Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

𝐃𝐄𝐀𝐑

"Yani siz bana benim kendimi kaptırdığımı mı söylüyorsunuz?" Psikolog kadın, kahverengi kapaklı defterine not alırken tek gözüyle hastasını süzmek ile meşguldü. "Bilmiyorum, belki siz haklısınız ama bu benlik değil."

"Aşk sizlik veya değil, sizi bulmaya bazen meraklı olur."

Eloise'in Tony'nin uyumasında yardımcı olduğundan beri 2 hafta geçmişti. Eloise Tony'i o günden beri hiç görmemişti. Herkese aklını kurcalamıyor yalanı atsa bile, zihninin bir yerinde Tony'nin hep aynı olduğu ve değişmeyeceği düşüncesi hep duruyordu.

Tony'nin kendisine gönderdiği turuncu gülü kitabının arasından çıkartıp baş parmağını gülün üzerinde gezdirdi. Sonra başını aniden kaldırıp kitabı kapatarak çekmeceye attı. Bugün kendini epey güzel buluyordu. Egzaması tutmamış, kaşıntı krizine girmemişti. Sahne öncesinde aşırı stres yaptığından, bu tip krizleri eskiye nazaran daha yoğun yaşıyordu.

Eldivenlerini giyip dışarıya çıktı. Kulağının yanına sıkıştırdığı gülü parmaklarıyla düzeltip sahneye çıktı. Mekandaki bazı müşteriler haricinde epey yeni yüz, Eloise'in methini duymuş ve onu dinlemeye gelmişti. Patronu Eloise'in performansından epey memnundu. Hatta öyle ki, Eloise anlaştıkları fiyatın üstünü alıyordu.

Sandalyeye oturup gitarı boynundan geçirip pennasını alıp söylemeye başladı. Love me like you do şarkısının sözleri, ipek sesinden firar ederken gözlerini etrafta dolaştırıyordu. Arada başını sallıyor ve yüksek notalara çıktıktan sonra dişini alt dudağı ile sıkıştırıyordu. Aynı hareketleri yapıp bitirdiğinde, az önce söylediği şarkıya benzer 4 şarkı daha söyleyip sahneden hep olduğu gibi alkışlar eşliğinde inmişti.

Bar kısmına gidip alkolsüz kokteylini söyledi. Barmen Tristian kokteylini getirirken, başıyla masalardan birini işaret etti. "Mr Greg'in ikramı." Eloise tebessüm edip bardağını kaldırarak adama teşekkür etti. Sonra büyük bir yudum aldı ve dudağına gelen şerbet kısmını yalayıp kendince ufak melodiler mırıldanmaya başladı.

Kokteylini bitirdikten sonra yenisini söyledi. Bu da o adamdan hediye olarak gelmişti. Bir kaç kere aynı şey tekrarlandığında, kabanını alıp dışarıya doğru adımladı. Bildiği kadarıyla şarkısını söyledikten sonra yapması gereken bir iş kalmıyordu. Dışarıya çıktığında, tenini yalayıp geçen sert kış rüzgarı ile bacaklarını kapatıp kabanına sarılarak yürümeye başladı.

Tam kurtulduğunu, başına bela almadığını düşünürken yanına yaklaşan ve Eloise'in başta kendisine istinaden gelmediğini düşündüğü araba, bir kaç saniye sonra genç kızın canını epeyce sıkmıştı. Adımlarını hızlandırıp yürümeye başladı. Araba  ise inadına yaptığı için hızını adımlarına göre ayarlıyordu.

Eloise'in korkusu, zorla bindirilmekti. Bilek gücü bir erkeğinki ile eş değer değildi. Bardan çıktığında şimdiden pişman olmuştu. Arkasını dönüp tekrardan bara girmek isterdi ama şimdiden epey uzaklaşmıştı. Hem de arkasını dönse bile bu daha fazla risk demekti.

Yürürken streslendiğini belli etmemek için yanağının içini ısırdı. Titreyen elleriyle Tony'e peşimde sapık var. Mesajı attı. Çok geçmeden, mesaj okunmuştu. Eloise fark ettirmeden tek gözüyle yoldaki arabaya bakıyor ve ekranda Tony'nin bir şeyler yazmasını inceliyordu.

Tony benimle olduğunu söyle. Mesajını atınca gözlerini deviren genç kadın, arabaya bakıp tekrardan telefona eğildi. Çok sağol ya, inanılmaz yardımı oldu. Yazıp gönderdi. Bir dakika içinde Tony kendisini aramıştı. Eloise yapacağı şeyi anlar anlamaz gülmemek için epey çaba sarf etti.

"Selam Tony." Sesi sanki yanında sapık bir araba yokmuşçasına epey sakindi. Bu Tony'nin bile şaşırmasına neden olmuştu. Artık Eloise'in oyunculuğuna inanabilirdi. "Aaa sevgilim nerede? Hala bana trip mi atıyorsun yoksa?" Eloise Tony'nin etini kıstırmayı aklına not etti. Ama şu an bunu yapamazdı.

"Hayır, ne alakası var sevgilim?" Tony sesindeki baskınlığı fark ettiğinde, genzinden gelen hafif kıkırtıyla gülümsedi. "Eloise cesedi nereye götüreceğiz? Bunu hala söylemedin." Eloise kahkaha atmamak için epey çaba sarf ediyordu. Ama sanırım işe yarıyordu çünkü arabanın arkasından gelme hızı yavaşlamıştı.

"Karnını delelim sevgilim, sonra göle atarız yüzeye çıkmaz." Araba tamamen durduğunda Eloise kısa bir an araba bakıp önüne dönerek kısık sesle kahkaha atmıştı. "Teşekkür ederim." Tony İngiliz anahtarı ile vidayı sıkarken, elini silip cevap verdi. "Sorun değil. Seni almamı ister misin?"

"Epey iyi olur aslında. Barın 300 metre uzağında, kuzey tarafındayım." Tony ile vedalaşıp telefonunu geniş, püsküllü ve büyük çantasına atıp yürümeye devam etti. Aynı zamanda az önce yaşadığı şeye gülmeden edemiyordu. Ne yaşamıştı az önce?

Dakikalar içinde yanına doğru inen, oldukça hızlı bir şey fark etti. Titreyerek geriye gitti ama zırh yere inmemişti zaten. Zırhın içi açıldığında, Tony'nin sesi duyuldu. "İçeriye girin hanımefendi." Eloise korksa bile zırha girdi. Zırhın kanatları kolunu sardığında, hissetiği inanılmaz duygular ile heyecanla bağırdı.

Tony bunu duyunca keyifle kıkırdamıştı. Sesindeki keyifli kıkırtı dişil enerjisinin daha çok olduğunu gösteriyordu. Eloise bu düşüncesiyle kahkaha attı. "Gay olduğunu düşünüyorum." Bu sefer yüksek sesle kahkaha atan kişi Tony'di.

"Verdiğim söz, hiç bu kadar zor gelmemişti." Eloise birden havalandığında korkuyla çığlık attı. "Götlük yapma Tony." Aralarında hep böyle süre gelen anlamsız bir çekişme vardı. "Ben bir şey yapmıyorum, sadece  gitmemiz için yürümemiz lazım." Eloise susup ellerini robotik kolun yardımı ile iki yana açtı. "Whoooo!" Tarzı bir ses çıkarttığında, kendini inanılmaz derecede iyi hissetmişti.

"Az önceki olayda neden beni aradın?" Eloise soruyu duymayı beklemediğinden, kalp atışlarının hızlanmasına engel olamamıştı. Tony'nin ekranına yansıyan her bir çarpış, hoşuna giden bir sırıtmanın yüzüne tamamen yayılmasına sebep oluyordu.

"Elim denk gelmiş." Tony durdu ve düşündü. Aklına gelen şeyle tekrardan gülümsedi. "Yani beni düşünüyordun." Eloise şaşkınlıkla baktı. Şaka mı yapıyordu? "Yooo ben mi? Hayır elbette." Yalan söylediği belli oluyordu. "O zaman 2 haftadır seni aramadığımı asla kafana takmıyorsun. Doğru anlıyorum değil mi?" Eloise kesinlikle başını sallamıştı.

Ama terleyen avuçları söylediği yalanın gerçeği ortaya çıkartmasında bir delil daha koyuyordu. "Tony, içimdeki sana olan sempatiyi öldürmek istemiyorsan sus bence." Tony onun yerine Eloise'in içinde bulunduğu zırhın kafa kısmını açarak uçuşunu daha keyifli bir hale getirdi. Eloise o kadar eğlenmişti ki, eve geldiğinde dudak büzerek yere inmişti.

Tony'nin zırhına döndü ve el salladı. "Yeniden yapalım bunu. Ben çok sevdim." Tony'den onay alıp eve doğru yürüdü ve aniden gelen kaşıntı krizine engel olabilmek için banyoya girdi.

***
Bence sevimliler...

Eloise'in bu halini seviyorum.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro