Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

21

Ertesi gün resmî tatil olduğu için antrenman yoktu ama sabah Emir kapımda bitti dağınık saçlarım kısık gözlerim ve şişmiş dudaklarım ile kapıyı açtım birkaç saniye bana baktı ardından gözlerini açıp kapadı ve içeri girdi yatağa atladım "Her halinle nasıl bu kadar güzel oluyorsun"

Bir şeyler mırıldandı ama ne dediğini anlamadım beyaz polo yaka tişört ile lacivert kumaş pantolon giymişti tişörtü kısa kolluyordu bu soğukta hasta olacaktı ama tişörtü çok güzel olmuştu allahım bi insana polo yaka bu kadar çok yakışmamalıydı yanıma geldi ve yatağın kenarına oturdu gri gözleri ile yatakta yatan bedenimi izledi doğal gaz olduğu için üstümde crop altımda kısa bi şort vardı elini saçlarımın uçlarını okşadı bedenini süzdüm jilet gibiydi "Nereye gidiyorsun ?" dedim ve dirseklerimin üstünde doğruldum sıkıntıyla nefesini verdi "Operasyona görevlendirdiler Rusya'ya"

"E severiz Rusya'yı" dedim ve kalktığımda kahkaha attı "Götüremem seni hiç uğraşma"
dediğinde kaşlarımı çattım "Neden ya geleyim işte hem sana tercüman olurum"

"Rusça biliyorum" dedi ve yandan yandan baktı
"Bilmediğin bok yok zaten" dedim ve tabiri caizse kıçımı dönüp yattım gülerken konuştu "Çok mu istiyorsun gelmeyi" dediğinde heyecanla kalktım "Evet lütfen geleyim mi ?" dedim ve istekli gözlerle baktım "İstemeye devam et sadece son kez görmek için gelişmiştim" dedi ve yataktan kalktı kapıya doğru giderken sırtına atladım "Lütfen geleyim nolursun"

"Rusya gitmediğin yer mi ?" dediğinde sırtından indim "Ama seninle gitmedim hiç"

"Daha silah eğitimi almadın operasyonda seni koruyamam"

"Babam savunma eğitimi vermedi ama 14 yaşından beri silah eğitimi alıyorum lütfen geleyim ben kendimi korurum" dediğimde şaşırdı "Dosyanı incelediğimde silah eğitimi aldığın yazmıyordu"

"Babam herkesten gizli tuttu ünlü iş adamı Victor Wallace'ın kızının silah kullanması akıllarda şüphe bırakırdı"

Dediğimde kararsız kaldı ve saate baktı "Hızlı ol üstünü değiştir poligona gidiyoruz"

Dediğinde hemen hazırlandım ve kapıya doğru ilerledim kapıda telefonu ile uğraşıyordu beni görünce aşağıya indik önümüzde bir sürü silah vardı hepsinin adını tek tek sayabilirdim kulaklık uzattı taktım ve silahı verdi karşımda hedef vardı

"İlk önce dizinde-" cümlesini bitiremeden hedefi dizinden vurdum "Omzun-" dediğinde tekrar silah sesi duyuldu omzundan vurdum
"Sol gö-" dediğinde sol göğsünden vurmuştum

"Sol göğüs değil sol göz" dediğinde alayla güldüm "Dudakların yuvarlak şekilde kıvrıldı yani z harfi değil ü harfi deme ihtimalin daha fazlaydı" dediğimde bana bakakaldı ve nefesini verdi "Valizini hazırla aptal baş belası Rus"

"Dün akşam öyle demiyordun"

"Çok konuşma hazırlan yarım saatin var valiz hazırlama orada her şey hazır sadece kişisel eşyalarını al gidelim" dediğinde boynuna atladım ve sarıldım bacaklarımı düşmemem için tuttu yüzünü görmüyordum ama gülümsediğine yüzde yüz emindim kucağından indim ve odama doğru yöneldiğim sırada kolumdan tutup kendine çevirdi ve dudaklarıma kısa ama etkili bir öpücük bıraktı kollarımı ensesine götüreceğim sırada huylandığı aklıma geldi ve durdum omuzlarına koydum ve dudaklarım kameralar tarafından okunmayacak şekilde Emire yaklaştım "Hala benimle oynadığımı mı sanıyorlar ?" dediğimde gözlerine hüzün yerleşti ve kafasını olumlu anlamda salladı buruk bi tebessüm ettim ve odama doğru gittim küçük bi çanta hazırladım ve yarım saat sonra kapım çaldı Emir bekliyordu tesisten çıktık ve tesisin özel uçağına bindik karşılıklı oturduk saat 1 olmuştu bebek gibi öğlen uyumadan kendime gelemiyordum esnediğimde Emir bana döndü kapüşonlumun şapkasını geçirdim ve yüzüme güneş vurmaması için örttüm ayakkabılarımı çıkardım ve kendime çektim Emir çoraplarıma baktı bu sefer düz beyaz giymiştim tebessüm etti ve uyumaya çalıştım ama uyuyamadım Emir kıpırdandığımı görünce yanıma geldi yanındaki koltuğa oturdu ve kendime çektiğim bacaklarımı kendine doğru çekti ve taytım ile çorapların arasında kalan bileklerimi kucağına koyup ovmaya başladı bileklerim okşandığında anında uyurdum "Nerden biliyorsun ?"

"Senin hakkında senden daha çok şey biliyorum uyu hadi" dediğinde göz kapaklarımı açık tutamıyordum büyük elleri ayak bileklerime masaj yaparken başımın arkasına boyun yastığı koyduğunda artık çoktan uykuya dalmıştım

Uyandığımda havalimanına iniş yapmıştık ama ben ve Emir hala uçaktaydık telefonu ile ilgilenen Emir bana döndü "Günaydın uykucu güzel" dediğinde güldüm "Neden inmedik ?"

"Uyuyordun uyandırmak istemedim" dediğinde şaşırdım ve saate baktım yaklaşık 1 saat önce inmemiz gerekiyordu ne yani ben uyuyorum diye bir saattir uçakta mı bekliyordu "Uyandırdaydın keşke" dedim ve bacaklarımı kucağından indirdim yerdeki spor ayakkabılarımı giydim "Öğlen uykunu alamayınca huysuz oluyorsun" dediğinde side eyes attım ve ayakkabılarımı bağladım ve birlikte indik Rusya'nın soğuk havasını özlemiştim Türkiye'nin en soğuk günleri bile Rusya'nın yanına yaklaşamıyordu nefesimi verdiğimde havada oluşan buharı gördüm ve gülümsedim Emir arkamdan geldi ve hemen kabanımı giydirdi kendisi de uzun paltosunu giyerken araba geldi ve bindik Rusça konuştu "Otele gidelim Mattew dediğinde adam kafasıyla onayladı ve otele doğru sürdü yarım saatlik bi yolculuk ardından otele geldik ve tek bi tane oda kartı aldı fırsatçı pislik odalara çıktık hemen kıyafetlerimi çıkardım ve kendimi duşa attım çıktığımda o da kıyafetlerini değiştirmiş yatakta uzanıyordu beni görünce kaşlarını çattı

"Saçlarını kurutmuyorsun sonra hemen hasta oluyorsun" dedi ve kalkıp saç kurutma makinasını getirdi yatakta otururken arkama oturdu ve saç kurutma makinesinin sesini duydum uzun parmakları saçlarımın arasındaydı saçlarımı kuruttuktan sonra tarak aldı ve saçımı taramaya başladı zaten düzle dalgalı arasında olduğu için dolaşık değildi saçlarımı güzelce taradı ve çok şaşıracağım bir şey yapıp saçlarımı ördü babamın bir kere bile dokunmadığı saçlarımı kuruttu , taradı , ördü...kafama öpücük kondurdu "Aç mısın ?"
dediğinde olumlu anlamda kafamı salladım "Hadi gel yemeğe inelim ayrıca sana bir şey söyleyeceğim 3 gün boyunca burada kakacağız ve her an her yerde kamera olabilir yani sürekli Rusça konuşmamız gerek" dedikten sonra güldüm ve Rusça konuştum (Bütün konuşmalar uyarı gelene kadar Rusça)

"Benim için daha kolay" dediğimde güldü ve oda kartını alıp yemeğe indik yemeğe indiğimizde açık büfedeki çoğu şey domuz etliydi ikimizinde suratı buruşurken sebzeli yemeklerden tabağıma biraz aldım oda benim aldıklarımdan biraz aldı keşke Türk yemekleri olsaydı masaya geçip yerken ikimizinde suratı sirke satıyordu en sonunda dayanamadım ve konuştum

"Kalk hadi gidelim kusacağım şimdi ya" dediğimde dünden razıydı hemen kalktı "Anahtarı ver seni çok güzel bi yere götüreceğim" dediğimde arabanın anahtarını verdi birlikte otoparka indik sürücü koltuğuna geçtiğimde konuştu hala Rusça konuşmasına alışamamıştım "Umarım bizi zehirlemezsin"

Dediğinde güldüm "Emin ol otel yemeğinden daha iyi" dediğimde sessiz kaldı ve 15 dakika sonra bi dönerinin önünde durunca kahkaha attı bende tebessüm ederken indik sıraya girdiğimizde neredeyse herkes Türk'tü ikimizde Rusça konuştuğumuz için Türk olduğumuz anlaşılmıyordu iç sesim konuştu

Sen Türk değilsin Adelina

Kes sesini Türküm ben dediğimde Emire baktım oda hiç Türk'e benzemiyordu gri gözleri sarı kumral arası saçları ile benden daha çok Rus gibiydi güldüğümde Emir bana döndü "Noldu ?"

"Benden daha çok Rus'a benziyorsun" dediğimde güldü benim saçlarım kızılken onunkiler sarıydı Rusya'da hiç yabancılık çekmiyordu yemekleri de aldıktan sonra masaya oturduk ilk ısırık aldığımda gözlerim zevkle kapandı döner kadar güzel ne vardı ki ayranımı da açarken suratıma flaş patladı şaşkın bi şekilde Emire bakarken fotoğrafı gösterdi gözlerim zevkle kapanmış bi elimde ayran bi elimde döner vardı kaşlarımı çatarken döneri yuttum o ise fotoğrafa bakarak gülüyor ve bi yandan döneri yiyordu yemekleri yedikten sonra kalktık tokluk hissi çok güzeldi arabayı ben kullanıyordum "Yarın operasyona gelmiyorsun" dediğinde kaşlarımı çattım "Neden ya niye geldim ben buraya ?"

"Yarın olmaz yarından sonrakine bakarız"

"Of Emir ya"

"Türkiye'de katılırsın operasyona Ruslar tehlikeli"

"Emir ben Rus'um" dediğimde diyecek lafı yoktu sessizce yolu izlemeye devam etti otele vardığımızda arabayı valeye teslim ettikten sonra odaya geçtik banyoda üstümü değiştirdim ve yatağa girdim Emir arkamdan girdi ve sarıldı tepki vermezken kalktı ve önüme doğru dolandı yere oturdu bakışlarımı hiç ona çevirmiyordum "Rus kızı bana bak" dedi ve elini yüzüme koydu "Canını sıkan şey ne ?"

"Bana çocukmuşum gibi davranıyorsun"

"Anlamıyor musun ?" dediğinde doğruldum ve kaşlarımı çatıp konuştum

"Neyi anlayacağım Emir neyi ?"

"Korkuyorum sana tekrar zarar gelmesinden deli gibi korkuyorum çünkü bi kere geldi ve sen kollarımda ölüydün" ne diyordu

"Ne diyorsun Emir anlamıyorum"

"Seni bulduğumuzda havuzun dibinde ayakların kelepçeliydi su kan olmuştu anahtarı buldum çıkardım seni ama o an her şey için çok geçti öldün sandım herkes öldün sandı seni yere bıraktım dakikalarca kalp masajı yaptım dönmedin kollarımda cesetini tutuyordum senin ne dediğimi anlayabiliyor musun senin cansız bedenin senin ya senin ne hissettim biliyor musun ben havuzun kenarında buz gibi soğuk bedenini tutuyordum sonra Mira bağırdı parmağı kıpırdıyor diye bağırdı ben ufacıcık bi umuda tutunarak dakikalarca hayata dönmeni bekledim bir kaç dakika sonra ambulans geldi nabzın 28 dediklerinde ölecek gibi hissettim bi insanın kalbinin dakikada 28 kez attığını düşünsene şimdi seni tekrar tehlikenin kucağına bırakmamı isteme" dediğinde çok şaşırmıştım öldüğümü sanmıştı ne hissettiğini düşünmek bile istemiyordum Emir kollarımda ölse ne yapacağımı tahmin bile etmek istemiyordum yanına yere doğru çöktüm ve sarıldım kollarını güçsüzce belime dolarken sırtını yatağa yasladı kucağına oturdum ve elimi saçlarına geçirdim "Çok kötüydü 27 yıldır yaşadığım en zor andı" ablasının ölümünü izlerkenden bile daha kötü müydü burnumu çektim ve kollarımı boynundan çekmedim sarı saçları arasına öpücük kondurdu "Gireceğim operasyon seviyene uygun değil ama söz veriyorum İstanbul'a döndüğümüz an ilk işim seni görevlendirilmek olacak" dedi ve alnımı öptü kafamı sallarken kucağından kalkacaktım ki izin vermedi "Otur oturduğun yerde" dedi ve boynuma öpücük kondurdu Rusça konuşmak ona çok yakışıyordu Türkler aslında çok güzel Rusça konuşamasalar da onun aksanı bi Rus'u aratmayacak derecede iyiydi "Tesise dönmeyi hiç istemiyorum"

"Bende" diye mırıldandı başını boynumdan çekmiyordu sıcak nefesini boynumda hissetmek çok güzeldi küçük küçük öpücükler bırakırken dudaklarını boynumdan çekti ve kısılmış gözleri ile yüzüme baktı gri gözleri kumral gür kirpikleri arasında zar zor görünüyordu gerçekten çok yakışıklıydı dudaklarımı dudaklarına yasladım evet aylardır ilk defa ben öpmüştüm ayağa kalktı ve yatağa oturdu bende kucağındaydım elleri tişörtümün eteklerine gidecekti ki durdu ve kendine hakim olmak istercesine yumruklarını sıktı aramızda yasak vardı ileriye gidersek duramazdık nefes nefese ayırıldı ve gözlerini sıkıca kapattı ellerini belimden çekti ve iki yanına koydu gözlerini tavana doğru dikti elimi yüzüne koydum "Bana bak Emir"

"Bakarsam duramam" dediğinde "Durma"

"Durmak zorundayız bana bu yetkiyi verme kendime hakim olamıyorum" dediğinde kucağından indim ve balkona çıktım ardından dış kapının sesi geldi çıkmıştı

Biz hiçbir zaman birbirimize engel değildik bizim mesleğimiz bizim çevremiz bizim hayatımız bize engeldi...

***

Ben çok sevdim bu bölümü sizce nasıldı yorumlarınızı merak ediyorum

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro