Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

5-

Multimedya da Atalay var :))

İyi okumalar..

Hislerinizi kör kütük yaşadığınız zamanlar koca bir hayal kırıklığına uğradığınızı düşünürsünüz.Kör kütük,
Bir şeye düşünmeden karar vermek hislerden yola çıkarak seçim yapmak demekti.Bazı şeylere ayrı bir zaafınız olurdu ve siz o zaaflarınız,emellerinizin peşinden gidersiniz.
Ben bunlarla yaşamayı bırakalı çok olmuştu.

Ayaklarım çoktan su toplamış,gün boyu hızlı tempodan dolayı saçlarım tokamdan firar etmiş çoktan dağınık bir şekilde özgürlüklerini ilan etmişken dışarıdan bakılınca bir hayli yıpranmış gözüküyordum.

Mekan çoktan kapanmış Koray'in da tam olarak söz verdiği gibi karşımda oturuyor olması benim ona karşı olan güvenimi sarsmadığı anlamına gelmişti. Tamam onu artık tanıyor olabilirim fakat duygularım hala daha isteksizdi.

Az önce toplantı yaptığı insanlar masadan kalkıp gitmiş,onun yerine Koray'ın karşısına ben oturmuştum.Patron bizi böyle görse ne derdi bilmiyorum.

"Neden Siyah?" elindeki kahve fincanını masaya koydu.

"Bilmem" dedim gözlerimi kaçırarak.

O da tekrardan verdiğim yanıtla tatmin olmamış olacak ki sorusunu tekrar etti.

"Neden Siyah?"

"Normal şeylerden hoşlanmıyorum.Her kadın gibi makyaj yapamıyorum öyle renkli renkli de giyinmem,tarzım değil."

Değişik bir konuşma,birbirine acayip bakan gözler.

"Peki ya sen?"

"Neon.Tam tersi,en parlak renkler ve yolumu ufkumu açan renkler.."

"Değişikmiş.."

Tamamıyla zıt..

"Değişik ,psikolojik terapilerim vardır."

"Ne gibi?" diye sorduğumda kendimi meraklı teyzeler gibi hissetsemde ağzından çıkan kelimeleri iple çekiyordum.

"Her türlü sebepten moralim bozuk olduğunda veya sinirli olduğumda gözlerin kadar koyu mavi ışıklı bir odada saatlerce orada kalır,ve dinlenirim."

"Bu,gerçekten..."

"Doktorumun yöntemi. Kesinlikle bilimsel ve normal karşılanan bir durum"

O,hasta mıydı?
Veya psikolojik sorunları olan?

"Yanlış anlamazsan,herhangi bir hastalığın mı var?"

Bozulacağını düşünmüştüm ama tam tersine gülümsedi.Ve o anda kısılan gözleri..
Tek kelime ile muhteşem bir an olmuştu.

"Evet,sadece sinir hastalıkları dediğimiz bir olay.Yani tıpta psikosomatik ve somatik rahatsızlık olarak bilinir. Bir çok yöntemle hastalığıma çare arandı ama bu söylediğim şey içlerinden en iyi olanı.Bak Eslem,benim hayatım renklerden ibaret.Saçma gelecek ama ben bi karanlık odada uzun süre kalamam veya senin gibi tamamıyla siyah giyinemem.Sinirlenirim,bir şey beni boğar,anlatabildim mi?"

Tuttuğum nefesimi verdim anlattıkları sona ererken.Son sorusunda anladığıma dair başımı sallarken nefesimin kesildiğini hissettim.

Kendim kadar değişik bir adam daha...
Elimde olsa,az kalsa onu kendim iyileştirebileceğimi söyleyecektim.Onun renklerle çevrili bir odada kendisini sakinleştirmesi ve tedavi etmesi,dediği gibi bilimsel bir yöntemdi...

Bir yönden onun anlattığı konulara ortak olmam beni mutlu etmişti.Elimde olsa onu sabaha kadar dinleyecek kıvama gelmiştim resmen.

"Bende aslında senin gibi evli olacaktım biliyor musun?"

"Yanlış söyledin.Ben evli değilim. Sadece oğlum için katlanıyorum.Ve sana gelecek olursam,o her kim sikik beyinliyse baştan kaybetti."

"Oh,benim içinde saydır tamam mı? sikik beyinli falan.Güzel olur yani.Ben anca laf sokabiliyorum küfür yok bende."

"Belli.Atalay'a bu gün dalacaktın resmen."

"Ay Atalay mıydı onun ismi.Valla ismi adam olsa ona adam bile demem net yani." dediğimde havama gelmiş bir şekilde arkama yaslandım.

"Bak işte bu iyiydi" deyip işaret parmağıyla beni gösterdiğinde güldüm.

"Sen okuyor muydun?"

"Evet" dedim başımı sallayarak."En azından okulum bitene kadar kendimi geçindirmeye çalışıyorum. Aslında alıştım,annesiz babasız tek kişi iyi böyle."

"Anne ve baban?"

"Annem,bir seyahat sırasında kaza ile vefat etti.Cesedini bulamamışlar bilmiyorum. Annemle babamın arası kötüydü zaten.Babam olacak herif ne üzüldü ne araştırıp sordu.Onunla aram bozuk.Gitti,beni terk etti.Bende hiç bir zaman geri dön demedim."

Sessizdi.Sanki...diyorum ya onunla alakalı bir şey vardı ortada.Ama bilmediğim.Soramıyorum,saf ayağına yatıyorum.

"Cesursun.."

"Öyleyim,zanndeliyor." omuzlarımı silktim.İyiki virgül denen bir şey vardı.Hem öyleyim,hem zannediliyor.
Güzel cevaptı..

"Hadi seni eve bırakayım."
"Yüzsüzlük yapmak gibi olmasın ama iyi olur. Şimdi hiç beklemek istemiyorum durakta falan."

"Seni orada bekletmek isteyen kim?" gülmeye başlarken utanarak ayağa kalktım.Son işlerimi halledip önlüğümü çıkardım ve siyah hırkamı alarak,ayaklarımı sürüyerek dışarıya çıktım.

"Senin yerinde olsam o hırkayı giyerdim.Hava soğumuş."

"Ağustos ayı çıkıyor Bayım.Tabiki de soğuk olacak." dediğini yapıp hırkamı üzerime geçirirken rüzgardan itanayla kasılan bedenim büyük bir rahatlamayla gevşedi.

Önceden gördüğüm tanıdık jeep mekanın az ötesinde görünürken gülümsedim.Arabanın kilidi küçük bir sesle açıldı daha sonra.

****

Araba geç saatin tenha yollarında ilerlerken sessizdik.Gözlerim arabanın farlarından aydınlatan yoldaydı ve arada sırada gözlerim yanımdaki şahsiyete kaymıyor değildi.

Parmaklarım radyoyu açmak için uzanırken,onunda aynı anda eli oraya gitmesi..

Bir iki saniyeliğine temas eden parmakları geri çekilirken "açabilirsin" dedi.Yutkunarak hafif seste bize eşlik eden müziği açtım.En azından ortamı canlandırabilmişti.

Yol sonunda bitmişti. Apartmanın önünde durduğunda kemerimi çıkarıp ona yönümü tamamıyla döndüm.

"Gerçekten terapi olduğun odayı görmek isterim." düşünmeden cevap vermesi beni şaşırtmıştı.

"Elbette.Belki boş bir günde veya...daha erken" toparlayamadığı cümlenin hemen sonunda gülerken sırıttım..

Çok, farklıydı.

"Peki o zaman.İyi geceler.." direksiyondaki elini kaldırıp indirdikten sonra "İyi geceler"

Arabasından indiğimde çantamdan çıkardığım anahtarlarla apartmana girdim. Kapıyı kapatmadan önce ona el salladığım da gülümsemiş ve yeniden kısa bir an elini kaldırıp indirmişti.

Asansörle evimin kapısının önüne geldiğimde bir kaç kilit vurup içeriye girdim ve çıkardığım ayakkabılarımı ayakkabılığa yerleştirdim.

Şu an istediğim tek şey sıcak bir kahve ,ayaklarımı ve bedenimi rahatça uzatabileceğim bir koltuk.Son olarak da rahat kıyafetler..

Siyah pantolonumu bacaklarımdan sıyırıp atarken,saniyeler sonra üzerimdeki t-shirt'de yok olmuştu.
Hemen üzerime siyah pijamalarımı giyip elimi yüzümü yıkadım ve mutfağa gittim.En sevdiğim beşiktaşlı kulplu bardağımda kahvem hazır olunca salona gidip kumandamı alarak koltuğa hayvan gibi yayıldım.

Keşke hayat hep böyle olsa değil mi?
Ne var ki insan oturduğu yerden para kazansın?
Her şey o kadar kolay olmuyordu işte.

Kanalları gezmeye başlarken kapının zil sesi doldurdu kulaklarımı.
Televizyonu kapatıp kaşlarımı çatarken yattığım yerden doğruldum.
Gecenin bu saatinde kim olabilirdi ki?
Aklıma birden Koray gelse de ayağa kalkarak kapının deliğinden baktım.

Yanılmıştım.
Zaten saçmaydı.

Kapıyı açtığım an Selin elinde sırt çantasıyla bana gülümserken üzerindeki unicorn tulumuyla burada karşımda dikildiğine inanamadım.

"Selin?"

"Bu gece biricik arkadaşını misafir edebilir misin arkadaşım?"

(Selin ve Eslem)

*****

Yazım yanlışlarım olduysa af ola.Bölüm ile ilgili düşüncelerinizi bekliyorumm..

Görüşmek üzere..

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro