Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Bölüm 8


Uyandığımda Okan'ın benden önce kalkmış olduğunu ve Semra ile tartıştıklarını gördüm.

"Hey! Neler oluyor? Niye tartışıyorsunuz?" diyerek onlara seslendim. İkiside dönerek bana baktı. Sonra Semra yanıma geldi ve "Okan'ın sana yaptıkları.." diye başladı ve ben sözünü yarıda bıraktım.

"Ha! O mesele ben çoktan öğrendim. Beyfendi bana güvenmediği ve benim beceriksiz olduğumu düşündüğü için beni oraya hapsetmiş."

"Hey! Hey! Dur orada bakalım. Sen kim oluyorsun da benim arkadaşıma güvensiz ve beceriksiz diyebiliyorsun." dedi Semra, Okan'a dönerek.

"Haydi ama kızlar ben o anlamda söylemedim."

Semra ellerini beline koyup "Ne anlamda söyledin?" diye sordu.

Okan anlatmaya başladıktan beş dakika sonra "Niye uğraşıyorum ki yine bildiğinizi okuyacaksınız."

Semra kafasını evet anlamında sallayaraktan "Ha! Şunu bileydin."

Sonra Okan çevresine bakınmaya başladı ve"Mehmet nerede?"

"Onu Melike'nin klonunu dondurması için gönderdim." dedi Semra

"Klonum mu?" dedim.

"Evet klonun. Bu çocuk ben dahil hiç kimse anlamasın diye klonunu yaptı."

"Klonumla mı evlenecektin?"

"Ne? Hayır."

Semra'ya döndüm. "Haydi buradan gidelim." dedim.

Tam laboratuvarın kapısından çıkıyorduk ki Mehmet teleşlı bir şekilde laboratuvarın içine girdi ve "Melike'nin klonu kayıp!"

"Kayıp mı?"

"Evet."

"Emin misin?"

"Evet"

"Bugün günlerden ne?"

"Cuma."

"O zaman annemlerin yanındayımdır." diye cevap verdim.

Semra " Doğru. Bir de oraya bak."

"Ne? Nasıl?"

"Ailesine görünmeden evin içine gir, Melike'yi bayılt ve buraya getir.Bu kadar basit." dedi Okan.

"Kolaysa o zaman sen yap" dedi Mehmet.

"Tamam, tamam boş verin ben yapacağım." dedim.

Mehmet bana delirmişim gibi baktı. "Ne? Gidemez miyim?"

"Sen hiç dersi dinlemedin mi?" dedi Mehmet.

"Muhtemelen dinlememiştir." dedi Okan.

"Sen nereden biliyorsun?" diye karşı çıktım.

"Klonlama dersini aldınız mı?"

Semra ile ben başlarımızı hayır anlamında salladık.

"Anlat." dedi Semra

"Eğer Melike ve klonu birbiriyle karşılaşırsa Melike'nin klonu, Melike'nin yerine geçmek isteyecek bu yüzden de Melike'yi öldürmek zorunda kalacak." dedi Okan.

"Bunun olacağı nereden biliniyor?"

"Bu olay en son yıl 2222 yılında gerçekten de yaşandı." diye açıklama yaptı Mehmet.

"Vaov bizden neredeyse bir yüzyıl önce." dedi Semra ve ekledi.

"Evet. Bu yüzden sanırım ben gidiyorum."

"İyi gidebilirsin. Güle güle o zaman. Beni büyük bir yükten kurtardığın için teşekkürler." dedi Mehmet.

"Şu bayıltma iğnesini ver." dedi Semra elini Mehmet'e uzatarak.

Okan "İğneyi kullanmasını biliyorsun değil mi?"

"Tabi ki de." dedi ve gitti.

"Tamam o zaman her şey hallolduğuna göre ben gideyim." dedim ve Okan eliyle dur işareti yaparak "Klon yok edilene kadar buradan ayrılamazsın." dedi ve Mehmet de ilave etti.

"Ya da dondurulana kadar."

"Yani burada kös kös oturacak mıyım?"

"Kös kös oturmak zorunda değilsin. Burada sorunlarımız konuşabiliriz." dedi Okan

"Yine mi o konular? Eğer seni affedersem bu konuları konuşmayı kesecek misin?" dedim.

"Güzel anlaşma. Bence kabul et." dedi Mehmet, Okan'a dönerek.

"Tamam ama benim de bir şartım var."

"Neymiş o?"

"Her şeyi yeniden başlayalım. Hani sen bana mektup yazmıştın ve Semra da bana vermişti ya o dönem."

"Sen ona mektup mu yazdın?" diye sordu Mehmet.

"Tamam, kabul." dedim Mehmet'e aldırmayaraktan.

SEMRA'NIN DİLİNDEN

Melike'nin evinin önünde durup evin ziline bastım. Ding dang dong...Kapıyı Melike açtı ya da klonu mu demeliyim.

"Sürpriz!"

"Senin burada ne işin var."

"Sana sürpriz yapıp bugün evinde misafir olmaya karar verdim." dedim ve boynuna atladım. Ardından elimi cebime soktum. Tam bayıltma iğnesini çıkaracaktım ki Melike'nin annesi geldi Bende Melike'ye sarılmayı bıraktım..

"Melike kim gelmiş?"

"Okuldan arkadaşım anne." dedi Melike2. Evet bundan sonra ona böyle sesleneceğim.

Melike'nin annesi "Hoş geldin kızım. Melike, arkadaşını içeri davet etsene."

"Gel." dedi Melike2

Hep beraber salona geçtik. Melike'nin annesi "Aç mısın? Bir şeyler ister misin?" dedi.

Bende kafamı hayır anlamında sallayıp "Yok, teşekkür ederim." dedim.

Ardından sohbet etmeye başladık. İlk önce okul, dersler ve Melike hakkında konuştuk. Sonra Melike beni odasına götürdü. Orada yine sohbet ettik ve "Sana bir daha sarılabilir miyim? Seni gerçekten çok özlemişim." dedim.

O da " Olur." dedi. İşte tam vakti deyip Melike2'nin boynunu bayıltma iğnesini vurdum ve ailesi bir şey fark etmesin diye hemen laboratuvara ışınlandım.

"Eh şimdi ne yapıyoruz?" dediğimde üçü birden aynı anda sıçradı.

"Ne çabuk geldin? Biraz geç gelirsin diye düşünmüştüm." dedi Mehmet.

Ona cevap olarak "Elim çabuktur." dedim.

Okan "Buraya getir." dedi yatağa göstererek. Bende yatağın üzerine koydum.Sonra Okan bir düğmeye bastı ve yatak birden buz tuttu.

"Vaov çok hızlıydı. Haydi çabuk hemen evine gidelim de ailen meraklan mısın?" dedim Melike'ye

O da başını salladı. Ve evine gittik.

OKAN'IN DİLİNDEN

"Eeh! İşler hallolduğuna göre..."

"Laboratuvarda biraz çalışalım mı? diyecektin." dedi Mehmet.

"Hayır, başka bir şey yapmaya ne dersin? Biraz gezmek gibi mesela."

"Gezmek, dostum burada gezilmez ki."

"Haydi, ne oldu sana bir simülasyona girdin ve geldiğinde değiştin."

"Yorulduğumu anladım Mehmet. Biraz tatile ihtiyacım var. Ve biliyorum ki senin de ihtiyacın var."

Mehmet şöyle bir düşündü ve "Hayır, yok." dedi.

"Ciddi misin? Hiç mi yorulmadın?"

Mehmet yine düşündü ve "Belki, biraz."

"Sonunda, bir an senin insan değil de robot olduğunu falan düşünmeye başlamıştım."

"Eee ne yapacağız?"

"Bütün gün uyuyalım."

"Ne?"

"Uyumayı çok özledim. Ailemi de özledim. Bu yüzden onları bir ziyaret etsek çok iyi olur." dedim.

"Öyle desene bende bir an tüm zamanımız uykuya gidecek diye üzülmeye başlamıştım."

"İnsanlar genelde bana işkolik derler sen benden daha işkoliksin. Yani ne diyeyim Allah kaderinde ki kişiye sabır versin."

"Peki sen kaderinde ki kişinin Melike olduğunu nereden biliyorsun?"

"Bilmiyorum. Ama kaderinde ki dedin de aklıma bir fikir geldi." dedim ve ekledim.

" Melike'ye evlenme teklifi edeceğim."

"Vay canına sence de bu fazla hızlı değil mi?"

"Hayır bence geç bile kaldık."

"Dostum Melike daha on sekiz yaşında."

"Ah doğru."

"Haydi onlara dönüş için bir sürpriz hazırlayalım."

"Hazırlayalım." dedi ve omuz silkti.

MELİKE'NİN DİLİNDEN

Tatilden döndüğümüzde bu sefer ışınlanmak yerine diğer normal insanların kullandığı hızlı trene binmiştik.Eve geldiğimde saat gece yarısını geçmişti bile çok uykum vardı bende hemen yatsı namazını kılıp yattım.

Kalktığımda dersin başlamasına son on dakika olduğunu görüp hemen hazırlandım. Bu sefer kahvaltımı da yapamayıp evden çıktım. Hayalimde normal insanlar gibi otobüse binip okula gitmekti. Ama derse geç kaldığım için bunun yerine ışınlanarak girdim. Işınlandığımda Semra'yı kafasını sıranın üzerine koymuş bir şekilde buldum. Semra'yı dürttüm. Kalktığında alnında yazılar vardı. Bu yazı Okan'ın benim için yazdığı bir nottu aslında ama Semra o notu salyasıyla ıslattığı için notu okuyamıyordum. Bu yüzden bende Semra'nın alnına bakıp onu okumaya çalıştım. Anladığım kadarıyla Okan beni kantinde bekliyordu.

"Ne oldu? Niye bana gözlerini kısmış bir şekilde bakıyorsun?" dedi Semra.

"Alnındaki bir notu okumaya çalışıyordum."

"Not mu? Ah şu not."

"Evet."

"Ne yazıyor?"

"Beni kantine çağırıyor bir şey konuşacakmış."

"Yoksa şu olay mı? Onu dava et."

"O olduğunu düşünmüyorum çünkü biz barıştık."

"Ne zaman?"

"Sen klonumu bayıltmaya gittiğin zaman."

"Eee şimdi ne istiyormuş?"

"Bende bilmiyorum. Şu ders bitsin kantine gidince öğreneceğim."

Ve ders bu sefer bitmek bilmedi. Nedense Okan'ın olduğu saatlerde biterdi. Ama şimdi bir türlü bitmiyordu.Saate tekrar baktım sonunda dedim. Ama bende bir şanssızlık mı var bilmiyorum hocanın dersi uzatacağı tuttu.

Aradan dakikalar geçti ve sonunda hoca dersi bitirdi. Biz de hemen kantine ışınlandık. Hayatımda ilk defa bu kadar hızlı olmuştum. Okan sağolsun. Kantinde bir masada beni Mehmet ile bekliyordu.

"Sonunda nerede kaldınız?" dedi Mehmet sıkılmış bir biçimde.

"Hoca dersi uzattı." dedi Semra.

"Evet konuşacağınız konu neydi?"

"Senin bana yazdığın mektuba cevabım şu." dedi ve önümde eğilerek

"Benimle evlenir misin?" dedi.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro