Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

1.0

Sınır 50 oy ve 50 yorum, umarım sınırı geçersiniz.

Annabella karakterinin Madison Beer olmasına karar verdim, ben hayalimde canlandırdığım zaman hoşuma gitti.

~~~

"Daha dün kusmuklu kıyafetlerinle seni bardan topluyordum, bu kadar çabuk dışarı çıkmamalısın!"

Nora benimle girdiği tartışma içerisindeyken üzerime beyaz montumu giyerek derin bir nefes aldım. "Ben iyiyim, sadece yapmam gereken birkaç iş var."

Eğilip uzun çizmelerimi giyerek çantamı omzuma taktım. Bana endişeli bir şekilde bakarken elini koluma koydu. "Ben de seninle geleyim?"

"Hayır!"

Hemen karşı çıktığımda kendimi toparlamaya çalıştım. "Yani zaten sana çok yük oldum, kendim gidebilirim. Seni seviyorum." Yanağına hızlı bir öpücük kondurup konuşmasına izin vermeden dışarı çıktım.

Soğuk hava yüzüme çarparken ayağımın altındakı yumuşak karı ezerek rahatlatıcı sesler çıkmasını sağlayıp arabama adımladım. İçeri bindiğimde hemen sıcak havayı açarak düğmeye bastım ve akıl hastanesine sürmeye başladım.

Oraya Bay Foster'i görmek için gidiyorum ve polise görgü tanığı olarak ifade vermeye. Ona benim yüzümden gelen zararı görmek fazla sarsıtıcı olacaktı ve tabii ki bir ifade vermek. Polislere olayın asılını anlatsam kendimi de deli hastanesinde bulurdum mutlaka. Bu yüzden düne oranla ayık olan kafamla bir şeyler söyleyecektim işte.

Dün yaşanan olaylar çok karmaşıktı. İçtiğim hapla uçarken beni istemediğim bir ilişkiden kurtarmış ve yardım etmişti. Kusmamı sağlayıp bedenimi temizleyerek arkadaşımı aramıştı, yanımda olmuştu. Hiçbir anlam veremiyordum bu olaya, hep kötülüğümü isterken bana neden iyilik yapmıştı?

Ağır nefesimi dudaklarım arasından vererek yola odaklanmaya çalıştım. Yaşadıklarım hiç kolay şeyler değildi ve kafamın içerisi bir savaş alanından farksızdı.

Tamamen beyaz olan koca binanın önünde durduğumda buna hazır mıydım hiç bilmiyordum. Birkaç dakika arabada kaldıktan sonra artık inme zamanım olduğunu biliyordum. Saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırarak arabadan indim ve beyazlar ile kaplanmış bahçede binaya doğru adımladım.

İçeri girdiğim andan beri içimi saran kasvetli hava ile beraber parmaklarımı sıkarak rahatlamaya çalıştım. Kendimi bu beyaz giyimli insanlarla aynı yerde bulmaktan çok korkuyordum.

"Bayan Nicholson?"

Yan tarafımda duyduğum sesle beraber kafamı çevirdiğimde siyah eteği ve beyaz gömleği ile beraber oldukça sade olan kızla karşılaştım.

"Selam." Hafifçe gülümserken onun yüzünde de küçük bir gülümseme berilmişti. "Dedektif sizi odada bekliyor, lütfen beni takip edin."

Kafamı sallarken arkasından yürümeye başladım. Girdiğimiz koridorda hiç hasta yokken etrafta sadece ikimizin topuklularının sesi yankılanıyordu. Gerginliğimin tırmandığını hissediyordum, çantamın askısını sertçe sıkıyordum.

"Buyurun."

Açtığı kapı ile beraber hafifçe yutkunarak küçük adımlarımla birlikte odadan içeri girdim. İçeride beni oldukça genç bir polis karşılamıştı.

"Hoş geldiniz, Bayan Nicholson. Ben Dedektif Deny."

Beyaz ve inci gibi düzgün dişlerini göstererek gülümserken uzattığı elini sıktım. Gösterdiği koltuğa otururken rahatsızca yerimde kıpırdandım. Bir polisle yüz yüzeyken yalan söylemek çok zordu.

"Bir şeyler içmek ister misiniz?"

Flörtöz sesini yakaladığımda gerginliğim bir nebze düşerken yüzüme sevecen gülümsememi yerleştirdim. "Aslında sıcak bir kahve iyi gelebilir."

Ona uyarak konuştuğumda hemen kafasını sallamış ve kızdan bizim için kahve istemişti. Tanrı galiba bu genç polisi göndermekle bu sefer benim yanımdaydı. Saçlarımı hemen düzelterek rahatlamaya çalışıp bir nefes aldım.

"Sizinle Bay Foster hakkında konuşacağız."

Önündeki dosyayı açarken bile beni inceleyerek gülümsüyordu ve ben de oldukça bakışlarına karşılık vermeye çalışıyordum. Eğer daha fazla hoşuna gidersem bu ifade işi çok kolay olacaktı.

"Oh, evet. Benim için zor bir gündü. Çok şaşkındım ve korkmuştum."

Kendimi oldukça mağdur ve savunmasız gösterirken buna kesinlikle kanmıştı. "Asla size aynı olayları yaşatmak istemem, bu çok çabuk olacak." Kafamı yavaşça olumlu anlamda sallarken dosyayı incelemek için kafasını aşağı eğdi. Bana kaçamak bakışlar atıyordu.

"Hangi sebepten o gün terapideydiniz?"

Sorusu ile hafifçe alt dudağımı sarkıtırken üzerimdeki montun fermuarını aşağı çektim. "Sevgilimden yeni ayrılmıştım ve biraz desteğe ihtiyacım vardı."

Bu onun için oldukça güzel bir haberken gülümsemisini saklamaya çalıştı. "Ama aniden Bay Foster delirdi, ne olduğunu anlamadım bile. Çok korkmuştum, kendine zarar vermeye çalışıyordu. İçeri girerek onu sakinleştirmeye çalıştılar. Ben de yaşadığım şokla kendimi dışarı attım. Bana da zarar vereceğini düşünmüştüm."

Savunmasız ve oldukça üzgün gözükürken uzanıp masa üzerindeki elimi tutması benim için de bir sürpriz olmuştu.

"Merak etmeyin, Bayan Nicholson. Sizi tamamen anladım ve ifadeniz bitmiştir."

Sıcak bir şekilde gülümserken elimi geri çekmeden ona gülümsedim. "Anlayışınız için teşekkür ederim, dedektif."

Cilveli sesimle konuşurken az önceki kız içeri girmişti. Elimi geri çekerek içimdeki rahatlama hissi ile nefesimi dışarı verdim. Kahvelerimizi bırakarak odadan çıkmıştı.

"Kaç yaşındasınız?"

Benimle ilgilenmeye başladığında yavaşça kahvemi yudumlarak ona cevap verdim. "Yirmi yaşındayım, ünüversite öğrencisiyim."

Gözlerindeki beğenmiş ifadeyi görebiliyordum ve onunla birazcık flört etmek şu an benim için sorun değildi. "Sizin işiniz çok heyecanlı değil mi? Yani dedektiflik, hayran kalmamak elde değil."

Sözlerim ile beraber daha çok dikleşirken yüzünde özgüvenli bir sırıtma oluşmuştu. "Tabii, bir sürü cinayetin üzerini açıyorum, oldukça tehlikeli işler bile var." Kendisi ile böbürlenmeye başlarken uzunca bir sürü onu dinlemiştim.

Sıkılmaya başlasam bile oyunumu soununa kadan sürdürmüştüm. İstediği numaramı ona verirken gülümseyerek ayağa kalktım. "Sizinle tanış olmak çok güzeldi, dedektif." Uzattığı elim üzerine nazikçe bir öpücük kondururken ona tatlı bir şekilde gülümsedim.

"Sizinle de aynı şekilde. Size dışarıya kadar eşlik edeyim."

Elini belime yerleştirip adım attığında yüzümdeki gülümseme ile onu durdurdum. "Aslında ben önce Bay Foster ile görüşmek istiyordum." Kafasını anlayışla salladığında sonunda odadan çıkmayı başarmıştım.

Aslında oldukça yakışıklı bir adamdı ama ben şu dönemlerde üstelik bu durumdayken flört edecek durumda hiç değildim. Bu olayı atlattığım için oldukça mutluydum ama Bay Foster'ı göreceğim için eski gerginliğim geri gelmişti.

Terleyen avuç içlerimi deri pantolonuma sürterek onun odasının önüne geldiğimde büyük cam duvar ardından onu görebilmiştim. Sırtı bana dönük bir şekilde haraketsizce yatakta oturuyordu ve üzerinde beyaz kıyafetler vardı.

Gözlerim elimde olmadan dolarken kuruyan boğazımla hafifçe yutkundum. Onu bu hale getirdiği için büyük bir üzüntü içerisindeydim. Kendine zarar vermişti, üzerini parçalamıştı ve hepsi dehşet vericiydi.

"Bay Foster?"

Yavaşça ona seslendiğimde hiçbir tepki vermeden oturmaya devam etmişti. Elimi cam üzerine koyarak kurumuş dudaklarımı yavaşça dilimle ıslattım. "Bay Foster." Daha yüksek bir şekilde ismini seslenirken haraketsizce oturmaya devam etmişti.

Asla ilgisini çekmeyi başaramamıştım ve başaramayacağımı da anladığımda derin bir nefes alıp sesimdeki hüzünle konuşmaya başladım. "Ben gerçekten sizden çok özür dilerim, onun yaptıkları için."

Cümlemin bitmesi ile beraber haraketlenerek yerinden kalktığında gözlerimle yavaşça onu yukarı doğru takip ettim. 

Aniden cama doğru koşmaya başladığında gözlerim irice açılırken ayaklarım yere kilitlenmiş bir şekildeydi. Kafasını sertçe defalarca cama vururken dehşete düşmüş bir şekilde onu izliyordum.

"O lütfen buradan gitsin! O burada mı? Onun simini anma!"

Bağırarak konuşurken camdan aşağı doğru büyük kan damlaları akıyordu. Boğazıma bıçak saplanmış gibi hissederken önümde çaresizce korkudan kendine zarar veren adamı göz yaşlarım içerisinde seyrediyordum.

İçeriye görevliler girip onu zorlukla sakinleştirirken kendimi bu dehşetin ve onun korku çığlıklarının arasından çıkaramıyordum.

~~~

Lütfen elinizden geldiğince yorum yapın, gerçekten bana yazmam için heves veriyor yorumlarınız. 

Sizleri seviyorum

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro