Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

3-

Multimedya Koray ve Leyla..

Koray, sıkıcı ve oldukça resmi bir toplantının ardından şekersiz çayını yudumlarken imzalanacak evrakları inceliyordu.

Şirket telefonuna uzanan eli içeriye hayvanca giren iş arkadaşı Atalay ile havada kaldı.
Onu severdi, ama yeri geldiğinde..

"Sen bu sekreteri nereden buldun be Kori? Allahım bir çirkin bir çirkin,gamzelerini görsen sanırsın belediye çukuru. Ağzı desen kanalizasyon kapağı gibi habire ağzında sakız"

Atalay çirkefçe yüzünü  buruşturarak masanın yanlarındaki koltuklardan birine yerleşti.

"Maalesef senin ağzının tadına göre sekreter bulamıyoruz biz.Hem bu görev bana ait değil. Şirketin yönetim kurulu,mülakatlar sayesinde alıyor."

"Sen nesin Kori?"

"Ben bu şirketin genel müdürüyüm Atalay kapıda yazıyor."

Atalay işsiz gibi yerinden kalkarak kapıyı açıp dışarıya çıktı ve kapı pervazının hemen üstünde Koray Seçkin diye yazan ismini okudu.

Koray gözlerini devirip Allahtan sabır dilerken,bir yandan da ne yapacaktım diye düşünüyordu.
Atalay içeriye girer girmez her şeyi bölmeyi başarabilmişti.

Koray bundan hoşlanmazdı.
İşinin yerli yersiz bölünmesinden, mani olunmasından heleki Atalay kadar salak bir adam tarafından..

Leyla Atalay'ın omzuna çarparak genç adamın odasına girdiğinde sinirle soludu.Sabah sırf oğlu için ağzını kapatmış  onun yerine sinirden ağlayarak evden ayrılmıştı. Atalay omzunu tutup salak bir gülümsemeyle Leyla'ya ''Yenge omzumu  delseydin daha avantajlı olurdu be!''diye dalga geçerken,Leyla'nın ''Atalay Defol!'' diye bağırmasıyla susup korkusundan kapıyı kapatarak dışarıya çıktı. Oda da sadece ikisi kaldıklarında Koray sakince ellerini masasının üzerinde birleştirdi.

''Ne ara bu kadar basitleştin Koray? bir oğlunun olduğunu bildiğin halde evinde tanımadığın kadınları hangi kafayla beceriyorsun sen?'' 

Koray en son kelimede iyice taşarak ayağa kalktı.

''Leyla doğru konuş! bilip bilmeden ağzını boş yere yorma,yoksa biraz daha kışkırtmaya devam edersen elimden bir kaza çıkacak!'' 

Bardağı taşıran son damla olmuştu bu Koray için.Alakası kalmayan eşiyle hala daha niye iletişimde bulunurdu ki?Gerçi hala daha onu oğlu için eşi olarak kabul ediyordu fakat yine her şey biricik canı,oğlu içindi.

''Seni artık tanıyamıyorum.Daha doğru dürüst bile ayrılamamışken hemen soluğu başka kadınlarda almaya mı başladın? sana acıyorum biliyor musun?'' 

''Leyla dışarıya çık!'' kendisine  böyle şeyleri hiç bir zaman ne söylettirirdi ne de yakıştırırdı.O iş dünyasında her zaman 'saygı,değer' unvanını almış yıllar sonra bu hep böyle devam etmişti.Kendisine yapılan yanlışı ne affeder ne de bağışlardı.

''Hayır anlamıyorum.Burada hala daha seni köpek gibi seven karın varken neden başkaları?'' 

Koray genç kadının dediklerine inanamadı..Ağzı komik bir şekilde aralanırken bir kahkaha atmadan edemedi.''Sana inanamıyorum! sen demedin mi bu ilişki yürümüyor ayrılalım diye! biliyor musun Leyla.Asıl ben sana acıyorum.''

Koray,daha fazla bu ortamda kalamayacağını anlayıp arabanın anahtarlarını aldığı gibi kendisini dışarıya  attı. He zaman uğradığı mekanlardan birine girip bir kaç duble bir şey içip arabasına geri dönünce gözlerinden  bir kaç damla yaş aktı. 

Yeri geldiğinde fazlasıyla duygusal bir erkekti. 

Genellikle ya kafayı bulduğunda ağlar,ya da kaderine ağlardı. Her zaman canı yanan birisi olarak ya da.

****

''Ne kadar da masum görünümlü  bir arkadaşımız..'' at çiftliğinin hemen arka  kulübünde sandalyeye ters bir şekilde oturmuş masum ayağına,ağzı burnu yer değiştirmiş adama baktı Koray. 

Oturduğu yerden kalktığı gibi  sandalyesini adamın başına doğru sertçe savurdu. 

Nefes nefese kalan Koray,adamın yere çöküşünü izlerken daha da sinirlenip ''Ayakta tutun şunu!'' diye diretti adamlarına. 

''Sinirlerimi bozuyorsun Çakır.Konuş! gemiden kim aldı o paraları? '' 

Koray doğruldu. Artık saçma salak basit işlerle uğraşmak istemiyordu. Her sinirlendiğinde siyah gömleğinin altındaki iri vücudu geriliyor,kemikleri sızlıyordu.

 Çenesini iki yana oynattı hala daha konuşmayan şahıs için.

Derin bir nefes alınca aklına o gökyüzü kadar uçsuz bucaksız özgür gözler geldi önüne. Acaba hala daha aklında evlenmek üzere olduğu eski sevgilisi var mıdır?

Sanki kaderleri tersti. Koray ayrılmak üzere boşanıyor,Eslem ise evlenmek üzere terk ediliyor..

 ''Şaka gibi..'' diye sesli bir şekilde mırıldandı Koray.

"Çakır.Eğer söylemezsen,buradaki atların pisliklerinin tadı çok güzel olur.Hatırlatayım?"

Bunu yapardı. Sinirlendiği an elinden her iş geldiği kadar icraatı da büyüktü.
Koray bi an söylemeyince adamlarından kürekle pisliği alıp nasıl yedirteceğini düşündü.
Sonrasında yine o pamuk (!) yüreği sayesinde   beklemeye karar verdi.

"Abi yemin ederim söylersem öldürür beni.Limanda kimse yoktu.."

"Hem söylersem öldürür beni diyorsun hem de limanda kimse yoktu diyorsun.Limanda birisi vardı ki sana söyledi. " Koray yeniden soğuk havayı içine çekip devam etti "Çakır hadi evladım."

"En son o yıkık evde gördüğümüz adam."

"Adem mi?"

"E-evet.Abi lütfen söyleme bitirir beni!"

Koray dediğini umursamayıp "Yeniden gelir mi  limana?" diye yeni bir soru  daha sordu.Çakır artık konuşacak gücü kendinde bulamıyor ağır yumruk ve darbelerden sonra dişlerini kaybetmiş gibi hissediyordu.Sadece başını sallayarak onaylamakla yetindi ve başını yavaşça  önüne düşürüp gözlerini kapattı. 

Koray yere tükürüp adamlarından birine verdiği ceketini hırsla alarak gecenin karanlığından uzaklaştı.

Ayın mükemmel ışığı kusursuz yüzüne vuruyor,her adımında yerin sallandığını hissediyordu..
Her şey bu kadar kötü ilerleyemezdi.

Arabasına yeniden bindiği an çiftlikten uzaklaştı.Sanki ayakları arabasıymış gibi hiç olmadığı bir yere götürdü kendisini. 

Hiç olmadığı bir yere.

Kızın hangi katta olduğunu bilemeyerek öylece başı eğik bir şekilde ışık yanan pencerelere baktı Koray. Ama sanki içinden yağdırdığı  duaların hepsi kabul olmuş  gibi genç kız balkonuna çıktı. Henüz mevsim yaz olsa da gece ayazın soğuğu üstündeki ince sabahlığına kadar ilişmiş, tenini üşütmüştü. 

Saçları rüzgar eşliğinde ahenkle geriye doğru havalanırken,Eslem elindeki sıcak kahvesiyle gözlerini kapadı. 

Ama bir şeylerden habersizdi.. 

Koray  genç kadını görür görmez arabasından inerek ona daha dikkatli baktı. Seslense bir dert kendisini  çaktırmadan fark ettirse bir dert...

 Bir an kendi kendine silkelenip sesli bir şekilde ''Ne yapıyorum ben ya?'' diye söylendi. Elini ensesine koyup kaşıdı yavaşça.

Kendinden bağımsız hareket ediyordu adeta.Bazı hareketlerini kontrol edemiyor iyice saçmaladığını defalarca kendisine hatırlatıyordu.

Genç kızın  bu denli yakınına gelmişken hala daha fark edilememesi inanılır gibi değildi. 

Koray güldü.

Hiç işi gücü yok onu görmek için aşağıya bakacaktı öyle mi?

Eslem'e son bir kez daha bakarak arabasına binip başını direksiyona dayadı. Bedeni bitap düşmüştü. Eve gidip oğluna kavuşmak biricik canına sarılmak istiyordu. 

Belkide bu gece kokusunu hissederek uyumak...

Eve geldiğinde arabanın farları söndü.

Anahtarını hazırlayıp arabasını kilitledi eve girdi.

Evde oğluna bakması için tuttuğu bakıcı merdivenlerden hızlı hızlı inerken Koray kaşlarını  çattı.''Esma hanım?'' 

''Koray bey iyi ki geldiniz. Can tutturdu babam gelmeden uyumam diye.Ne desem ikna ettiremedim çocuğu valla.'' 

Koray eşyalarını büyük ayakkabılığa bırakıp Esma hanımın ceketini  ve çantasını alarak ellerine tutuşturdu. ''Benim oğlan öyledir Esma abla.Hadi ilgilenirim ben sen yorgunsundur git evine.'' 

Esma yaşına göre yaşlı bir kadın sayılsa da  hala daha kendisine bakmayı seven 1.64'e yakın boyu, ak düşmüş siyah saçlarıyla   Koray'ın üst villadaki komşusuydu. 

Ev mesafeleri uzak olsa da  Esma biricik Can için her şeyi yapardı.

Bir tek o 'cadoloz'  diye adlandırdığı Leylayı sevmezdi. 

Koray komşusunu evinden uğurlarken arkasından defalarca baktı. Gecenin bu saatinde etrafa pek güvenemiyordu.Site korunaklı olduğundan içi bir yönden rahattı ama yine de güvenemiyordu.

Kapıyı kapatıp yukarıya çıktı ve üstünü değiştirdi hemen.Yatağın hala daha dağınık toplanmamış olduğunu fark ettiğinde Eslem'in narin bedeninin varlığını bir an görür gibi oldu. 

Odasından çıkıp oğlunun kaldığı odasına girdiğinde yatağında öylece elinde tuttuğu masal kitabının görsellerine bakıyordu.

Yüzünde oluşturduğu kocaman gülümsemeyle Oğlunun üstünden geçerek kendini yanına attı. Can ''Baba!'' diye bağırıp babasının kucağına atlarken  Koray artık cennetine giriş yapmış bulunmaktaydı.

''Oğlum! biricik Canım! geldim'' oğlunun sarı saçlarını koklayıp öperken kendisiyle birlikte onu tek kişilik yatağa yattı.Her ne kadar rahat edemeyeceğini düşünse de ona oğlunun huzuru yeterdi. 

***********

Umarım güzel gidiyorumdur.Yazım yanlışlarım olursa af ola canlar. 

Yeni bölümde görüşmek üzere hoşça kalın..

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro