Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

16. KIZIL SAÇLI DANSÇI


[FLESCH]

Dans sınıfının önünde bekliyordu. Duosilya'yı almaktı görevi. Kupa kraliçesi kendisinden bunu istemişti. O da görevini yapıyordu. Uzun süre bekledi. En sonunda bir elin omuzuna dokunduğunu hissetti. Arkasına dönerken bir yandan da Duosilya'ya çemkirmekteydi. "Sınıfın dışında ne halt ediyorsun?" İşte o an onu gördü. Duosilya değildi. Yey değildi. Diğer kızlardan farklı onu büyüleyen biri. İlk görüşte aşk! Kalbi hızlı bir şekilde atmaya başlamıştı. Gözlerini karşısında duran kızıl saçlı, süt gibi tene sahip güzel kızdan alamıyordu. Gözleri soğuk mavinin tonlarındaydı.

"Merhaba, ders için mi geldiniz acaba?"

Kızın sesini duyduğunda bir kez daha etkilenmişti Flesch. Hayatında hiçbir kız onu bu şekilde etkilememişti. Yey bile.

"Hey, bir sorun mu var? Bende mi bir problem var?"

Flesch kendine gelebilmek için birkaç kez gözlerini kırptı.

"Evet, bir arkadaşımı alacaktım. O burada dans dersinde..."

Kızıl saçlı kız "Anlıyorum. Bende neden seni hiç görmedim diyordum. Bu sınıftan değilsin. Ben Yeşim... Peki sen kimsin?"

Flesch "Ben Flesch. Kupa prensiyim."

Yeşim "O zaman nişanlın var. Çok üzücü." Dedi kız.

Flesch "Neden ki?"

Yeşim "Senin gibi yakışıklı bir erkeğin benim sevgilim olmasını isterdim." Dedi.

Flesch, karşısında duran kızıl saçlı kızdan ister istemez daha da etkilenmişti. Onu istiyordu. Flesch de onu istiyordu. Ama aralarında bir engel vardı.

"Duosilya'yı sevmiyorum. Ailelerimizin zoruyla evleneceğiz. Biliyorsun, Değnek krallığının karşısında daha güçlü olabilmek için." Dedi Flesch üzgün bir ses tonuyla. Gittikçe Duosilya'dan nefret etmeye başlamıştı.

Kızıl saçlı kız "Ah, demek bu yüzden. Madem onu sevmiyorsun o zaman belki de birlikte bir şansımız olabilir."

Flesch gülümsedi. "Tabi, neden olmasın. Derse girmek yerine benimle kupa kafeye gelir misin?"

Kızıl saçlı kız "Gelmek isterdim. Ama bu gece çok önemli bir gösterim var. Eğer bu gösteri için çalışmazsam Köpük Hanım bana çok kızar."

Flesch hüzünlü bir şekilde gözlerine yere dikti. O sırada kızın eli Flesch'in omuzunda durdu. "Hey, bir fikrim var. Neden bu akşamki gösterime gelmiyorsun? Benim özel konuğum olursun." Dedi.

Flesch bu teklife her erkek gibi hayır diyemedi. Zaten Yeşim'e karşı hiçbir erkek hayır diyemezdi. Yey'in aksine bu kız istediği erkekleri elde etme hususunda her zaman başarılı olmuştu.

[YEY]

Yey eşofmanlarını giymişti. İçinde tuhaf bir sevinç vardı. Sevincin kaynağı belliydi aslında. Onu görecekti. Flesch'i... onunla aynı dersi alıyorlardı. İçindeki ses onun o dersi kendisi için aldığını söylüyordu. Bu düşünce onu daha da mutlu ediyordu aslında.

O an evden nasıl çıktığını bilemedi Yey. Sadece bütün hızıyla dövüş sanatlarını öğreneceği o binaya doğru koşturuyordu. Ama birden adımları yavaşladı. Göz bebekleri gördüğü şeyle genişleyip küçüldü. Onu başka bir kızla el ele tutuşurken yakalamıştı. Sonra kendine geldi. Neden üzülüyordu ki? Bu duruma üzülmesi gereken Duosilyaydı. Onunla çıkan oydu. Ona neydi canım?

Zaten muhtemelen ona ait olmayacaktı. Neden bu kadar umutlanmıştı ki? Sonra Flesch'in kendisine söyledikleri aklına geldi. O bir kazanovaydı. O hiçbir zaman ona ait olamayacaktı ve neden Yey her defasında hiçbir zaman ona ait olmayacak erkeklerden hoşlanıyordu ki?

Yavaş adımlarla ilerledi. Binadan içeri girerken Flesch'in sesi onu durdurdu. Kapıyı bir eliyle tutarken diğer taraftan bedenini Flesch'e doğru çevirmiş oğlanın mavi gözlerinin içine bakarak söyleyeceklerini dinledi. "Ben bu dersi bırakıyorum. Talu'ya söylersin. Hoşça kal." Dedi ve Yanında duran kızıl saçlı kızın elinden tutarak oradan uzaklaştı.

Flesch'in arkasından öylece bakakalmıştı. Talu'nun kendisine doğru ilerlediğini görememişti bile.

Talu "Bir sorun mu var? Gözlerin niye doldu? Sana kötü bir şey mi söyledi?"

Yey sorulan soru karşısında gülümsedi. "Hayır, gözüme toz kaçtı. Şey, dersi bıraktığını söyledi." Dedikten sonra Talu'ya arkasını dönerek kapıdan içeri girdi. Kafasında geçen düşünceler ölümle ilgiliydi. Ama bunu yapmaya cesareti yoktu. Sadece yine geçmişindeki reddedilişleri aklına gelmişti. Kendi kendine 'Yine oluyor işte.' Diye düşünüyordu.

Ders süresi boyunca Talu'yu dinlemedi. En sonunda Talu, Yey'in kendisini dinlemediğini anlayınca oradan ayrılmış ve beş dakika sonra elinde kum torbasıyla geri dönmüştü. Kum torbasını tavana astı ve Yey'e dönerek "Hadi bugün yumruklarımızı konuşturalım. Bu gördüğün kum torbası senin düşmanın. Şimdi ona tüm gücünle vur."

Yey, Talu'nun dediği gibi kum torbasına vurdu. Kalbi kırılmıştı. Canı yanıyordu her zamanki gibi. Her şeyden nefret ediyordu. Herkesten nefret ediyordu. Bu hayattan nefret ediyordu. Flesch'ten... nefret ediyordu... hayır, nefret aynı zamanda sevmekti. Onu sevmiyordu. Onu bir daha sevmeyecekti. Bir daha sevmeyecekti. Sürekli kalbi kırılıyordu. Durmadan kalbi kırılıyordu. Onunla hiçbir zaman bir şansı olmayacaktı. Olacağı gün olursa da bu sefer o şansı Yey, Flesch'e vermeyecekti.

Talu odadan ayrıldığını Yey fark ettiğinde kum torbasına vurmayı bırakmış ve yere çömelerek gözyaşlarını salmıştı. Dizlerine sarılarak orada sadece ağladı. Hiçbir zaman olmayacaktı. Aşka dair hayalleri hiçbir zaman gerçekleşmeyecekti. Bir de yay burçlarının şanslı olduklarını söylerlerdi. Bu şans mıydı? Kalbinin defalarca kırılıp durması mı şanstı? Tek başına aşk yaşamak... bu mu şanstı? Hayatının sonuna kadar yalnız kalacaktı. Buna da içten içe inanmaya başlamıştı.

Yey'in hayatı bir kitap olsaydı muhtemelen mutsuz sonla biterdi. Yalnız, sessiz ve mutsuzlukla sarmalanmış bir son. Sevilmeyecek bir insandı o. Şans mıydı bu? Hiçbir zaman sevilmeyecek olmak... Hayatının diğer alanlarında şanslı olsa neye yarardı, eğer hayatının sonuna kadar yalnızlık onunla olacaksa neye yarardı? Ölmeyi tercih ederdi.

Hayalleri yıkılan yay kızımızın en sonunda uykusu geldi ve kalmış olduğu eve gitmek için çömelmiş olduğu yerden kalktı. Binadan çıkarken Talu onu yakalamıştı. "Hey, Yey. Bugün Köpük'ün bir ekibi dans gösterisi sergileyecekmiş. Gelir misin?"

Yey, Talu'ya baktı. Tek istediği eve gidip biraz yalnız kalmaktı. Yarın muhtemelen eski haline dönecekti fakat şimdi hiç eğlenme havasında değildi. Bu yüzden "Hayır. Eve gidip uyumak istiyorum." Derken alt planda kafasında geçen cümle tam olarak şöyleydi 'Yatağıma gömülmeyi planlıyorum. Bu gece öleceğim ve yarın boş bir kalple yeniden doğacağım.'

Talu, Yey'in kendisini reddetmesi üzerine teklifinde hiç üstelemedi. Köpük'ten duymuştu. Flesch'den hoşlanıyordu. Onu o kızla görünce kalbi kırılmıştı ama biliyordu ki Talu, Yey'in hiçbir zaman Flesch gibi birine layık olmadığını. O daha iyilerini hak ediyordu. Neden bunu göremiyordu?

Yey eve döndüğünde düşündüğü gibi yapmak yerine yolda bir karar vermişti. Eşyalarını topladı. Tek istediği buradan uzaklaşmaktı. Bu şehirden uzaklaşmaktı. Tek istediği sadece gitmekti. Uzaklaşmaktı. Yolda bir ilana rastlamıştı. Hayallerinden tamamen uzak bir alandı. Ama diğer taraftan Tılsım Krallığından olan kuzeni gelecek için bu alanda bilgi edinmesi gerektiğini söylemişti.

Alacağı eğitim simya üzerineydi. Kim bilir belki bir gün işiyle de bu bilgiyi birleştirirdi. Simya dersleri için ilanda yazılan adrese, kayıt için gerekli olan bütün bilgileri yazmış ve sihirli okuyla mektubu göndermişti. Oku kendisine aynı hızla dönmüştü. Şimdi kendisini yarın bekliyorlardı.

Eğitim üç aylıktı. Üç ay sonra bir sınava girecek ve buraya geri dönecekti. Eğitimin bulunduğu yer Tılsım Krallığının toprakları içerisindeydi. Kendisine araba yollayacaklardı. Evinin zili çaldığında onların geldiğini düşünerek toplamış olduğu bavulunu sürükleyerek evden çıktı. Siyah renkli araba onu bekliyordu. Arabanın bagajına bavulunu koydu. Arabaya binmeden önce ise "Sagittarius" dedi ve alevlerden oluşan halkanın içinden yay ve okunu alarak havada uçan kızıl kuşlara doğru tuttu. Kafasındaki düşünceler okunun ucuna doğru aktı. Okunu bıraktığında kafasındaki düşünceler kızıl kuşun ayağında bir mektuba dönüştü. Kuş mektubu alır almaz Değnek Krallığının sarayının bulunduğu yönde ilerlemeye başladı.

Talu'ya başka bir eğitim için buradan bir süreliğine ayrılacağını bu yüzden eğitimini bir süreliğine dondurmak istediğini belirtmişti.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro