Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

6 ➸ photos and zayn

Zayn sigara içip beni izlerken başını yana eğdi. Son iki günde on sekiz saat uyumuştum, uykudan ölüyordum. Birileri beni bıraksa muhtemelen kesintisiz bir gün uyuyabilirdim.

"Gitmen şart mı?"

Aynadan yansıyan görüntüsüne mi baksam, arkamda hissettiğim vücudu yüzünden sızlayan kasıklarımı mı görmezden gelsem yoksa onu öpsem mi emin olamazken gücümü topladım ve kollarını belimden ayırıp ondan biraz uzaklaştım.

"Acil durum toplantısı bebeğim," dedim gülümseyerek. "Ama Harrison'ı göndereceğim, seni alacak ve harika bir yemek yiyeceğiz."

Dudak büzüp bana bakarken gülümsedim ve onu öptüm.

Zayn'in çıplak olduğunu unut Fiona. Zayn'in çıplak olduğunu unut Fiona.

"Gitmem gerek." Dedim eteğimi yukarı toplayan ellerine vurarak. "Yemek yerini sen seç. İyi bir yer olsun."

"Pahalı ve sosyetik demek mi istedin?" dedi gülerek.

"Burası Yukarı Doğu Yakası Zayn, burada her şey pahalı ve sosyetik."

"Kalbimi kırdın," dedi alaycı bir drama ile. "Sen, paranla her şeyi satın alabilirsin."

"Burası 'Ama beni asla.' demen gereken yer Zaynie," dedim gülerek çantamı hazırlarken.

"Hayır beni de alabilirsin." Dedi ve sonra sırıttı. "O gömlek çok pahalı mı?"

"Hayır," dedim rujumu sürerken. "Ne oldu?"

"Sadece... Üzerinden çıkarırken dikkatli olmayı düşünmüyorum."

Cıkladım ve dönüp ona el salladım.

"Görüşürüz."

"Akşama hiçbir şey kabul etme!" diye bağırdı arkamdan. "Sikik Tom'u da!"

Koridoru geçip salona ulaştığımda Tom'u elinde kahve ile dikilirken gördüm.

"Teşekkürler," dedim elinden bardağı alıp asansöre ilerlerken.

"Demek Sikik Tom." Dedi. "Hayatımda çevrende gördüğüm en ağzı bozuk insan."

Gülüp omuz silerken asansörün kapıları kapandı.

"Sanırım buraya fondöten sürmedin," dedi Tom oyuncu şekilde parmağını boynumda bir noktaya bastırıp. Boynum sızlarken onun eline vurdum. "Bu ara eğleniyorsun demek."

"Sen eğlenemiyor musun?"

Gülerken çenesini kaşıdı.

"Senin iki ya da üç katın kadar eğleniyorum." Dedi. "Dün gece her şeyi çift görmüşte olabilirim."

Yüzümü buruşturup ona bakarken tekrar güldü ve çalan telefonumu çıkardı.

"Bizimle acil görüşmek isteyen avukatlar kime çalışıyormuş bilmek ister misin?" dedi bana bakarken.

"Arabanla mı geldin?" dedim onu duymazdam gelerek. Sabahın köründe aldığım bu haber sinirlerimi yeterince bozmuştu. Tom hala telefonu ile ilgilenirken karşıdaki Quattroporte'nin kapıları otomatikmen açılınca yolcu koltuğuna bindim. "Pekala, tamam, söyle."

"Drew Alexander Pubert."

"Ne?" dedim şokla. "Kocam Drew mu?"

"Ta kendisi hayatım." Dedi. "Şirketleri onun sayesinde büyüğünü iddia ediyor."

"Sikerler." Dedim öfkeyle. "O, Gilbert ile yatarken ben ofisimde sabahlıyordum!"

Tom bir şey demeden arabayı çalıştırırken şirketten atılan maillere baktım. Drew aptalın, kalın kafanın tekiydi. Boşanırken makul ölçülerde benden istediği her şeyi ona vermiştim ama bu onun aklına gelmezdi.

Gilbert Swan.

Eskiden Tom, ben ve Gilbert en iyi takımdık. Üniversiteyi derece ile biteren, beraber işlerini büyüten bir üçlü. Birbirimize hep arka çıkardık. Tabii arka çıkmanın Gilbert için farklı bir anlam taşıdığını Drew sayesinde öğrenmiştim.

Ana şirket binasına girip içeri ilerlerken yüzümde nasıl bir ifade varsa bana bakan yolumdan çekiliyordu.

Önüme çıkan ilk insan umarım Gilbert olurdu.

"Fiona," dedi Tom asansörden çıkmadan önce kolumdan yakalayıp. "Sakin olmazsan, her şey daha beter olabilir."

Kolumu ondan kurtarıp toplantı salonuna ilerlerken zavallı Joe elinde bir tablet ile yanımda bitti.

"Efendim orada değiller." Dedi yutkunup. "Odanızdalar."

Sola dönüp odamın kapısını hız açtığımda Drew'u koltuğumda oturmuş bir dosyayı okurken buldum.

"Kalk ordan." Dedim topuklularımı yere sertçe vurarak ona ilerlerken. "Kalk!"

"Bayan Abercrombie bu-"

Elimi kaldırıp avukatı sustururken gözlerimi Drew'dan çekmedim. Elindeki dosyayı atıp kalkarken boşanmadan beri ne kadar değiştiğini fark ettim. İrileşmişti. Yüzü bıraktığı kirli sakalın etkisiyle sertleşmişti ve gülümsemiyordu. Drew hep gülümserdi.

"Çık dışarı," dedim avukata dönüp. "Çık."

"Bay Pubert-"

"Çıkabilirsin John, sevgili karım ve ben laflarız biraz."

"Karın falan değilim." Dedim öfkeyle. "Öyle deme."

Cıkladı ve masadan uzaklaşıp camdan şehre baktı.

"Her zaman benim için öyle olacaksın." Dedi. "O güzel günleri hep hatırlayacağım Fizzy."

"Fiona-"

"Tommy!" dedi Drew gülerek. "Naber adamım?"

Tom yüzünde ondan iğrendiğini belli eden bir ifade yerleştirdi ve bana baktı.

"Ben hallederim, istiyorsan."

"Hayır," dedim kesin bir dille. "Drew şimdi ne istediğini söyleyecek, sonra ben de ona siktir olup gitmesini söyleyeceğim."

Drew bana bakarken gülmeye başlayınca sinirim daha çok bozuldu.

"Pekala, çok gerginsin; lafı dolandırmayım." Dedi ciddileşerek. "Holding hisselerinden %10, Shipley'deki malikhaneyi bir de siyah Bentley ile beyaz Rolls-Royce'u istiyorum."

Ben ona şaşkınca bakarken Tom gülmeye başladı. Sonra benden gülmeye başladım ve birden ikimizde krize girmiş gibiydik.

"Sen delirdin galiba," dedim hala gülerek. "Drew bunların hiçbirinde en ufak hakkın yok."

"Shipley'den nefret edersin; orayı ben istedim diye almıştık." Dedi Drew omuz silkerek. "Ayrıca o arabaları da sevmezsin."

"Yine de bunlar benim," dedim üzerine bastırarak. "Paran var Drew neden benden dileniyorsun? Gilbert mı?"

Yüzü düşerken çenesini sıktı.

"Beni dolandırdı." Dedi. "Her şeyimi aldı ve babam da bana ders olsun diye beş kuruş vermiyor."

"Hak ettiğin bu," dedi Tom. "Karma sürtüktür canım."

"Sığıntı avukatını da al git Drew." Dedim rahatlarken. "Biraz toparlan."

"Bütün ortakların bir jigolo ile sevgili olduğunu duysa ne olur?" dedi masama yaslanıp. "Her gece bir liseli gibi onun altına girdiğini? Sekiz yılda kazandığın o saygı ne olur Fiona?"

"Onun hakkında düzgün konuş," dedim parmağımı ona sallayıp. "O öyle biri değil."

İç çekti ve cebinden birkaç resim çıkarıp ortamındaki sehpanın üzerine attı. Zayn'in resimleriydi. Var ile yok arası kostümleriyle ya da tamamen çıplak şekilde dans ederken, beraber kahvaltı yaptığımız fotoğraflar....

"Bence teklifimi tekrar düşün," dedi Drew. "Yoksa istediklerimden daha fazlasını kaybedersin."

Ben tepki vermeden fotoğraflara bakarken odanın kapısı açıldı. Başımı çevirdiğimde elinde yemek paketleri ile Zayn'i ve çaresiz bakışları ile Joe'yu gördüm.

"İyi bir yer olsun demiştin," dedi Zayn odadaki gergin havayı ya da içeridekileri umursamadan. "Bende Jenny'e sordum ve en sevdiğin yerden aldım."

Muhtemelen sana biraz tuzluya mal oldu ama bu gördüğüm en tatlı şey. Dudaklarımda engelleyemediğim bir gülümseme oluşurken Zayn sehpanın üzerindekileri gördü.

"Aman Tanrım!" dedi fotoğrafları alırken. "Bunlar çok kötü çekilmiş. Bende daha iyileri var."

Drew şaşkınca ona bakarken gülümsemem genişledi. Tom köşeden kahkahayı patlattığında Zayn, Drew'a bir adım yaklaştı.

"Kimseden kendimi ya da işimi saklamıyorum." Dedi. "Fiona bendem utanacak olsa beni buraya davet etmezdi. Tanıdığım en cesur ve kalbi kırık kadın, senin yüzünden."

Ben ona hayran hayran bakarken Zayn elindeki resimleri Drew'un göğsüne bastırdı.

"O yüzden sikik varlığını buradan ve onun hayatından tamamen çıkar. Çıkar ki, bende hayran olduğum kadının parlamasını sağlayım."















***

EDİT SİZİ KUSTURABİLİR AMA BEN DAHA İYİSİNİ YAPANA KADAR EN İYİSİ BU APDLAĞDŞSĞDĞAĞDAĞĞ

Drew hakkında ne düşünüyorsunuz? 😈
Fiona ile boşanma sebepleri malum ama tam bir orospu çocu?
Diğer bölüm Zayn baba, Fiona ana hadi bakiiiiim

#FIONA
#ZAYN
#ZAYONA
#FIOYN

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro