5.BÖLÜM
Multide ki Mustafa Yılmaz
Ekip ilk operasyonun ardından 'Binayı imha etme' kısmına geldi. Ertuğrul binanın bodrumunun da altında bulunan zemin kata indi. Havalı bir şekilde bombayı yere sabitleyip ayarlayan Ertuğrul, işini bitirdikten sonra diğerlerinin yanına gitti. Kaan arabayı binanın girişine çekmiş Mineyle konuşuyordu, Mert ise binadaki güvenliklerin hepsini tuvalete kitleyip diğerlerinin yanına gitti. Herkes arabadaki yerini aldı ve Kaan arabayı sürmeye başladı tabii Mustafa Yılmaz'ı bağlayıp bagaja koymayı unutmamışlardı.
Biraz uzaklaştıktan sonra Kaan Ertuğrul'a dönüp başıyla onayladığını belirtti. Ertuğrul anında elinde açık bulunan laptopun 'Enter' tuşuna bastı, basar basmaz büyük bir gürültü ve sarsıntı hissedildi. Hepsi tebessümlerini gizleyemedi, yolda devam ederken sarsıntıyla birlikte Kaan arabanın süratını arttırdı. Yolları devam ederken Kaan, Maltana almak için torpidoyu açtı ve açar açmaz tepkisi ''Oha bunlar ne lan!''oldu. Bakışlarını direk Ertuğul'a çevirdi, Ertuğrul ise direk teslim olmuşcasına ellerini havaya kaldırdı''Yav ne var yani belki AVM'nin hamburgercisinden birkaç tane hamburger aşındırdıysam'' Kaan duydukları üzerine elini alnına vurdu''Olum tamam ayısın Eyvallah sıkıntı yok alıştım ama niye torpido lan niye''bunun üzerine Ertuğrul''Ne biliyim yolda yerim diye koydum hatta iyi hatırlattın şimdi başlayabilirim'' diyerek hamburgerlerden bir tane aldı, paketi açtı ve bir ısırıkta yarıya indirdi.
Eve geldiklerinde Mahir usta sandalyede uyumuştu, Kaan ve Ertuğrul yaralı olan Mustafa Yılmaz'ı boş olan penceresiz odaya attılar. Zaten yaralıydı, Kaan ve Mertte onunla birlikte odaya girdiler. Kaan Mustafa'nın yarasını açarken Mert ilk yardım çantasını getiriyordu.
Kaan, Mustafa'nın kolunu açtığında kurşunun kolunu sıyırdığını gördü, o sırada Mustafa konuştu''Senin küçüklüğünü bilirim, bunları neden yaptın?''Kaan anında ciddileşerek Mustafa'yı yanıtladı''Ben mi?Ben mi?Asıl sen kendine sormalısın neden Haluk'a neden böyle yaptım diye? O sana güvenmişti ama sen sahtekar çıktın''dedi ve sinirini kontrol edemedi sandalyedeki Mustafa'ya yumruk attı. Mustafa sandalyeden düştü, Kaan hala sinirini kontrol edemiyordu, Mustafa'nın üzerine çıktı hızla yumruklamaya başladı. Çok sert yumruklar atıyordu Kaan, o kadar sertti ki adamın yüzü zaten kanla dolmuştu sesleri duyan ev halkı odaya toplandı hepsi Kaan'ı çekmeye çalışıyordu pek de başarılı oldukları söylenemezdi.
En sonunda hepsi tutarak onu Mustafa'nın üstünden aldılar, yüzünden akan kanlar yere ve gömleğine bulaşmıştı. Hepsi Kaan'ı odadan çıkardı sadece Ertuğrul kaldı. Yere doğru eğilerek Mustafa'ya baktı ve''Ne kadar zayıfmış değil mi sayın abi? Yani o kadar zayıf ki eğer 2 dakika daha gecikseydik muhtemelen ölmüş olacaktın''. Daha sonra Mert odaya geldi ve yerdeki Mustafa'yı sandalyeye oturttu, yarasını sardı ve odayı kitleyip çıktılar.
Ertesi gün ilk kalkan Kaan oldu, hemen üzerini giyinip kapıdan dışarı çıktı, fırına gidip taze ekmek aldı tekrar eve döndü. Hala kimse kalkmamıştı, mutfağa geçti ve yumurta kırdı, sofra kurdu. Herkes teker teker uyanarak sofraya geldi. Hepsi şen şakrak kahvaltı yaptı, kahvaltıdan sonra Kaan Ertuğrul'u da aldı ve Mustafa'nın odasına girdi.
Kaan kapıyı kapatıp Mustafa'nın karşısına geçti ve konuştu''Seninle köklü bir geçmişimiz var Mustafa, önceden seni öz abim gibi görürdüm, beni o meşhur Palio'nla dolaştırırdın hep. Ama o zamanlar senin gerçek yüzünü tanımamıştım şimdi seninle klasik elektrik oyununu oynuyalım merak etme ben diğerleri gibi sen konuşturmaya çalışmıyorum sadece sana benim hissettiğim acıyı az da olsa hissettirmek amacım''dedi ve Ertuğrul'un ona uzattığı kablonun birini sol elinin baş parmağına daha sonra diğerini de sağ elinin baş parmağına yerleştirdi. Mustafa'nın ayakkabısını çıkardı ayağına da diğer kablolarına taktı''Normalde bir abimden aldığım tavsiyeye göre bunu bir yere daha takmam gerekiyor ama ben o kadar vicdansız olmuycam'' dedi.
Daha sonra Kaan makinenin başında bulunan Ertuğrul'a başıyla onayladığını gösterdi, gösterir göstermez Mustafa büyük bir acıyla titremeye başladı. Ertuğrul yavaş yavaş elektrik voltajını arttırdı, arttırıkça Mustafa daha çok bağırdı. Kaan Ertuğrul'a 'tamam' işareti yaptı. Ertuğrul durdurdu makineyi. Sonra Kaan Mustafa'yı biraz daha hırpaladı ve Ertuğrul tekrar makineyi açtı, bu olay yaklaşık 1 saat kadar böyle devam etti
En sonunda Mustafa acıdan gözlerini açamayacak hale geldi, Kaan kabloları Mustafa'dan söktü ve konuştu"Eveet, şimdi geldik benim en sevdiğim bölüme, Ertuğrul kardeşim bu sefer ilk sen başla"dedi ve elindeki metal eldiveni Ertuğrul'a uzattı. Ertuğrul eldiveni aldı,takarken"Zevkle yapıcam çünkü gelmeden önce..."derken Kaan sözünü kesti"Olum tamam gelirken ne yediğinin önemi yok yap hadi şunu" Ertuğrul isyankar biçimde"İyi tamam tamam"dedi. Ardından Mustafa'nın karşısına geçti sağ elini yumruk yapıp kaldırdı, sanki kum torbasını yumrukluyormuş gibi Mustafa'nın ağzına ve çenesine hızla yumruklarını geçirdi, 5 dakika boyunca durmadan yumrukladı sonuç olarak 6 kırık diş ve kırık bir çene kaldı. Ertuğrul eli ağrıdığı için bıraktı.
Kaan elindeki gazeteyi de alarak oturduğu yerden kalktı, gazeteden bir haber açarak Ertuğrula gösterdi, Ertuğrul tepki olarak" AA bu bizim dün gece patlattığımız yer değil mi yav?"dedi, daha sonra Kaan Ertuğrul'a "Sıra bende adamım"dedi ve acıdan ne yapacağını bilmeyen Mustafa'ya baktı.
Kaam eline bir bıçak aldı, bıçağı biraz inceledi daha sonra bıçağı Mustafa'nın önce sol omzunun ön tarafına soktu ve çevirdi, Mustafa kırık çenesiyle konuşamayacak olsada bağırdı, çok bağırdı. Kaan bıçağı sağ omzuna da sokuo çevirdi.
Daha sonra tavana makaralı bir sistemle bağlanmış ipleri aşağı çekti ve Mustafa'nın yaralarına denk gelicek şekilde omuzlarından dolayarak bağladı. Makaranın başka bir ipini çekti ve Mustafa yukarı doğru iplerle yükseldi, iyice yükselince Kaan ipin ucunu Ertuğrul'a uzattı ve gidip boks eldivenlerini giydi. Mustafa'nın karnına doğru kum torbasında çalışırmış gibi yumrukladı, yumrukladı ve aklına geçmiş geldi babasıyla yaşadığı enteresan olaylardan biri geldi
***
Kaan 9 yaşındaydı, babasının kol saatini kırmıştı pahalı bir saatti, korkuyordu babasının ona kızacağını düşünüyordu ve en sonunda korkttuğu oldu babası ona seslendi, küçük çocuk kapıyı açtı, salona babasının yanına gitti. Babası ona elindeki saati göstererek sordu"Bunu kim yaptı?". Kaan korkuyordu ama yinede doğruyu söyleyecekti korkan bir sesle" Ben yani istemeden oldu ben sadece bakıyodum işte..." dedi, yere doğru bakıyordu. Babası kalktı Kaan'a yaklaştı ve elini Kaan'ın başına koyup okşadı "Aferin oğlum, ne kadar korksanda doğruyu söyledin. Sen hep böyle ol, doğru yoldan sakın şaşma...
***
Kaan dalmış gitmişti kaç dakika geçtiğini farketmemişti, gözünü açdığında her tarafı kan içinde olan baygın bir Mustafa ve ona şaşkın bakan bir Ertuğrul gördü ve konuştu"Neyse şu leşi götürelim gömelim de bitsin şu iş" dedi ve Mustafa'yı indirdiler, arabaya taşıyıp bagaja attılar.
İkiside arabaya atladı ve ormanlık alana geldiler tekrar Mustafa'yı alıp ağaçların attılar. Hala baygın olan Mustafa yeni uyanıyordu, Kaan onu dizüstü oturttu ve silahını doldurdu. O bunu yaparken Ertuğrul çukuru açıyordu, Kaan silahı Mustafa' nın başına dayadı. Mustafa kırık çenesiyle konuşmaya çalışırken geveledi"Acı bana Kaan nolur, bak senle çok anımız var" gibi şeyler söylemeye çalıştı, Kaan hiç durmadan cevapladı" Peki sen, sen kaç yıllık dostunu para için tehtid ederken hiç acıdın mı? Yok hayır acımadın, o sana güvenmişti yeter bu dünyada daha yerin yok"dedi ve 3 kurşunu da anında sıktı ve tekmeyi koydu Mustafa'nın cansız bedeni çukura düştü çukuru kapatıp oradan ayrıldılar.
Meraba arkadaşlar evet haklısınız uzun bi arada sonra tekrar burdayım sınavlar falan derken baya sürdü neyse iyi okumalar...
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro