
ʙöʟüᴍ 6: ɴᴇʟᴇʀ ᴏʟᴜʏᴏʀ?
4 Gün Sonra
Gözlerini açmasına rağmen karanlıktı. Yattığı yerde doğrulmaya çalıştı önce. Ama biraz hareket ettiğinde ellerinin ve ayak bileklerinin bağlı olduğunu fark etti. Yavaş yavaş vücuduna yayılan korkudan titredi. Neredeydi? Neden elleri ve ayak bilekleri bağlıydı?
Kendi kafasında cevap bulamadığı sorulardan gittikçe daha da korkmaya başlamıştı. Kaçırıldığını düşündü. Sonunda etrafını inceledi. Sadece yukarıda minik bir penceresi olan küçük bir odadaydı. Oda grinin tonlarında boyalıydı. Ayağa kalkacağı sırada kapının kilit sesini duyduğunda, yerinde kıpırdanıp duvara yaklaştı. İçeriye elinde bıçakla psikopat bir adam gireceğini düşünüyordu. Aslında bir yandan bu düşüncesi doğruydu. Kapı iyice açıldığında Hyunjin karşısında belirdi.
"Sözümü hiç dinlemiyorsun, eskiden beni daha çok önemserdin"
Sesi soğuk, sessiz ve derindi. Bakışları ise oldukça sakindi. Eun Sun ne dediğini anlamamıştı bu yüzden sordu.
"Ne demeye çalıştığını anlamadım Hyunjin, ben seni her zaman çok önemsedim ve her zaman önemseyeceğim"
Hyunjin birkaç adım attı, sendeliyordu belli ki fazla içmişti.
"Bayılmadan önce ne yaşadığımızı hatırlıyor musun Eun Sun?"
Eun Sun hafızasını zorlayarak hatırlamaya çalıştı.
.ᐟ.ᐟ.ᐟ.ᐟ𝙁𝙡𝙖𝙨𝙝𝙗𝙖𝙘𝙠.ᐟ.ᐟ.ᐟ.ᐟ
"Hyunjin!"
Adamın az önce yere fırlattığı telefonuna doğru bağırdı. Adam telefonuna ayak topuklarıyla sertçe vurarak telefonu kırdı. Hyunjin'i dinlemeliydim diye kendine kızdı.
Yemekten sonra eve gitmek için Hyunjin onu bırakmak istemişti, ama onun fazla meşgul olduğunu bildiğinden tek başına gidebileceğini söylemişti. Yolda giderken Hyunjin ile konuşuyordu, ve takip edildiğini fark etti. Hyunjin'e söylerse "Ben sana demiştim" lafını duymamak için ilk başta söylememişti, ama adam ona "Buraya gel güzelim" dediğinde Hyunjin bunu duyup ne olduğunu sormuştu.
Sonunda adam onu bir köşeye sıkıştırmış telefonunu yere atıp kırmıştı. Eun Sun korkudan ellerini vücuduna sardı.
"Lütfen gitmeme izin ver"
Adam onu daha çok duvara bastırdığında çığlık attı belki birileri duyardı. Ama yakından geçen tek şey 1-2 tane sokak kedisiydi. Adam elini onun kazağının altına soktu. Soğuktan buz gibi olan adamın ellerini hissedince tiksinti ve korkuyla adamı ittirmeye çalıştı.
Hiç beklenmedik bir şekilde arkadan 2 adam daha çıkmıştı. İşte şimdi Hyunjin'e daha daha çok yalvarmıştı içinden. Adamlar yaklaşırken ani bir fren sesi yankılandı yakınlarında.
Adamlar dahil Eun Sun'da başını sese doğru çevirdi. Arabayı görmesiyle içinde rahatlama olmuştu. Hyunjin koşar adımlarla onlara yaklaşırken adamlar Eun Sun'dan uzaklaşıp Hyunjin'e doğru birkaç adım atmışlardı. Hyunjin biraz yaklaştığında öfke ve sabırsızlıkla bağırdı
"Benim olan bir şeye dokundunuz mu?"
Adamların önünde durup õldürücü bakışlar attı. Adamlardan biri ona elini sallayarak sordu.
"Senin olan şey nedir dostum?"
Hyunjin Eun Sun'u bileğinden tutup kendine çekti başını göğsüne yasladı. Eun Sun onun beline sarıldı.
"Sana dokundular mı?"
Sesi meraklı ve ilgiliydi. Eun Sun başını sallayıp ona baktı.
"Gidelim lütfen"
"Gideceğiz ama önce işimi halledeceğim, arabaya git"
Eun Sun itaatkar bir şekilde ondan ayrılıp arabaya yürüdü. Arabaya ulaşması ile eş zamanlı olarak gürültü koptu. Başını çevirip baktığında Hyunjin adamlarla dövüşüyordu. Gidip Hyunjin'i durdurmak istedi ama sanki Hyunjin onun ne yapacağını anlamış gibi başını ona çevirip kaşlarını korkunç bir şekilde yukarı kaldırmıştı.
Adamlardan birinin eline bir taş aldığını görünce dayanamayıp Hyunjin'e koştu. Kendini ona siper ettiğinde taş başına güçlü bir şekilde çarptı. Hyunjin bunu fark edip silahını çıkartırken onun gözleri yavaş yavaş kapanıyordu.
.ᐟ.ᐟ.ᐟ.ᐟ𝗧𝗵𝗲 𝗙𝗹𝗮𝘀𝗵𝗯𝗮𝗰𝗸 𝗶𝘀 𝗢𝘃𝗲𝗿.ᐟ.ᐟ.ᐟ.ᐟ
Eun Sun elini başının arkasına götürmek istemişti ama elleri bağlı olduğu için yapamamıştı. Hyunjin güldü.
"Şimdi hatırladın"
"Neden bağlıyım? 3 gündür baygın mıyım?"
Hyunjin pis bir şekilde sırıtarak ona eğildi.
"İşte yine çok fazla soru soruyorsun"
Eun Sun neden ona böyle davrandığını anlamadı. Gerçekten sarhoş muydu yoksa bilerek mi böyle ürkütücü davranıyordu.
Sessiz kaldı konuşmaya korkmuştu. Hyunjin elini arka cebine götürdü. Çıkarttığı şeyi göremeden hızla ağzına atıp yuttu. Hyunjin'nin ne tür bir hap içtiğini merak etti.
"O nedir?"
Hyunjin güldü.
"Sana zarar vermemek için"
Ardından kapıya yaklaştı ve eliyle bir işaret verdi. Odaya Han ve Felix girdiğinde hem mutlu olmuştu hem de gerilmişti.
"Gözlerini kapatın"
"Gerçekten Hyunjin kendinde değilsin"
"Kes sesini Han"
Han itaat ederek sustu. Felix elinde bir siyah kumaşla ona yaklaştı. Arkasına geçtiğinde omurgasından bir ürperti geçti. Felix rahatlaması için Hyunjin'in fark etmeyeceği şekilde elini omzuna koydu.
"Eğer fazla ileri giderse müdehale edeceğiz, sadece bağırman yeterli olacak"
Sessizce kulağına fısıldamıştı. Eun Sun artık kumaş gözlerini kapatırken sakince sordu.
"Neler oluyor?"
Korkuyordu ama yine de Hyunjin ona kötü birşey yapmaz diye umutluydu. Peki Hyunjin neden gözlerini kapatmıştı? Nereye gidiyorlardı?
DEVAM EDECEK...
Sizce neler olacak?
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro