─ ZAYN

Fiona ile yavaştan ve basitten ilerleme işi iyi gidiyordu. Mesai bitiminde o çalışmaya devam ettiği gecelerin bazılarında sevdiği dükkanlardan bir şeyler söylüyordum ve beraber yiyorduk. Bazen beraber yeni bir filme gidiyorduk. Benim onun dünyasına ayak uydurmam neredeyse imkansızdı, o da benimkine ayak uyduramazdı ama orta yolu bir şekilde bulabileceğimize artık inancım vardı.

"Hey," dedi Tom ceketini giyerken. "Bir şeyler içmeye gidelim mi?"

"Bu gece olmaz Jenny'e sözüm var." Dedim mesajlarımı kontrol ederken. Fiona iki gün önce Almanya'ya gitmişti ve iki gündür hiçbir şekilde konuşmamıştık. "Baksana Fiona sana mesaj attı mı?"

"Hayır." Dedi Tom. "Garip. Normalde ne konuşulduysa ses kaydına bile alıp atardı."

İkimiz birbirimize bakarken Tom omuz silkti.

"Herhalde şarjı falan bitmiştir. Zayn, Brie'nin doktor randevusu için eski karım olacak kaltağı arar mısın?"

"Dostum bebek senin mi benim mi belli değil?" dedim gülerek. "Karınla Brie hakkında senden daha çok konuşuyorum."

"İstersen senin olsun," dedi asansöre ilerlerken. O daha düğmeye basmadan asansörün kapısı açıldı ve Jenny indi. "Merhaba Jenny, yarın görüşürüz Zayn."

Tom'a el salladım ve New York'daki en yakın arkadaşıma baktım.

"Selam yakışıklı şey!" dedi Jenny bana sarılıp. Ona sarıldığımda hemen geri çekildi ve yüzünde şeytani bir ifade ile bana baktı. "Ben maceraya hazırım."

"Beni almaya gelmen çok tatlı," dedim ceketimi alıp beraber biraz önce indiği asansöre ilerlerken. "Her şeyi aldın mı?"

"Evet, Fi evde olmadığı için şanslıyız." Dedi hızla. "Seni de beni de öldürür."

"Öğrenmeyeceği için sorun yok."

Jenny'nin arabasına binip şehrin merkezinde, Avengers kulesi gibi görünen Fiona'nın gökdelenine ilerlerken iç çektim.

"Dökül babalık," dedi Jenny kırmızı ışıkta durup beni dürterken. "Derdin ne?"

"Ablan seni hiç aradı mı?" dedim merakla. "Beni ve Tom'u aramadı hiç."

Bir süre sessizce bana baktı. Sonra bir şey hatırlamış gibi gözleri iri iri açıldı.

"Siktir! Siktir! Siktir!" dedi hızla. "Bir şeyin eksik olduğunu biliyordum! Beni azarlayan ikinci annem yok."

Kıkırdadım.

"Komik değil." Dedim gülerek. "Cidden ablan için endişelenen tek kişiyim."

"Fio yurtdışına çıktığında asla telefonun şarjına bakmaz," dedi Fiona. "O kadar meşgul olur ki bazen yemek yemeden döner."

"Ablan kafayı sıyırmış." Dedim gülerek. "Bu işkoliklik bile değil artık."

İç çekti ve omuz silkti. Büyük gökdelene gitmeden önce bu geceki ufak partimiz için almamız gereken ufak tefek şeyleri aldık.

"Joe'yu arasana." Dedi Jenny sonunda bana acıyıp. "Ben üzerimi değişrip geliyorum. Sen değiştirmeyecek misin?"

"Genelde çıplak dans ederdim," dedim gülerek ona bakarken. "Değiştirmemi istiyor musun cidden?"

Jenny başını yana eğip bana bakarken güldü. "İğrençsin Zayn," dedi el hareketi çekerek odaların olduğu koridora dalıp.

Jenny son bir haftadır ona direk dans öğretmem için başımın etini yiyordu. Ablasının haberi olmadan odasına direk bile yaptırmıştı. Fiona geldiğinde muhtemelen onu evden atacaktı.

"Hazır mısın?" dedim odasının kapısını tıklayıp.

"Evet! Gel."

İçeri girdiğimde Jenny üzerinde bir tayt ve büstiyer ile beni bekliyordu.

"Ben hazırım," dedi direği tutup dönerken. Bu haline güldüm.

"Önce ısınalım."

"Ben daha önce bale yaptım, gerek yok."

Tek kaşımı kaldırıp ona bakarken gömleğimi ve ayakkabılarımı çıkardım.

"O zaman başlayalım."

***

"Kalçanı dışarı doğru çıkarma! Nesin sen, kalça çıkıklığı olan büyükanne mi?" Jenny oflayarak bana bakarken kollarımı bağladım. "Hadi hadi. Biraz daha yukardan başla."

Jenny direğe tutunup kendisini yukarı ittiğinde bir an elleri kaydı. "Siktir!" dedim hızla düşmesin diye ileri atılırken. Jenny'i tutuyum derken ikimiz yere yuvarlandık.

Kafamı yere vurduğumda Jenny'de üzerime düştü.

"Siktir." dedi o da nefessiz kalıp. "Hepsi senin-"

"Burada neler oluyor?"

İkimizde kapıya döndüğümüzde bize garipçe bakan Fiona, Joe ve Harry ile karşılaştık. İkimizde kalkıp şeker çalarken yakalanmış gibi karşımızdakilere baktık.

"Göründüğü gibi değil!" dedik aynı anda.

Fiona tek kaşını kaldırıp kollarını bağladığında yüzündeki ifadeden korkmadım değil.

"Ne yani kız kardeşime striptiz yapmıyor muydun?" dedi Fiona.

"Hayır!" dedi Jenny hızla. "Bana yapmayı öğretiyordu."

Fiona bize ciddiyetle bakarken birden diğerleri ile gülmeye başlayınca Jenny ile şaşkınca birbirimize baktık.

"Şunlara bakın," dedi gülerek. "Aman Tanrım sizi beş dakikadır izliyoruz."

"Siktir." Dedi Jenny yüzünü kapatıp. Harry gülerek ona sarıldığında ona vurup kaçmaya çalıştı ama başaramadı. "Bu sürpriz olacaktı."

"Hayatım," dedi Harry gülerek. "Berbatsın."

Jenny şokla ona bakarken orta parmaklarını ona gösterip geri çekildi.

"Hocası pek iyi değil." Dedi Fiona gülerek.

"Alınıyorum," dedim gömleğimi giyerken. "Seni nasıl tavladım sanıyorsun?"

"Pardon, pardon, pardon!" Herkes yüksek sesle bağırıp dikkatleri üzerine çeken Joe'ya döndüğünde Joe sırıttı. "Ortamdaki tek sapım, lütfen kalbim kırılıyor."

Hafifçe kıkırdaştığımızda Jenny yerinde zıpladı.

"Takım gecesi yapalım! Joe sende Tom ile çift olursun."

Gülmeye başladığımda Fiona bana baktı. "Senin için sakıncası var mı?"

Bana merakla ve tereddütle bakan iri mavi gözlerine hayran kalırken gülümsedim ve kolumu beline sardım.

"Hayır, seninle vakit geçirmenin hiçbir sakıncası yok."

&.

EVEEEET SONUNDA YAZDIM AMK

SEVGİLİ JENNY'MİZ zainftme BU BÖLÜM SENİN İÇİNDİ ❤️🔥

ŞİMDİ DİĞER BÖLÜM ÇOK OLAY BİR KARAKTER GELİCEK 😈

SONRAKİ BÖLÜM (17) ZAYN VE FIO BİR YERE GİDİCEK TAHMİNLEEEER

Bir de değinmek istediğim mimnacık bir konu var; bölüm başı +200 okunma rahat gelirken oylarımız (Allah'a şükür) 40 civarı. Sevgili hayalet okuyucularım lütfen oy verin tşk

Bu arada ALLAH MUHAMMED, BABA-OĞUL-KUTSAL RUH VE MERYEM ANA AŞKINA SINNER'A DA BAKIN
tşk

✨

Fiona Abercrombie

Zayn Malik

Jenny Abercrombie

Harry Hudson

Tom Hardy

Joe Baetteras

Öpüldünüz

─ Bezzy 💋