kitap hediye eden adamların sevmeyişleri
Okurken oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen güzel kızlarım💜
Bu bölüm DKTT'nin - Belki şarkısındaki yorumların altında gördüğüm, bizzat yaşanmış bir hikâyedir. Ona göre okursanız çok sevinirim.
İyi okumalar.
*
Güzel bir küçüklüğüm vardı. En güzel puantiyeli elbiselerimi giyer, yüzümdeki gülümsemeyle bahçeye çıkardım.
Begonyalarımı sular, onlara bakardım. Çiçekler benim her şeyimdi. Ben onların filizlenmesini sağlarken, annem gelirdi her zamanki gibi yanıma.
Saçlarım rüzgarda sallandığında içtenlikle bana bakardı. Yine baktı, yine gördü ama ruhumun kanadığını hissetmedi. Geldi yanıma, saçlarıma öpücük kondurdu. "Çok güzel olmuşsun yine bu sabah." Gözlerimi anneme çevirdim mutlulukla, hayatımdan giderek beni iteceğini bilmeden. "Sen de elbisemin kırmızısını giymişsin anne. Gerçekten çok mu beğendin?"
Gülüşü genişledi. "Sen ne giyersen ben de onu giyiyorum, unuttun mu yoksa? Aynı güzellikle bakıyoruz birbirimize. Benden daha çok yakışmış her zamanki gibi sana bu elbise."
"Anne, önemli olan kalbin güzelliği değil midir?" Küçüktüm, çok küçüktüm. Hiçbir şeyin farkında değildim. Tek farkında olduğum, uçurumun kenarında sallandığımı zannederken büyüdüğümde o uçurumun dibini boylayacağımdı.
Kendi annem tarafından defalarca bıçaklandım, annem o gün hiç beklemediğim bir şey yaptı. Sessiz kaldı. Çocuk aklı işte, söyleyecek bir şey bulamamıştır ya da ben anlamamışımdır dedim zihnimde.
Zihnimin, düşüncelerimin, kalbimin, ruhumun, umutlarımın, iç çekişlerimin katili olacağını bilmeden büyüdüm öylece. Kadın oldum, insanların arasına katılmaya çalıştım ama hep dışlandım. Yolda yürürken sakarlık yaptım, düştüm, kanadım ve defalarca yaralandım.
Kendimi zamana ve insanlara sevdiremediysem, o zaman boşluğuma tutunacaktım ve yolun yarısında düşeceksem bile hep ayağa kalkacağıma dair düşünmeye çalıştım ama... Olmadı. Yapamadım.
Sensiz yapamadım Lodos.
Hatırlamazsın sen. Bir yerde aldığım kitabı kaybetmiştim. Sanırım gittiğim ya da yürüdüğüm yolda düşürmüştüm içimdeki şeytan kitabını. İçini dahi açamamıştım, Tanrı okumamı istemişti belli ki. Kaderimi yazacağını bilmeden aradım kitabı, öyle bir aradım ki hem de... Asla bulamayacağımı bilirken, aramaya başlamışken, gözyaşlarımın ardında saklanan acıyı anımsayarak hıçkıra hıçkıra ağlamıştım.
Deli olmuşsun dediler.
Bir kitabı çok sevdim diye bana deli dediler.
Sonra pamuk şekerini burnuma ve yüzüme sürdüğün aklıma gelmişti o an. Ne oldu bilmiyorum, zihnime dolmuştun bir anda. Sanki olması gerektiğin yerdeydin, seni gördüğümde ağlamam durmuştu. Koştum sana, uçtum. Bir kuş gibi ve bir kelebek gibi. Aslında o an ne olduğum veya ne olacağım önemli değildi, ertesi sabah bana, "Dükkanın önüne bir şey bırakacağım, alırsın onu." diyerek mesaj attığında; o gün kutunun içini açtım ve karşılaştığım şeyin karşısında neredeyse sevinçten çığlıklar atacaktım, iyi ki de atmamışım.
Sevinçlerimin ve mutluluklarımın katili olacağını anlamadım ama kalbim... Bana en sevdiğim kitabı hediye ettiğini gördüğünde, senin yanında olmayı seçmişti.
Kaderimdin ama ederim değildin.
Ve beni hiç sevmedin.
*
Bölümü nasıl buldunuz?
Çok seviyorum sizi, güzel kızlarım. Nasılsınız? İyi misiniz? Ben bugün çok iyiyim. Siz de iyi olun olur mu? Derdinizi anlatmak istiyorsanız her zaman burada olduğumu bilmenizi isterim.
Ruhunuzun kirlenmemesi dileğiyle
-Merve
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro