererek gülümsedi. Nora ve Daniel hala yanımızda dikilirken gözlerimi onların üzerine dikmem bir işe yaramayacaktı, fazla meraklılardı.
"İsterseniz oturma odasında konuşalım?"
Yavaşça başlığa tutunarak ayağa kalkacakken hemen koluma girerek bana yardım etti. "Nasıl isterseniz." Ona kibarca gülümseyerek yardımı ile beraber oturma odasına geçmiştik. İçeride annemin bana hediye ettiği ama asla çalamadığım piyano ve koltuklar ile televiziyon vardı.
"Böyle bir şeyi neden yaptınız?"
Koltuğa oturduğumuzda sorusu ile beraber ağır bir nefes aldım. Hayatımın en kara günleri olmasına rağmen ben yine de böyle bir şey asla yapmazdım ama Zayn bana bunu yaptırmıştı. Dışardan nasılda aciz ve salakça gözüktüğümü biliyordum.
"Eski sevgilim yüzünden ama artık bu olaydan sonra onu tamamen atlattım. Hiçbir şeyin benim sağlığımdan öte olmadığını anladım."
Eli elimi yavaşça tuttuğunda kafamı kaldırarak gözlerine baktım. Şefkat ve gerçekten iyilik ile bakıyordu ve bu benim yüzümde küçük bir tebessümün oluşmasını sağlamıştı.
"Gerçekten emin olmalısın ki hiç kimse bir başkası için hayatını harcayacak kadar değersiz değil. Sadece o hayatı başkası ile paylaşacak kadar değerli olabilirir."
Elimin üzerini hafifçe okşayarak konuştuğunda dudaklarımı bir birine bastırıp sadece kafamı salladım. Söyledikleri şeyler bildiklerimden ibaret olmasına rağmen gerçekten yine de çok etkili gelmişlerdi. Çok sevecen ve sahte olmayacak şekilde ilgili birisiydi.
"Bana o kadar uzun bir süre bakmayın, berbat gözüküyorum."
Mavi gözlerini yüzüme dikmişken gülerek konuşup at kuyruğu yaptığım saçlarımı düzeltmeye çalıştım. "Bana güvenmelisin ki, gözlerinin altındakı küçük morluklar bile çok ışıltılı duruyor teninde."
Dudaklarım aralık bir şekilde ona bakarken ardından bakışlarımı kaçırdım. "Gerçekten çok naziksin."
"O zaman artık ben seni daha fazla yormadan gideyim, ah bu arada onları kapıda unuttum." Yüzünü buruşturarak ayağa kalktığında kaşlarım çatıldı. Odadan çıkarken ben de yavaşça ayağa kalktım ve küçük adımlarla kapıya vardığım an elinde pembe güller ile birlikte önümde berildi.
"Tanrım, gerçekten çok teşekkür ederim."
Kucağıma verdiği güller ile birlikte minnetle yüzüne baktım. "Umarım çabuk iyileşirsin, iyi günler."
"İyi günler."
Kafamı aşağı eğip gülleri koklarken o gittiğinde odaya yeniden girdim ve koltuğa oturdum. "Bu ne sikimdi böyle?" Daniel yüzünü buruşturarak içeri girdiğinde Nora ima ile gülümsüyordu.
"Ne?" Dedim kaşlarımı çatarak.
"Bu adamla aranızda birşey mi var, Anna? Dedektif Deny çok karizmatik birisi gibi duruyor."
Yüzündeki cilveli gülüşle birlikte yastığı alarak yüzüne attım. "Saçmalama, sadece bir ara öylesine tanışmıştık ve şimdi duydunuz işte beni yormamak için buraya kendisi gelmiş."
Tabii onunla tanışma hikayemiz ayrı bir yaramdı ama bunları ağrıyan başımla yeniden hatırlamak istemiyordum.
"Seninle flört ediyor ve sen ona karşı çıkmıyorsun?"
Düz bir ifade ile Daniel'in yüzüne baktım. "Sadece iyi birisi ve öyle olsa bile bu benim bileceğim bir mesele. Her neyse şimdi artık biraz yalnız kalabilir miyim?"
Beklenti ile ikisinin de yüzüne baktığım zaman sonunda odadan çıkararak kapıyı kapamışlardı. Daralmış bir nefes alarak saçlarımı açtım ve omuzlarıma dökülmesini sağladım. Üzerimdeki hırkayı çıkarıp ince askılı elbisemle kalarak kafamı geriye yasladım. Gözlerimi kapayarak biraz sessizlik içerisinde kalmak istiyordum.
Odada duyulan notaların sesi ile zarif bir simfoni oluştuğunda kapalı gözlerimi açarak hızlıca piyanoya baktım.
Piyano üzerine oturmuştu ve siyah boya darbeleri ile kaplı elleri siyah, beyaz tuşlar üzerinde bir ahenk içerisinde haraket ediyordu.
Kafasını yukarı kaldırdığında gözlerimiz buluştuğu an her zaman olduğu gibi vücudumdan geçen ürpertiye engel olamadım. Sesli nefesimi dudaklarım arasından vererek onu izlemeye devam ettim.
Tuşlara değilde benim yüzüme bakarak bir bal kadar tatlı ve rahatlatıcı olan simfonisini çalıyordu. Varlığı tamamen rahatsız ediciydi ama piyano üzerinde gezinen kemikli parmakları insanı tamamen huzur içerisine çekiyordu.
İkimiz de susuyorduk ve odayı sadece müziğinin sesleri dolduruyordu. Ne zaman ona karşı tepki vermeyi bu kadar unutmuştum? Korkmayı? Aslında hala korkuyordum ama eskisi gibi şiddetli bir durumun içinde değildim. Alışmıştım, yaşattığı acılardan sonra her ne kadar kendime itiraf etmek istemesem bile onu hayatımda kabul etmiştim.
Tıpkı hayatımın parçalarından birisi gibi onu kabullenmiştim.
"İyileşmeye başladığını görmek güzel."
Parmakları iki zıt rengin oluşurduğu tuşlar üzerinden geri çekilirken her zaman içimde garip bir hissin depreşmesine yol açın sesi ile konuştu.
Dudaklarım arasından alay dolu bir kıkırtı yükselirken ifadesiz yüzünde gözlerimi gezdirdim. "Neden? Benim için yoksa yeni planların mı var? Mesela bu sefer kolumu ve ya bacağımı kesmem gibi? Yoksa gözümü çıkarmamı mı istersin?"
Dolgun dudakları üzerinde oluşan gülümseme ile yeniden onun ne kadar korkunç ve kötü bir varlık olduğunu düşündüm. Kalbinde iyilikden yana hiçbir duygu yoktu. Ve ya bir kalbi var mıydı? Sanmıyordum...
"Gün geçtikçe daha eğlenceli birisine dönüşüyorsun." Parmaklarını sakallarına sürterek konuşmaya devam etti, parmaklarındakı yüzükleri inceliyordum.
"Aynı şeyleri yapmak tarzım değil, ben heyecan verici ve yenilikçi olmayı seviyorum."
Hafif baygın şekilde bakan gözlerimle en derince bir nefes aldım. Siyahtan oluşan ve parlayarak ürkütücü bir görüntü oluşturan gözlerine baktım hiç çekinmeden. Susarak sadece baktığı zamanlar insanın aklını kaçırması gibiydi.
Dehşet verici...
"Öyle mi? Sıradaki hamlen ne peki?"
Meraklı gözükmeye çalışarak bitkin ve yorgun halimle cevap vermesini bekledim.
Parmağını uzatarak en kalın sesli tuşa bastıktan sonra konuştu. "Sürprizleri sevmeyi dene, Benim Sevgili Annabella'm."
Ardından bir toz buludu şeklinde kaybolmuştu benim içimde kopardığı fırtınalar ile birlikte.
~~~
Yeni kapak hakkında düşünceleriniz neler? Ben hikayenin konusuna uyduğunu düşünüyorum, sonuçta Zayn tahtına oturmuş bir şeytan. Siz beğendiniz mi?
Umarım bölümü de sevmişsinizdir.
Sizleri seviyorum
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro