Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

1.4

Selamlar. Sınır 70 oy ve 70 yorum. Okuyan herkesten ayrı ayrı özellikle yorum istiyorum, satır arası yorum. Yalnızca sınır geçildikten sonra bölüm gelecektir.

~~~

"Neden aniden şirkete bu kadar merak saldın, üstelik okuldan hemen çıktıktan sonra?"

Babam konuştuğunda gözlerimi arabının camından bana bakan suratına çevirdim. Sadece dudak büzerek omuz silkip dışarıya bakmaya devam ettim.

Muhtemelen onunla yeniden öpüşmek istediğim için.

Onu tam olarak görmemiştim ama o sadece ateşliydi. Esmer tenindeki dövmeleri, uzun kirpikleri ve ustaca öpücüğü ile bir cehennem kadar ateşliydi.

Gözlerim karşıya dalgın bir şekilde bakmaya devam ederken sadece onu zihnimde hayal etmek ile meşguldüm.

"Kylie, bana düzgün bir cevap verecek misin?"

Babamın sesi ile kendime hafifçe gelerek silkelenip ona döndüm. "Stacy için geliyorum, onu seviyorum ve onunla takılmak hoşuma gidiyor."

Muhtemelen aklıma ilk gelen şeyleri söylediğimde kaşları yukarı doğru kalktı. "Yani onun işlerini aksatıyorsun?"

Söylediği şeyle beraber göz devirdim. "Tabii ki hayır, baba. Zaten bir saat bazen kalıyorum, bazen daha az bile."

"Tamam. Geldik, sende arkadaşınla görüşürsün artık."

Araba şirketin önünde durduğunda heyecanla gülümseyip hızlıca siyah arabanın kapısını açıp indim. Şöför babamın kapısını açarken iri adımlarla dönen kapıya doğru adımlamaya başladım.

"Kylie, belki beni de beklemek istersin?"

Babam yüksek sesli konuştuğunda derin bir nefes aldım ve yerimde durdum. O yavaş adımlarla yanıma gelirken "Tabii ki, babacığım." dedim, kibar gözükmeye çalışıp gülümseyerek.

Bana gülümsediğinde ona karşılık vererek yavaş adımlarla birlikte şirketten içeri girdim. 

Acaba o gelmiş miydi?

Gelmiş olmalıydı çünki o da istiyordu ve bana aşıktı.

İstemsizce gülümserken asansörden içeri bindim. İçeri bizden başka birkaç çalışanda girdiğinde babamı saygı ile selamlamışlardı. Benim gözlerim sadece kırmızı rakamlar üzerindeydi, her rakam değiştiğinde daha çok sabırsız bir hal alıyorum.

Sonunda kapılar açıldığında önce bizim geçmemiz için çalışanlar geri çekilmişti. Önden ilerleyerek babamın büyük odasından içeri girdim. Şeffaf sırt çantamı çıkararak koltuğun üzerine bıraktım ve içeri giren babama doğru döndüm.

"Ben arşive gidiyorum, Stacy'nin yanına."

Konuşmasını beklemeden kapıdan hızlıca çıktım ve alt kata inmek için merdivenlere adımladım. Merdivenleri hızlıca inerken kata vardığımda durarak kısa şortumun belini yukarı çektim ve cebimden çıkardığım şeker tatlı parlatıcıyı özenle dudaklarım üzerine sürdüm.

Kalbim heyecanla çarparken omzumdakı saçlarımı düzelterek siyah kapıya doğru adımladım.

Onun içeride olduğunu hissediyordum ve bu durum beni heyecanlandırıyordu.

Kapının önüne geldiğimde kulpu kavradım ve aşağı çekerek aralık kapıdan içeri girdim. Gözlerim karanlıkta kısılırken ardımdan kapıyı kapadım.

"Biraz geciktin."

Aniden sesini duyduğumda bir anlık irkilsemde ardından hemen gülümsedim. Karanlıkta bana yaklaşan beden ile alt dudağımı ısırdım.

"Beni okuldan alması için babamı bekledim, o geç geldi."

Kolunu belime sararak beni kendine çekeceği an bir adım geri çekildim. "Sen olduğunu nereden bileceğim?"

Tabii ki o olduğunu biliyordum, yapısı ve kokusu ve sesi ile aynıydı.

Sadece onu biraz zora sokmak istiyordum, belki onu görebilirdim.

"Ben olduğumu biliyorsun, Kylie."

Yüzüme hafifçe çarpan sıcak nefesi ile konuştuğunda "Emin değilim, belki yüzünü gösterirsen seni tanıyabilirim." Dedim.

Söylediğim şeyle birlikte kıkırtısı odayı doldurduğunda ben sadece hayran bir şekilde bu güzel simfoniyi dinlemiştim.

"O kadar aptal bir adam gibi mi göründüm, mesajlaşırken?"

Yeniden kemikli elini belime atarak bu sefer beni kendine çektiğinde göğüslerim gövdesine yaslanmıştı. Kesikçe nefesimi dışarı verip kafamı kaldırarak karanlıktakı yüzüne baktım.

"Tamam. Sadece dövmelerini göster o zaman."

Omuz silkerek konuştum ve beklenti ile ona baktım. Dudakları arasından derin bir nefes kaçarken elinin birisini belimden indirmişti.

"Işığı gövdeme tut. Emin ol bakalım, küçük Kızım."

Hitap şekli ile  gülümserken bana uzattığı telefonu aldım. Elini yukarı kaldırdığında yüzüne yerleştirmişti. Göz devirerek telefonun ışığını açtım ve bir adım geri çekilerek gövdesi üzerine tuttum.

Nefesim sanki kesilirken gözlerimdeki hayranlıkla birlikte gömleğinden gözüken mürekkepli tenine baktım.

"Tanrım."

Hayranlığımı gizlemeyerek konuştum ve elimi kaldırıp siyah ve kırmızı mürekkepli göğüsü üzerinde gezdirdim.

Teni yumuşacıktı ve çok baştan çıkarıcı kokuyordu.

"İkna oldun, umarım."

Konuştuğunda ışığı yukarı çıkararak yüzüne baktım. Dövmeli, iri eli ile tüm yüzünü neredeyse kaplamıştı ve sadece yukarı kıvrılan dolgun dudakları gözüküyordu.

Telefonu hızlıca eğilip yere bıraktım ve hiç vakit kaybetmeden yükselerek dudaklarımı dolgun dudakları üzerine bastırdım.

Bunu beklemediği için bir anlık sarsılarak mırıltı çıkardığında kollarımı hızlıca boynuna sardım ve kucağına çıkmaya çalıştım. Elleri bana yardımcı olarak çıplak bacaklarımı kavradı ve bedenimi yukarı çekip bacaklarımı beline sarmamı sağladı.

Gözlerim kapalı bir şekilde alt dudağını dudaklarım arasına alıp ezerken burnum hafifçe burnuna sürtünüyordu.

"Sana gerçekten hayranım."

Öpücüğümüz arasında mırıldanarak konuştuğunda kıkırdadım. Dudağımı dişleri arasına alıp hafifçe çekiştirirken bir eli kalçam diğeri ise sırtım üzerindeydi.

Dudaklarım üzerinde haraket eden dudakları ile sanki her saniye nefessiz kalıyordum. Öpücüğü tarif edemeyeceğim bir şekilde güzel ve iç yakıcıydı.

Sakalları yanağıma batarken dudaklarımı daha çok dudakları üzerine bastırdım ve ensesini okşadım. 

Kalçamı hafifçe sıkan eli ile birlikte kesikçe inlerken aralanan dudaklarım arasından dilini içeri kaydırdı. Sıcak dili yavaşça dilim etrafında sürtünmeye başladığında bacaklarımı belinde daha çok sıkılaştırdım.

Bacak aramdakı hissi bu an hissetmiştim.

Arkaya adımlayarak sırtımı duvara yasladığında dudaklarımızı birkaç saniyelik nefes almak için araladım. O ise durmayarak öpücüklerini aşağı doğru devam ettirmişti.

Dudakları boynumu bulurken ellerimi saçları arasına daldırarak mırıltılar çıkarıp kafamı yana doğru yatırdım. Sıcak dudakları tenim üzerinde gezinirken bıraktığı öpücükler ve ısırıklar ile derin nefesler alıyordum.

Elinin birisi kalçam üzerindeyken diğerini hoodie'imden içeri kaldırarak karnımı yavaşça okşadı. Islak dudakları arasındakı tenimle bacaklarımı belinde haraket ettirerek inledim.

"Bay Malik?"

Dışarıdan duyulan sesle aniden dudakları durduğunda kaşlarım çatılırken kafamı aşağı doğru eğip "Ne oldu?" diye sordum.

Eli saçlarını geri yatırırken dudaklarım üzerine öpücük kondurdu. "Hiç. Sadece kapının önünden geçen kişinin buraya geleceğini sandım. Sonuçta birisini arıyor."

Eli ile yanağımı tutarak dolgun alt dudağımı dişleri arasına aldı ve geriye doğru çekti. Bu haraketi ile kafamı geriye yaslayıp gözlerimi kapayarak nefes nefese gülümsedim. "O zaten aradığı her kimse buraya bakmazdı."

"Doğru söylüyorsun."

Beni onaylayarak dudaklarını yeniden dudaklarım üzerine bastırdı. Hemen dudaklarımı aralayıp öpücüğüne büyük bir iştahla karşılık vermeye başladım. Karnımda gezinen soğuk parmakları ile birlikte vücudumun yandığını hissediyordum.

"Çok güzelsin." Hırlar bir şekilde konuştuğunda nefes nefese gülümseyerek üst dudağını emerken üzerine ıslak bir öpücük bıraktım.

Ellerimi sakalları üzerine yerleştirip avcuma batarken yavaşça okşadım ve kafamı diğer yana yatırarak dolgun dudaklarını öpmeye devam ettim.

Ona gerçekten doyamadığımı hissediyordum.

Kalçamı bu sefer daha sert bir şekilde avuçladığında dudakları üzerine inleyerek saçlarını geriye doğru çektim.

Bu haraketimle birlikte hırıltılı bir şekilde inleyerek kafası geri düştüğünde açıkta kalan dövmeli boynuna ıslak dudaklarımı bastırdım.

"Tanrım! Kylie, sikeyim!"

Nefes nefese konuştuğunda kalçama diğer elini de indirerek sert bir şekilde avuçlamaya başladı. Dudaklarım arasından öpücükler kondurduğum tenine doğru inlemeler kaçıyordu.

Kendimi oldukça arzu dolu ve yanmaya hazır bir şekilde hissediyordum.

Dudaklarım arasındakı yumuşak tenini emerken elimde olmadan büyük avuçları arasındakı dolgun kalçalarımı haraket ettiriyordum. Islak dudaklarımı ve dilimi sürterek kulağına kadar bir yol çizdim ardından yeniden aşağı inmeye başladım.

Dudakları arasından kaçan hırıltılı nefesler eşliğinde kalçam üzerine büyük bir şaplak atarak sertçe sıktı.

Kıkırdayarak tenine doğru inlerken "Yine yap." diye mırıldandım.

"Kylie?!"

Aniden babamın sert sesini uzaktan alçak bir şekilde duyduğumda gözlerim irice açılırken hızlıca geri çekilerek kucağından panikle inmiştim.

"Siktir! Babam geldi ve beni arıyor."

Gözlerim irice açılırken vücudumu panik sarmıştı. Duvar ile arasından çıktığımda elini yanağıma yerleştirerek okşadı. "Dave'in sesini uzaktan duydum. Muhtemelen diğer koridora girmiştir. Sakin ol, bebeğim. Bana son bir öpücük verdikten sonra gidebilirsin."

Söyledikleri biraz olsun telaşımı alırken "Tamam." diye mırıldandım. Yükselip hızlıca dudakları üzerine ıslak bir öpücük kondurdum ve geri çekilerek kapıyı açıp odadan çıktım.

Hızlıca nefesler alırken etrafıma bakarak koşarak aşağı kata indim. Aniden karşıma babam çıktığında kalbim neredeyse duracakken gülümsemeye çalıştım.

"Sen neredesin, Kylie? Stacy'nin yanına hiç inmemişsin. Bu kadar süredir neredeydin?"

Kaşları çatık bir şekilde beklenti ile yüzüme baktığında gözlerimi istemsizce kaçırırken aralık dudaklarımla gülümsedim.

"Şey... Ben tuvalete indim sonra acıktığımda sandiviç yemeye gittim."

Yutkunarak yüzüne baktığımda kafasını olumsuzca sallayıp esmer kızın getirdiği çantamı bana uzattı. Çantayı hızlıca alarak yüzüme baktığında konuşmaya başladı, yumuşamış gibiydi.

"Annen seni aşağıda bekliyor. Birlikte teyzenin davetine gideceksiniz. Çabuk ol."

Kafamı olumlu anlamda salladım ve yanağına yaklaşıp küçük bir öpücük kondurdum. Geri çekildiğimde dudaklarıma bakarak konuştu.

"Ve yemek yedikten sonra dudaklarını temizle, Kylie. Rujun yanağına kadar dağılmış."

Söylediği şeyle bedenim kasılırken "Mutlaka, babacığım." dedim ve hızlıca gülümseyerek kapıları açılan asansöre bindim.

Kapılar kapandığında çantamı yere atıp küçük bir çığlık atarak zıplamaya başladım.

Az önce yaşadığım şeyler bir yıllık adrenalin depomu doldurmuştu.

✨✨✨

Umarım okuyan ve bölümü beğenen herkes bolca yorum yapmıştır. Ben oldukça beğendim bölümü.

Sizleri seviyorum

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro