Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

22

Sidelya Özkan'dan

2 gün sonra...

Elimdeki serum tutucuyu boş koridorda sürükledim.

Oğlum doğalı iki gün olmuştu.

Korel hâlâ yoktu.

Yoktu...

Viran, şu üç günde en az abimle Lavin kadar yanımdaydı.

Ama ben kimseyi yanımda istemiyordum.

Oğlumu ve babasını istiyordum.

İkisi de yanımda değildi, ikisine de sarılamıyordum.

İkisinin de kokusunu dilediğim gibi içime çekemiyordum.

Korel'e sinirliydim.

Sağlıklı olduğunu öğrendiğimde sinirim geçer miydi bilmiyordum ama içimdeki öfke ve hayal kırıklığı dinecek gibi değildi.

Zor günlerden ve durumlardan geçiyordum ve yanımda olması gereken kişi oydu.

Daha oğlumu görememiştim bile...

Her ne kadar bu bana çok ağır gelse ve kabullenmek istemesem bile erken doğum onun yüzünden olmuştu.

Bunu herkes biliyor fakat bana söylemekten çekiniyordu.

Bildikleri ve benden sakladıkları çok şey olduğunu biliyordum.

Sorun şuydu ki, ben de bu şeyleri öğrendiğimde ayakta kalabilir miydim? Bilmiyordum...

Her şey üst üste gelmişti.

Daha şimdiden Viran benim için bir terapi randevusu bile oluşturmuştu.

Hem vücudumdaki problemlerden hem de oğlumun tedavisi yüzünden 3 hafta boyunca daha buradaydım.

O yüzden bir yere gitmem gerekmiyor, terapist odaya geliyor bana çeşitli sorular soruyordu.

Erken doğum bebeği ne kadar etkilediyse, beni de fiziksel olarak oldukça etkilemişti.

Hatta doktor daha farklı bir pozisyonda olsaydı başka bir çocuk sahibi olamayacağımı bile söylemişti.

Bunun gibi daha bir sürü sorun vardı ama en kötüsü oğlumu daha görememiş olmamdı.

Daha ismini bile koymamıştım...

Bende ismi zaten belliydi.

Fakat ismini koyduğum anda beraber olalım istiyordum.

Oğlumuz kucağımızda, tıpkı bir aile gibi olalım istiyordum.

Ama ne o vardı yanımda, ne de oğlumuz...

Düşüncelerimden arınıp serum tutucuyu hafifçe ittirmeye devam ettim.

Dikişlerim yüzünden rahatça hareket edemiyordum.

Ama iki gündür beni içeri almayacaklarını bile bile bebek yoğun bakım ünitesinin önüne gelip hemşire serumumu değiştirene kadar orada bekliyor, onu izliyordum.

Bazen hemşireden önce Viran geliyor durumunu soruyordu.

En çok şey saklayanın o olduğu açıktı. Ama dediğim gibi, öğrenmek isteyip istemediğimi bilmiyordum.

Tek istediğim oğlumun bir an önce iyileşmesiydi.

Arkamdan ismimin seslenilmesiyle o tarafa döndüm.

Viran'dı.

" Sidel, durumu nasıl? "

Önümdeki camdan ona baktım.

" Bilmiyorum, bugün doktoruyla konuşamadım.
Terapideydim. "

Dudaklarını birbirine bastırdı.

" O... Nasıldı? "

Rahatça omzumu silktim.

" Konuşmuyoruz çok fazla. Sürekli nefes egzersizi falan yapmamı söylüyor. Viran benim ihtiyacım olan şey o değil. O kadın beni anlayamaz. Beni şuan kimse
anlayamaz... "

Ensemden tutup göğsüne çekti beni yavaşça.

Kollarımı beline sarıp günlerdir durdurak bilmeyen gözyaşlarımı siyah tişörtüne akıttım.

" Viran, neden gelmiyor? Neden yanımızda değil? En ihtiyacım olan anlarda burada değil? Ben onu anlayamıyorum... "

" Bilmiyorum... "

Geri çekilip gözlerimi silerken konuştum.

" Viran, oğluma dokunmak istiyorum.
Kucağıma almak istiyorum. Lütfen, yönetimle konuşamaz mısın? Hastane onun, izin vermezler mi? "

Başını iki yana salladı.

" Güzelim, çok fazla cihaza bağlı. Ve bağışıklığı çok düşük. Ona dokunman onun için çok büyük bir risk. Biraz daha sabretmen gerek. "

Dolu gözlerim küçük cama çevrildi.

" Ona bir şey olacak diye çok korkuyorum. Daha minicik Viran, ben onu her şeyden nasıl
koruyacağım? "

Dağılan saçlarımı geriye itti.

" Hep sen korumayacaksın Sidel, ona öğreteceksin. Kendini korumayı, başkalarını korumayı, sevmeyi, saygı duymayı... Hepsini teker teker öğreteceksin ona. "

Serum olmayan elimi minik cama yasladım.

" Beni sever değil mi? Beni sevmemesinden çok
korkuyorum, onu incitmekten, kırmaktan...
Korkuyorum. "

" Sidelya niye sevmesin seni? Sen mükemmel bir anne olacaksın,inan bana. Sadece zamana ihtiyacın var. Korkman, endişelenmen bunlar normal şeyler. İlk defa anne oluyorsun ve yaşadıkların kolay değil.
Hissettiklerin normal ama
geçecek, tamam mı? "

Söyledikleri beni rahatlatmıştı.

" O gelmeyecek mi? "

Soruyu sorarken sesimin titremesine engel olamamıştım.

Gözlerini kaçırdı.

" Viran, lütfen. Bazı şeyleri bilmem gerekiyor. "

Tişörtünü çekiştirdim.

" Viran, gözlerime bak! Söylemekten bu kadar çekindiğin şey ne? Söyle!
Bilmeye hakkım yok mu?  "

" Sidel, zorlama. Hoşuna gitmeyecek.
Kaç gündür kendimi frenlemeye çalışıyorum, bir de sen
üsteleme. "

Sinirleniyordum.

" Şuan çok mu iyiyim sanıyorsunuz! Her şey çok mu hoşuma gidiyor da bu gitmeyecek!? Viran halime bak! Üç günde kaç kilo verdim biliyor musun sen? Oğlumu göremiyorum, sevgilim yanımda değil! Herkes benden bir şeyler saklıyor! Sıkıldım anlıyor musun? Sıkıldım! "

Gözlerini indirip bana bakmıyordu.

Elim izin verdiğince göğsünden ittim.

" Söyle! "

Çenesini sıktı.

" Sidelya, bu kadarını kaldıramazsın. Lütfen odaya git,
hadi. "

" Viran, üstesinden gelirim. Söyle artık lü-  "

Sinirle aldığı nefes, sözümü kesmeye yetmişti.

" Bir kadınla berabermiş, baş başa! Fransa'da! Bugün beraber gitmişler!Siktiğimin ülkesinde ne bok yiyor bilmiyorum, ama öğrendiğimde kafasına
sıkacağım
o itin! "

Duyduğum şeyle serum tutucuyu sıkı sıkı kavradım.

Bir kadınla berabermiş, Fransa'da. Baş başa...

Gözlerimi minik camdan çekmemiştim.

Viran'ın bana baktığını bilsem de ben ona bakmadım.

Söylediklerini kafamda ölçüp biçiyordum.

Fransa'da, bir kadınla birlikte...

" Tamam... "

Bir tepki beklediğini biliyordum.

Ama beklediği tepkinin bu olmadığı kesindi.

Serumun kablosuna kan dolmaya başladığını gördüğü için endieşelenen Viran " Sidelya, iyi misin sen? Hemşire çağırayım mı? " diye sorunca
başımı iki yana salladım.

" Alper'i arayıp bana
ver. "

Kilitlenmiş gibiydim.

Sadece minik camdan ona bakıyordum.

Viran anlamsız gözlerle bana bakıyordu.

" Alper'i ara ve bana ver. Zor bir şey
söylemedim. "

Yeniden sormama gerek kalmadan anlamasa da telefonunu çıkartıp Alper'i aradı.

Bir kaç çalıştan sonra " Abi? " sesini duydum.

" Benim. "

" Yenge? Ne oldu? "

" O, eğer olurda oğlumu görmek isterse, içeri almayacaksınız. Bu hastaneden içeri girdiği an burayı başınıza yıkarım, duydun
mu beni? Kime çalıştığınız umrumda değil! Buranın ona ait olması da umrumda değil! Girerse ne olacağını
görürsünüz! "

Viran kulağımdan telefonu almak için gecikse de sertçe telefonu kendine çekmiş, kapatmıştı.

" İyi değilsin sen. Kalk, odana
hadi Sidel. "

Eliyle kolumu tutmak için uzansa da kolumu çektim.

" Hiçbir yere gelmiyorum. Oğlumun yanında duracağım. O buraya gelmeyecek. "

Sertçe yüzünü sıvazladı.

" Tamam, Sidelya! Gelmeyecek. Ama burada gelip gelmeyeceğini bekleyemezsin! Sütün gelmiyor. Oğlunun iyiliğini istiyorsan önce kendi sağlığını düşüneceksin. Sen sağlıklı olmadığın sürece onu koruyamazsın! "

Gözlerimi solunum borularına bağlı bebeğime çevirdim.

" Viran, girmeyeceğine söz ver. Vermezsen gitmem. Söz ver... "

Derin bir nefes aldı.

" Tamam, söz veriyorum. Lütfen git artık. Lavin ile Yiğit seni bekliyor. Ben geleceğim birazdan. "

Nereye gideceğini anlamasam da onu onayladım.

Hemşire gelip serumu yenilerken ben de odaya geri dönmek için yürümeye başlamıştım.

  ***

Viran Efkan Karahanlı'dan

Yatakta daha yeni uykuya dalabilmiş Sidelya'ya bakıyorduk ikimiz de.

Lavin sürekli evde bakıcısıyla beraber vakit geçiren Havin'e bakmaya gidiyordu, Yiğit de aynı şekilde.

Ben ise iki gündür hiçbir yere gitmemiştim.

Giymek için getirdiğim bir kaç eşyanın olduğu çanta hâlâ buradaydı.

Kendimi suçlu hissediyordum.

Korel'e dedemize ulaşması için gerekli bilgileri ben vermiştim.

Korhan Karahanlı'dan bir haber yoktu.

Korel onunla konuştuktan - veya her ne yaptıysa - sonra o kadınla nasıl buluşmuştu da böyle bir şey yapmıştı bilmiyordum.

Ama gerçekten, doğumdan haberi aldığı anda buraya geldiğinde onu gebertecektim.

Sidelya'yla Korel ile tanıştığından beri tanışıyorduk.

Ben küçüklüğümde sürekli Koreller'de kaldığım için hem Yiğit ile hem de Sidelya ile tanışıyordum.

Bir kaç seneye kadar da hepimiz düzenli olarak buluşuyorduk.

Fakat Sidel ile Korel'in düğününden sonra bazı sebeplerden dolayı ben İspanya'ya taşınmıştım ve Korel ile iletişimimizi ister istemez kesmiştik.

Bir sene öncesinde benim bir işim dolayısıyla yeniden Korel ile konuşmaya başlamıştık fakat Sidelya'yı İspanya'ya geldiği güne kadar hiç görmemiştim.

Değişmişti.

Ama görüyordum ki değişen tek şey fiziksel özellikleri değildi.

Çok güçlü bir kadın olmuştu ve çok güzel bir anne olacağına da emindim.

Ama her ne kadar belli etmese de az önce ağlamamak için kendini zor tutmuştu, biliyordum.

Odasına geldiğinden bu yana sürekli dışarıyı izlemiş, ardından gelen hemşireye oğluyla alakalı sorular sormuş ve istemeye istemeye uyuyakalmıştı.

Yiğit haliyle ne olduğunu sormuş, ben anlatınca sinirlenmiş ve odadan hızlıca çıkmıştı.

Lavin'in de ne düşündüğünü anlayamıyordum.

Bu aralar o da hem kendiyle alakalı zor durumlardan geçiyor, hem de sürekli abisiyle en yakın arkadaşı arasında kalıyordu.

Haklı olanın Sidel olduğunu hepimiz biliyorduk.

Her şey bir yana oğlunun, kendi oğlunun doğumuna gelmeyişi her şeyi sıfırlamış ve Korel'i çoktan eksilere indirmişti.

Sidel onu affeder miydi bilmiyordum ama affetse bile bunun bu kadar kısa süreceğini sanmıyordum...

***

Korel Karahanlı'dan

2 saat sonra...

" Sarper hızlı sür şunu! "

Gerginlikle elimi saçlarımdan geçirdim.

Sadece saatler önce öğrendiğim şey hayatımı anlık olarak değiştirmişti.

Fransa'dan ilk uçağa binmiş, 4 saat uçuş sonrası arabaya yeni binebilmiştim.

Alper'den aldığımız bilgiyle buraya yakınlardaki hastanelerimden birinde olduklarını öğrenmiştim.

İkisinin de sağlığı hakkında pek bir fikrim yoktu.

Sadece oldukça erken bir doğum olduğunu biliyordum.

Ve ben buna şahit olamamış, ona destek olamamış, üstüne üstlük bunu oldukça geç öğrenmiştim.

Başımı geriye yaslayıp gözlerimi kapattım.

Bu sefer affedebilecek miydi?

Emin değildim.

Emin olduğum tek bir şey vardı, o da bu sefer gerçekten batırdığımdı...

Selamm

Yeni bölümümüz geldi

Öncelikle nasılsınız Yıldız Çiçeklerim??

Ben bu ara biraz hasta gibiyim

Okullar vesaire açılınca benim bağışıklık direkt çöküyor

Onun dışında oldukça iyiyim

Tesadüf'ü yayınladım, sürprizimizi :)

Viran ile Vira... Daha doğrusu Efkan ile Nida.

Okuyunca daha iyi anlayacaksınız

Zaten bir duyuru paylaştım ama bir kez daha söyleyeyim burada ikisiyle alakalı bölümler geçecek o yüzden okumanızı tavsiye ediyorum.

Konuyu da beğeneceğinizi umuyorum.

Korkarak soruyorum ama JFKQMFMQDQD1MDMQKDMQ

Korel hakkında ne düşünüyorsunuz?

Viran??

Sidelya??

Genel, bölim hakkındaki düşünceleriniz??












Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro