Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

𝐔𝐍𝐃𝐄𝐑 𝐓𝐇𝐄 𝐑𝐀𝐈̇𝐍

Tony yağmurun kendisine gülümsediği bir günde, laboratuvardan Pepper tarafından kovulup dışarıya yollandığı bir günde gidecek bir yer bulamadığından kendini gene Eloise'in sahnesini izlerken bulmuştu. Arabasını rastgele bırakıp valeye anahtarını havada attı. Anında tutan adam, bundan pişman olmanın aksine ağzı sulanırcasına arabaya bakıyordu. Tony gülümseyerek gömleğinin cebinde 100 dolar sıkıştırdı.

Yüzünde anlamadığı bir sırıtış vardı, buraya geldiği için miydi yoksa bugün çok kadınla flört ettiği için miydi? Katıldığı toplantıdaki kadınlar gerçekten güzeldi. Tony ise mutluydu. Öyle ki ilk sorunun cevabını veremeyecek kadar umursamaz bir adamdı. O yüzden oluşturduğu kılıfın dışına çıkmadı. Çıkmak normal değildi, olduğundan farklı biri olmaktı.

Tony olduğu adamın dışına çıkmayı hiç denememiş, böyle düzenli bir hayata sahip olursa da denemeyecek gibi duruyordu. Bir çok başarıya sahipken, yaşadığı bu güvensizliğin kaynağı neydi? Umursamadı.

Islak paltosunu gelen görevlilere uzattı. Küt topuklu ayakkabısı aynı kendisi gibi flörtöz bir melodi ile yerde vurulurken, yine aynı ıslık dudaklarında hakimdi. Etrafında elit bir ortam olmasına rağmen ona dönen bakışlar, özgüvenini hayliyle yükseltiyordu. Bu mekana birden fazla kez Tony Stark gelmişti dostum! Elbette abartılacaktı. Sonuçta bu pek rastlanan bir olay değildi.

Tony bar kısmında gördüğü tanıdık yüzle kaşlarını alayla havaya kaldırdı. Bugün Tony'nin burada bulunması şaşırılabilecek tek şey değildi. Bir kez bile içki içmem, kimseye güvenemem diyen Eloise şu an bar kısmında barmaid olarak görev yapıyordu. Şişeleri akrobatik hareketle çeviriyor, kendisine dönen hayran bakışları da beraberinde götürüyordu. Gülümsemesi hep olduğu gibi görünüşünü etkiliyor, onu parıl parıl patlatıyordu.

Tony parıldamaya daha yakından bakabilmek için belki biraz sohbet etme bahanesi ile yanına yaklaşarak tabureye kuruldu ve bileklerini masaya yaslayıp yüzünü elleri arasına aldı. "Selam!" Sevecen ses, Tony'nin çok hoşuna giderken kendiside aynı şekilde karşılık verdi. "Selam." Eloise gözlemlediği kadarıyla Tony'nin önüne bol buzlu bir viski koydu.

Tony alaylı bir ifade ile kendisine baktı. "İçkimi unutmamışsın. Kendimi şanslı hissediyorum." Buzlu viski, kış gününde bile olsa Tony'nin favorisiydi. Eloise kıkırdadı ve alaylı ifadesini taklit etti. "Sadece tahmin koca adam, sende her parası bol insan gibi pahalı şeyleri seviyorsun." Tony buna bozulsa bile bunu yansıtmayı tercih etmemişti.

Onun yerine kızı sıkıştırma fikri daha cazip geliyordu. Eloise'in kaçarken gösterdiği olağanüstü çaba hoşuna gidiyordu. En sevdiği şey kız ile uğraşmaktı. Sadece diğer günlerin aksine bunu olduğundan daha az yapıyordu. "Neden kaçıyorsun bu kadar?" Eloise ise dediğini anlamamış gibi yapmayı tercih etti. Nedense Tony bu tepkiyi aldığı için şaşkınmış gibi görünmüyordu.

"Anlamıyorum, ne diyorsun?" Tony, yakınındaki Eloise'in yaka kartını düzelterek gülümsedi. Ardından hemen yüzüne sinir bozucu bir gülümseme yerleştirdi. Kızın bunu ciddiye alacağını sanmıyordu.

Sırıtan bakışlarını bronzlaşmak için zorlanan, kırmızı olmaktan başka bir şey yapılmayan beyaz bacaklara çevirdi. Fark etmişti ki kızın bacaklarında kaşıntı izleri de vardı. Egzamadan kaynaklanıyordu. Yüzünü buruşturmak bir yana dursun, bu bacakları hastalığa rağmen bu kadar iyi durdurmasına hayran kalmıştı.

"Bacakların," Durdu ve dudaklarını yaladı. "Bu elbisenin içinde çok iyi görünüyor." Eloise kendinden beklenmeyen bir kibarlık ile olduğu yerde diz kırdı. "Teşekkür ederim sapık." Bu kız her şeyi kolayca alaya alabiliyordu. Tony çocuk gibi merakla onun ardındaki gizemi çözmeye devam etti.

Sanki daha önce şarkı söylemiyormuş gibi, sesi kadifemsi olmasına rağmen sesinden çekinmesi gibi. Bunlar garipti. Tony sanırım bu kızda şaşırma duygusunu doya doya yaşıyor ve bunu gerçekten çok seviyordu. "Rica ederim." Eloise diğer müşterisinin önüne kokteyl koydu ve tekrardan Tony'nin yanına ilerledi.

Fark etmişti ki haddinden fazla afallıyor, sürekli aksıyor ve elini göğsünün yakınlarına aslında kalbinin yakınlarına götürüyordu. "İyi misin?" Tony başını kaldırarak durumu belli etmedi. "Haddinden fazla." Eloise arkadaşına başıyla işaret etti ve önlüğünü çıkartarak masayı döndü. Adamın yanına girip koluna girdi.

"Hadi dışarıda konuşalım." Neden bilmiyordu ama Tony'nin ölmesi ihtimali garip bir şekilde ortamı geriyordu. O her şeyden önce Amerikanın İronman isimli süper kahramanıydı. Belki Eloise bu durumu vatani görev bellemişti. Bu ihtimalin hayır olma ihtimali yoktu. Yani...Henüz.

"Sapığından kurtulabilirsin, güzel bir fırsat olmaz mı?" Eloise kaşlarını kaldırdı ve Tony'i banka oturttu. "Hayır. Tony durumun ne olduğunu anlat." Hayır ise gerçekten hayırdı. Net bir şekilde hissediliyordu."Bilmiyorum Eloise. Sürekli uyku problemi yaşıyorum ve bazen fazla uykusuzluk göğsümde duran şarapnel parçasına yaramıyor."

Genç kız bunu okumuştu. Bir dergi Tony Stark'ın baş edilemez uyku problemleri olduğunu söylüyordu. Sanırım onlar haklıydı çünkü Tony lanet olası çekici Stark gerçekten korkunç görünüyordu. Gözlerinin altında halkalar vardı. Suratının o flörtöz ışığı sönmüştü. Eloise ona yardım etmek istemişti o an. Acıma veya değil, korku veya değil. Sadece insan olduğu için.

Elini Tony'nin bacağına koydu. Yağmur sesleri konuşmasına karışıyordu. Çözümü ise bu seslerin insan bedeni üzerindeki etkisi üzerinden geçiyordu. Eloise fikriyle hem utanmış, hem Tony'nin kabul edeceği konusunda kuşku duymuştu. "Uyumak ister misin? Kafamı dağıtmak için fazla mesai yapıyordum. Yani boş vaktim var. Seni kulisime götürebilirim."

Tony teklife hemen atlıyormuş gibi görünse bile kabul etti. Eloise'in yardımıyla onun her gün sahneye çıkmadan önce hazırlandığı odaya gitmişti. Kulise neden çağırdığını şimdi daha net anlayabiliyordu. Kıyafetlerin dizili olduğu askının arkasında, geniş bir insan bedeni büyüklüğünde koltuk duruyordu.

Eloise ellerini Tony'nin omuzlarına koyarak koltuğa attı. Yaşlı adam, yorgun olmasına rağmen munzur bir gülümseme ile sportif giyinimli kadını süzdü. "Beni yatağa mı atmak istiyorsunuz? Bu ani olmadı mı?" Eloise sinirle gitmek için hareket ederken Tony elini tutup kendisine çevirdi. "Dur. Şaka yaptım. Beni yani hastanı tek bırakma."

Genç kız gözlerine baktı. Adam o kadar yorgun duruyordu ki, kabul etmek zorunda kaldı. "Gitme Eloise." Genç kız kabul etti ve kendini koltuğa bıraktı. Tony ise kendini kızın az önce sarkıntılık ettiği bacaklarına bıraktı. Eloise ise utana sıkıla ellerini Tony'nin seyrelmiş saçlarının arasından geçirdi.

Saç diplerini hafiften okşuyor, uykuya dalması için yardım ediyordu. "Ben buradayım." Tony bunun değiştirilmeyecek bir fırsat olduğunu düşünüyordu. Hayatının bir çok alanında bir kadının bacakları arasında bulunmuştu ama bunun en çok keyif verdiği an şimdiydi. Egzama ile dolu bacaklar, simdi en güzel kuş tüyü yastıklardan bile daha rahattı.

"Bacaklarına kortizonlu kremler kullanıyorsun değil mi?" Eloise gözlerini yuvarlayarak Tony'nin sakallarını çekti. "Uyu! Giderim yoksa." Tony kahkaha atıp gözlerini yumarak kendini karanlığa bıraktı. İlk bir saat Eloise onunla birlikte oturmuş, sonradan çalışmak için kalkmıştı. Kendisinin haricinde başka yastık olmadığı için Tony'nin başının altına kendi yastığını bırakmıştı.

Tony yastığa kedi gibi sarılarak derince nefes çekti. Uyurken zampara hallerinden uzaktı. İtiraf etmediği çekiciliğinden çok, sevimliydi. Eloise iki saat sonra, neredeyse hava aydınlanıcakken odasına geri döndüğünde Tony'nin hala kendi yastığına sarılı bir ortam görmeyi beklemediği anlardan biriydi.

Uyandırmak hiç istemiyordu ama birazdan restorant kapanacaktı ve Tony burada kalamazdı. İlk 9 saat içeriye kimse girmezdi. Mesai sonradan başlardı. Tony'i uyandırmak için omuzlarını dürttü ve yavaşça uyanan adama bakarak ona sıcak bir tebessüm verdi. "Biliyorum yastığım fazla rahat ama daha fazla burada kalamazsın."

Tony şaka yapardı ama o kadar huzurlu uyumuştu ki, ağzını açıp konuşursa bu huzurun kaybolacağını düşünüyordu. "Seni evine bırakmamı ister misin?" Tony başını sallayarak kızın uzattığı elini tuttu. Dengesini sağladığında Eloise ile birlikte koridorlardan çıkmaya başladılar. Etrafta partiden kalan tortular bulunuyordu.

Tony onlara bakmadan kapıdan çıkarak Eloise'in kendisi için açtığı şemsiyesinin altına girdi.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro