Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Bölüm 11: TALU'NUN HİKAYESİ

EN SON GÜNCELLENME TARİHİ: 13.09.2023 Görsel  olarak Değnek Krallığı eklenmiştir. Bu görsel yapay zeka tarafından oluşturulmuştur.

2 yıl önce Talu'dan

"Beni bekleyin!" diye seslendi Talu, limandan kalkmak üzere olan gemiye. İnci, geminin kenarına geldi ve uçan halı ile gelen Talu'ya baktı gözlerini kısarak.

İnci "Beklememize gerek yok ki. Uçarak geliyorsun zaten." Diye bağırdı.

Talu, uçan halısıyla beraber indi güverteye. İnci, Talu'nun uçan halısına gözünü dikerek "Güzel uçan halı. Nereden buldun?"

Talu, eli ile halıyı dürerken "Saraydan çaldım." Dedi düz bir ses tonuyla.

İnci "Saraylı olduğun kıyafetlerinden belli zaten. Ama beni yine de prens olduğuna ikna edemezsin." Dedi gülerek.

Talu "Neden olmasın? Bu çok mu imkânsız?" dedi

İnci "Tabi ki de. Neden rahat ve lüks hayatını bırakıp bizim gibi sefalet içinde yaşayan ve ancak yağmacılık yaparak hayatta kalan insanlarla takılmak istesin ki."

Talu "Güzel bir kız görmüştür belki de."

İnci "Eminim hareminde bir sürü güzel kız vardır."

Talu "Belki de sıkılmıştır onlardan."

İnci, sesli bir kahkaha attı. "Güzel bir hayaldi. Ama artık yeter." Dedi

Talu "Sen bilirsin." Dediğinde İnci ondan bir şey bekliyormuş gibi bakmaya devam etti. Talu ise bu bakışların ne anlama geldiğini tam olarak anlamadığı için yanındaki yardımcısına baktı. Yanındaki yardımcısı ona küçümseyen bakışlar ile bakıyordu. "Kaptan diyeceksin seni şapşal!" dedi. Bu sözleri söylerken kafasına da bir tane şaplak indirmeyi ihmal etmemişti.

Talu "Aw! Kaptan, özür dilerim." Dedi ve eliyle acıyan kafasını ovuşturdu.

İnci, elini beline koydu ve Talu'nun o çok beğendiği gülümsemesini ona sunarak "İşte böyle." Dedi ve yanındaki yardımcısına ismiyle hitap ederek "Çekirdek, onu şu süslü kıyafetlerinden kurtar ve gemideki görevini ver." Dedi ve gitti.

Çekirdek "Emredersiniz kaptan!" dedi ve Talu'ya dönerek "Beni izle şapşal!"

Talu, kendisine bu şekilde hitap edilmesinden hiç hoşlanmamıştı. "Benim bir ismim var!" dedi tıslayarak.

Çekirdek omuzlarını silkti ve "Umurumda değil." Dedi. Kısa boylu adam olan Çekirdek güvertenin ortasında duran bir kapağı açtı. Merdivenden indi. Talu arkasından onu takip ediyordu. Etrafını inceledi. Etrafta birden fazla hamak vardı. Demek ki geminin tüm tayfası burada uyuyordu.

Çekirdek elinde yırtık pırtık olmuş kahverengi kıyafetleri Talu'ya uzattı. "Muhtemelen bunlar sana kısa gelecek. Fakat elimde en uzun kıyafetler olarak bunlar var." dedi. Çekirdek 1.60 boylarındaydı. Talu ise ondan 30 cm daha uzundu.

Talu giyinmeyi bitirdiğinde Çekirdek elinde bir kova ve vileda ile onun yanına geldi. "İşte görevin."

Talu "Şaka yapıyorsun! Neden?"

Çekirdek "Birinin gemiyi temizlemesi lazım. Hadi ama öyle bakma! Yemek yapma görevi vermediğim için çok şanslısın. Kaptan İnci, malum balık kokan erkeklerden hiç hoşlanmaz." Dedi.

Talu "Yemek işlerinde daha iyiyimdir. Yemekte genelde ne oluyor?" dedi.

Çekirdek "Yakında görürsün." Dedi ve onu kovasıyla baş başa bıraktı. Kovaya düşünceli bir şekilde bakmaya başladı değnek prensi 'Kovaya deniz suyu koyacağım. Ama o zaman gemi yapış yapış olur. Hiç temiz olmaz. Buralarda bir yerde su olmalı.' Dedi ve temiz su aramaya başladı. Fakat hiçbir yerde temiz su yoktu. Boş kova ve viledası ile güverteye çıktı Talu. Gözleri ile Çekirdek'i aramaya başladı. Çekirdek, ana güvertede İnci ile bir şey hakkında konuşmaktaydı. Talu elindekilerle ana güverteye çıktı.

"Burada normal suyu nereden bulabilirim?" sordu.

İnci "Ne yapacaksın?"

Talu, elindeki kovayı gösterdi. "Temizlik için."

İnci "Yok."

Talu, bu cevaba şaşırmıştı "Yok mu? Temizliği neyle yapıyorsunuz?" dedi hayret içeren bir ses tonuyla.

İnci, şimdi Talu'ya bir geri zekâlıya bakıyormuş gibi bakıyordu. "Etrafına bak!"

Talu, etrafına baktı. Mesajı almıştı. Deniz suyu. Harika. Mantıklıydı aslında bir gemide normal suyu nereden bulabilirdin ki? Sancak tarafına geçti ve kovasını deniz suyuyla doldurdu.

Bütün gemiyi temizlemeyi bitirdiğinde güneş yeni batmaya başlamıştı. Kova ve viledayı yerine yerleştirip tekrar güverteye çıktı. Tayfadakiler ellerinde tabaklar sırayla bekliyordu yemek sırasını. O sırada fark etti acıktığını.

Yemekte çorba vardı. Çorbanın balık çorbası olduğu çorbanın içinde yüzen balık kafasından anlaşılıyordu. Çorbayı bitirdiğinde kafası çalışmaya başlayan Talu'nun aklına gelen fikirle İnci'nin yanına gitti. "Bana normal su bulunmadığını söylemiştiniz...kaptan!"

İnci "Yok."

"Peki bu çorbayı nasıl yaptınız?"

İnci "Deniz suyunu kullanıyoruz. Böylece çorba için tuz almamıza gerek kalmıyor. Bu dahiyane fikri ben bulmuştum." Dedi göğsünü kabartıp gülümseyerek.

Talu, yutkundu. "Yani bu çorba şimdi balıkların ve insanların içine işedikleri deniz suyuyla mı yapıldı?"

Talu midesini tutup iskeleye doğru koşup yediği bütün çorbayı kustu. İnci, küçümseyen bir eda ile "Saraylılar!" diyerek ana güvertenin altında bulunan odasına doğru yöneldi.

Talu, kendine geldiğinde İnci odasının kapısını kapatmak üzereydi. Koşarak "Durun kaptan!"

İnci, sıkılmış bir ifadeyle 'Yine ne var?' şeklinde bakıyordu.

"İçme suyu peki?"

İnci "Herkes kendisine yetecek kadar alıyor... Ah bir dakika kendine su almadın mı? Hımm, ne yapsak ki?" diye düşünmeye başladı. Sonra aklına gelen bir fikirle "Uçan halına karşılık su şişelerimden birini sana verebilirim."

Talu, durup bir düşündü. "Yetmez, daha fazla lazım."

İnci "İki su şişesi. Daha fazla isteme!"

Talu "Pekâlâ, o zaman bende başka bir şey daha istiyorum."

İnci "Ne?"

Talu, sırıtarak "Öpücük."

İnci, hem gerilmiş hem de biraz utanmıştı. "Şansını fazla zorlama!" diye homurdandı.

Talu "Tamam, tamam. Sadece şansımı denemek istedim."

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro