Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Bölüm 24

Sabah ilk defa kendi isteğimle uyandım. Bugün büyük gündü. Sonunda aptal tüpten kurtuluyordum. Büyük bir gülümsemeyle yatakta doğruldum ve kendimi banyoya attım. Yüzüme soğuk suyu sıçratırken bir yandan da olabilecekleri düşünüyordum. Oksijen tüpü çıkacaktı. Peki ya eğitimdeyken bir şey olursa? Yada bu ilaçları sonsuza kadar kullanmaya devam edersem? Başımı kaldırıp karşımda duran oval aynadan yansımama baktım. Floresanın beyaz ışığı oksijen tüpüne giden hortumu aydınlatıyor ve içinde dolaşan oksijeni belirginleştiriyordu. Yoğun bir sis bulutu gibiydi. Kötü düşüncelerimi bir kenara attım. Bugün mükemmel bir gündü ve hiçbir şey bu güzel günü bozamazdı. Aptal düşüncelerimde dahil. İşim bittikten sonra odama geçip giysi dolabımı açtım. Raftaki kot şortumu ve siyah düz tişörtümü aldıktan sonra askıdan siyah kapüşonlu ceketimi çıkardım. Onları yatağa bıraktıktan sonra askıda duran kıyafetleri iki elimle kenara ittim. Dolabımın en arka kısmında duran minik ahşap dolabın kulpundan tutup açtım. Buraya eğitimde giyindiğim formamı koyuyordum. Formayı da alıp sırt çantama tıktıktan sonra converse'lerimi ve eğitimde giydiğim siyah botları aldım. Üstünde kurabiyeler olan cici pijamamı üzerimden sıyırıp attıktan sonra kot şortu bacaklarımdan yukarı doğru geçirdim. Tişört ve ceketimi de giydikten sonra çantamla aşağıya koşturarak indim. Salona vardığımda nefes nefese kalmıştım. Lanet oksijen tüpü! Merdivenin basamağına kendimi bırakıp nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Yaklaşık beş dakika sonra merdivenlerden yukarı Erica çıktı. Üzerini giymişti fakat hala uykulu görünüyordu. Gözlerinden resmen uyku akıyordu. Eliyle gözlerini ovuşturup karşımda dikildi. "Bakıyorum da erkencisin." Cevap olarak sadece gülümsedim. Erica etrafına bakındı. "Tony yok mu?" Omuz silkip ayağa kalktım. "Bilmem... Jarvis Tony evde mi?" Erica ile mutfağa ilerlerken Jarvis sorumu cevapladı. "Hayır ,efendim. Bay Rogers'ın yanında olacağını söyledi." Doğru ya, ben kalkanı tamamen unutmuştum. "Sağol Jarvis." Masadan bir elma alıp büyük bir ısırık aldım. "Hastaneye nasıl gideceğiz?" Ağzım doluyken zar zor konuşabilmiştim ve bir parçası boğazımda takılmıştı. Ben öksürüklere boğulurken Erica elime bir bardak su tutuşturdu. Suyu hızla kafama dikerken Erica gülümsedi. "Önce ağzındakini bitirseydin. Jarvis bir araba hazırla." Elmadan bir ısırık daha alıp hiç uslanmadan tekrar konuştum. "Arabayı nasıl kullanmayı düşünüyorsun canım kardeşim?" Çoktan kapıya doğru ilerlemiştik. "Biz değil Jarvis kullanacak canım kardeşim." Hazırlanan araba kapının önünde duruyordu. Gri jipin kapısını açıp oturdum. Erica da dikkat çekmemesi için hemen yanıma, sürücü koltuğuna oturdu. Radyo açıldı ve Jarvis konuşmaya başladı. "Gidilecek yeri söyleyiniz." Erica boğazını temizleyip konuştu. "Cleveland Özel Hastanesi." Arabanın motoru çalışmaya başladı ve kısa sürede hareket etmeye başladık. Düşündüğüm tek şey lanet oksijen tüpünden kurtulmaktı.

***

Doktor tekrardan steteskop ile ciğerlerimi dinledikten sonra tişörtümü indirip ceketimi tekrardan giymeme yardımcı oldu. Steteskopunu çıkratıp boynuna astı. "İyi haber. Harika gelişme kaydetmişsiniz Bayan Stark. Oksijen tüpünü şimdi çıkaracağım." Metal dolaba ilerledi ve rafta duran gri spreyi alıp yanıma geldi. "Fakat bunu her ihtimale karşı kullanmak zorundasınız. Solunum yetmezliğinden şüpheleniyoruz ve işimizi şansa bırakmayalım." Hiçbir şey demeden elinden gri şişeyi aldım. Korktuğum başıma gelmişti. İlaç kullanmak zorundaydım. Doktor elimden tutup ilacın ucunu dudaklarıma götürdü. "Şu şekilde kullanılacak." Baş parmağımdan tutup ilacın diğer ucuna bastırdı ve minik şişenin içindeki gaz ciğerlerime doldu. İlacı hızla dudaklarımdan uzaklaştırdım ve öksürmeye başladım. Bu berbat bir histi. Biber gazının ciğerlerimde dolaşması gibiydi. "Zamanla alışırsınız." Burnumdaki hortuma uzanıp bir kaç hareket ile hortumu çıkardı. Hortumun üstünde bir kaç damla kan oluşmuştu. Gözlerim şaşkınlıkla büyürken doktor hafifçe güldü. "Merak etme önemli bir şey değil." Doktor hortumu hemşireye uzattıktan sonra kağıda bir şeyler karaladı. "Tekrardan geçmiş olsun, Bayan Stark." deyip hemşireyle odadan ayrıldı. Aynada kendime baktım. Sonunda oksijen tüpünden kurtulmuştum. Dudaklarımda oluşan minik gülümseme elimde tuttuğum ilacı hatırlamamla geri kayboldu. İlaç kullanmak istemiyordum. Kapı açılırken elimdeki ilacı hızla sırt çantamın içine attım ve görünmemesi içim formamla örttüm. Erica içeri gülümseyerek girdiğinde zoraki gülümsedim. "Görüyorum da aptal tüpten kurtulmuşsun." Gülmümseyip sırt çantamı taktım. Bu ilaç meselesini ne Erica'ya ne de Tony'e söylemeyi düşünmüyordum.

***

Helikoptere bineceğimiz kulenin tepesindeydik. Erica ve ben formamızı kulede bize ayrılan odada giyinmiştik. Helikopterin pervanesi çok sert bir şekilde hava akımı yaratıyordu. Erica tedbir için bu sefer saçını toplamıştı. Helikopterdeki yerlerimizi aldık ve kulaklıkları taktık. Kulaklıklardan Erica'nın sesi duyuldu. " Sen iyi misin?" Ona döndüm. Bir şeylerden şüphelenmiş gibi görünüyordu. Gülümseyip başımı olumlu anlamda salladım. Başımı cama yaslayıp düşünmeye başladım. Şimdi ben ne yapacaktım?

***

Eğitim sahasında sıraya girdik. Ajan Cold yanımıza geldi ve konuşmaya başladı. "Günaydın Çaylaklar. Bugünkü eğitiminizin konusu silah ile dövüş." Eliyle bir duvarı gösterdi ve duvar yana doğru kayarak silahları açığa çıkardı. "Herkes birar silah seçip tek tek hedeflere nişan alacak." Karşımda Erica ve Ares sohbet ediyordu. Ajan Cold onlara doğru ilerledi ve boğazını temizleyip konuştu. " Anlaşıldı mı Ajan Stark?" Erica şaşırmıştı. Daha neyden bahsettiğini bile bilmediğine bahse girerim. "Şey, evet anladım Efendim." Ajan Cold Erica'ya silahları gösterdi. "Pekala, seç birini ve hedefe nişan al. Hangisini kullanabilirsin?" Erica omuz silkti. "Sanırım hepsini." Herkes kahkaha atmaya başlamıştı. "Pekala ok ve yayı al. Göster bakalım marifetlerini." Erica titreyen elleriyle ok ve yaya uzandı. Göz ucuyla bana baktığında dudak hareketleriyle motive ediyordum. Ares yanıma yaklaştı ve kollarını göğsünün altında birleştirdi. " Kesinlikle yapamayacak." Dirseğimle susması için dürttüm. Erica gözlerini kapatıp oku serbest bıraktı. Fakat olanlar oldu. Ok ilerleyememişti bile. Erica'nın ayaklarının hemen dibine düşmüştü. Herkes kahkaha atmaya başlamıştı. Ajan Cold sinsice gülümsedi. "Görünüşe göre kullanamıyormuşsun. Üstelik bu kullanımı en basit silahtır." Erica hiçbir şey demeden bir ok daha aldı ve gözünü bile kırpmadan tekrar atış yaptı. Ok kusursuz bir şekilde hedefi onikiden vurmuştu. Ajan Cold'a bakıp alayla gülümsedim." Bir şey mi demiştiniz Ajan Cold?" Ajan Cold sert bir bakışla beni işaret etti. "Sıra sende Ajan Stark. Bir silah seç." Raftan samuray kılıcına benzer bir kılıç aldım. Cold sırıttı. "İyi seçim." Hedef tahtasının olduğu yerden robotlar gelmeye başladığında daha hiçbir şey yapamadan bulunduğumuz hava aracı büyük bir gürültüyle sarsıldı. Dizlerimin üzerinde doğrulurken içeri tedirgin bir ajan daldı. "Güverteye izinsiz bir giriş var. Tüm ögrencileri Ö.K.M ye götürme emri verilmiştir." Cold başını salladı. "Çocuklar hızlı olmamız gerek. Herkes beni takip etsin. Gruptan ayrılmayın." Bu Ö.K.M denen şey de neyin nesiydi? Neler oluyor? "Ö.K.M nedir?" Cold koşarken cevapladı. "Özel Korunma Merkezi." Erica'ya baktığımda sağımızda koşan iki ajanı dinlediğini gördüm. "Güvertede başına çuval geçirilmiş ölü bir kız varmış. Eline ise sivri bir aletle "İ" harfi kazılmış." Hemen kendimi frenledim. Erica'da yanıma geri döndü. Bana sorarcasına bakıyordu. " Oraya gitmeliyiz." Erica ellerini dizlerine koyup nefeslendi. "Ama nasıl?" Ares, Erica'nın hemen arkasından çıktı. "Ben sizi götürürüm." Kaşlarımı çatıp Ares'e baktım. Ciddi görünüyordu. " Nasıl?" Ares koşmaya başladığında onu takip etmeye başladık. "Ben küçüklüğümden beri buradayım. Burası labirent gibidir. Ben de harita." Güverteye açılan kapıya geldiğimizde Ares kolumu tutup durmamı sağladı. "Ajanlar...Şimdi ne yapacağız?" En mantıklı şeyi söyledim. " Ben bekleyelim derim." Erica gözlerini devirdi ve saklandığımız yerde doğruldu. "Beklersek kızı incelemek için laboratuvara götürecekler ve bütün çabamız boşuna gitmiş olacak." Erica ajanlara doğru yürümeye başladı. İçimi bir tedirginlik kapladı. Ajanın sesini duyduğumda olduğum yere sindim. "Çaylak. Burada olmaman gerekiyordu. Hemen Ö.K.M'ye dön." Erica adama sağlam bir yumruk geçirdiğinde diğer ajana doğru hızla koşup başına sağlam bir tekme geçirdim. Ares ajanın kartını alıp kapıya tarattı ve kapı açıldı. Hızla ilerlerken Ares beni geriye çekti ve Erica'ya bağırdı. "Eğil!" Erica dediğine itaat edip eğildi ve ajanın atışı boş yere oldu. Ajanlar etrafımızı sararken ellerimizi havaya kaldırdık. Erica tıslarcasına konuştu. "Bence silahlarınızı indirin. Tabi babam tarafından ızgara ajanlara dönüşmek istiyorsanız o başka." Ajanlar bakıştılar ve silahlarını indirdiler. Ares minik bir kahkaha attı. Kızın yerde yatan bedenini görebiliyordum. Elimle ikisini de dürttüm. "Orada." Kızın yanına koşup dizlerimin üstüne çöktüm. Bileğini tutup kazılan harfe baktım. O anda kafama dank etti. "Izzy." Sanki başımdan aşağı kızgın yağlar dökülmüştü. Ayağa tekar kalkarken Ares ellerini iki yana açtı. "Bu sefer bir şey yok mu? Bir not falan." Erica başını olumsuz anlamda salladı. " Hadi çocuklar yakalanmadan burdan gidelim." Başlarıyla beni onayladılar. Kapıya doğru koşarken karşımıza Fury ve ajanlar çıktı. Erica ile birbirimize baktıktan sonra Fury'nin sesi duyuldu. "Sasha Stark, Erica Stark ve Ares Rogers. Bizimle geliyorsunuz." Ajanlar kollarımızı sert bir şekilde kavradığında çırpınmaya başladım. "Bırak beni! Bırak! Emin ol babam bunu size ödetecek. Nereye götürüyorsunuz bizi?" Ajan hiçbir tepki vermeden beni arkasından sürüklemeye devam etti.

***
BÖLÜM SONU

Bu bölümü yardımları için @simgeveayse ye ithaf ediyorum. O olmasaydı yeni bölüm biraz daha gecikebilirdi. Çok teşekkür ederim Simge :) Ve arkadaşıyla yazdığı kitaba göz atmalısınız. Adı Simülasyon. Ben çok beğendim. Kurgusu harika. Eminim sizde beğenirsiniz. Yardımların için tekrar tesekkurler.  Yeni bölümü beğenmeniz dileğiyle. İyi okumalar. ^_^

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro