1.9
Sınır 100 oy ve 100 yorum. Özellikle satır arası yorum rica ediyorum sizlerden.
Bölümü şarkı ile mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Ve de medyaya Kylie'nin kıyafetini koydum, bakabilirsiniz.
🎀🎀🎀
"Gerçekten kıskandım." Annem konuştuğunda gözlerimi aynadakı görüntümden ayırarak gözlerimi yüzüne çevirdim.
"Neden?"
"Benim doğum günüm için hiç böyle bir parti organize etmedin."
"Ah!" Gülümseyerek yaklaşıp ona sarıldım. "Ama biliyorsun babamın kırk yaş doğum günü ve hem sana da hazırlayacağım. Söz veriyorum."
Yanağına küçük bir öpücük bıraktığımda kırmızı dudakları üzerine güzel bir gülümseme oluştu. "Biliyorum, bebeğim. Sadece şaka yapıyordum, baban içeride oldukça mutlu."
Kıkırdayarak kafamı olumlu anlamda salladım ve aynaya dönüp pembe elbisemin dar eteğini aşağı çekiştirerek gözlerimi yüzüme çevirdim. Asıl ben oldukça mutlu ve heyecanlıydım, onu görecektim.
"Geliyor musun?"
Kafamı olumlu anlamda sallayıp annemle birlikte lavobodan çıktık. Büyük ve ışıltılı salona doğru adımlarken gözlerimi aynı zamanda büyük bir heyecanla etrafta gezdiriyordum.
Muhtemelen gelmişti ama içerisi fazla kalabalık olduğu için onu bulmak biraz zaman alacaktı.
"Beğendin mi?"
Babama sarılarak konuştuğumda dudakları üzerinde gururlu ve sevinç dolu bir gülümseme oluşmuştu. "Hayatımda kutladığım en güzel doğum günü, benim küçük kızım büyümüş ve benim için doğum günü organize ediyor."
Gülerek alnıma kondurduğu öpücükle birlikte geri çekildim. "Artık benim de büyüdüğümü kabul etmen gerekiyor, babacığım."
"Sanırım." Onaylayan mırıltılar çıkarırken masa üzerindeki alkolsüz içkiden aldım. Dudaklarıma götürüp küçük bir yudum alırken duyduğum ses ile birlikte az kalsın boğazımda kalacaktı.
"Doğum günün kutlu olsun, Dave. Yaşlanıyorsun."
Hafifçe öksürerek kafamı kaldırırken onu tam olarak önümde bulmuştum. Kalbim deli gibi çırpınırken bu ani karşılaşma ile duraksamıştım.
Siyah takım elbise içerisinde bir sanat eseri gibi biçimlenmiş yüzü ile göz kamaştırıcıydı.
"İyi misin?"
Dudakları üzerindeki etkileyici gülümseme ile sorduğunda kafamı hafifçe olumlu anlamda salladım.
"Sende yaşlanacaksın Zayn, otuz olmana az kaldı."
On yedi yaşındakı kız ve otuz yaşındakı yasal olmayan aşkı. Derin bir nefes aldım, onunla birlikte her şey çok çekici geliyordu.
"Bu arada bu partiyi organize eden küçük kızım, Kylie ile tanış."
Gerçekten mi, baba? Küçük kızım mı?
Dolgun dudakları üzerindeki zevk dolu gülümsemesi ile elini bana doğru uzattığında titrekçe bir nefes alıp el sıkışmak için elimi aynı şekilde ona doğru uzattım.
Tüm yaşanmışlıklara rağmen ilk defa tanışıyormuşuz gibi geliyordu bana.
Elimi zarif bir şekilde dudaklarına götürerek nazik bir öpücük kondurduğunda titrek nefesimi dışarı verdim.
"Ben Zayn, Küçük hanımefendi."
Dudaklarım arasından küçük bir kıkırtı kaçarken ardından elimi geri çekip dudaklarımı bir birine bastırdım. Şu an babamın önünde onunla flört ediyordum...Tanrım!
Annem ve babamla sohbet ederken aynı zamanda gözleri kaçamak bir şekilde benim yüzümde dolaşıyordu. Alt dudağımı ısırıp gülümseyerek onu seyrederken içkimden küçük yudumlar alıyordum.
Dövmeli elleri siyah pantolonun cebindeyken her şeyi ile tam bir beyefendi gibiydi.
"Bay Malik, sizinle tanıştırmak istediğim insanlar var."
Kırmızı elbiseli bir kadın yanımıza gelerek hafifçe koluna dokunduğunda ikisi arasında gözlerimi gezdirdim. Uzaklaşmasını istemiyordum, onunla gizli bir şekilde flört etmek çok hoşuma gitmişti.
"İzninizi isteyeceğim ve bu arada, muazzam bir parti olmuş, Kylie."
Bana hafifçe göz kırptığında dolgun dudaklarımı yavaşça araladım. "Teşekkür ederim."
Yanımızdan ayrılarak uzaklaşmaya başladığında boş kadehi masaya bıraktım. "Sabahtan beri parti ile ilgili övgüler alıyorum, belki de senin için bir organizasyon şirketi açmalıyız?"
Göz devirerek sessiz bir şekilde güldüm. "Abartıyorsun, baba."
"Ben açıkçası kendi doğum günü organizasyonumu merak ediyorum."
Annem imalı bir şekilde konuştuğunda kafamı olumlu anlamda salladım. "Kıskanç anneciğim, bana güvenebilirsin."
"Kıskanmıyorum."
"O her zaman beni kıskanıyor." Babam anneme sarılarak konuştuğunda ikisine bakarak içtenlikle gülümsedim. Onların aşkları gibi sonsuz bir aşk yaşamak isterdim.
Gözlerimi etrafa doğru çevirdiğimde onu bana bakarken yakalamıştım. Yanındakı adam gülerek konuşurken gözleri odaklanmış bir şekilde sadece benim üzerimdeydi.
Dudaklarımı hafifçe ıslatıp ona bakarak 'Ne?' diye fısıldayarak dudaklarımı oynattım. Ela gözleri beni dikkatlice süzerken ışıltılı gülümsemesi ile bana yeniden göz kırptı.
Utangaç bir şekilde gülümseyerek başımı başka tarafa doğru çevirdim. Bu gidişle küçük bir kalp krizi geçirebilirdim, bana bakışları fazla büyüleyiciydi.
Onunla acaba bu gece yalnız kalabilecek miydik?
Bütün bu kalabalık içerisinde bana oldukça zor geliyordu. Sadece bunun için umut ediyordum.
"Pastayı keselim mi?"
Babam sorduğunda gülerek gözlerimi irice açıp yüzüne baktım. "Biraz sonra diye düşünmüştüm?"
"Tatlıya olan zaafımı biliyorsun, üstelik doğum günü ve pasta benim."
"Tamam, baba. Bu kadar hırslı olmana gerek yoktu." Gülümseyerek mırıldandım ve yandakı görevliye yaklaşıp pastayı getirmesini söyledim. Yerime yeniden geçtiğimde tüm ışıklar sönerek birkaç dakika ardından pasta gelmeye başlamıştı.
Herkes alkışlamaya başlarken annemle birlikte pastanın yanına geçmiştik. Babam doğum günü ile ilgili konuşma yaparken gözlerimi pastanın diğer tarafında duran onun üzerinde tutuyordum sadece.
Üzerine karanlık içerisinde küçük ışıklar yansırken tüm dünyadan silinmiş gibi hissediyordum, sadece onu görebiliyordum. Kulağımdakı uğultular ile birlikte ona bakarken babam beni öptüğünde kendime gelip kafamı kaldırarak gülümsedim.
Derin bir nefes alıp o mumları söndürürken büyük bir alkış kopması ile bende alkışlamaya başladım.
Tebriklerden bir süre sonra herkes yatışarak eski yerine döndüğünde önümdeki pasta dilimi ile bakışıyordum. Birazdan herkes gidecekti ve biz onunla yalnız kalamamıştık.
Herkes hep onu bir kenara çekiyordu ve yalnız kalmasına izin vermiyorlardı.
Annem ve babam başka bir masada arkadaşları ile konuşurken kafamı kaldırıp uzun süredir durmadan bana hikaye anlatan geveze kıza baktım. Daralmış bir şekilde nefesimi geri vererek gözlerimi Zayn üzerine çevirdim. Masadakı adamlarla konuşurken aynı zamanda gözleri birkaç defa benim üzerime doğru dönüyordu.
"Özür dilerim, lavoboya gitmem gerekiyor."
Kıza mahçup bir şekilde gülümseyerek yanından ayrılıp çıkışa doğru yürümeye başladım. Umarım arkamdan geliyordur.
Kapıdan çıktığımda kafamı arkaya çevirerek ona baktım, arkamdan geldiğini kontrol etmek için. Masadan ayrılarak bana doğru gelmeye başlamıştı.
Sevinçle gülümseyerek uzun merdivenleri yavaşça çıkmaya başladım. Üst kata geldiğimde boş olan koca salona gelerek büyük ve parlak avizenin altında durdum. Gözlerimi beyaz kapılara çevirdiğimde salondan içeri girmişti.
Heyecanlı nefesimi dudaklarım arasından vererek önümde durana kadar onu gözlerimle takip ettim.
Kafamı kaldırıp avizenin ışıklarının yansıdığı yüzüne baktım. Tam olarak gözlerimin içine bakıyordu ve kalbinin sesini duyabiliyordum.
"Bu anı ne kadar uzan zamandır beklediğimi bilemezsin."
Kadifemsi sesi ile gözlerimi hafifçe kaçırarak gülümsedim. Karanlıkta onunla daha cesur şeyler yaparken utanmazken şimdi yanaklarımın kızardığını hissediyordum.
Aşağı kattan gelen zarif müzik hafif tonda seslenirken nefesini dudaklarımda hissetmemle gözlerimi gözlerine çevirdim. Beni büyüleyecek bir şekilde bakıyordu.
"Çok güzel gözüküyorsun, aşağıda söyleyemedim."
İltifatı ile "Sende çok güzel gözüküyorsun." diye karşılık verdim.
Dudakları arasından çıkan kıkırtı ile hayranca ona baktım. Hiçbir zaman onun gibi olgun, beyefendi, nazik ve etkileyici bir erkekle karşılaşmamıştım.
"Dansedelim."
Kollarımı aniden boynuna sarark konuştuğumda bu ani çıkışımla biraz afallasa da kafasını olumlu anlamda salladı. Elleri nazik bir şekilde bel oynutumu bulurken onunla birlikte zarif bir şekilde dansetmeye başlamıştık.
Kendimi tam olarak bir masalın içinde buluyordum, her şeyin bu şekilde gerçekleşeceğini düşünmezdim.
Yüzü yaklaşarak burnunu saçlarım arasında gezdirmeye başladığında başımı göğüsü üzerine yaslamıştım. Belimdeki elinin birisini elim üzerine yerleştirerek nazikçe tuttuğunda gözlerimi kapadım.
"Küçük Kraliçesini kolları arasına almış bir Kral gibi hissediyorum."
Alt dudağımı ısırarak sessiz bir şekilde göğüsüne başımı yaslamaya devam ettim. Parfümünün güzel kokusu burnuma dolarken kalbinin herbir atışını içimde hissediyordum. Huzur ve sevgi içerisinde hissediyordum.
Bir süre sonra kafasını haraket ettirerek alnıma dudaklarını bastırdığında kapalı gözlerimi yavaşça açtım. Kafamı kaldırıp gözlerine bakarken, ela gözleri dudaklarıma odaklanmış bir şekildeydi. Gözlerimi dolgun dudaklarına çevirirken onunla birlikte yaklaşmaya başladım.
Sanki onunla ilk kez öpüşecekmişim gibi hissediyorum, heyecanlı.
Gözlerim ağır bir şekilde yeniden kapanırken dudaklarım üzerinde dudaklarının hafif baskısını hissetmiştim. Dudakları aralanarak beni nazik bir şekilde öpmeye başladığında kendimi tamamen onun kolları arasına bırakmıştım.
Büyük avizenin altında her bir ışık parçası üzerimize ışıltılı yıldızlar şeklinde bir yağmur gibi yağmaya başlamıştı, biz öpüşürken.
🌹🌹🌹
Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Bu arada rica etsem The Satan's doll hikaeyeme bakar mısınız, benim için çok önemli.
Sizleri seviyorum
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro