4
Sidelya Özkan'dan
" Abiciğim? "
Duyduğumuz sesle ikimiz de başımızı oraya çevirdik.
" Abi? "
Bir kaç adımda kucağındaki Havin ile yanımıza geldi.
Havin yeğenimdi. Daha doğrusu yeğenimiz...
Daha 1 yaşındaydı, ona rağmen çok güzel bir kızdı ve bana inanılmaz benziyordu.
Tamamıyla benim küçüklüğümdü.
Kahverengi saçları, yeşil gözleri... Tıpkı bendi.
Onu görünce karnımdaki bebeğim aklıma geldi.
Abim yanımıza gelip Korel ile selamlaşırken kollarını bana uzatan Havin ile tüm duygusallığım yerini bir tebessüme bıraktı.
Bende kollarımı ona uzatınca abim Havin'i yavaşça kucağıma bıraktı.
" Sesiniz içeriye kadar geliyor. Ne oldu, neyi alıp veremiyorsunuz
yine? "
Havin'i omzuma yatırırken konuştum.
" Bir şey olduğu yok. "
" Bok yok... " Korel kafasını kucağımdaki Havin'e çevirirken duymayacağımı düşünüp mırıldandı.
" Efendim? "
" Yok bir şey. " göndermesine karşılık göz devirdim.
" Dayısının bir tanesi. Havin'im... Güzelim benim. "
Boy farkından dolayı Havin'i sevmek için eğilmesi gerekiyordu.
Eğilmesiyle burnuma dolan kokusunu fark ettirmeden içime çektim.
Korel kollarını Havin'i kucağına almak için uzatsa da vermeyip geri çekildim.
" Sen yeğenini görmek için sonra gelirsin. Bıraktığın için sağ ol, ama
şimdi git. "
" Sidelya! " abimin uyarısını dikkate almadan kucağımdaki Havin ile eve yürümeye başladım.
Kapıyı çalıp beklemeye başladım.
Yarım dakika kadar sonra kapıyı Lavin açtı.
" Sidel, çok şükür kızım ya! Bir hafta hadi yalnız kalsın dedik de 3 hafta oldu be kızım. "
" Biliyorum, ama anlatacağım dur bir içeriye geçeyim. "
Havin'i Lavin'e verip ayakkabılarımı hızlıca çıkartıp içeri girdim.
Mutfağa girip Havin'i yandaki sallanır beşiğe bıraktık.
Beşiğin yanındaki koltuğa oturup onu izlemeye başladım.
Bir yandan elimle hafifçe sallıyordum.
" Eee Sidel, anlat hadi! "
Beşikte olan elimi çekmeden diğer elimle yüzümü sıvazladım.
" Boşandıktan bir kaç gün sonra, sabah çok kötüydüm. Mide bulantısı, kusma, baş ağrısı vesaire... Başta doktora gitmedim. Evde normal soğuk algınlığı ilacı falan içtim ama yok. Sonra şeyden şüphelendim- "
" Neyden? "
Bağdaş kurup parmaklarımla oynamaya başladım.
" Neyden Sidel? "
Ofladım.
" Hamile olup olmadığımdan. "
sessizce mırıldandım.
Lavin şokla gözlerini büyüttü.
" Şaka yapıyorsun! "
Fazlasıyla bağırmasından dolayı elimle ağzını kapattım.
" Bağırma, bilmiyorlar. "
Elimi ağzından çektim.
" Ne demek bilmiyorlar Sidelya? Ne kadarlık bu bebek? "
" 8... "
Gözleri büyüdü.
" Aylık mı? "
Elimle yüzüme vurdum.
" Yok yıllık gerizekalı! Sekiz haftalık
daha. "
" Daha diyorsun bir de! 2 aydır nasıl fark etmedin kızım? "
" Bilmiyorum. O sabah fark ettim işte.
Gittim bir sürü test aldım başta. Hepsi pozitif çıktı ama inanamadım, ne bileyim. Geçen hafta da doktora gittim. "
" Ne dedi? "
" Riskliymiş, fazlasıyla hemde. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ona söyleyemem. Ayrıyken olmaz. Bir de
yaptıklarından sonra asla! Bencillik yapıyor gibi hissediyorum. Sonra onun yaptıkları aklıma geliyor, sinirleniyorum. "
Dudaklarını birbirine bastırdı. Haklı olduğumu en iyi o biliyordu.
" Bencillik yapmıyorsun Sidel, eğer bu şekilde ayrılmasaydınız söyleyeceğini elbet biliyorum. Abimin yaptığı... Çok beklenmedik bir şeydi. "
Elleriyle saçlarını geri attı.
" Özellikle imza olayı. Gerçekten ondan beklenecek bir şey değildi. Ki siz yeni tanışan insanlar değildiniz, birbirini yeni yeni tanıyan bir çift değildiniz... Bilmiyorum. Ama tek bildiğim şey seni nasıl sevdiğini senelerdir ben görüyorum. "
Ne dediğini fark edince düzeltti.
" Yani, görüyordum en azından. "
Elimi karnıma koydum.
" Korkuyorum. "
Lavin başını omzuna eğip gülümsedi.
Sandalyeden kalkıp yanıma geldi.
" Güzelim benim ya. " eliyle yanağımı okşadı.
Havin'i sallamayı bıraktığımız için ağlayınca ayaklanıp beşiğinden aldım.
" Halacığım, ne istiyorsun bir
tanem? Acıktın mı sen? "
Lavin kollarını sandalyeye dayamış bizi izliyordu.
" Mamasını ısıtmıştım. Sen
yedirsene? "
" Olur mu? " dercesine bakmama kafa salladı.
Kucağımdaki minik ile tezgaha yürüyüp yandaki mama sandalyesine oturtturdum. Isınan mamasını ısıtıcıdan alıp biberonuna döktüm ve çalkaladım.
Karıştığına emin olduktan sonra mamayı tezgaha bırakıp Havin'i kucakladım.
Tezgahtaki mamayı alıp Lavin'in yanına döndüm.
Kucağımdaki Havin'i güzelce yerleştirdikten sonra yavaşça sütle karışmış mamayı içirmeye başladım.
Lavin gülünce " Ne oldu? " der gibi baktım.
" Sana bu kadar benzemesi normal değil. "
Bende güldüm.
" Belki o da sana benzer... " ikimiz de aniden durgunlaştık.
Kucağımdaki Havin sessizce mamasını içmeye devam ederken onu izlemeye başladım.
" Sidelya, öğrenince çok kızacak. "
" Bende ona kızgınım Lavin. Ne yapayım? Sadece çocuğunu isterse ne olacak? Ben bebeğimden uzak mı kalacağım doğunca? "
" Sidel, abim bu kadar ileri gitmez. "
Alayla güldüm.
" Ondan sakladığımı öğrenirse öyle bir ileriye gider ki... "
" Söyle o zaman. Saklama! Birbirinizi sevdiğiniz yüz metre öteden belli oluyor sizin! Bir aile olup o çocuğu beraber büyütmek varken neden saklamayı tercih ediyorsun? "
" Lavin, abin zaten normal bir insan değil! Her kavgamızda benim açığımı arayıp, kendini bu şekilde haklı çıkaran birisi ile nasıl normal bir ilişki kurabilirim ben? "
" Haklısın, ama düzeltemez mi? Baba olmanın onun için ne kadar değerli olduğunu biliyorsun. "
Alayla güldüm.
" Anne olmakta benim için çok özel Lavin. Ama ben bu sabah bu şansımı kaybediyordum. Onun yüzünden! "
Kaşlarını çattı.
" Ne demek bu? Ne oldu sana? "
" Hastanedeydik biz daha bir saat önce! Bugün eğer zamanında yetişmeseydik kaybedecektim ben bebeğimi. Senin abin yüzünden! Bu saçma sapan siniri yüzünden! "
Lavin gittikçe daha da şaşırıyordu.
" Ne oldu? "
Derin bir nefes alıp verdim.
" Sabah Çağlar ile konuşmaya gitmiştim. O da Korel'e söylemem gerektiğini, onun da buna hakkı olduğunu söyledi. Bende söylemek için eve gittim. Misafiri var diyince de bitsin diye beklemeye başladım. Sıkılınca da yukarıya çıktım, öyle gezinir beklerim diye. Zaten heyecanlıyım söyleyeceğim diye. Bende gezinirken bizim odanın kapısına gittim. Bizim odaya kimse girmesin diye emir vermiş. Bende normal iş yerinden biridir diye toplantı odasına gittim sonradan. "
Alaya güldüm.
" Nasıl salaksam! Bir girdim, esmer bir kız. Resmen eve yerleşmiş kadın! Asıl olay, odaya bir girdim Korel'in gömleği kızın elinde, kız resmen ağzının içine girmiş! Bir de peşimden geliyor, açıklama yapmak için. "
Bir süre kendi kendime cık cıkladım.
" Ben zaten görmüşüm göreceğimi daha bana neyin açıklamasını yapıyorsun sen? Allahım ya! "
Lavin kaş göz işaretleriyle beni uyarsa da anlamayıp konuşmaya devam ettim.
" Ne gördün ya? Sanki kızla beni basmışsın gibi anlatıyorsun birde amına koyayım! " Korel...
Kapıdan giren Korel ve abim ile şaşkınca onlara döndüm.
Umarım sadece o kadarını duymuşlardır...
Lavin kalkıp Havin'i kucağımdan aldı.
Korel sandalyenin başına gelip üzerime eğildi.
" Ki öyle olsa bile sanane? Ayrıldık biz, sen söylemiyor muydun bunu bana? İstediğimi yapmamı söylüyordun. Şimdi neyin kıskançlığını yapıyorsun? "
" Korel! " abimin Korel'i omzundan kavrayıp geri çekmesiyle avucumda sıktığım elimi açtım.
" Düzgün konuş kızla! Yaptıklarından kardeşimi sorumlu tutacaksan da evimden çık git. Karımın abisi olman benim için bir şey değiştirmiyor. Lavin senin kardeşinse o kız da benim kardeşim. Benim evimde, benim kardeşimle düzgün konuşacaksan duracaksın! Bu kız üç haftadır sen geliyorsun diye gelmiyor abisinin yanına, benim evime. Ne hakla geldiği zaman bu şekilde konuşabiliyorsun? "
Abimin uzunca konuşmasından sonra istemsizce gözlerim doldu.
Ne sulu göz olduk arkadaş bizde!
" Sorun yok. " Korel'in gözlerine bakarak abime cevap verdim.
" Haklı zaten. Sonuç olarak artık kendi hayatlarımıza dönmemiz gerekiyor. Ayrı yollardan giderek. Bende bununla ilgili bir haber verip gidecektim zaten. "
Çantamı omzuma alıp ayaklandım.
" Bir karar verdim. Madem artık herkes kendi hayatlarına yönelecek. İşime devam edeceğim. Yurt dışında. Daha tarih ve ülke belli değil. Belli olunca haber veririm. "
Lavin duymadığı bu bilgiyle şok içinde bana döndü.
Korel ise bir tepki vermeden gözüme bakmayı sürdürdü.
" Sidel, nereden çıktı bu abiciğim? "
Korel ile olan göz temasımı kesip abime döndüm.
" Zamanında yapamadığım şeyi şimdi yapacağım işte. Ne var bunda? "
" Bir şey yokta... Aniden söyledin ya. Bir sorun olduğunu düşündüm."
" Hayır, yok. Ben başka zaman yine gelirim. Görüşürüz. "
" Dur ben seni bırakayım eve güzelim." abimin kolunun altına girdim.
Madem böyle olacaktı.
Bundan sonra bencil olan taraf o değil ben olacaktım.
Kimsenin beni üzmesine izin vermeyecek, gerekirse ben onları üzecektim...
Korel Karanlı'dan
Yiğit ve Sidel'in arabaya binişini izlerken bana seslenen Lavin ile ona döndüm.
" Sen gerçekten tam bir gerizekalısın, türünün son örneğisin yemin ediyorum! " Havin'i mama sandalyesine oturturken bir yandan da bana laf yetiştiriyordu.
" Önce kızın sahte imzasıyla kızın haberi bile olmadan ondan boşanıyorsun! Sonra bayılınca kucağında pamuklara sararak hastanelere taşıyorsun. Yok öyle bir dünya paşam, net olacaksın. Ya sözünün arkasında duracak kızı rahat bırakacaksın ya da diyeceksin ben seni hala deliler gibi sevi- "
" Yok öyle bir şey Lavin! Kurup kurup durmasana kızım. Boşandık bitti işte.
Hastane olayı da, evimde bayılmıştı. Ne yapsaydım bıraksaydım da kalsa mıydı orada? "
Bana dönüp işaret parmağını doğrulttu.
" Hele bir yapsaydın. O zaman hiç kimse seni benim elimden alamazdı. Abim falan demez, gebertirdim seni yemin ediyorum! "
Havin'in mama sandalyesini kendime çektim.
Az önce Sidelya'nın tabiri caizse kovduğum için içiremediği mamayı Havin'e içirmeye başladım.
" Senin yüzünden gidiyor biliyorsun değil mi? İş falan bahane. O zekayla onu burada bir sürü ünlü firmaya alırlar. Ama o kız sırf senin yüzünden gidiyor! "
Havin biberonu ısırmaya başlayınca içmesi için biberonu kaldırdım.
" Ne yapayım amına koyayım. Gitme mi diyeyim o kadar şeyden sonra? "
Havin'i mama sandalyesinden alıp yanıma oturdu.
Biberonu uzatıp ikisini izlemeye başladım.
" Ne yaparsın, nasıl yaparsın bilmiyorum. O kızı burada, yanımızda tutacaksın. "
" İnadını bilmiyormuş gibi konuşma.
Az önceki konuşmasından sonra hiçbir şeyi umursamaz. "
Göz devirdi.
" Umursamasını sağla sende
abiciğim. "
" Neden yapayım bunu?"
Alayla güldü.
" Çünkü seviyorsun. Ve o da aynı şekilde. "
Ağzımı açacak iken beni sesiyle susturdu.
" Ağzını açma! İnkar edeceğini biliyorum. Ama karşındakinin kardeşin olduğunu unutuyorsun abi. Ben yıllardır ona nasıl baktığını gördüm, görüyorum. Ağzın inkar etse, gözlerin, kalbin edemez. Bunu sende biliyorsun. "
Ayaklandı.
" Havin'i uyutmam lazım. Ama lütfen düşün, sonunda ikinizinde ayrı ve mutsuz olacağı bir son istemiyorum. "
Tepkisiz bakışlarımı sürdürsem de haklı olduğunu biliyordum.
Başını iki yana sallayıp mutfaktan çıktı.
İstesem de savaşamam ben Lavin, diyemedim.
Selamm
Öncelikle hepimizin Gençlik ve Spor Bayram'ı kutlu olsunn
Biz 600 olmuşuz bu arada 😊
Çook çabuk büyüyoruz ve bu beni inanılmaz mutlu ediyor
Bölüm hakkında konuşacak olursam da, ikisinin de duygularını tam olarak yansıtmak için gerçekten çook uğraştım bu yüzden bir tık geciktik ama sonundaa
Sizin bölüm hakkındaki düşünceleriniz neler??
Sidelya??
Korel??
Lavin?? (askimm)
Yiğit??
O zaman bir sonraki bölümde görüşmek üzeree
1514 kelime
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro