Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

9

Korel Karahanlı'dan

Sizleri de görmek isteriz...

Sinirle güldüm.

Elimdeki kağıdı avucumda buruşturdum.

" Bunun için mi geldin buraya? Bu sikik kağıt parçası için mi bekledin akşama kadar. Bu kağıt için mi ağladın karşımda? "

Üstüne doğru adım atmamla o da geri adım atmaya başladı.

Sırtı kapıya yaslanana kadar adımladık.

Artık aramızda adım farkı bile yoktu.

Ellerini belinin yanından kapıya yaslamıştı.

Az önceki gözyaşları hala gözünde duruyor, dikkatimi dağıtıyordu.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.

" Sana bir soru sordum! "

Bağırışımla gözlerini kapatıp kapıya daha çok sindi.

Yine ağlıyordu. Süzülen yaşlar birbirlerinin yerini dolduruyordu.

Tıpkı onun bana yapmaya çalıştığı
gibi...

" Ya neden ağlıyorsun? Neden ağlıyorsun? Bunu vermek için gelmedin mi zaten?! "

Gözleri kapalıydı, bana özellikle bakmıyor gibiydi.

" Ben aslında söylemeyecektim görmek istemezsin diye ama- "

Sol kolundan kavrayıp kendime çektim.

" Niye görmek isteyeyim! Ben senin düğün davetiyeni neden görmek isteyeyim? "

Derin bir nefes alıp elimi enseme attım.

" Aç gözlerini, Sidelya! Bana bu kağıttaki şeyi açıkla! Bir de sizi görmek isteriz falan diyor. Sikeceğim şimdi. "

Gözlerini istemeye istemeye açtı.

Yeşil hareleri yaşlardan dolayı rengini açmış, su yeşili gibi olmuştu.

Aklımı çeliyor, sinirimi hafifletiyordu.

" N-ne görmek istemesi, ne düğün davetiyesi? "

Sağ elimde buruşturduğum kağıdı iki elimle açıp eline bıraktım.

Sidelya elindeki kağıda kocaman gözlerle bakıyordu.

" Davetiyeye gerek yoktu ya.
Konum atsan yeterdi, evimdeki eşyalarını eksiksiz gönderirdim
evinize. "

" Korel bir din- "

Kafamı iki yana salladım.

" Neyi tam olarak? Nasıl aşık olduğunuzu mu, evlilik teklifinizi mi, en önemlisi ben varken de oldup olmadığını falan mı? Hangi birini? "
bağırışımı koridorda kim varsa duyduğuna emindim.

" Çık dışarı, Sidelya. " kolunu kontrollü bir şekilde bırakıp bir kaç adım geri çıktım.

Şuan yapabileceğim tek şey buydu.

Burada kalırsa ona söyleyeceklerimin ağır şeyler olduğunu biliyordum.

Kapının çalınmadan açılmasıyla içeri Lavin ve Yiğit girmişti.

Yiğit sinirle yanıma gelip yakama yapışırken Lavin, Sidelya'nın yanına gitti.

" Ne bağırıyorsun lan yine
kardeşime! "

Histerik bir şekilde güldüm.

" Doğru, tebrik etmediğim için özür dilerim ya! Çok pardon. Ka-, eski karım evleniyor diye inanılmaz mutlu olmam gerekiyordu zaten benim değil mi? Burada müzik açıp oynamadığım için çok özür dilerim hepinizden! "

Yiğit anlamsız gözlerle bana bakınca bir kez daha güldüm.

" Hayırlı olsun. Evleniyormuş kardeşin, haberin vardır umarım. Pot kırmış olmayayım sonra, değil mi Sidelya? " öfkeyle kurduğum cümle odada kısa süreli bir sessizliğe sebep oldu.

Yiğit boğazını temizleyip soruma cevap verdi.

" Vardı tabii. İster evlenir, ister evlenmez sana ne amına koyayım bundan. Bekar kız sevmiştir birin- "

Lavin kocaman gözlerle Yiğit'e bakıyordu.

Yakamdaki ellerini sertçe çekip onu göğsünden ittim.

" Oğlum ne diyorsun lan sen! Konuşmadık mı biz seninle, demedin mi? " cümlemi yarıda kestim.

Demedin mi ona sahip çıkacağım diye...

" Kime anlatıyorum sanki anasını satayım. Siz beni bir kez dinlemiş olsaydınız... Çıkın! Hepiniz! "

Yiğit kardeşinin yanına gidip bir şeyler sordu.

Lavin ise koluma elini dolamıştı.

Yiğit gözlerimin içine bakarak kardeşini çıkartırken Lavin de sarılı olmayan kolumdan tutuyordu.

" Duramadın yine yerinde değil mi? Duramadın Korel! Sinirini o kızdan çıkartmadan duramadın! "

Elimle saçlarımı karıştırdım.

" Deli gibi kıskanıyorsun hala inat ediyorsun. Bir kaç hafta önce boşandığın kadın evleniyor diye yakacaksın ortalığı resmen! "

" Sağol Lavin ya. Canım kardeşim benim, üzüp yorma kendini bu kadar. Ne güzel düşünüyor, savunuyorsun öyle abini. " alayla kurduğum cümlelere göz devirmekle yetindi.

" Dediklerinin yüzde birini bile hak etmedi kız. Ondan boşanan sen, onu kıskanan yine sen. Onu sevmediğini iddia eden sen, yine aksi halde her bulduğun fırsatta ona giden sen. "

Başını iki yana salladı.

" Evlenir mi bilmiyorum, ama yaparsa buna burun sokmak sana düşmez. Bunu daha da iyi biliyorum. "

" Kiminle evleniyor amına koyayım? Kim ki bu herif? Yeni tanıştığı biri bir de... "

Kendi kendime konuşuyor, yüzümü sıvazlıyordum.

Lavin de kollarını göğüsünde birleştirmiş, bana gülüyordu.

" Lise arkadaşı abicim. Yeni falan tanışmıyorlar yani. "

Kaşlarımı " öyle mi? " der gibi kaldırdım.

" Ne güzel ya! Benim bu arkadaştan yıllardır haberim yok bir de öyle mi? Ve bu herif evli olduğunu bilmesine rağmen mi benim karımı
seviyor! "

İçeri giren hemşireler ayaklanmaya çalışan beni tutup ne olduğunu bilmediğim bir iğneyi boynuma batırdılar.

İğne boynumdan çekilince bitkinlikle arkamdaki koltuğa geri oturdum.

Başımı arkaya yaslayıp gözlerimi kapattım.

Lavin yeniden koluma girip beni yatağa doğru yürütürken duraksayıp konuşmaya başladım.

" Lavin, söyle her şeyi yapsın. Ama beni bununla cezalandırmasın, lütfen... Seni dinler. Söyle yapmasın. Ben kendimi ifade edeceğim zaman gelince anlatacağım ama beklesin, ben onu çok bekledim o da beni
beklesin. İyiliği için, gerçekten... " yatağa onun zoruyla yattım.

O da baş ucuma oturup saçlarımla oynamaya başladı.

" Korel, onun da benim de sana anlatamayacağım şeyler var. Sadece şöyle söyleyeyim. Aralarında arkadaşlıktan öte hiçbir şey yok. Seni seviyor ama sana gelemiyor. Buna zamanında izin vermemişsin...
Vermiyorsun. Kendini daha fazla yıpratmak istemiyor. O gün evimde bile neler söyledin kıza. "

Derin bir nefes aldı.

Sanki bir şeyi söyleyip söylememek arasında kalmış gibiydi...

" Evleniyorlar çünkü orada çalışabilmesi için ihtiyacı olan şey bu.
O kızı daha fazla zorlama bu yüzden tamam mı? Zamanında çabalayan o iken şimdi çabalayan sen ol ve bunu onu kırmadan yap. "

Lavin'in söyledikleri içime bir ilmek gibi işlemişti.

" Buna öncelikle bir psikiyatriste giderek başlasan? "

Aniden duyduğum şeyle doğrulmaya çalıştım.

" Lavin, hayır. Bu konudaki fikrimi biliyorsun- " verdikleri şey sakinleştirici olmalı ki hareketlerim kısıtlı gibiydi.

" Öyle bir şey yok Korel! Senin öfke problemlerin var ve bunları aşmanın tek yolu bir psikiyatriste görünmen!
Herkese çıkışman, özellikle kırmak istemen... Sidelya'yı bu yüzden kaybettin sen. Anlamıyorsun. "

Sidelya'yı bu yüzden kaybettin sen...

" Yalan söyleme... Kaybetmedim ki onu ben. "

Kafamı yastığa yasladım.

Lavin cevap vermedi.

" Lavin, onu böyle mi kaybettim? "

***

Sidelya Özkan'dan

Ona. Yanlışlıkla. Davetiyeyi. Vermiştim.

Saatlerdir salondaki battaniyenin altında bunu düşünüyordum.

Gözlerinde gördüğüm şey öfkeydi, hırstı, nefretti, kindi...

Korel'in gözlerinde görmeye alışık olduğum şeylerdi bu duygular...

O böyleydi.

En ufak şeyde sinirlenir, etraftakilere patlardı hep.

Bu özelliğini, babasından aldığını düşünürdüm.

Ve o bundan nefret ederdi.

Bu dünyada gerçekten kinli olduğu biri varsa, bu kişi kesinlikle onu böyle birine dönüştüren babasıydı.

Korel onun yanında bambaşka bir adam oluyordu.

Onu sevmiyordu. Hayır.

Ondan nefret ediyordu.

Nedenini ise biliyordum.

O adam bir katildi.

Korel'in çocukluğunun katili.

Geleceğinin katili, geçmişinin ve şimdisinin katiliydi o.

Benim sevdiğim adamın katiliydi...

Nefretin arttıkça korkun da artar derlerdi ya, o hesaptı onunki.

Korel babasından ölesiye korkuyordu aynı zamanda.

Ama korkusunu bastırıyor, o adamı her defasında alt ediyordu.

Geçmişin intikamını alır gibi...

Ama bu onun öfke problemi olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

Ona beraber psikologa veya
psikiyatra gidebileceğimizi söylemiştim.

Korel bunu istememişti.

Ona, bana ve bize zarar verdiğini söylediğimde bile...

Öyle anlarda bağırıp çağırır sonra beni üzmemek için bir yerlere giderdi.

Ki buna her seferinde geç kalır, arkasında farklı bir kriz geçiren beni bırakarak giderdi...

Hiçbirini bildiğini sanmıyordum.

Böyle gecelerden sonra bir kaç gün eve bile gelmezdi.

Yani " hiçbir gece ayrı yatmayız. " diyen çiftlerden değildik.

Sebebi oydu.

Bize olan her şeyin sebebi oydu.

İster bencillik desin, ister nankörlük desindi.

Her ne kadar ben onu çok sevsemde bebeğimi bu şekilde onun yanında büyütemezdim.

Ve bunun en önemli sebebi: Korel'in baba olmak istememesiydi.

Defalarca istediğimi söylemiştim.

O ise her seferinde saçma sapan tepkiler vermiş, baba olmak istemediğini ve böyle bir durumda kalırsak onun dünyaya gelmesini istemeyeceğini söylemişti.

Tabi ki o da bir cana kıymayı istemezdi, demek istediği önlem alacağıydı.

Bu yüzden de evliliğimiz boyunca gerekli şeyleri yapmıştı.

Fakat sonuç olarak olmuştu işte.

Hamileydim ve karnımdaki can ona aitti.

İkimize...

Ama baba olmak istemeyen birinin kucağına " al bu senin çocuğun. " diyerek bir bebek verilir miydi?

Ya da bu kadar kesin konuşmasına rağmen " hamileyim. " diyip kabullenmesini mi beklemeliydi?

Hiçbiri doğru değildi.

Herkes anne ve baba olamazdı ve olmamalıydı da.

Bu hem ebeveyn için hemde doğmuş veya doğacak olan çocuk için bu iyi bir seçim olmazdı.

Ama en beklenmedik anda o gelmişti.

Derlerdi ya tam zamanında...

Başta Zehra Hanım'a bazı sebeplerden dolayı onu aldırmak istediğimi söylemiştim.

O ise detaylı düşünmemi istemişti.

Aldırmak istememin tek sebebi yine oydu.

Ondan bir parça taşımak, kocasından boşandıktan sonra hamileliğini öğrenen bir kadının isteyeceği bir şey değildi.

Ve tabii ki baba olmak istemeyen birinden...

Bana onun olan bir çocuğu taşımak çok zor geliyordu.

Ona ait herhangi bir şeyi taşımak çok zordu zaten.

Ama sonra anlamıştım ki o benim şansımdı.

Şimdi ise o şansımla baş başaydım ve bir karar vermem gerekiyordu.

Baba olmak istemeyen birine zorla bir çocuk vermek mi?

Yoksa hem kendi bebeğimin hemde onun geleceği için bu sırrı bir süre daha ondan saklamak mı?

Selammmm...

Öncelikle bayramınız mübarek olsun 🙏

Sevdiklerinizle, saydıklarınızla sağlıklı ve mutlu bayramlarız olması dileğiyle...

Bu arada bana bayram hediyesi olan şey 9 bin olmamız.

Çok teşekkür ederim bu kadar kısa sürede bu kadar çok bireye ulaşmamı sağladığınız için...

Bunun benim için önemini bilemezsiniz.

Çünkü normalde ben bu kadar kişiye birden hitap eden biri değilim, pek iletişim kuramam insanlarla.

Ama sizin sayenizde sanki bir sürü kişiyi anlıyor, onlarla konuşuyorum gibi hissediyorum.

Ve tabii sizin de beni anladığınızı JDMAMDMAMSQN

Bu yüzden hepinize bir kez daha
çok teşekkür ediyorum birlikte daha nicelerine inşallah

Bölüme gelirsek de yorum panosuna bir okuyucum Korel'in baba olduğunu öğrenmesiyle alakalı ilgimi çeken bir metin yazdı.

Bende kendimi hem sizin için hemde yorumu yapan okuyucum için bir kez daha açıklayayım.

Bölümde de okudunuz muhtemelen

Korel baba olmak istemiyor...

Çünkü zamanında bazı şeyler yaşadı ve bunu siz ileriki bölümlerde öğreneceksiniz.

Sidel de bu olayları ve Korel'in çocuk hakkında ne düşündüğünü bildiği için bunu göze alamıyor.

Aynı zamanda daha kapsamlı olarak görmediğiniz Korel'in bazı problemleri var.

Bunları aşmak için tıbbi yardımlar da alacak merak etmeyin...

Şimdilik söyleyeceklerim bunlar.

Siz bölüm ve konu ile ilgili ne düşünüyorsunuz???

O zaman bir sonraki bölümde görüşmek üzere Yıldız Çiçeklerim 💮

Bir kez daha iyi bayramlarrr

Oy verip yorum yapmayı unutmayınnn

1527 kelime

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro