Elimdeki kahveden bir yudum daha aldım.Karşımda tir tir titreyen kadına silah dayayan yeşil gözlere baktım.Tetiği çekişini izledim sessizce.Dudaklarıma keyifli bir gülümseme geldi.

Mükemmel.Adam, kadının önüne attı kendini.İki saniye sonra biri ölecek.Hadi,vur şu adamı!

Tamam,işte vuruldu.İki dakikaya bitecek,bu sefer uzamayacak,haydi sahne sırası kızın.Tek yapması gereken acı bir bağırma.

"Aa inanamıyorum öldün mü?"

Kızın telaş ve korkudan uzak sesi sanki bıkkınlık içindeydi.Evet hepimizde aynısı vardı.Bitse de gitsek modundaydık.

"Kestik!"

Bağırdıktan sonra kocaman esnedim.İki gecedir uyumuyorduk ve haliyle ekip çok yorgundu.Cidden odaklanamıyorlardı.Müdahale etmem gerekiyordu.

"Sevda,neden ayak uyduramıyorsun şu adama!Yahu tek yapman gereken çığlık atmak.Aşkım ne olur ben biliyorum sen yaparsın.Adam vuruldu!Sevgilinin vurulduğunu hayal et."

Tam yirmi birinci tekrardı ve ben sabahtan beri açtım.Hepimiz sadece kalan son sahneye odaklanmıştık.Bu film gişeleri sallayacaktı.Onlara gereken inanç,bana gereken de kocaman bir hamburgerdi. Tabii bir kavanoz turşu da olmazsa olmazımdı.İşimi seviyordum ama yanımda bir kavanoz turşu olmazsa,odaklanamıyordum işte!

"Haydi,bitir.Ağzından bir aa duymak istiyorum.3,2,1 kayıt!"

Ezberlediğimiz görüntüler tekrarlanırken hepimiz Sevda'nın ağzına bakıyorduk.Sonunda malum sahneye gelince Sevda kendini yere attı ve bağırdı.

"Aaaa,bıktım üst kısımları iki kat fazla kirleniyor!"

"Gerizekalısın.Kestik."

Herkes gülerken ben de kıkırdadım.Kesinlikle bir araya ihtiyacımız vardı.Bu bir komedi filmi olsaydı kesinlikle daha iyi olabilirdi.Yanımdaki Alman kameraman Liam,eğlenceli sesi ile neşelendirdi odayı.

"Adam vurulduysa neden çığlık atıp bağırmak yerine 911'i aramıyor?Belki yaşar?"

Bozuk türkçesiyle konuştuğundan sinirden gülen Sevda'ya baktım.Kız iyi bir oyuncuydu fazlasıyla komikti ama gerçekten sinirlenince yanına yaklaşılmazdı.

"Çünkü bu bir Türk filmi!Ayrıca senaryoyu değiştiremem ya!"

"İyi o zaman."

Gözlerimi açmakta bile güçlük çekerken,son bir kez daha denemesini söyledim.Sonra ara verecektik.Kız da benim gibi çok yorulmuştu ve gergindi.Yine de baştan başladı ve rolünü oynadı.

Adam vuruldu.Hadi Sevda!

"Oh Aman Tanrım yardım edin!Sevgilim vuruldu,gerizekalı gibi önüme atladı!Hayır yani illaki bir artistlik yapacak.Gebereceğini bilse bile şov yapmadan duramaz."

"Hey,ben artist falan değilim.Ayrıca senaryo böyle, senaryoyu değiştiremem ya!"

Diyecek bir şey bulamayan Sevda gözlerini yumdu.Ateş saçan gözlerini tekrar açtığında yeniden bağırmaya başladı.

"Evet,öylesin!Artistin tekisin."

İki oyuncuya sinirli gözlerle bakıp masaya yumruğumu çarptım.Ciddi miydi bunlar!Çocuk gibi davranıp duracaklardı ve ben onları mı izleyecektim!

"Mola!Yarın devam ediyoruz.Sevda,git uyu dinlen ve yarın toparlan.Yarın herkes 9'da işbaşı.Zerda,bana içerden bir şeyler getirir misin?Galiba açlıktan bayılacağım."

Zerda bir kavanoz turşuyu önüme koyduğunda,ben de kamerayı toparlamaya çalışıyordum.Kavanozu hemen açıp bir ısırık almıştım ki telefonum çalmaya başladı.Gözlerimi devirip montumun cebinde telefonu aramaya başladım.Hızlıca bulup yazıyı görünce de sevinçle açtım.

"Alo?"

"Kutup Aydın?"

"Buyrun benim."dedim telefondaki tanıdık sese gülerek.

"Evde kıyamet koptu,tam iki dakikaya annem arayacak.Arabayı çarpmışsın!Ama asıl kızdığı k-"

"Kredi kartı limiti değil mi!Ya of nereden öğrenmiş!Abi,sana güveniyorum.Ne yapacağını biliyorsun asker."

"Tabi ki komutanım."

Telefonu kapatıp turşumdan bir ısırık daha aldım.Şüphesiz abim dünyanın en iyi oyalama yeteneğine sahipti.Ekip toplanırken bazıları nefret ettiğim,daha çok kıskandığım özel karavanlarına girerken bazıları da makyajını siliyordu.Liam yanıma gelip oturunca ona gülümseyip kavanozu uzattım.

"Şu aralar formuma dikkat ediyorum.Yani,ekmek yok şeker yok turşu yok."

"Ah Liam,minik göbeğim ve ben mutluyuz."

Gülüp her zamanki gibi saçlarımı karıştırdı.Sonra ikimiz de bize sinirle bakan kızı farkettik.Liam bana korkuyla bakıp sevgilisinin yanına gitti.Arkadan ona sarıldı ve çıktılar.Öyle kıskanç bir sevgilisi vardı ki,Liam'la birlikte işe gelip kızlar bakıyor mu diye bizi dikizliyor.Buna aşk,kıskançlık veya bana göre işsizlik de diyebiliriz.Her gün burada kızın tribini,Liam'ın özürlerini dinliyor tüm ekip.Hatta yakında onlar için bir dizi çekmeyi planlıyorum.İsmi de AŞK & TRİP olur.Bence iyi fikir.

İki saat sonra abimin oyalama işinde ne kadar başarılı olduğunu düşünüyordum.Sonra beklediğim mesaj sesi geldi.Abim haber vermişti.

Bomba imha edilememişti ve patlama yakındı.Tam o anda telefonumda annemin heybetli ismini gördüm.Tamam,bir şey yok Kutup,en fazla ölürsün.

Kimolduğunubilirsin arıyor...

Annem beni mahvedecekti.Hemen açıp telefonu kulağıma dayadım.

"Eve geliyorsun.Hemen."

"Ama Bayan Voldemort ni-"

"Hemen dedim."

Helvam fıstıklı mı olsun bademli mi?

Turşulu...