0.2
Sınır 30 oy ve 30 yorum. Şarkı ile okumanızı tavsiye ederim.
~~~
"Biliyor musun, omuzlarım gerçekten çok ağrıyor."
Çubukları ve boş sushi kutusunu geriye iterek arkama yaslanıp konuştum. Daniel yerden kalkıp yanıma oturarak ellerini omuzlarıma yerleştirdiğinde memnuniyyetle gözlerimi kapadım.
"Geçen gün konuşmaya başladığın kız vardı, aranız nasıl?"
Omuzlarıma masaj yapan elleri beni rahatlatırken kalın ama hoş aksanlı sesi ile konuşmaya başladı. "Konuşmuyoruz, fazla kaprisli bir kız."
Sıkkın sesi ile konuştuğunda gülümseyerek dudaklarımı ıslattım. "Kızların kaprisleri vardır ve erkekler onları çekmekle hükümlüdür."
Kıkırtısı kulaklarıma dolarken ellerinin verdiği rahatlık hissi ile kafamı yana doğru eğerek sessizce inledim. "Eğer o kızdan hoşlanıyorlarsa. Ondan hoşlanmıyorum, sadece onu dıştan beğenmiştim."
"Dediğin gibi olsun." Mırıldanarak konuştum. Elleri kollarıma sürtünerek elbisemin askılarını hafifçe aşağı indirdiğinde gözlerimi açtım.
"Sadece daha rahat hissetmen için." Benden önce konuşarak kemikli ve sıcak parmaklarını yeniden zarif omuzlarıma yerleştirdiğinde kafamı salladım. Tüm kaslarım adeta yumşarken hafifçe inleyerek gözlerimi kapadım.
Ellerinin sihirli olduğunu söyleyebilirdim.
Vücudumu saran mayışma ile birlikte sıcak nefesini yanağıma bıraktığında kafamı yan tarafa doğru eğdim. Sıcak dudaklarını yanağıma bastırarak önüne doğru eğilip dudaklarıma bastırdığında ona karşı çıkmadım.
İçtiğim iki kadeh şarap ve elleri ile oldukça kıvama gelmiş hissediyordum. Dudakları yavaşça dudaklarım üzerinde haraket etmeye başladığında onar karşılık vermeye başladım. Dudaklarından aldığım kırmızı şarabın baştan çıkarıcı tadı vardı.
Elleri yavaşça çıplak kollarımı okşarken dudaklarımı aralayarak üst dudağını öptüm. Kafam muhtemelen jöle kıvamına gelmiş durumdaydı ve kollarımı sıvazlayan elleri beni daha çok mayıştırıyordu.
Dolgun dudaklarımı nazik öpücüğü ile çekiştirirken kesikçe bir nefes aldım ve önüme geçişini hissettim. Hala gözlerim kapalırken ellerini elbisemin açıkta bıraktığı baldırlarıma yerleştirerek üzerime daha çok eğildiğinde gözlerimi açtım.
Kendime gelerek geri çekildiğimde onun da renkli gözleri açılmıştı. Derin bir nefes alarak elimi sıcaklayan boynuma sürttüm ve saçlarımı geriye iterek gözlerimi yeniden beni izleyen gözlerine çevirdim.
"Bence bu gece saçmalıyoruz, eve gitsem iyi olur."
Elimi koltuğun başlığına yaslayarak ayağa kalktım. "Seni bırakabilirim?"
Ben kapıya adımlayarak paltomu giyerken konuştuğunda kafamı olumsuzca salladım. "Evim zaten yakın, temiz hava ayılmama yardımcı olacaktır."
Ensesini kaşıyarak kafasını salladığında çantamı omzumdan geçirdim ve kapıyı açtım. Soğuk rüzgar yüzümü yalarken "Görüşürüz." dedim ve kendimi dışarı attım.
"Görüşürüz, Anna."
Arkamdan sesini duyduğumda üşüyen ellerimi paltomun ceplerine yerleştirdim.Soğuk rüzgar sert bir tokat gibi yüzüme çarpıp beni ayıltırken sıcak nefesimi dışarı verdim. Arkadaşımın evine gidip onunla öpüşüyordum, ne güzel...
Göz devirerek sokak lambalarının aydınlattığı sokakta yürümeye devam ettim. Oldukça işlek ve ışıklı bir sokaktı. Gece yarısı olmasına rağmen hala sokakta birçok insan vardı. Yanımdan geçen insanlara çarpmamak için duvara yakın yürüyerek soğuk havayı içime çektim.
Bazen bu büyük şehirde yalnız evimde yaşamak bana yorucu geliyordu. Kazandığım ünüversite için ailemden ayrılıp buraya gelmiştim ama daha çok ünüversiteye gitmeden okuduğumu söyleyebilirdim. Sınavlara düzenli olarak gidiyordum ve bazen belki uğruyordum ünüversiteye.
Ailem olmasa bile arkadaşlarım olduğu için şanslı sayılırdım. Tabii, hiçbirisi ile çok fazla yakın değildim, olamıyordum.
İnsanlarla arama biraz olsun mesafe koymayı severdim, çocukluğumdan beri annem herkes ile samimi olmamayı bana aşılamıştı.
Düşüncelerim içerisinde savrulurken evimin beyaz kapısı önüne geldiğimde küçük merdivenleri yavaşça çıktım.
Hızlıca kapıyı açıp içeri girerek kapıyı arkamdan kapayarak kilitledim. Bu kadar soğuk bana yeterdi. Uzun çizmelerimi çıkararak paltomu da çıkardım ve ikisini de düzenli bir şekilde yerleştirdim.
Evimin sevdiğim sıcaklığı ile çekmeceden bir toka aldım ve saçlarımı dağınık bir şekilde topladım. Hala elbisemin askıları omuzlarımda dururken bunu umursamadan adımlarıma direkt olarak odama yönlendirdim.
Kapının önüne geldiğimde vücudumu dün ki gibi saran garip hissle birlikte karanlık odaya bakmaya başladım. Gözlerim odayı dikkatle incelerken huzursuzluğum beni ele geçirmişti.
Neden böyle hissettiğimi anlayamıyordum.
Nefesimi dışarı verip odaya girerek ışığı yaktım. Boş odamda gözlerimi gezdirirken çantamı yatağımın üzerine attım. Üzerimdeki bordo elbiseyi çıkarıp dolabı açarak içerisine astım ve ardından kapağını kapadım.
Kapağını kapadığımda aynadan gördüğüm koltuğuma oturmuş bedeni ve yüzündeki korkunç gülümsemeyi görmemle birlikte kan adate bedenimde donarken nefesim kesildi.
~~~
Yine sınır geçilmeden bölüm attım ama bu sefer kesinlikle öyle yapmayacağım. Özellikle yorum istiyorum, hikaye ile ilgili düşüncelerinizi söyleyin. Gelecek bölüm tam olarak hikayenin neden bahsettiğini anlayacaksınız.
Sizleri seviyorum
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro