Bayılan Kaan'a baktı Timur, acıyarak baktı ardından cebinden telefon çıkardı bikaç numara çevirdi ve kulağına yaklaştırdı''Hemen helikopteri çalıştırın ben gidicem aşağıdakilerde çatışma bitene kadar burdan ayrılmasın şu bi grup salağın icabına bakın''dedi.

Aşağıda ise işler pek yolunda değildi, adamlarda ekibe göre üst teknoloji silahlar vardı fakat ekip çatışmaya hazır olmadığı için basit silahlarla gelmişlerdi, kurşunları da ciddi derecede azalmıştı.

Aynı anda Timur elinde bir çantayla çatıya çıktı ve onu bekleyen helikoptere bindi, yükselip oradan uzaklaştılar. 

Ekibin kurşunu bitmişti artık yerde ne bulurlarsa onu atmaya başladılar, Timur'un adamları bundan güç alarak üçlünün yanına yaklaşmaya başladılar. Üçünün de kafasına silah dayandı üçü de ortaya geldi, elleri havadaydı hepsinin.

Ertuğrul''Hey hey hey yavaş biraz''diye çıkıştı buna karşılık adamlardan birisi''KAPA ÇENENİ! Zaten birazdan geberip gidiceksin ama şu kızla belki biraz eğleniriz''dedi, Mert bağırdı'Ona dokunursan seni hayatında görmediğin eziyeti yaparım''diye çıkıştı

Bu yaşananlar mekanın içindeydi bir anda binanın dışından silah sesleri gelmeye başladı, adamlardan biri''Çıkın bakın ne oluyor dışarda''diye emir verdi adamlara. Timurun adamları emre uydu ve birer birer dışarı çıkmaya başladılar.

Fakat dışarı çıkan adamlar teker teker vuruldular, içerdekiler bunu seslerden anladı. En son içerde hiç adam kalmamıştı sadece Ertuğrul'u,Mert'i ve Mine'yi tutan adamlar ve emri veren adam içerdeydi.

Kapı bir anda sertçe açıldı ve üç tane adam içeri girdi, hepsi sırayla kalan adamları vurdu. Bu üç adamdan biri Mahir usta biri Akın usta diğeri de genç bir çocukdu.

Mine hemen koşarak Mahir ustaya sarıldı, aklına Kaan geldi ve''KAAN''diye bağırdı, hemen merdivenlere koştu hepsi yukarı çıkıp Timurun odasına girdiler, Kaan kanlar içinde yerde yatıyordu.

Mine onu öyle görünce bir anda sesli bir şekilde ağlamaya başladı, Ertuğrul''Kardeşim, kardeşim şimdi seni götürücez hastaneye dedi ve bir ucundan Ertuğrul bir ucundan Mert tuttu onu arabaya kadar taşıdılar ve hastaneye doğru yola çıktılar.

Hastaneye geldiler Kaan hala uyanmamıştı, hemen sedye geldi ve Kaan hemşirelerin denetimi altına girdi.

2 Saat Sonra

Ekip doktorun kapısında bekliyordu, henüz bir haber yoktu. Doktor başka bir odadan çıktı ve ekibin yanına yaklaştı''Hastanın yakınları sizler misiniz?''diye sordu, hepsi birden kafasını salladı doktor''O zaman buyrun odamda konuşalım'' dedi hepsi odaya girdi.

Doktor koltuğuna oturduktan sonra söze başladı''Hastanın sol kaburgasında 2 sağ kaburgasında 1 tane çatlağı var biraz iç kanaması vardı fakat şuan kontrol altına aldık, bir de ufak tefek sıyrıkları var bunlar önemli değil, kaburgaları için birkaç gün burada kalacak daha sonra 3 hafta evde kalması gerek haftada 2 kontrolü olacak onun dışında dikkatli bakılmalı başka da önemli birşey yok verilmiş sadakası varmış kırık yok''

Mahir usta''Peki şuan görebilir miyiz hastayı?''diye sordu, doktor ''yaklaşık yarım saat sonra odasına alınacak bilgileri alt kattaki sekreterden alabilirsiniz''diye cevapladı. Hepsi teşekkür etti ve odadan çıkıp beklediler.

Bir süre sonra sekreterin verdiği oda numarasına gittiler, içeri girdiklerinde hemşire tansiyon ölçümü yapıyordu ve Kaan'ın gözleri yorgun bir biçimde yarım açıktı.

Akın ustayla genç çocuk gitmek zorunda kalmışlardı, şuan Mahir usta ve diğerleri vardı. Mahir usta Kaan'ın yanına yaklaştı ve''Aslanım nasılsın iyi misin?Çok korkuttun bizi''diye sordu, Kaan yorgun bir şekilde kısık bir sesle''İyiyim usta korkmanıza gerek yok''diye karşılık verdi.

Odadaki hemşire''Hastanın nefes alışverişi şuan pek dengeli değil bu yüzden çok konuşturmaya çalışmayın''diye uyardı.

Arkadaşlar, çok kısa bölüm oldu biliyorum ama ameliyet oldum daha yeni yeni toparlandım şimdilik bu kadar ama devamı kısa sürede gelecek...