Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Tüm Elementler

Medya: Adam Jensen-The Mystic
Elektrik Ejderhası © Dragon City
Fırtına Ejderhaları © Dragon City
🇹🇷⛰️⛰️⛰️⛰️

Steven tekrar uyandığında, vakit öğleni geçmişti. Kardeşleri gitmişti, yanında sadece Night duruyordu. Babaları da ortalıklarda yoktu. Acaba yine öfkelenip ormanda birşeyler yapmaya mı gitmişti? Yanındaki annesini sarstı.

"Anne! Anne! Babamız nerede?"

Sassy başını oğluna çevirdi.

"Avlanmaya gitti tatlım. Yakında gelir."

"Peki ne getirecek?"

"Bilmiyorum tatlım. Ama yakında gelir."

"Off! Peki."

Night ona kuyruğuyla dokundu. "Hey Steven, bak kardeşlerimiz bir şeyle oynuyorlar."

Night' ın demesi üzerine Steven' ın dikkati kendi kardeşlerine döndü. Koyu yeşil bir topu yerde birbirlerine yuvarlayıp duruyorlardı. Aniden hatırladı. Buna yosun deniyordu!

Night ayağa kalktı ve heyecanla kuyruğunu salladı. "Hadi gel, biz de oynayalım!"

Steven da onun arkasından ayağa kalkıp sirkelendi. "Olur." İkisi kardeşlerine doğru yürürken Creeper çevresinde hızlıca dönerek topa kuyruğuyla vurdu. Yosun top sıçrayarak Rotten' a doğru fırladı. Gri ve yeşil kürkü yavru da kanadıyla vurarak topu Bones' a gönderdi.

"Günaydın!" diye ciyakladı Night. Oyun bir anlığına durdu ve üçü de onlara baktı.

"Günaydın!"

"Sana da günaydın."

"Günaydın."

"Günaydın, nasılsınız?"

"İyiyiz işte, ne olsun?"

"Ben dün kabus gördüm."

"Aaa! Geçmiş olsun canım!"

"Sağol sağol."

"İyisin di mi şimdi?"

"İyiyim iyiyim."

Bir süre oturup konuştular. Sonra Steven' ın gözüne yosun top çarptı.

"Eee ne yapıyordunuz?"

Bones topu kuyruğuyla dürttü. "Babamız bir süre önce bunu getirdi. Biz de birbirimize atıp duruyoruz."

Night yere oturup isteklice yosun topa baktı.

"Bize de atın bari."

Creeper omuz silkti. "Atalım bari."

"Alın bakalım!" Bones topa sertçe vurarak onu Steven' a doğru attı, Steven da yosun topu Night' a iteledi. Night eğilip topa isteklice bakarken sağ patisini geriye çekti. Sonra da o kadar sert vurdu ki, yosun top havaya fırladı ve Rotten' dan biraz uzağa düştü. Zombi kurt ise iç geçirip topa isteksizce baktı.

"Ben almıyorum onu. Git sen al."

Night savunmaya geçti. "Niye?!!"

"Çünkü atan sensin. Git şimdi. Hadi."

Night ayağa kalkarken homurdandı ve sıçraya sıçraya yosun topa gitti. Sonra ağzıyla alıp geri döndü, topu ortaya bıraktı. Yosun topu rastgele ittirdi. Önüne doğru yuvarlanan topu, Bones çevik bir kuyruk hamlesiyle Rotten' a attı. O da topu Creeper' a yolladı.

Yavrular, yosundan topla bir süre oynadılar. Ta ki...

Rotten oynamayı bıraktı, başı aniden kalktı. "Hey, kokuyu alıyor musunuz?" dedi havayı koklarken. Diğerleri de durdular ve havayı kokladılar. Steven günler geçtikçe daha da soğuyup kuruyan havayı ciğerlerine çekerken burnuna tavşan kokusu geldi. Ve bir de babalarının kokusu.

Dusty Road, ağzından aşağıya doğru sallanan iki Işık Tavşanı' yla böğürtlen çalısının etrafından dolanarak geldi. İlerlerken de kuyruğunu havaya kaldırdı. Zaten acıkmış oğulları da hemen peşinden koşa koşa geldiler. Babaları, annelerinin yanında oturdu ve bembeyaz tavşanlardan birini onun önünde koydu. Sonra da kürkü yolunmuş diğer tavşanı yavruların önüne koydu. Creeper kuyruğunu sallayarak tavşanın karnını dişledi. Rotten da tavşanın sırtını yemeye başladı.

"Sağol baba."

Bu sırada anne ve babaları da kendi tavşanlarını yemeye başlamıştı. "Bir şey değil oğlum." oldu Dusty Road' ın yanıtı. Steven dişlerini tavşanın göğsüne geçirip oradaki eti, bodur kalmış kürküyle birlikte çekerek kopardı ve yemeye başladı. Tavşanın tadı her zamanki gibi güzeldi. Zaten babalarının getirdiği avların çoğu bu tavşanlardan oluşuyordu. Nadiren farklı bir şey gelirdi. Bazen babaları bu tavşanlardan yakalayamayınca, yanlarına siyah veya kahverengi bir tavşan ve birkaç kuşla gelirdi. Babaları çok getirdiğine göre, ya tadını çok seviyordu, ya da bu tavşanları avlamak çok kolaydı. Ya da her ikisi. Bilmiyordu, fakat doğada babasıyla avlanmaya başlayınca ilk işi beyaz tavşan avlamayı öğrenmek olacaktı.

Tavşanlar tamamen bittikten sonra iskeletleri uçurumdan aşağıya atılarak mekan temizlendi. Birbirlerini yalayarak temizledikten sonra da babaları konuşmaya başladı.

"Gelin bakalım çocuklar, yaklaşın," dedi iyice yerine yerleşirken. Bu sırada Steven' a öyle bir bakıyordu ki, Steven kendisinde bir problem olup olmadığını merak etti, fakat kendisi iyiydi. "Size anlatmam gereken uzuuun bir hikaye var."

"Yaa? Neyle ilgili?" dedi Creeper kulaklarını ilgiyle havaya dikerek.

Gri erkek, "Dünya' nın oluşumu ve ejderhalarla ilgili." dedi Creeper' a bakarak. Creeper' ın gözleri büyüdü. "Oooo!!"

Bekle! Neyle ilgili neyle?!

"Sayamayacağım kadar yıl önce, beş ejderha kustal bir görev için toplandı. Bu görev, tüm Elementler' deki ejderha ve ejderlerin yaşayabilecekleri, ortak bir gezegendi. Ateş Ejderhası, Toprak Ejderhası, Su Ejderhası, Doğa Ejderhası ve Buz Ejderhası güçlerini birleştirdi ve sonucunda burası oluştu. Bu gezegene "Dünya" adını verdiler. Tüm ejderha ve ejderler, Dünya artık hayvanlara ve beyaz derililere kalmaya başlayınca da tekrar uzaya, yükseklere çekildiler ve bilinmeyen bir yerde yaşamaya başladılar. Daha sonra heryer gelişti, buna dönüştü.
Biraz da Elementler' den bahsedeyim." Devam etmeden önce boğazını temizledi. "Evrende 17 Element vardır çocuklar. Bunlar Işık, Elektrik, Savaş, Ateş, Güç, Hava, Buz, Su, Doğa, Toprak, Karanlık, Demir, Efsane, Saf, Savaş, İlkel ve Normal. Biliyorum çok fazlalar, fakat bu fazlalıklar evrenin işleyebilmesi için gerekli. Bu Elementler' i taşıyan ejderhalar vardır ve senin Elementinle ilk temasında veya ilk kullanışında karşına çıkar ve sana güçlerini verir. Evrendeki her hayvana Element verilmez ama. Ejderhalar, uygun gördükleri kişileri seçerler."

"Baba!" dedi Rotten. "Ben uçurumdan atladığımda cızır cızır bir şeyler bir şeyler yapmıştın. O Elementin miydi?"

Babaları sağ kulağını salladı. "Benim Elementim Elektrik çocuklar. Bunu bana Elektrik Ejderhası' nın ruhu verdi," Bir anlığına duraksadı. "Nasıl aldığımı anlatayım mı?"

"OLUUUR!!"

"Pekala." Başka bir derin bir nefes aldı. "Biliyorsunuz ki ben Orman Rüzgarı Sürüsü' nden geliyorum. Hocam Crow Bush, şimdi Alfa ama ben onun çırağıyken bir Beta' ydı."

"Affedersin Dusty Road," dedi Sassy onun sözünü bölerek. "Şu sürü rütbelerini tekrar hatırlatır mısın? Yine unuttum da."

Dusty Road başını öne eğdi. "Peki Sassy. Alfa, bir sürünün lideridir, Beta da lider yardımcısı. Tıpçı, sürünün sağlığından sorumlu olan kurttur. Savaşçılar, sürü için avlanıp savaşan, sürüyü koruyan kurtlardır. Bakıcılar ya yavrulara bakan, ya da doğurmayı bekleyen dişilerdir. İşleri bittikten Çıraklar, bir savaşçı ya da Tıpçı olmak için eğitim gören genç kurtlardır. Yavrular, bir çırak olamayacak kadar genç kurtlardır. Ve son olarak da yaşlılar var. Yaşlılar; eskiden ya bir Tıpçı, ya da bir savaşçı olmuş, fakat bir yara ve/veya hastalık ve/veya yaşlılık yüzünden işlerini yapamayacak duruma gelmiş kurtlardır. Bazen yavrulara ve çıraklara hikayeler anlatırlar. Ah, bir de yanlızlar vardır; bir sebepten dolayı omuzlarına pençe yiyip sürülerinden atılmış kurtlar." Dusty Road eşine baktı. "Şimdi hatırladın mı tatlım?"

"Evet, teşekkürler. Hadi devam et."

Babaları bir-iki saniye duraksadı. "Dediğim gibi, Crow Bush ben sürüden atılmadan önce bir Beta' ydı, ben de onun çırağı. Olayın olduğu zaman bir çayırdaydık, gece yarısı olmuştu. Biz Işık Tavşanı avlıyorduk. Gökte Fırtına Ejderhaları vardı ve arada sırada yere yıldırım atıyorlardı. Her ne kadar dikkatli davransak da bu, bir yıldırımın üzerime düşmesini engellemedi." Oğullarının hepsinin nefesi kesildi. Madem ona yıldırım çarpmıştı, nasıl oluyor da hayattaydı? "Tam da sırtıma indi. Sırtıma aşırı uzun iğneler batıyormuş gibi hissettim. Sonra da yere yığıldım, kendimden geçtim," Yutkundu. "Gözlerimi açtığımda hâlâ çayırdaydım, hava hâlâ karanlıktı. Çevremde kimse yoktu. Ne Işık Tavşanları, ne hocam, ne de başka bir canlı. Kimse yoktu... Sadece üzerime koca, soğuk bir gölü indiren koyu renkli, gürültülü fırtına bulutları. Gökyüzü arada sırada hafifçe aydınlanıyordu, bazen şimşek çakıyordu ve bazen de yere yıldırım iniyordu. Ben ürkmüştüm, yavaş yavaş, temkinli bir şekilde ilerliyordum. Havada sadece yağmurun kokusu vardı, diğer tüm kokuları silmişti o hızlı damlalar. Önümdeki gökte duran koyu mavi bulutlardan biri parladı. Parlayan buluttan sarı ve beyaz renkli, eğri büğrü bir yıldırım hızla inmeye başladı-"

"Baba!" diye Dusty Road' ın sözünü kesti Rotten. "O düşen yıldırım, beni tuttuğun yıldırım mı?"

"Öyle de diyebilirsin. Aslında tek yaptığım, Elektrik Elementi' nin bir yeteneğini senin üzerinde kullanmaktı. Öhöm, dediğim gibi eğri büğrü bir yıldırım hızla inmeye başladı ve çimlere ışıldayarak indi. Etrafı bir toz bulutunun dalgası sararken, sağır edici bir ses duydum. Ama bu bir gökgürültüsü değildi, bir ejderhanın sağır edici çığlığıydı. Güçlü bir toz dalgası bana vurduğunda, gözlerimi tozdan korumak için kafamı eğdim. Kafamı kaldırdığımda; sarı ve açık mavi renkli, postu elektriklenen ve üç tane boynuzu olan erkek bir ejderhanın karşımda durduğunu gördüm! O toz bulutunun içinde, safir rengi gözlerinden kıvılcım saçarak bana bakıyordu. Toz iyice dağılınca ufak kanatlarını ve uzun, ucu üçgen şeklinde olan kıvrık kuyruğunu da gördüm. O bana doğru yürümeye başlarken kalbimin atışı hızlandı. Ne olacağını hem biliyordum, hem de bilmiyordum. O ejderha tam da önümde durup beni şöyle bir süzdü. Sonra konuşmaya başladı.

"'Merhaba Dusty Road. Sonunda seninle buluşabildik! Ben Elektrik Ejderhası River Sun (River San, Nehir Güneşi)."

"'Se-Selam River Sun," diyebildim anca. O an çok şaşkındım. Gerçekten onun beni seçtiğine zihnimin bir tarafı inanmıyordu! Açık mavi tırnaklı pençesini baba doğru uzattı ve "Hadi," dedi. "Sana Elektrik Elementiler' in neler yapabildiklerini görseteyim." dedi.

Ben onun pençesini tuttum ve River Sun beni sırtına saldı. Sonra da kükreyerek havaya yükseldi. "Fırtına bulutlarının" olduğu yere. Yanlarına vardığımızda, koyu bulutların üzerlerinde iki dev kanadın uçtuğunu gördüm. Fırtına bulutlarından biri başını kaldırıp bana bakana kadar onların bir ejderha olduğundan haberim dahi yoktu! Sonra diğerleri de başlarını kaldırıp bana baktılar. Göğüslerine çektikleri kısa kollarını şimdi daha iyi görüyordum, siyah, üç tırnaklı sivri pençelerini de. Baştaki ejderha ağzını açtı ve bir yüksek gökgürültü sesi çıkardı. Sonra yine başını öne eğdi ve hepsi birden pençelerini sürtmeye başladı. Bütün ejderhaların tırnaklarındaki sarı elektriği ve kıvılcımları görebiliyordum. Sonra elektrik gittikçe yoğunlaştı. Ve aniden Fırtına Ejderhaları' nın pençelerindeki cızırtılı elektrik, sarı ve beyaz renkli bir yıldırım şeklinde yere indi ve bir yerleri patlattı. Hem zemini, hem de kulaklarımı.

"'Biz Elektrik Elementiler," diye başladı River Sun. "Bir döngünün parçasıyız. Bilirsin, Toprak Elementliler başkalarının negatif enerjilerini emip dururlar. Bizler de yere inen her yıldırımda bu negatif enerjiyi yok ederiz. Fakat unutma: Yapılan her yıldırım saldırısında, Doğa ve Toprak Elementli büyücülere zarar verebilirsin. Bu dikkatli ol."

"'Ya yok etmezsek ne olur?"' diye sordum. Sonuçta hiçbir Doğa veya Toprak büyücüsüyle kavga etmek istemiyordum.

"'Hastalanırlar. Ve bunun da tedavisi olmaz. "

River Sun ileriye doğru uçarken ben de bu Elementi almanın iyi bir şey olup olmadığını düşünüyordum. Fakat her Element' in bir dezavantajı vardı. Her biri kendi kolaylık ve zorluklarıyla geliyordu, bu yüzden River Sun' ın teklifini kabul etmemek mantıksızdı. Onunla bir süre vakit geçirdik. River Sun bana nasıl kıvılcım saldırısı yapacağımı öğretti. Ama sadece onu. Geri kalanını kendim öğrenmeliydim. Biraz uçtuktan sonra beni yere indirdi ve bana iyi dileklerde bulundu. Beni Ruhlar Dünyası' ndan hep izleyeceğini söyledi, sonra da burnunu benim burnuma değdirdi. O sırada bedenim tekrar kasıldı. Büyük bir enerji ve cesaretle doldum, sanki uzun bir dağı beş kez tırmanabilecektim. River Sun' ın göğsünden yarı şeffaf bir parça koptu ve uçarak gelip benim içime girdi. O anda bir sarsıntı hissettim ve aniden gözlerimi kapattım. Bir şey veya biri beni sarsıyordu. Elektrik Ejderhası' nın önümden kaybolduğunu hissettim. Fakat hâlâ sarsılıyordum. Bir dişi, benim ismimi boğukça söylüyordu. Gözlerimi açtığımda şafağın gelmekte olduğunu gördüm. Crow Bush ve Cherryhawk yanımdaydı. Crow Bush beni sarsıyordu. Crow Bush' dan korku geldiğini hissediyordum, fakat beni uyanık görünce korkusu hafifledi.

"'Road? Road? Beni duyabiliyor musun?"

Cherryhawk' ın bu sorusu üzerine yavaşça patilerimin üzerine kalktım. "'Ah, evet. Ne oldu?"'

Hocam bana baktı. "'Sana yıldırım çarptı. İyi misin Road?"'

"'Ah, evet. Çünkü az önce Element' imi aldım!.."

Daha sonraki zamanlarımda, Element' imle ilgili eğitimlere girdim. Elektrik dışında başka yeteneklerim de oldu. Mesela artık ateş beni çok az etkiliyordu, zehire ve demirden yapılma şeylere karşı daha güçlü oldum. Buna karşılık Hava, Buz, Su ve Toprak da daha da çok etkiliyordu." Dusty Road başını kaldırıp derin bir nefes aldı. Sanki bütün hikayeyi tek solukta anlatmış gibi bir hali vardı -ki anlatmamıştı-. Sonra devam etti: "Elementler bir kurdun kişiliğini, kararlarını, düşüncelerini ve yeteneklerini belirler. Elementi' ni almış her kurt sürüsünün önünde bir söz verir; Element' ini sürüsünün iyiliği için kullacağına dair bir söz ve bu söze her büyücü uymak zorundadır. Ne olursa olsun. Ve bir çok büyücü de bu söze uyar."

"Ya uymayanlar?"

"Onlar da -genellikle- kötü birer kurda döner."

Babaları gururla onlara bakar minik beşli de birbirlerine bakıyordu. Hikayenin etkisinden sıyrılıp harekete geçen ilk kurt, soruyu soranla aynıydı.

Rotten aniden arkasına döndü ve "Ben Doğa Elementli' yim, ben Doğa Elementli' yim." diye bağırarak koşmaya başladı. Bunu gören diğerleri de bağıra bağıra peşinden gitti.

Tüm Elementler. Güç ve Hava benim yarattığım Elementler, bu yüzden sonraki "Rüzgar" yazısını "Hava" olarak bilin. Ayrıca Hava Elementi' nin rengi mor, Efsane' nin de gökkuşağı.

Güzellik, Sihir, Kaos, Mutluluk, Rüya ve Ruh. Eski Elementler. Eskiden kullanılan, ama artık unutulmuş olan Elementler. Belki bir gün birileri onları ve ejderhalarını tekrar hatırlar, kim bilir? 🙂

Neyse, bu bölüm hakkında ne düşünüyorsun? Nasıldı? Hataları var mıydı? Ve daha da önemlisi...

Neden bu Elementiler' i kullanarak kendi OC kurt ve kedilerini yaratmıyorsun? İyi geceler, iyi uykular. Kendine iyi bak. ❤️

by Badger Night.

Fotoların hepsi Deetlist.com dan screenshotla alınmıştır.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro