Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Bölüm 6: RÜYALAR VE GERÇEKLER


Bu bölüm 13 Ağustos 2023 tarihinde güncellenmiştir. Görülen hatalar düzeltildi.

Değnek Kralı, bir grup değnek askerini toplamıştı. Yey de o değnek askerlerinden biriydi. Değnek Kralı bir merdivenin başına geldi. Askerler kralın merdivenden inemeyeceğine dair aralarında fısıldaşıyorlardı. Yey birdenbire "Kral, aslan burcu. Aslanlar asla kendilerini küçük düşürecek şeyler yapmaz." Dedi ve kraldan sonra inen askerleri izlemeye başladı. İzlediği askerler gibi aşağı inmek için merdivenin başına gitti. Fakat merdivenden inmek gibi bir niyeti yoktu Yey'in. Çünkü merdiven dikkatli bir şekilde inmezsen kayıp düşebileceğin kadar buzlu bir merdivendi. Ve işin tuhaf tarafı kral ve ardından giden askerler bu merdivenleri koşarak inmişlerdi. Yey, diğer merdivenlerin olduğu tarafa ilerlemeye başladı. Belki diğer merdivenler bu kadar buzlu değildir diye düşünüyordu. Yey, merdivenlerin olduğu tarafa yürürken merdiven başında duran iki tanıdık yüzü gördü. Bu iki kişi Flesch ve Caneye'dı. Yey meraklı bir şekilde onların tarafına geldi. Yey'i fark eden Flesch "Yey, seni gördüğüm iyi oldu. Lider, sen ol. Ben Caneye'ı takip etmek istemiyorum."

Yey, normalde bu tür teklifleri reddederdi. Fakat bu sefer bu teklifi veren Flesch'di. Ona güveniyordu. Onun lider olmasını istiyordu. 'O halde.' dedi Yey kendi içinden 'onun için lider olacağım.'

Ve buzlu kaygan merdivende koşmaya başladı Yey ve ardından gelen Flesch'in ayak seslerini duydu. Sırf Flesch'e daha yakın olabilmek için adımlarını yavaşlattı.

Birden gözlerini açtı ve bu yaşadıklarının aslında bir rüya olduğunu anladı. Biraz hüzünlendi bu duruma Yey.

33333333333333333333333333333333333333333333333333333333333333333333333333

Kırmızı bir kelebek gördü Flesch. Önceki gördüğü kelebeklerden daha güzeldi. Kelebeğe elini uzattı. Kelebek ise konduğu yerden uçmaya başladı. Flesch, kelebeğin peşinden koşmaya başladı. Onu kelebek koleksiyonuna katmak istiyordu. Flesch, kelebeğin peşinde uzun bir süre koşturup durdu fakat onu bir türlü yakalayamadı. Flesch sonunda pes edip gri bir taşın üzerine oturdu. Taşa oturduğunda üç güzel minik kedi Flesch'in ayaklarının altında dolanmaktaydı. Beyaz kedilerden biri birden konuşmaya başladı. Sesi Kızılcık'ın sesine benziyordu.

Kızılcık, her yerde Flesch'i arıyordu. Sonunda onu bir ağacın altında uyuklarken bulmuştu. Flesch'e yaklaştı ve onu uyandırmaya çalıştı.

"Flesch! Flesch!....Flesch!"

Flesch gözlerini açtı. İlk önce nerede olduğunu anımsamaya çalıştı. Uzandığı yerden kalkarken yanlışlıkla Kızılcık'ın kafasına çarptı. İkili bu çarpışma sonucu acıyan yerlerine ellerini götürdüler.

Kızılcık"Off! Dikkat et Flesch!"

Flesch "Özür dilerim." Dedi ve tatlı bir şekilde tebessüm etti. Kızılcık, Flesch'in bu yüzündeki tebessümünde dolayı daha fazla ona kızamadı.

Kızılcık, Flesch'i çocukluğundan beri tanıyordu. Flesch onun ilk çocukluk aşkıydı ve hala öyleydi. Fakat Flesch bir playboy olduğu için ona aşkını itiraf edemiyordu. Bu yüzden diğer kızlarla onu paylaşmak zorunda kalıyordu. Bir kişi hariç. Yey. İlk başta Kızılcık, Yey'in diğer kızlar gibi olduğunu ve Flesch için önemli bir yer edinmeyeceğini düşünüyordu ve bu yüzden onu rakip olarak bile görmüyordu. Ta ki bir gün Flesch ondan sürekli bahsedene kadar. Neyse ki Yey'in, Flesch'in ona olan aşkını göremeyecek kadar aptal olması onun işine gelmişti. Ama Kızılcık hala anlamıyordu. Yey, Flesch için fazla hanım hanımcık bir kızdı. Fazla sıradandı. Nasıl oluyordu da onun ilgisini çekmişti. Fazla saf olduğu için mi? Yay burcu olduğu için mi yoksa?

Kızılcık "Hadi kalk! Gidiyoruz."

Flesch "Nereye?"

Kızılcık "Okula tabi ki. Başka neresi olacak?"

Flesch "Ben okula gitmeyeceğim."

Kızılcık "Neden? Bak eğer hala Yey için uğraşıyorsan boşuna uğraşıyorsun. Unut onu. Gelmeyecek bir daha. Bir daha göremeyeceğin bir insanı düşünüp vakit kaybetmemelisin. Duosilya'yı düşün. O hala burada. Seni seviyor. Ama Yey..."

Flesch "Sorun da bu. Duosilya'yı hiç sevmedim. Ama Yey, biliyorum böyle olmaması lazım ama kalbime söz geçiremiyorum."

77777777777777777777777777777777777777777777777777777777777777777777777777

Duosilya okulun bahçesindeydi. Spor ayakkabılarının çözülmüş olan bağcıklarını bağlıyordu. Ders beden dersiydi. Normalde bu dersi Abbey Hanım veriyordu. Fakat sonraları vermemeye başladı. Çünkü Abbey Hanım koç kadınıydı. Ve şu an ne yapıyordu Tengri bilir. Şimdi ise bu dersi Alberta Hanım vermeye başlamıştı. Alberta Hanım, Abbey Hanımı yerini doldurmuştu. Duosilya, bağcıklarını bağlamayı bitirdi ve sıraya girdi. Alberta Hanım "3 tur koşacaksınız." Dedi.

55555555555555555555555555555555555555555555555555555555555555555555555555

İKİ YIL ÖNCE

Değnek Prensi Talu, Değnek Kralının emirlerinden sıkılmaya başlamıştı. 'Onu yap! bunu yap!' sürekli emir veriyordu. Sürekli antrenman yapıyordu. Prens Talu artık aynı şeyleri yapmaktan sıkılmıştı. Artık hayatında yeni tatlar, yeni bir şeyler istiyordu. Bu yüzden Talu bir gece kuralları çiğnemeye karar vermişti işte o gün bir daha asla unutamayacağı ilk aşkıyla karşılaşacaktı. Talu, sarayın duvarlarını aşmayı başarmıştı. Peki şimdi ne yapacaktı? Aklına internet sitesinde gördüğü yer geldi. Neden olmasındı ki? Evet, evet kesinlikle oraya gitmeliydi. Akıllı el haritasını çıkardı. Haritanın üzerinde kocaman bir büyüteç vardı. Büyütece tıkladı. Ve gitmesi gereken yeri söyledi. Harita birden ok şekline dönüştü. Talu haritanın kendisine gösterdiği okları takip ederek yeri buldu. Yerin ismi Kristal Kafa Bar'dı. Kapısı kafatası şeklinde olan bir tokmağa sahipti. Ateş prensi tokmağı çevirdiğinde durduğu zemin birden yok oldu ve kendisini düşerken buldu. Neyse ki düştüğü yer plastik topların olduğu bir havuzdu. 'Ah, hayır onlar top değil gerçek insan kafataslarıymış.' Diye düşündü Talu ve hemen ayağa kalkıp bu ürkütücü havuzdan çıktı. Üzerinde bulunan kafatası tozlarını silktikten sonra etrafa göz atmaya başladı. Mekânı ışıklandıran mavi, pembe ve mor kristallerdi. Buradaki insanları inceleyince haberlerde gördüğü suçlulara benzediğini fark etti. Talu, etrafındaki insanları incelerken omzunda bir el hissetti ve sıçrayarak arkasını döndü. Dönerken kendi içinden 'Olamaz, nerede bu lanet çakı?' diye içinden geçirmekteydi.

Ona dokunan kişi haberlerde gördüğü Karayıldız çetesinin lideri İnci idi. İnci'nin, yakından bakılınca televizyondaki görüntülerden daha güzel gözüktüğüne karar verdi. Kızın mor uzun dalgalı saçları vardı. Dokunmak isteyeceğiniz türden bir saç.

İnci "Hey! Seni burada ilk defa görüyorum. Kimsin sen?" dedi o büyüleyici melodik sesiyle.

Talu, yanlışlıkla onlara doğruyu söyledi ama neyse ki ona kimse inanmamış ve gülmüşlerdi. İnci "Hey, gemim için insan topluyorum. Mürettebatıma katılmak ister misin?" dedi ve "Eğer katılmak istersen yarın sabah yedide yıldız limanına gel." Ekledikten sonra göz alıcı gülümsemesi ile yanından ayrıldı. Ateş prensi ise kızın arkasından öylece bakakaldı. Bir andan da kafasında teklifi değerlendirmekteydi.

***

Talu saraya döndüğünde eğitiminin başlamasına iki saat kalmıştı yani hala uyuyabileceği iki saati daha vardı. Kafasında hala İnci'nin teklifini düşünüyordu. En sonunda hep istediği macerayı ve arayıp bulamadığı aşkını sonunda bulduğunu ve bu teklifi değerlendirmesi gerektiğine karar verdi.

İKİ YIL SONRA

Talu, değnek öğrencilerinin bulunduğu toplanma salonundaki sahneye çıktı ve konuşmaya başladı.

"Hepiniz hoş geldiniz. Bu değnek yılında bütün değnek yani sadece bizler olarak eğitim göreceksiniz. Duygusal kupalarla değil, sabit fikirli tılsımlarla da değil ve aykırı davranışları olan kılıçlarla hiç değil sadece biz değneklerle eğitim göreceksiniz yani o saçma üniformaları ve eldivenleri giymek zorunda değilsiniz. Hadi gülümsesenize. İstediğiniz bu değil miydi? Özgürlük. İşte biz buyuz. Özgürüz, güçlüyüz, korkusuzuz. Bizi kim durdurabilir? Her neyse asıl konuya gelirsek liderlik için bir dövüş düellosu olacaktır. Bu düelloyu kazananlar liderlik eğitimi alabilirler. Detaylı bilgiler dövüş salonunda hocalarınızın size vereceği broşürde yazıyor. Üşenmeden okuyun lütfen!" Son cümleyi özellikle vurgulayarak söylemişti.  

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro