Multideki Ali Osman

Günler günleri, haftalar haftaları kovaladı. Kaan yavaş yavaş kendini toparlıyordu, çalışmalarına başlıyordu. En son yaptığı büyük hatanın farkındaydı ve bunu telafi edecekti, ekibe yeni biri katılmıştı, ismi Ali Osman'dı.

 Ali, ekibin ilk öldürdüğü adam olan Mustafa Yılmaz'ın oğluydu. Ekibe''Babam çok kötü bir insandı bu hayatta büyük hatalar yaptı, onu öldürmekle en iyisini yaptınız, sonuna kadar haklısınız, bu yolda size destek olmak istiyorum''diyerek katıldı, zaten Kaan onu çok tanımasa da çocukken karşılaştıkları olmuştu.

Fakat bu yeterli kalamazdı, Kaan'ın sıradaki hedefi Timur'du fakat Timur'u hallettikten sonra ekibi genişletecekti, bu gerekliydi zaten 4 kişi yeterli olmuyordu artık 5 olsalar da 2 kişi daha almak istiyordu.

Kaan 1 ay evde kalmıştı bu yeterliydi artık çıkıp adaleti aramaya gitmesi gerekiyordu. Timur, elbette yurt dışına kaçmıştı, Ertuğrul durmadan onun yerini arıyordu. Kaan onu bu sefer değişik bir şekilde alt etmeyi planlıyordu.

Geçen sefer Kaan'ın yaptığı hata dışında bir hata daha vardı, Timur hakkında yeterli bilgi toplamamışlardı, Timur bir çok ödül kazanan bir dövüşçüydü daha sonra yolunu değiştirip mafya olmuştu.

Bu sebepten Kaan'ı kolaylıkla haklamıştı, şuanda Ertuğrul hala bilgisayarda yer tespitiyle uğraşıyordu Mert ve Mahir usta bahçede tavla oynuyorlardı, Mine bahçedeki hamakta hem müzik dinleyip hem de kitap okuyordu, Kaan terasta Maltana içerek düşünüyordu.

Kaan düşünürken gözüne Mine çarptı ve sesli bir şekilde kendi kendine konuştu ''Ulan vay anasını kıza bak lan hem müzik dinliyor hem de kitap okuyor bunu sadece benim tanıdığım kızlar mı yapıyor yoksa sadece ben mi yapamıyorum. Benim kuzenler de böyleydi ya la''dedi.

Kuzenler deyince aklına 'Acaba ne yapıyorlar şimdi' diye düşündü ve telefonundan sosyal medyada açtığı sahte hesaptan tanıdığı her insana baktı, sonra çocukken tanıdığı ablası kadar sevdiği Ayşe ablasının hesabını gördü ve girip baktı.

Ona güvenebilirim diye düşündü, hem onu Ertuğrul bile tam tanımıyordu 'ona bir zarar gelmez onu hiç kimsem tanımıyor hem gelmesine de izin vermem' diye aklından geçirdi tekrar.

Aşağı indiğinde önce Ertuğrul'un yanına gitti hala bir sonuç yoktu, ona ve diğerlerine bir işi olduğunu söyleyip anahtarını aldı, çıktı.

Arabasına atladı ve aklında kaldığı yollardan Ayşe ablasının evine ulaştı, arabayı bir kaç sokak öteye parketti, yavaşça yürüyerek eve ulaştı.

Ayşe, kızını okuldan almış eve gidiyordu, girmeden son bir kez bakkala uğradı ve apartmandan geçerek eve girdi. Kızı Buğlem, koşarak odasına gitti. Ayşe her zaman ki gibi önce mutfağa girdi, girince sandalyede kafası yere bakan Kaan'ı gördü, bir çığlık attı.

Kaan hızla ayağa kalktı ve ablasına doğru döndü, Ayşe yavaşça ve şaşkınca''Kaan...Ama...Sen öldün...Sen...'' dedi, Kaan''Biliyorum insanların böyle bilmesi gerekiyodu ama her şeyi açıklacağım. Yani kısacası ben ölmedim''dedi. Son cümlede tebessüm vardı, koştu ve ablası kadar sevdiği Ayşe'ye sarıldı, tam bir abla kardeş manzarası vardı. Bu sırada Buğlem mutfağa girdi ''Anne bu kim?'' diye sordu.

Kaan Ayşe ablasından ayrıldı ve yavaşça yere dizinin üstüne çökerek Buğlem'in saçını okşadı. Ardından ekledi''Benim Buğlem, Kaan abin''. Buğlem Kaan'ı görünce afalladı ve ''Ama sana öldü dediler Kaan abi''dedi şirin sesiyle.

 Kaan sesini duyunca tebessümünü arttırdı ve küçük kızın sorusunu cevapladı''Sadece küçük bi saklambaç oynadık, insanlarda beni öldü sandılar ama sakın kimseye söylemek yok tamam mı? Çünkü henüz oyun bitmedi''dedi.

Küçük kız 'Tamam' anlamında başını salladı, Ayşe''Hadi kızım sen odana git üstünü değiştir sonra derslerini bitir'' dedi şirin kıza. 

Daha sonra Kaan ve Ayşe oturdular, saatlerce olanlar hakkında konuştular, Kaan Ayşe'nin yorumlarını dinledi, ondan fikirler aldı bunlar Kaan için değerliydi.

Akşam olmak üzereydi, Kaan ve Ayşe hala konuşuyorlardı, birden Kaan'ın telefonu çaldı, arayan Ertuğrul'du Timur'un yerini bulmuşlardı ve telefonu kapattı telaşla evden çıkıp ekibin yanına, evine doğru gitti.

Eve geldiğinde aynı hızda içeri girdi ve hazırlanan haritaya baktı, Timur Rusya'nın 2. büyük şehri olan Sankt Peterburg'a kaçmıştı, Kaan başını haritadan kaldırdı herkese teker teker baktı ve''Hadi hazırlanın, Peterburg'a gidiyoruz biriniz Ali'yi de arasın onu da alalım.

Ekip bu sefer son derece çatışmaya hazır bir şekilde silahlanmıştı, güvenli bir yerden helikopter kiraladılar silahları da sakladılar ve Rusya yolculuğu başlamıştı.İner inmez bir araba kiraladılar ve rezervasyon yaptıkları otele gittiler.

Otele gelip yerleşmeye başladılar, herkes eşyalarını yerleştirirken Ertuğrul ortalarda yoktu. Mert işini bitirince, o da farketti. Tam bu sırada kapı anahtarla açıldı ve Ertuğrul içeri girdi.

İçeri giren Ertuğrul'u Kaan da farketti ve ''Nerdesin la sen'' diye sordu. Ertuğrul elindeki poşeti de göstererek''Bişey yok yav acıktım yiyecek bişeyler almaya gittim'' diye cevapladı.

 Mert şaşkınlıkla''Lan inişten yarım saat önce yedik ya la''dedi, Ertuğrul başıyla 'Tekrar acıktım' hareketi yaptı.

Hepsi eşyalarını yerleştirdi, Ertuğrul da yiyeceğini bitirdi ve bilgisayara döndüler. Yarın akşam şehrin meşhur bir salonunda kafes dövüşü olacaktı, Timur bu dövüşte dövüşecekti. Ertuğrul, adresi haritasına kaydetti. Kaan ise yakınlardaki bir spor salonuna çalışmaya gitmişti.

Ertesi Gece

Timur, havalı bir biçimde kafese girmişti, birazdan olacaklardan habersizdi. Timur'un ilk rakibi de kafese girdi, yapılı ve kaslı olan adam Timur'u yeneceğinden emindi. Dövüş başladı, Timur yüzüne gelen darbelere henüz karşılık vermemişti aslında sadece yüzüne darbe almamıştı.

Adam hala Timur'a yumruk atmaya devam ediyordu, tam Timur'u köşeye sıkıştaracak gibi olmuştu ki Timur harekete geçti adamın yanından sıyrıldı. Adaamı köşeye sıkıştırdı ve sert yumruklarla adamı etkisiz hale getirdi.

Adam köşeden kaçmayı başardı, köşeden çıkar çıkmaz arkasını döndü fakat Timur hazırlıklıydı, adam dönünce yumruğu çaktı ve adam yere devrildi. İlk rakibi alt eden Timur, bu şekilde ikinci rakibini de rahatla devirdi.

Sıra üçüncü rakibe gelmişti, spor bornozuyla yüzü görünmeyen bir şekilde kafese giren adam köşesine yaklaştı, Timur'a arkası dönükdü. Dövüş başladı genç adam hala bornozlaydı ve arkasını hızla döndü, döner dönmez bornozu yere attı.

Timur, Kaan olduğunu görünce şaşırdı fakat bozuntuya vermedi''Vay be, demek karşıma çıkacak kadar büyüdüğünü sanıyorsun yanlız haberin olsun burası top havuzu değil! Seni bir kere alt etmem senin dersini vermemiş belli ki''diye söze başladı Timur. Bunları konuşurken kafeste hazır biçimde dönüyorlardı.

Kaan''Merak etme eğer burası top havuzu olsaydı seni yine havuza gömerdim ayrıca haklısın beni bir kere yendin şimdi sıra bende''diyerek cevap verdi, cümlesinin son kelimesinde Timur'un suratına bir yumruk atıp geri çekildi.

Timur, bu yumruğu beklemiyordu ve bir an sarsıldı. Kaan'dan biraz uzaklaştı, tam köşeye yaklaştığında Kaan fırsat bilip Timur'un üzerine yürüdü onu köşeye sıkıştırdı. Yumruklarını suratına ve karnına yedirdi, Timur'un yüzü kanla doldu fakat Timur hala gülüyordu, bu Kaan'ı daha da sinirlendirse de bunu onu sinirlendirmek için olduğunu biliyordu.

Timur, Kaan'ın yanından sıyrıldı ve Kaan'a yumruklarını savurdu. Kaan suratına gelen yumrukların acısını umursamadan eğilip yumruklardan kaçtı ve Timur'dan uzaklaştı. Kaan uzakta bekledi, bu sefer Timur gelecekti.

Timur yavaşça yaklaştı, Kaan'a iyice yaklaşınca birkaç yumruk attı, Kaan'da hala tık yoktu. Yumruklara aldırmadan Timur 'un üstüne yürüdü, Timur Kaan'ın yüz ifadesini görünce biraz tırstı. Kaan hızla yaklaştı hiç durmadan Timur'a çok sert bir tokat attı adeta Osmanlı tokadı şeklinde.

Kaan'ın sert tokatıyla yere yığıldı Timur, Kaan Timur'un üstüne çıktı ardı ardına yumrukladı. Timur'un bilinci kaybolmaya başladı.

Bu sırada etrafta Timur'un içerdeki adamlarını tespit eden ekip belirli noktalar saklanarak tetikte bekliyorlardı, Kaan ayağa kalktı ve hepsine işaret etti. İşaretle silah sesi her bir yandan patladı, kurşunlar havada uçuştu.

Yaklaşık 9 saniye süren bir kurşun fırtınasıyla tüm insanlar korkarak bir kısmı mekanı terketti, bir kısmı ise saklandı, Timur'un adamları da ölmüştü. Kaan, Timur'u sertçe ayağa kaldırıp kafese dayadı, Timur baygın gibiydi fakat bilinci yerindeydi.

Kaan, Timur'a baktı ve ''Timur, babamı sırtından vurarak para için satmamalıydın, herkese ibret olsun hiç bir hain cezasız kalmaz!'' diyerek sertçe konuştu, döndü. Ertuğrul, silahını Kaana kafesin arasından attı ve Kaan silahı aldı, alır almaz dönüp Timur'un kafasına 3 kurşun ateş etti.

Ali bir kapıyı açıp ekibin yanına geldi ve ''Bombalar tamamdır''dedi. Kaan kafesten çıktı ve Mine'nin uzattığı eşofmanları üstüne geçirdi, mekandan çıkıp kiralık araca bindiler daha önce de olduğu gibi mekandan biraz uzaklaşınca patlattılar büyük bir gürültü patladı.

Hemen otele çıkıp hazırlandılar, Kaan duş aldı ve üstünü değiştirdi. Hazır olduktan sonra geldikleri helikopterle dönüş yoluna koyuldular...