Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Acı(Düzenlendi)

Keyifli Okumalar.....

OY VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN...

Haftalar geçiyor Bahar'ın karnı gitgide büyüyordu. Artık yedinci ayına girmek üzereydi. Tansiyonundan dolayı sürekli kontrol altındaydı. Çok ısrar ettiğim için evde işlere yardım edecek birini buldum. Bu zaman zarfında gizli kumarhane işleten şerefsizlerle ilgili bir sürü delil belge elde ettik her an yakalayabilirdik. Yoğunluktan dolayı Bahar'la fazla ilgilenemediğim için kontrollere yardımcımız Leyla hanım gidiyordu. Bu yüzden kendime zaman zaman çok kızıyordum. Hem Bahar hem bu operasyon bayağı stres altındaydım ama az kalmıştı. O şerefsizler yüzünden bu zamana kadar bir sürü ailenin ocağı sönmüştü ve yakın da iplerini çekecektik.

***
Dün gece hiç uyuyamadığım için sabaha kadar sürekli kabuslar gördüm. Son bir kaç gündür içimde tarif edemediğim bir sıkıntı vardı .Sabah erken kalkıp bir süre Bahar'ı seyrettim. Eğilip önce alnına sonra küçük tepeyi andıran karnına öpücük kondurduğumda  Bahar ışık saçan mavi gözleriyle bana bakmaya başladı.
“Günaydın annelerin en güzeli” Eğilip dudağına bir öpücük kondurdum.
“Günaydın babaların en yakışıklısı” Bahar  gömleğimin yakalarından tutmuş beni kendine çekmiş dudaklarıma yapışmıştı. Bu gün onu bırakıp işe gitmek hiç istemiyordum ama önemli bir operasyon vardı. Bunu Bahar'a söyleyip endişendirmek istemedim. Ona sıkıca sarılıp öptüm...  Öptüm tekrar sarıldım içime sokmak istercesine, bir daha görmeyecekmişçesine sarıldım.
“Hadi Akın git buradan yoksa meslekten ihraç olacaksın. “
“Varsın ihraç olayım nasılsa sen hep yanımda olacaksın.”
“ Seni seviyorum,  hayattan tek dileğim mutlu olman. O yüzden bana söz ver kendini hiç bir şey için üzmeyecek hep mutlu olacaksın.” dedi. Bu dediği veda eder gibiydi.
“Kızımız doğsa da bu duygusallıktan bir kurtulsan” diyerek pembe yanaklarını sıktım.
“Kızım sen ve ben hep mutlu olacağız.” Karımın dudağına son bir öpücük kondurduktan sonra ayaklarım geri gide gide, kalbimde anlamlandıramadığım bir sızı ile evden ayrıldım.
****
Aylardır peşinde olduğumuz hırsızlık çetesinin sonunda inlerini bulduğumuz için baskın yapmıştık.  Biraz direnseler de çeteyi çökertmiş suçluları yakalamıştık. Önümüzde gizli kumarhane işleten çete kalmıştı. Operasyondan dönmüş odam da oturuyordum iyice içim sıkılmıştı. Bahar’ı arayıp nasıl olduğunu sormak için aradım ama telefonunu açmıyordu. Bahar’a ulaşamayınca yardımcımız Leyla hanımı aradım. Leyla hanımın telefonu bir süre çaldıktan sonra açılmıştı. Leyla hanımın sesi iyi gelmiyordu. Bahar'ı sordum .
“Bahar'la dışarıya alış verişe çıkmıştık.  Bahar hanım rahatsızlanınca hastaneye getirdim.” Leyla hanımın sözleriyle yer ayaklarımın altından kayıp gitmişti sanki..
“Neden daha önce haber vermedin?” Avazım çıktığı kadar bağırdığım için arkadaşlarım başıma toplanmıştı.
  “Bahar telaşlandırmak istemedi” Bir kere de kendini düşünse ne olurdu.
“Hangi hastanedesiniz?
“Taksimdeyiz. Bahar kendi doktoruna gitmek istedi. Şuan doktoru onunla ilgileniyor.” Telefonu kapatıp arkadaşlara kısa bir açıklama yaptıktan sonra polis aracıyla yola koyuldum. Hastane çok uzakta olmasa da zaman geçmiyor yollar bitmiyordu. Yüreğimdeki sıkıntı gittikçe büyüyordu. Hastaneye vardığım da Leyla hanımı ameliyat hanenin kapısında buldum.
“Leyla hanım” Bir kaç adımda yanına gittim. 
“Bu sabah iyiydi ne oldu neden bu halde” Öfkeyle çıkan sesimle Leyla hanım gözyaşlarına boğulmuştu.
“Bilmiyorum Akın bey,  yemek yiyorduk kasıklarında bir ağrı olduğunu söyledi sonra da suyu geldi.”  Leyla hanımın sözleriyle ameliyat hane önünde endişeli bekleyişim başlamıştı. Dakikalar geçmesine rağmen içerden haber gelmiyordu. Daha fazla dayanamayıp Gökmen’i arayıp yanıma gelmesini istedim. Onunda bir şeyden haberi yoktu.
Yanıma geldiğin de kısaca durumu anlattım. “Gökmen sen doktorsun git bana karımdan haber getir, “ dedim yalvarırcasına. Gökmen ameliyat haneden içeri girdiğin de çaresizce dışarıya çıkmasını beklemeye başladım. Hala içerden haber gelmediği gibi Gökmen’de dışarıya çıkmamıştı. Sonunda ameliyat hane kapısı açıldığın da bebeği getirdiler ama daha çok küçük olduğu için kuvöze götürdüler. Kızım daha yedi ayına yeni girmişti. Yaşama şansı çok düşüktü. Şuan kızımdan çok aklım Bahar'daydı o iyi olduktan sonra gerisinin bir önemi yoktu. Allahım karımada kızımada yardım et “diye dua etmekten başka elimden bir şey gelmiyordu.  Gökmen hala içerdeydi. Buda beni daha çok çıldırtıyordu. Gitgide yüreğimi saran korku büyüyor Bahar'a bir şey olmaması için dua ediyordum.
Sonunda kapı açıldığında Gökmen dışarıya çıkmıştı. Gökmen’in yanına hızlıca gidip neler olduğunu sordum. Gökmen sessiz gözleri çökmüş durumda bakışlarını benden kaçırıyordu.
Yakasına sertçe yapıştım.
“neler oluyor Bahar'ın iyi olduğunu söyle bana” deyip çenesini tutup bana bakmasını sağladım. Gökmen’den ses çıkmıyor aksine başını benden çevirmeye çalışıyordu. Sesimi iyice yükselttim.
“Eğer dostumsan bana doğruyu söylersin” dedim avazım çıktığı kadar bağırarak. Hala tek kelime etmiyordu. En sonunda dayanamayıp yüzüne sert bir yumruk attığım da Gökmen kendini yerde buldu.  “bana doğruyu söyle” diye yüzüne haykırdım ama sorum yine yanıtsız kalmıştı. Her yanıtsız sorumda yerde yatan Gökmen'e bir yumruk attım. Artık dayamamış ağlamaya 'çocuk gibi-başladım.
“Gökmen bana onun iyi olduğunu söyle”
Gökmen yerden kalktı. Dizlerinin üzerinde oturup elini omuzuma koydu.
“Çok üzgünüm dostum, maalesef Bahar’ı kaybettik.  Tansiyonu yükselince kanama başlamış. Bahar önce bebeği kurtarması için doktora çok yalvarmış. Ilgın hanım bebeği aldıktan sonra kanamayı durduramamış.” Duyduklarımı sanki Gökmen değil düşmanım diyordu. Söyledikleri sürekli beynimde dolanıyorken
“Yalan söylüyorsun. Her zamanki eşek şakalarından birisi bu” diye bağırmaya başladım.
“Üzgünüm” Gözlerindeki yaşları gördüğüm de acı gerçek kalbime kurşun yemişçesine saplandı. 
“Kapa çeneni” diye bağırıp bir yumruk daha attım.
“Allahım ne olur bu bir kabus olsun” diye yalvarmaya başladığım da Leyla hanımda bir köşede hıçkırıklara boğulmuştu. En son Bahar'ın doktoru ameliyat haneden çıkınca yerden kalkıp hızlıca yanına gittim.
“Doktor karım nasıl” İyi haberi duymak  istercesine sordum ancak Ilgın hanım Derin sessizliğe gömülmüştü. Bir süre sonra
“Üzgünüm “deyip bakışlarını yere çevirdi.
“Peki bu nasıl oldu her şey yolundaydı.”
“Maalesef son iki aydır iyi değildi. Bu gebeliği sonlandırması konusunda çok fazla uyarıda bulundum ama o bunu istemedi.” Kahretsin! Hepsi benim yüzümden, son iki aydır kontrollerine Leyla hanımla gidiyordu. Her şeyin iyi olduğunu söylüyordu. Onu son zamanlarda çok fazla ihmal ettim. Kesinlikle bende onunla ölmeyi hak ediyorum. Doktorun kollarını sıkıca kavradım.
“onu görmek istiyorum.” dedim yalvarırcasına. Duyduklarımın yalan olduğunu kendi gözlerimle görmek istiyordum. Gökmen yanıma geldi beni ameliyat haneden içeri soktu. Yavaş adımlarla bulunduğu yere giderken hala bu olanların kabus olması için Allaha dua ediyordum. Şimdi içeri girecek  Bahar bana gülümseyerek bakacaktı. Gökmen  destek olmak için kolumdan sıkıca kavramıştı. Bulunduğu yere geldiğimizde acı gerçekle bir kez daha karşılaştım kabus değildi, Gerçeğin ta kendisine bakıyordum. Bahar’ın üzerini yeşil örtüyle örtmüşlerdi. Yüzünü açıp elimi yüzünde gezdirmeye başladım, henüz sıcacıktı. Sanki hala nefes alıyor gibiydi. Bir şeyler söylemek istiyordum ama kelimeler boğazımda düğümlenmişti. En sonunda yarım yamalak bir kaç kelime mırıldanabilmiştim.
“Ben geldim. Bahar'ım biraz geç kaldım biliyorum ama geçte olsa geldim.” Gözyaşlarım ardı ardına sıralanırken elimi Bahar'ın soğumaya yüz tutmuş yüzünü okşuyordum. “  Affet beni son zamanlarda seni fazla ihmal ettim. Bura da yatan sen değil ben olmalıydım. Sen beni bırakıp gittin yüreğim deki baharıda alıp gittin. Artık kalbime sadece soğuk kış çöreklendi sen gelmediğin sürece yüreğime bahar gelmeyecek. O yüzden bundan sonra tüm dünya nimetleri bana haram olsun. Eğer bu canı veren bir yaradan olmasaydı yanına gelmekten bir an olsun tereddüt etmezdim. Şimdi yanına gelirsem bizi yine ayrılık karşılar. Bundan sonra yaşadığım her gün ölüden farksız olmayacağım. Sen benden gittin ama ben senden gitmeyeceğim.” Sözlerim bittiğin de Bahar’ın teni soğumuş kırmızı dudakları solmuştu. Yavaşça yüzünü örtüm yere çöktüm. Yüksek sesle ağlamaya başladığım da Gökmen yanımda diz çökmüş benimle ağlıyordu.
“Dostum ben onsuz nasıl yaşayacağım hayatımın Bahar'ı gitti.”
“Kızın için yaşamalısın o daha çok minik hayata tutunmaya çalışıyor.”  Şuan hiç bir şey umurumda değildi. Ne o bebek ne yaşamak. Yerimden kalkıp ameliyat haneden dışarıya çıktım. Yere diz çöküp avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım. “Allah’ım sana isyan etmek istemiyorum ne olur al canımı...”

Bu sabah öpüp kokladığım karım yoktu. Madem hayat bu kadar kısa ne için kendimizi bu kadar yıpratıyorduk.  Artık ben de ölüydüm.

Fırınaya Vurgun hikayemi düzenleyip tekrar yayinliyorum. OKUMAK İSTEYENLERE duyorulur.

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro