sessiz çığlıklar (Düzenlendi)
Arkadaşlar bir şey soracağım hikayeyi hem Berna'nın hem de Akın'ın gözünden olanları yazıyorum bu sıkıcı bir durum mu.Yazmamın sebebi hikaye Akın ve Berna'nın üzerine kurulu olduğu için ikisinin duygu durumlarını vermek aradaki boşlukları doldurmak.Fırtınaya vurgun da hikaye Dilalara üzerine kurulu olduğu için böyle bir şey yapma gereği duymamıştım
Keyifli okumalar...
Bahar'ın öldüğü iki aya yaklaşmıştı.
O gün ben de öldüğümü hissettiğim için artık hiç bir şeyin önemi kalmamıştı. Yemiyor içmiyor, kimseyle görüşmüyor sadece ölümü bekliyordum. Dışarıya da sadece içip kafamı dağıtmak için çıkıyordum. Her şeyden elimi ayağımı çekmiş kendimi iyice yalnızlığa mahkum etmiştim. Ani bir kararla silahımı polis rozetimi amirime teslim edip polislik hayatıma son noktayı koymuştum. Polislikten kalma tüm fotoğraflarım aldığım ödüller çektirdiğim tüm fotoğraflarla beraber Bahar'ı hatırlatan her şeyi salondan kaldırıp odama yerleştirip kendimi yatak odama kapatmıştım. Odam benim mabedim olmuştu.
Hayatım evimin odasıyla kafamı dağıttığım barlar arasında geçip gitmeye başlamıştı. Kendimle odam da Bahar'ın hatıralarıyla baş başa kaldığım da bunu hak edecek ne yaptığımı düşünüyordum. Gökmen yanıma geldiğinde beni teselli etmeye çalışıyor kızım için çabalamam gerektiğini söylüyordu ama nafile yüreğim deki acı dinmiyordu dinmeyecekti de. O Laz kızı o gün doğruyu söylemişti bana benimle evlenen kızın ya beni terk edeceğini ya da dayanamayıp öleceğini söylemişti. Şimdi bu halimi görse ne düşünürdü acaba. Bahar’ım ölmüştü hepsi benim yüzümdendi onu ihmal ettiğim son zamanlar da yeterince ilgilenemediğim için ölmüştü. Kendi işlerime o kadar dalmıştım ki onun durumunun farkında bile değildim.
Derin Baharın öldüğünü duyunca Amerika’dan bir gelip benim yapamadığımı yaparak kızımla da ilgilenmişti. Bir süre kaldıktan sonra Türkiye'ye kesin dönüş yapacağını söyleyerek Amerika’ya döndü.
Babamla ise bir kaç kez bir araya gelmiştik. En son konuştuğumuz da kollarını bana sıkıca sardı. “zaman her şeyin ilacı unutacaksın ama öyle anlarda hatırlayacaksın ki acını ilk gün gibi hissedeceksin.” Dedi. Bazen düşünüyorum belki de babamı bu kadar katı yapan şey annemi kaybetmesiydi. Şimdi aynı acıyı bende yaşıyordum. Babam annemin yokluğunu doldurmak için kendini dünya işlerine vermişti. Benim ise yapabileceğim ölmeyi beklemekti.
Hiç bir şey Bahar'ın yokluğunu doldurmuyor içimde ki boşluk gitgide artıyordu. Kızımı bile Bahar'ı hatırlattığı için hala görmeye gitmemiştim. Doğduğunda daha yedinci ayına yeni girmişti
Ciğerleri gelişmemiş kalp yetmezliği vardı. Her şeye rağmen yaşama tutunmaya devam ederken ben ölmeyi diliyordum.
Gökmen en son kapıma dayandığında "Akın kızın bile o makinelere bağlı halde yaşamak için senden çok çaba harcıyor kendine gel. Yaşaması mucize. Baban bile torununu görmeye gelmese arayıp soruyor " diye bağırıp gitmişti. Sanırım babam vicdan muhasebesi yapıyordu Bahar'ı hiç bir zaman sevmemiş istememişti oysa.
Bahar'ı kızımı geçmişi sadece içince düşünmüyordum. Üstelik bu günlerde içmek için geldiğim bar gizli kumarhane işletmekten şüphelendiğimiz barlardan biriydi. Bazen konuşulanlara kulak misafiri oluyordum. Yine büyük bir oyun oynanacağından milyonlardan bahsediyorlardı. Mesleğimi bıraksam da duyduklarımı ekibimden arkadaşım Erkan'a sızdırıyordum. Kolay kolay eski alışkanlıklarımdan vazgeçilmiyordu. Benim ailem yıkılmıştı bunun ne demek olduğunu çok iyi bildiğim için diğer ailelerin de yıkılmasını istemiyordum. Aklıma Bahar geldiği için duymazdan gelemiyordum. Kim bilir yine kimin ailesini söndüreceklerdi. Bu gece içimden fazla içmek gelmemişti yerimden kalkıp barın iç kısmına doğru yürüyüp lavaboyu ararken iki iri yarı, serseri kılıklı adam, bir adam ve bir kızı kollarından tutmuş zorla götürdüklerini farkettim. Kız "hamileyim lütfen bırakın beni "diye ağlıyordu. Gözlerim adamın ellerindeki kıza kaydığında bir an alkolün verdiği etkiyle yanlış gördüğümü sandım. Ancak gözlerim kızın karnına sonra tekrar yüzüne kaydı kahverengi gözleri korkuyla bakıyordu. Bu benim Laz kızıydı ama onun burada bu adamlarla ne işi olabilirdi! Adamlar Berna'yı zorla siyah bir kapıdan geçirip götürdüler. Onların olduğu yere gidip içeri girmek istedim ama kapının önündeki yarmalar içeri girmemi engellemişti.
"Parası ve parolası olmayan buraya giremez 'deyip pis pis sırıtmaya başladı. Benim bu kapıdan içeri girip Berna'nın ve yanında ki adamın neden o adamlar tarafından götürüldüğünü öğrenmem lazımdı. İçimden bir ses onun tehlike de olduğunu söylüyordu an aklıma eski meslekten kalma bilgileri kullanmaya karar verdim. Kaybedecek ya da kazanacaktım.
"Tamam, tüm servetim sizin olsun "dedim. Aslında şuan iç güdüsel davranıyordum. Sorguya çektiğimiz mağdur kişilerden bir tanesi vicdan azabı çektiği için hastane de ölüm döşeğin de kumar oynayacak olanlar " tüm servetim sizin "deyip bir kapıdan girdiklerini söylemişti. Ama bu yerin hangi bar olduğunu öğrenememiştik. Adamın durumu kritikti daha fazla bir şey diyemeden öldü. Ailesini her ihtimale karşı koruma altına almıştık.
Parolayı söyleyince adam önce beni baştan aşağı süzerken içimden bir aksilik çıkmasın diye dua ediyordum. Sonunda "geç "diyerek kapıyı bana açmıştı bingo! Sanırım aylardır peşine düştüğümüz kumar çetesinin inine girmiştim. Görev için olsaydı belki de bu kadar kolay başaramazdım. Açıkça ölmekten korkmuyordum bu beni Bahar'a kavuştururdu. Aklımı toparlamış bir an önce Berna'yı bulmaya odaklanmıştım. Hala onun bura da ne işi olduğunu düşünüyorum. Yanında ki muhtemelen Kerem'di ama onun bu kumarbazlarla ne işi vardı. Şuan bu ayrıntılarla zaman kaybedemezdim bir an önce Berna'yı bulmalı ona yardım etmeliyim. Ondan sonra ölsem gözüm arka da kalmayacaktı.
Kapıdan geçince siyah dar bir koridordan ilerleyip bir kapıdan daha geçip merdivenlerden aşağı indim. İri cüsseli bir adam beni bekliyordu. Bunlardan kaç tane vardı. Buradan kaçmak mümkün değildi ancak insanın ölüsü çıkardı. Adamın eşliğinde bir kapıdan daha içeri girdikten sonra adam geri dönmüştü. Gördüklerim karşısında gözlerime inanamadım. Burada lasvegası aratmayan kumarhane kurulmuştu resmen. Sigara dumanı siyah bulut gibi insanların üzerine çökmüştü insanlar burada ocaklarını söndürüyordu. Sakin olmalı dikkat çekmemeliydim. İçeri girdiğimde yarı çıplak diyeceğim sarışın boya fıçısına düşmüş gibi makyajlı bir kadın yanıma gelip beni kumar masasına yönlendirmişti. Masaya oturup bir kaç el kağıt oynadım çok rahat bir şekil de kazanmaya başlamıştım. Karşımda ki adam bilerek kaybediyordu insanları demek bu şekil oynamaya özendiriyorlardı.
Kumar oynamayı sırf bu çeteyi çökertmek için bu işleri bırakmış eski bir kumarbazdan öğrenmiştim. Şimdi bunun meyvelerini topluyordum. Tuvalete gitmek bahanesiyle yerimden kalkıp kapıdan çıkıp etrafı gözetlemeye başladım. Biraz ilerledikten sonra yarı açık siyah bir kapıdan sesler geldiğini fark edip oraya yöneldim. Şansıma koridorda kimse yoktu.
İçerden Berna'nın sesi geliyor bir şeyler söylüyor, söyledikleri hıçkırıklarına karışıyordu.
"Sende hiç Allah korkusu yok mu? Hamile halimle sana nasıl hizmet etmemi beklersin" diyordu. Duyduklarım karşısında dişlerimi sıkmaktan çenem kasıldı. Adamların arkası kapıya dönük olduğu için beni fark etmemişlerdi bu da benim için bir şanstı. Aralık kapıdan neler olduğunu görüyordum.
Şık giyimli adam elini Berna'nın yüzünde gezdiriyor sonra da karnına dokunuyordu "üzgünüm tatlım bizde kumar borcu her korkudan üstündür. Maalesef Kerem'in bize olan borçları fazlaca birikti ödeyemiyorsa bu yüzden sen artık bizim malımızsın. Diyor pispis gülüyordu.
Belinden çıkardığı silahı Kerem'e dayadığında Berna adamın yüzüne tükürdü. Adam Berna'ya dönüp “görüyorum ki bu durum da bile çok cesursun seninki cahil cesareti istersem burada ikinizde gebertirim ama benim zararıma olur. Ya bizim isteklerimizi yaparsın ya da Kerem'le birlikte karnındaki bebeği de öldürürüz. Sen yine bizi malımız olursun. Tercih senin en azından dediğimizi yaparsan bebeğin zengin bir ailede lüks için de büyüyecek Kerem yaşayacak. Sende borcun bitene kadar bana hizmet edeceksin. Bak başkalarına demiyorum sadece bana"diyordu. Berna’nın bu hareketi gerçekten cahil cesaretiydi bu adamların şakası olmazdı şerefsiz sözleri be hareketleri ile o kadar sınırlarımı zorlamıştı ki o an gidip Berna'ya dokunan elleri kırmak istedim .O sinirle kapıyı hızlı bir şekil de açıp içeriye girdim. İçer de korumalar dahil herkes bana dönmüş bakıyordu. Siyah giyimli adamlar elleri tetikte silahlarını bana çevirmişti.
Ellerimi kaldırdım. "Yüzümde yalancı bir gülümseme ile "sakin olun beyler ben buraya sorun çıkarmaya gelmedim aksine şuan elinizde ki sorunu çözmeye geldim “dedim. Berna korku dolu gözlerle hayal kırıklığa uğramış bir şekil de bana bakıyordu ama şuan açık verip dikkat çekemezdim. Berna'ya dokunan adam doğrulup ellerini cebine koydu. " buraya girmekle kendi ayaklarınla ölmeye geldin "deyip yüzüne çarpık bir gülümseme kondurdu.
"Aksine ben buraya hem kendimi tatmin etmek hemde sizin borcunuzu kapatmaya geldim "deyip bir kaç adımda Berna'ya yaklaşıp elimi Berna'nın yüzünde gezdirmeye başladım. Ona dokunduğum için, Bahar'dan başkasına dokunduğum için kendime binlerce lanet okudum.
"Ne demek istiyorsun.” Güzel! ilgisini çektim demektir. Bu iyi bir şey.
"Bu adamın size borcunun tamamını ödeyim karşılık olarak bu kadını istiyorum. ”dediğimde bu işlerin başını düşündüğüm adam kahkaha attı.
Başını sağa sola olumsuz anlamda salladı. "Bu kadını kendime ayırmayı düşünüyorum üzgünüm ama elimde başka kızlar var.” Kahretsin şuan ne yapacağım konusunda en ufak bir fikrim yoktu. Kerem’e gözüm kayınca yüzü gözü dövülmekten morarmış durumdaydı. Berna ise ağlamaktan tek kelime edemiyor korkudan titriyordu. Allahım biliyorum son zamanlarda sana fazla isyan ettim ama Berna'ya yardım etmem için kolaylık göster diye içimden dua ettim.
"Ben bu kadını istiyorum hamile kadınlarla yatmak bana ayrı bir zevk veriyor o yüzden bu kadın için benden ne kadar istiyorsan sana vereceğim. “ deyip çarpıkça gülmeye başladım. Zaman zaman Berna'ya gözüm kayıyor duydukları karşısında hem korkmuş hem de şaşkınca bana bakıyordu. Şuan böyle davranmaktan başka çarem yoktu eminim söylediklerim onu hayal kırıklığına uğratmıştır. Aylar önce ona yardım eden adam karşısına itin önde gideni olarak çıktı. Düşümcelerimi toparladım. “ Eminim para senin için bu hamile kadından daha önemlidir. Oysa benim için bu kadınla bu gece olmak sana vereceğim paradan daha önemli o yüzden ne istediğini söyle. Bu arada ben Akın "deyip anlaşmak istercesine elimi uzattım. Biraz düşünceli bir şekilde elini bana uzattı. " bende Varol "deyip elimi “anlaştık "dercesine sıktığında rahat bir nefes verdim. Allaha içimden şükrettim. Bu kadar çabuk olacağını düşünmemiştim ama Allahım bana yardım ettiğini çok iyi biliyorum. Saat gece yarısıydı. +Kerem'in borcu ne kadar bilmiyordum ama az para olmadığı kesindi bu saatte bulmam imkansızdı. Aklımdan buna benzer bir sürü düşünce vardı ve Varol bu halimi fark etti.
"Ne oldu pişman mı oldun deyip "sırıtmaya başladı.
"Hayır sadece bu akşam para bulup kızı götürememek canımı sıktı. Biliyorsun bu saatte bankalar açık değil evde de bu kadar fazla para bulundurmam. Zaman kötü bilirsin."
"Elbette dostum para gelene kadar bu kız bize emanet, endişelenme. Yalnız yarın öğleye kadar parayı getirmezsen anlaşma iptal olacak. Elini çabuk tut bence “derken çarpıkça gülümsüyordu. O an yumruğumu var gücümle sıkmış suratına indirmemek için kendimi zor tutuyordum.
"Merak etme yarın parayla burada olurum. Kızın saçının teline zarar gelmiş olursa bu sefer anlaşmayı ben iptal ederim. Ona sadece ben dokunabilirim.” Dediğim de elimi Berna'nın gözyaşlarında gezdirdim. Berna duyduklarına dayanamayıp kendinden geçmişti. Allahım onu burada kurtların içine bırakıp nasıl gidecektim?
Güzel parmaklarınız yıldızlara dokunsun .Düşüncelerinizi de eksik etmeyin
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro