0.9
Sınır 50 oy ve 50 yorum. Medyadakı şarkı ile bölümü okumanızı tavsiye ederim.
~~~
Küçük bardaktakı içkiyi kafama dikerek ağır nefesimi dudaklarım arasından dışarı verdim. Boğazımdan geçen sıvı yakıcılığı ile yüzümü buruşturmama yol açmıştı. Yeşil gözlerimi etrafa çevirdiğim direkte danseden kızlar ilgilimi çekmişti.
Damarlarımda dolaşan alkolü hissediyordum ve bu beni sersem bir hale getiriyordu.
Beynimin içerisinde dolaşan tüm görüntüler bana çığlık atma isteği getiriyordu. Dün olanlar beni tamamen paramparça etmişti. Terapistim gözlerim önünde delirmişti ve deliler hastanesine kapatılmıştı. Bunların hepsi bir lanet olasıca şeytan yüzündendi.
Bay Foster aklımdan çıkmak bilmiyordu, dün gece hiç uyuyamamıştım. Kendimi suçlu hissediyordum, onun yanına gitmeseydim başına hiçbir şey gelmeyecekti.
Dudaklarım arasından kaçan hıçkırıkla beraber ellerimi saçlarım arasından geçirdim. Yanaklarım ıslanmaya başlarken tamamen berbat hissediyordum. O, hayatımdan ayrılmadan kendimi hep bu enkazın içerisinde bulacaktım.
Ne yapmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu, onunla savaşmam imkansızdı.
Herkes onun kontrölü altındaydı ve bende buna dahildim. Yedi yaşımda beni katil yapmıştı ve hayatımı mahvetmek ile görevlendirilmişti.
Burnumu çekerek kafamı kaldırıp titreyen parmaklarımla göz yaşlarımı sildim. Önüme koyulan içkiyi hızlıca kafama dikip ayağa kalktım. Aniden sendelerken elimi tezgaha yaslayarak yürümeye başladım.
Etrafı fazla temiz gördüğümü söyleyemezdim, sanki biraz dönüyor gibiydim. Sonunda direğe ulaşabildiğimde ellerimi yaslayarak destek alıp masaya çıktım. Sendelerken hızlıca soğuk demire tutunarak ayakta kalmayı başardım.
Elimin birisini direğe sarıp etrafında beceriksizce dönerken yavaşça yere eğildim. Kısa elbisem daha çok açılırken bunu umursadığım söylenmezdi.
Üzerime çekebildiğim ilgi ile beraber etrafıma insanlar toplaşmaya başlamıştı. İltifatlar havada yükselirken ayağa kalkarak soğuk direğe kalçamı yaslayarak sallamaya başladım. Direğe sürtünürken saçlarımı tek omzuma atarak gözlerimi kapadım.
Adeta uçuyordum, kafam yerinde değildi ve tüm yaptığım şeylerin sebebi alkoldü.
Ardından direğe doğru dönerek iki elimi ve iki bacağımı da direğe sıkıca sardım. Daire çizecek şekilde bedenim direkte dönerken gövdemi ve kafamı geriye yasladım. Uzun saçlarım yerleri süpürürken baygın gözlerim sanki geride onun siyah gözlerini görmüştü.
Kaşlarım çatılırken direği yavaşça bıraktım. Üzerime atılan paralar içerisinden gözlerimi kısarak yeniden etrafa baktım, onun gözüktüğünü söyleyemezdim.
Adım atıp masadan inmek istediğimde bedenim kayarken dudaklarım arasından küçük bir çığlık kaçmıştı. Kendimi yerde bulmayı beklerken aksine güçlü kollar arasında bulmuştum. Gözlerim kısık bir şekilde açılırken saçının yanları kırmızı olan bir çocukla karşılaştım.
Bana yardım ederek ayakta durmamı sağladığında "Teşekkür ederim." diye mırıldandım.
"Ayakta duramıyorsun bile, yürümene yardım edeyim."
Kafamı kaldırıp yeniden ona baktığımda güzel bir gülümsemesi olduğunu söylebilirdim. Belli belirsiz kafamı olumlu anlamda salladığımda kolları belime dolanmış ve beni bilmediğim bir koridora sokmuştu.
Girdiğimiz odadan müzik daha az gelirken bu patlayan kafam için oldukça iyi sayılırdı. Elimle kafamı tutarak beni bıraktığında topuklularımla ayakta kalmaya çalıştım ve sırtımı duvara yasladım.
Görüş açıma giren kalp şeklinde hap ile birlikte kaşlarım çatılırken gözlerimi yüzüne çevirdim. "Ne bu?" Sözler ağzımdan gevşek bir şekilde çıkarken bana eğlenircesine gülümsedi.
"Bu ilaç seni bulutların üzerinde hissettirecek."
İlacı dili üzerine koyarak bana yaklaştığında gözlerimi kapayarak kollarımı boynuna sardım. Dudaklarımız birleşirken öpüşmeye başladığımızda hapı dili ile ağzımın içerisine ittirmişti. Ağzımda erimeye başlarken dudaklarına daha çok asılarak onu öpüyordum.
Elleri tüm bedenimde dolaşarak kalçalarımda durarak bedenimi duvardan ayırıp kucağına alarak yatağa yatırmıştı. Kafam sanki daha hızlı dönmeye başlamıştı ve tüm bedenimi saran bir sıcaklık vardı.
Üzerimdeki elbisenin fermuarını açarak elini içeri soktuğunda dudakları aç bir şekilde boynumda dolaşıyordu. Altında sayıklamaya başlarken kendimi oldukça kötü hissediyordum. Nefes alamıyor gibiydim ve o kabaca bana dokunmaya çalışıyordu.
Ellerimi omuzlarına yerleştirip onu güçlükle üzerimden itmeyi başardığımda ayağa kalkmaya çalıştım ama yeniden yatağa düşmüştüm. Bana bir şeyler söylerek üzerimdeki elbiseyi çıkarmaya çalışıyordu ama hiçbir şey anlayamıyordum.
Sıcaklık daha çok artarken dudakları karnıma kadar aşağı inmiş elbisemden göğüslerim üzerinde geziniyordu. Onu itmeye çalışıyordum ama asla güçlü değildim ve nefesim hep genizimde takılı kalıyordu.
Kendimi yukarı doğru çekiliyormuşum gibi hissediyordum ve terliyordum.
'O, sikik herifi it ve odayı hemen terket!"
Beynimde duyulan güçlü sesle birlikte altında kıvranarak omuzlarından daha güçlü bir şekilde itmeye çalıştım. Ama kendimi boğuluyormuş gibi hissediyorum ve kollarım aşağı iniyordu. Aldığım hap beni daha kötü bir duruma sokmuştu.
'Onu üzerinden it, Annabella!'
Nefesim kesilirken kollarımda hissettiğim dirilik ile beraber onu tüm gücümle ittim. Sonunda bedeni üzerimden yere düşerken kendimden beklemediğim bir hız ile ayağa kalkarak odadan çıkmıştım. Tuvalete doğru koşarak elbisemi düzeltirken kollarımdakı ve bacaklarımdakı güç yok olmuştu.
Yeniden sendelemeye başlarken duvara tutunarak zorlukla yürümeye çalıştım. Gözlerim yukarı doğru çıkıyormuş gibi hissediyordum, yüzümden ter damlacıkları akıyordu.
Sonunda kendimi tuvalete getirebildiğimde klozetin kenarına çökmüştüm ama kendimde kusacak gücü bile bulamıyordum. Vücudum titreyerek terliyordu ve göz yaşlarım akmaya başlamıştı. Kendimi her an bayılacak gibi hissediyordum. Damarlarımda dolaşan uyuşturucunun gücü çok fazlaydı.
Aniden dudaklarım arasından kayan sıcak ve uzun parmaklarla miğdemdeki sıvı yukarı doğru çıkarken klozete tutunarak kusmaya başladım. Uzun saçlarımı ensemde toplayan ellerin sıcaklığını hissediyordum.
Ağzımdakı acı tatla birlikte gözlerimden yaşlar akarken tüm içtiklerimi geri çıkarmıştım. Kafamdakı acı ve bedenimdeki yorgunlukla beraber güçsüzce inledim.
"Hepsini çıkar, Annabella. Yanındayım, seni tutuyorum."
Kulağıma kadifemsi sesi dolarken saçlarım üzerinde bir ateş kadar sıcak elinin okyaşını hissetmiştim. Kendimi zorlayarak göz yaşlarımla beraber tamamen miğdemi boşaltarak rahatladığımda derin bir nefes alarak kendimi geri yasladım. Boğazım acıyor gibi hissediyordum ve hala halsizdim.
Baygın bakışkarım onun siyah gözleri ile buluşurken anlam veremiyordum. Benim şeytanımdı ve tüm isteği bana kötülük yapmaktı... ama şimdi yanımdaydı ve bana yardım ediyordu.
Birkaç saniye bana baktıktan sonra ardından kaybolduğunda gözlerimi kapayarak kesikçe nefesler aldım. Kafam hala aynı şiddetle acıyordu ama daha iyi olduğumu söyleyebilirdim.
"Tanrım! Annabella, beni aradın ve hemen geldim. İyi misin?"
Nora'nın endişeli ve yüksek sesini duyarken gözlerimi aralayarak yanıma çökmüş bedenine baktım. Kaşlarım çatılırken o beni yerden kaldırarak yardım ediyordu.
Ama ben onu hiç aramamıştım ki?
Şeytanım neden aniden kurtarıcı meleğim olmaya başlamıştı?
~~~
Bunlar daha başlangıç çok heyecanlı şeyler olacak, sevgili okuyucularım ;)
Sizleri seviyorum
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro