BU BÖLÜM 18/08/2023 TARİHİNDE GÜNCELLENMİŞTİR. UFAK HATALAR GİDERİLDİ. İYİ OKUMALAR DİLERİM.

Deniz kıyısında yürüyen Baltafa dalgaların arasından gelen bir şapırtı sesi duydu. Vücudunu denize doğru çevirdiğinde dalgaların arasından sert bir cisim Baltafa'nın karnına doğru fırladı. Acı ile inleyen Baltafa gelen bu sert cismin yeşil bir şişe olduğunu fark etti. Eğilerek yerde duran şişeyi aldı. Şişenin içinde kâğıt vardı. Şişenin tıpasını çıkarttı ve şişenin içindeki ruloyu aldı. Mesaj Flesch'den gelmekteydi. Nasıl olduğunu sormuştu, orada işlerin nasıl gittiğini, onu özlediğini, eski güzel anıları, diğerleri hakkında birkaç bilgi vermişti ve son olarak da Yey'in ne yaptığını soruyordu. Baltafa, Flesch'in gönderdiği mesajı rulo yapıp şişenin içine soktu. Yurda gidince cevaplayacaktı. Yay erkeğimiz bir süre daha ilerledi. Kısa bir zaman sonra kafasının üzerinde daireler çizen bir şey olduğunu fark etti. Kafasını kaldırıp baktığında kızıl uzun kuyruğu olan başı kel olan bir kuşun ona mektup getirmiş olduğunu anladı. Burada değnek vatandaşları birbirleriyle bu şekilde mesajlaşıyorlardı. Kuş gagasındaki mektubu ona attı ve uçarak geldiği yere geri döndü. Baltafa gelen bu mektubun Yey'den olduğunu anladı. Gerçi herkes anlardı. Mektubun üzerinde ismi yazıyordu. Onunla hemen buluşmak istediğini yazan bir mesajdı. Not olarak yanında bir arkadaşı ile geleceğini eklemişti.

33333333333333333333333333333333333333333333333333333333333333333333333333

Yepyeni bir gündü bugün. Sıradan bir gün değildi. Berbat bir gün, evet, Flesch için kesinlikle öyleydi. Fakat Duosilya için mükemmel bir gündü. Flesch ve ailesi Kılıç Krallığına varmışlardı. Uzun bir yoldan geldikleri için yorgundular. Gerçi Flesch bir konuya kafasına taktığı için yorgun olduğunu hissedemiyordu. Uçan gemiden indiklerinde Duosilya koşarak Flesch'in boynuna atlamıştı.

Flesch "Konuşmamız lazım." Dedi.

Duosilya'nın bu cümleden dolayı suratı asılmıştı.

"Önce bir dinlen. Sonra konuşalım."

"Hayır, şimdi! Ne hakla ailene benimle evlenmek istediğini söylersin. Sana bunun ciddi bir ilişki olmayacağını söylemiştim."

"Biliyorum, ama o gitti ve..."

"Ve gidince seninle evleneceğimi mi düşündün? Seni birkaç aydır tanıyorum."

"Onu da birkaç aydır tanıyorsun. Ama onu seçtin. Neden o? İkinizin kültürleri çok farklı. Birbirinize çok zıtsınız. O bir savaşçı sense bir prenssin. Sen benim gibisin ve benim gibilerle olmak zorundasın. "

"Bunu kim söylemiş?"

"Sadece bize bir şans versen...?"

"Ben sana o şansı verdim ama sen arkamdan iş çevirerek o şansı mahvettin. Bu nişan olmayacak."

"Tamam, kendini düşünmüyorsun. Peki ama krallığını da mı? Bu sorumlulukları alabilecek misin savaş olduğunda ve bütün bunlar senin suçun olduğun için."

İşte Flesch'i Duosilya ile nişanlanmaya ikna eden bu cümlelerdi. Ne yazık ki Flesch'te bu sorunun cevabını bilmiyordu. Gerçekten alabilir miydi bütün bu sorumlulukları?

77777777777777777777777777777777777777777777777777777777777777777777777777

Baltafa kaldığı yurda geri döndüğünde kafasını içinde bir ses duydu. Bu ses Kızılcık'ın sesiydi. Ağlıyor gibiydi sesi sanki. Konuşmasının devamını dinleyince anladı sebebini. Kupa prensi yüzünden ağladığı için kalbi acıdı Baltafa'nın. Arkadaşından belki de sırf bu yüzden nefret ediyordu. Bütün sevdiği kızlar hep onu tercih ediyordu. Burçlar akademisinden ayrıldığında ondan kurtulduğu için sevinmiş ve böyle düşündüğü için de üzülmüştü. Sonuçta hayattaki tek dostuydu. Keşke âşık olduğu kadınların gönlünü de çalmasaydı. Acı bir şekilde gülümsedi ve kendi kendine "Bir de yayların şanslı olduğunu söylerler." Şeklinde söylendi.

Kızılcık'tan gelen mesaja kendi adına sevindi fakat Yey için üzülmüştü. Yey hayatının ilk karşılıklı aşkını bulmuştu fakat sevdiğini başkaları alıyordu. Aralarındaki sevda Leyla ve Mecnun ki gibiydi. Birbirlerini seven ama kavuşamayan çift.

33333333333333333333333333333333333333333333333333333333333333333333333333

"Mizu, yardım et! Duosilya ile istemememe rağmen nişanlandım. Fakat duygularım, kalbim onu istemiyor. Ne yapacağım?"

Mizu "Sorunun cevabını bulabilirsen Flesch, çözümün yolunu da bulacaksın."

"Ben o kadar güçlü değilim. Ben bu sorumlulukları alabilecek kadar güçlü değilim."

"O zaman yapacak bir şey yok. Üzgünüm." Dedi ve ortadan kayboldu.

77777777777777777777777777777777777777777777777777777777777777777777777777

Duosilya, istediğini neredeyse elde etmişti. Bedeni onundu. Kalbi de onun olacaktı. Flesch bir gün tamamıyla ona ait olacaktı.

55555555555555555555555555555555555555555555555555555555555555555555555555

Baltafa hazırlandı. Yey ile buluşma saati gelmişti. Ateş restorandına geldiğinde Yey'den iz yoktu. Ayırtılan yere geçti ve yaklaşık on dakika bekledi. Sonunda Yey ve yanında kahverengi dalgalı saçları olan bir kızla masaya geldiler.

Yey "Ben sizi tanıtıyım. Köpük ve Baltafa."

Baltafa yerinden kalktı ve Köpük ile tokalaştılar. Baltafa kızı görür görmez büyülenmişti ve tokalaştıklarında her ikisi de birbirinden elektrik almışlardı.

Baltafa "Sen denizkızı mısın?"

Köpük şaşkın bir ses tonu ile "Nereden bildin?"

Baltafa "Ben iltifat etmek istemiştim sadece." dedi şaşkın dolu sözlerle.

Yey "E Baltafa nasılsın? Diğerlerinden haber alıyor musun? Flesch'ten mesela." şeklinde soru sordu dikkat çekmek isteyerek.

Baltafa, Köpük'ten dolayı sorulan soruya düşünmeden cevap vermişti.

"Flesch bugün nişanlanmış Duosilya ile."

"Ah.... öyle mi? Ona, onu tebrik ettiğimi bildiren bir mektup göndersem iyi olacak."

Yey, cevabı ilk başta algılayamamıştı. Fakat bir süre sonra yaz kızımızın gözleri dolmaya başlamıştı. Bunu fark eden Köpük "İyi misin?" derken bir eli de Yey'in sırtında duruyordu.

Yey "A... benin tuvalete gitmem lazım." Dedi

Baltafa da durumu fark etmişti ama sonuçta bir gün öğrenecekti değil mi?

"Üzgünüm Yey, onu sevdiğini biliyorum ve..."

"Ne? Hayır, hayır ben onu sevmiyorum. O arkadaşım. Arkadaşlar birbirinden hoşlanmaz." Dedi ve kadınlar tuvaletine gidip tuvaletlerden birine girdi ve sessizce ağlamaya başladı. Bu haber onu yıkmıştı. Yine oluyordu. Tekrar oluyordu.

Masada oturan Köpük, Baltafa'dan izin isteyip restorandın dışına çıktı ve deniz kabuğunu telefon şeklinde kullanıp "Talu, hemen buraya gelmelisin. Yey'in sana ihtiyacı var. Şimdi tam zamanı." Şeklinde haber verdi.