Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

ʙöʟüᴍ 9: ᴜʏᴀɴᴍᴀ


"𝘙𝘶̈𝘺𝘢𝘭𝘢𝘳 𝘣𝘪𝘳𝘴̧𝘦𝘺𝘪𝘯 𝘩𝘢𝘣𝘦𝘳𝘤𝘪𝘴𝘪 𝘮𝘪𝘥𝘪𝘳?"


'''

"Ona söylemeyeceğim"

"Bilmek onun hakkı"

"Yine de söyleyemem saçmalama"

"Yaptığın kötü birşey evet, belki seninle uzun bir süre konuşmayacak hatta yüzüne bakmayacak ama bilmeli"

"Ne diyeceğim? O gün ayrılmamıza neden olduğu için babanı öldürdüm yanlışlıkla oldu ama pardon falan mı?!"

Eun Sun konuşmaların arasında gözlerini açınca sessizlik olmuştu. Hyunjin onun uyandığını görünce yatağa yaklaştı.

"Ne oldu?"

"Kafana sert bir darbe alıp bayıldın, beni korumak için"

Eun Sun anlamadığını belli eden bakışlarla bakarken Hyunjin ona sıkı sıkı sarıldı.

"Yemek yediğimiz gece birkaç adam seni rahatsız etti biri taşla bana vuracakken önüme geçtin Eun Sun. Bunu bir daha yaparsan-"

"Yani beni bıçaklamadın mı?!"

Hyunjin biraz uzaklaşıp Eun Sun'un yüzüne baktı.

"Seni neden bıçaklayayım Eun Sun?"

Hiçbirşey anlamamıştı. Yani tüm o şeyler rüya mıydı? Eun Sun fısıldadı

"O halde rüya görmüş olmalıyım, ama çok gerçekçiydi"

Hyunjin gülümsedi yavaşça elini başına uzatıp okşadı.

"Bazen bana da oluyor, yorgunsan uyuyabilirsin"

"Hayır! Daha fazla uyumak istemiyorum"

Panikle yatakta doğruldu başının arkasındaki ağrı, dişlerinin arasından nefes almasına neden oldu. Hyunjin elini tuttu

"Sakin ol, bir süre hızlı hareket etmemen gerekiyor. Anlıyorum kötü bir rüya görmüşsün madem uyumak istemiyorsun uyuma bahçeye çıkabiliriz"

Eun Sun gülümsedi. Han bunca zaman sessizdi ki sonunda konuştu.

"Ben gitmeliyim gitmeden önce istediğiniz birşey?"

"Yok Han sağol, sadece Felix'i arayıp buraya gelmesini söyle"

Han başını sallayıp çıktı. Hyunkin gülümseyerek Eun Sun'a baktı.

"Hadi elimi tut, kalkmana yardım edeceğim"

Hyunjin elini uzattı, Eun Sun yavaşça onun elini tutup yavaşça yataktan kalktı. Kalktığı gibi başına keskin bir ağrı sağlandı. Aynı zamanda başı da dönmüştü, Hyunjin'in elini sıktı ve sendeledi. Hyunkin onu hızlıca sıkı bir tutuş ile düşmesini engelledi.

"Yavaş, yavaş olmalısın"

Eun Sun gülümsedi

"İyiyim"

Hyunjin'e tutunarak bahçeye çıktılar. Bahçede birçok hastane kıyafeti ile dolaşan insan vardı. Eun Sun hastanelerden nefret etmesine rağmen hastaneleri seviyordu. Nefret ediyordu, hasta insanları görmekten. Seviyordu, kokusunu.

Hyunjin onu bir banka oturmasına yardım etti. Hava yavaş yavaş kararıyor güneş batıyordu. Eun Sun oturduktan sonra temiz havayı iyice içine çekti.

"Her zaman bunu yapmayı seviyorsun, değil mi?"

Eun Sun ona döndü.

"Neyden bahsediyorsun?"

Hyunjin gülümsedi.

"Temiz havayı içine çekmek, içini temizlediğini düşünme hissi"

Eun Sun gülümsedi.

"Kim sevmez ki..."

Hyunjin gülümsemeye devam ederken cevap verdi.

"Keşke öyle olsa, içimizi temizlemek bu kadar kolay olsa..."

Bu sözün üzerine Eun Sun gülümsedi.

"Neden böyle dedin? İçinin pis olduğunu mu düşünüyorsun?"

Söylediği şey ona komik gelince güldü. Hyunjin ise sakince cevap verdi.

"Temiz, beyaz bir sayfaya güzel bir resim yaparken yanlışla akıp resmi bozan boya gibi hissediyorum"

Eun Sun şaşkın bir şekilde ona baktı.

"Peki neden?"

"Zamanla öğrenirsin, ve öğrenince benden nefret edeceksin. O zamana kadar seninle olabildiğince güzel zaman geçirmek istiyorum."

Eun Sun artık gerçekten sınıra ulaşmıştı. Rüyası ve Hyunjin'nin ona asla söylemediği şeylere sinir oluyordu.

Yavaşça bankta kayarak ona yaklaştı.

"Söyle artık, meraktan ölmemi mi istiyorsun?"

Hyunjin kahkaha attı ve saçlarını okşadı.

"Neden hiç değişmemişsin?"

Küçükken de Eun Sun meraklı biriydi ve şimdide öyleydi. Eun Sun yavaşça gülümsedi.

"Sende çok değişmişsin, eskiden bana herşeyi anlatırdın, rahatlamamı sağlardın. Ama şimdi kilitli bir kutu gibisin, ve biliyor musun? O kilidi açıp içindekileri öğreneceğim"

"Tavsiye etmiyorum"

Kalın bir ses yanlarında duyuldu. Eun Sun sese döndü. Felix elinde birkaç poşetle yanlarına sessizce yaklaşmış şimdide onlara bakıyordu

"Ne zaman geldin?"

Felix Hyunjin'nin sorusunu sakince yanıtladı.

"Hiç değişmemişsin kısmından beri buradayım, belki beni fark edersiniz diye oldukça yakında duruyordum ama iyi sohbete dalmışsınız"

Ardından poşetleri havaya kaldırıp konuşmaya devam etti.

"Ve istediğiniz gibi giysiler getirdim"

"Gerek yok"

Diyerek ayağa kalktı Eun Sun.

"Yarın çıkacağım"

"Benim niye haberim yok küçük hanım?"

Hyunjin şakayla karışık gülümseyerek sordu.

"Evimde daha iyi olacağım"

Hyunjin başını iki yana salladı.

"Doktor ne zaman derse o zaman çıkacaksın konu tartışmaya kapalı"

Eun Sun ayağa kalktı ama başı tekrar dönünce banka geri düştü. Hyunjin onun tekrar rahat bir şekilde oturmasına yardım etti.

"Hiç söz dinlemiyorsun, çok inatçısın"

Eun Sun güldü.

"Biliyorum, bu yönümü seviyorum"

"Bende..."

Hyunjin fısıldadı, Eun Sun fısıltıyı duyamadı. Felix ayakta durup beklemekten sıkıldığını belli edercesine sordu.

"Ee odaya götüreyim mi bunları?"

"Evet, ve sonra gidebilirsin"

Felix eşyaları bırakmak için yanlarından ayrıldı.

•••

Sessizce üzerindeki hastane battaniyesini kenara atarak yataktan kalktı her ayağa kalktığında basının dönmesi onu deli ediyordu. Düşmeden yatağın kenarına tutundu sessizce. Ardından odanın küçük koltuğunda oturur pozisyonda uyuyup kalan Hyunjin'e baktı.

Siyah uzun saç telleri yüzüne düşmüştü ve eliyle başını destekliyordu. Yavaşça yataktaki battaniyeyi alıp onun üzerini örttü kış yaklaşıyordu ve hava yavaş yavaş soğuyordu.

Eun Sun soğuk havalardan nefret ederdi. Üzerine Felix'in getirdiği eşyaların arasında bulduğu bir hırkayı üzerine attı ve sessizce hastane odasını terk etti.

Hastane gece yarısı olduğundan çok sessiz terk edilmiş gibiydi. Eun Sun'un hoşuna gitmişti garip hissettiriyordu.

Bahçeye çıktığında esen rüzgar yüzüne çarptı ve kollarını kendine sararak üşümeyi engellemeye çalıştı.

"Soğuk"

Diye kendi kendine fısıldadı. Bahçede de kimse yoktu. Muhtemelen gecenin bir yarısı dışarı çıkıp hava almaya karar veren kişi oydu. Hastane denizi görüyordu. Bu yüzden denizi en iyi görebileceği bir bank seçerek ona oturdu.

Düşündü... Hyunjin ondan ne saklıyordu? Neden kendine kötü diyordu?

Bunları düşünürken hayal meyal duyduğu birşey hatırladı.

"Ne diyeceğim? O gün ayrılmamıza neden olduğu için babanı öldürdüm yanlışlıkla oldu ama pardon falan mı?!"

Vücudu titremeye başladı, soğuktan mı yoksa hatırladığı şey yüzünden mi anlayamadı.

Devam Edecek...

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro