Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

27-

Bir babanın kızına yaptığı en büyük hata onu terk etmesidir.Açtığı yaraların sanki bir daha hiç bir zaman geçmeyecekmiş gibi kanamaları,ve defalarca dikiş izleri kadar kalıcı  bir hatıra gibidir.Sanki nereden geldiğini,nasıl yaşadığını kimin olduğunu bilmemek gibi.Boş satırlar bütün içimdekileri yazmaya layık bir şekilde beni bekliyor.Ne zaman kalemi elime alsam elim hareket etmez,yazmayı unutur.Çünkü yazmak değilde,yaşanılanlar aklımdan geçmeye başlar.Belkide daha iyi  yazmak için müzik dinlemeliydim.KPOP? R&B?  içimdeki bu çekememezlik,iğrenç nefret ve kızgınlık aslında bir nevi hasretin özlemle karıştırılmış haliydi.Artık çocukluğumdan beri bir şeyleri kaldırmakta güçlük çektiğimin kızgınlığı.Ergenliğimin bok gibi geçmesi,içimin sürekli pişmanlığın ve  ne yapacağımın bilinmemezliği ile dolu... Kuşku iğrenç bir şey.Anlayamamazlık,saf ve geri zekalı olmakta öyle.Ya da,sadece kendime kızıyorumdur.Görüyor musunuz? onca şeyden sonra hata yine bende çıktı ve ben ne yaparsam yapayım ne mutlu olacağım ne de sorunlarıma çözüm bulabileceğim. Şükür ki bir özelliğim vardı yine.Hala hayatta olmam :)

-

Cümlelerimin sonuna bir gülücük koyarken Selin'İn ağzıma tıkıştırmış olduğu lokmalarla defterimin kapağını kapattım.''Hala ne yazıyorsun diyecektim şükür kapattın defteri.''

İçinizde kalmasın,Selin'e olan her şeyi anlatmıştım. Bir kanka olarak da görevini yerine getirerek teselli etmekten ne olursa olsun yanımda olduğunu söylemeden geçmemişti.''O defter biz tanıştığımızdan beridir var ve hiç bitmedi.Gerçekten çok merak ediyorum ne yazıyorsun?'' Hayatım boyunca günlük tutmaktan nefret etmiştim. En son ilkokulda öğretmenimiz tutmamızı istemişti.Soy ağacı yapıp ailemizi tanıtmamızı isterken babam o ağaçta bile yoktu.Bende bunu günlüğüme yazmıştım.Saçma gelebilir ama,küçüklükten kalma şeyler asla unutulmuyordu işte.Selinde daldığımı fark etmiş olacak ki,elini gözlerimin önünde şaklatıp ''Daldın gittin hayırdır?'' diye sordu.Ardından derin bir nefes alıp ''Tamam,sustuğuna göre senin için önemli olsa gerek.Özelse söylemek zorunda değilsin tabii ki.Sadece merak'' deyip omuzlarını silkti.Başımı olumsuzca iki yana sallayıp ''Hayır hayır,sadece çocukluğumda yaşadığım unutamadığım ve bu günkü ruh halimi anlatan bir kaç yazı yazıyordum sadece.Format hep aynı,bilirsin.''

Dudaklarına buruk bir gülümseme kondururken saç tutamımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.''Sen benim hayatımda gördüğüm en güçlü kadınsın Eslem.Senin gibi yakın bir arkadaşa sahip olduğum için çok şanslıyım.'' Seni seviyorum Selin...

''Neyse hadi tutma beni,hazırlanacağım çıkmam lazım benim.'' duygusallığı,kederliği artık bir an ertelemem gerekiyordu.Defterimi ve yerde patisini yalayan biricik kömürü kucağıma alarak odama geçtim.Bayılıyordum kutlamalara katılmaya.Giyeceğim elbiseyi hemen ütüleyerek asmıştım.Elbise sade olsa bile ilk defa kırmızı bir elbiseyle dikkat çekeceğimi düşünmeden edemiyordum.

Yeni duş aldığım için kafamdaki baş havlusunu çıkararak saçlarımı kuruladım.Tepeme sıkıca bir atkuyruğu yaptıktan sonra güzel bir makyajla tamamlarken üstümdeki klasik ev giyinişimden kurtularak elbisemi üzerime geçirdim. Ardından bir arkadaşımın doğum gününde bir kez giydiğim tek bant bej renk topuklu ayakkabılarımı giydiğimde hazırdım. Aynada kendime bakarken bir yandan Koray'ın tepkisini merak etmiyor değildim. ''Hey! kapının önünde yakışıklı bir çocuk var! bir bak derim,senin için gelmiş olmalı''

Kaşlarım çatık bir şekilde Selin'i dinledikten sonra kesinlikle benim için gelmiş olmalıydı (!) Salona hızlı adımlarla giderek pencereden aşağıya baktım.Ah olamaz bu Atalay'dı. Koray'ın biricik salak ve ukala arkadaşı.Gerçekten tonlarca şoför çalışanın varken üstelik,onları da geçtim.Neden kendin gelmeyi tercih etmedin ki.Umarım geçerli bir sebebi vardır diye düşünerek ''Artık çıksam iyi olacak.'' deyip çantamı almaya gittim.''Bende eve gideceğim artık birlikte çıkalım.'' onu onayladığım da son rötuşlarımı halledip birlikte evden ayrıldık.

Atalay ile göz göze geldiğimizde sert görünümümü koruyup Selinle vedalaşmak için sarıldık.Birbirimizden ayrılırken Selinle Atalay kafalarıyla hafifçe selamladılar birbirlerini ve istemsizce,ayaklarım geri geri gidiyormuş gibi Atalay'a yaklaştım.

Elleri ceplerinde arabasına yaslanmış beni süzerken şarkı söylemeye başladı.

''Belki birazcık bozuldun
Ruhun belki can çekişiyor
Belki birazda kızardın ama
Sana kırmızı çok yakışıyor!''

Şekilden şekle girerek söylediği bu şarkıda üzerimi göstererek gözlerini kıstığında çekici görünmeye çalışıyordu fakat asla başaramamıştı.Bunu belki bir başka kıza yapsa çekici olabilirdi.

Yüzümdeki yapmacık gülümseme ile alkış yaparak ''3-B sınıfından Atalay arkadaşımızı  tebrik ediyoruz.'' dedim.

''Güzel bir sesimin olduğunu söylemek bu kadar mı zor? Bütün kızlar bu ses tellerime aşık benim be!''

''İyi ki o kızlardan değilim Atalay sağol.''

Daha fazla karşısında dikilemeyeceğimi anlayarak arabanın önünden dolaşıp kapıyı açtım o hala daha bana şaşkınlıkla bakarken.Gerçekten laf sokmakta üstüme yoktur.O da şoför koltuğuna yerleşirken arabayı bulunduğu alandan çıkarıp sürmeye başladı.''Sana iltifat ederken beni terslemen hiç iyi olmadı yenge.''

Ne?!

''Tamam Atalay özür dilerim, bir daha olmaz.'' piç bir sırıtışla ''Estağfurullah'' deyip sözlerine devam etti.''Koray gelecekti normalde de,bilirsin Leyla falan da orada olucak.Leyda oradaysa da Can oradadır demektir,e Can varsa Koray da vardır değil mi?''

'Mutsuz ama mutlu aile tablosu desene' diye mırıldandığım da duymuş olacak ki ''Maalesef öyle.Bende sevmiyorum Leylayı aptal kadının teki.Can olmasa Koray onun hakkından gelecek yolları çoktan bulmuştu da.Orta da çocuk olunca böyle oluyor işte.''  yutkunarak Atalay'a çevirdim bakışlarımı.''Nasıl yani? çocuk olmasa ne yapabilirdi ki  en fazla?'' Atalay güldü.Bakışları hep karşıdaydı.''Dışarıdan nazik,kibar,saygılı,pamuk gibi olan bir adam asıl olan  içeride neler yaptığını az çok biz biliriz Eslem.''

Bir anda kanımın damarlarımdan çekildiğini hissettim.Fakat elini kaldırıp bir şeyleri durdururmuş gibi yaptı.''Tamam fazla korkuttum farkındayım.Koray sadece kötülere karşı kötüdür.O her zaman iyinin yanında.Sana neler yaşadığını az çok anlatmıştır.'' derin bir nefes alıp verdim.''Yani evet biliyorum ama,sanırım hepsini anlatmadı.''

''Zamanı gelince anlatır o.Belli ki sana çok değer veriyor ki hayatındasın.Sürekli seni sayıklayıp duruyor zaten.''

İkinci bir haberin daha şaşkınlığını yaşarken dudaklarımdan küçük çaplı bir inleme sesi çıktı.''Beni mi sayıklıyor?''  bir kahkaha atarak başıyla onayladı.'' Geçen gece çok sarhoştu.Beni aradı onu almam için.Gecenin üçünde yataktaki hatunu bıraktım bak onun için o kadar söylüyorum.'' yüzümü buruşturdum.Bu ne seks manyağı bir herifti böyle? kafam birden Koray'a odaklanmışken bunu söylemesine ne gerek vardı ki?

''Mekana girdiğimde kendindeydi fakat kalkmayacak kadar yorgun gözüküyordu.Yol boyunca arabada uyuya kaldı bir şeyler mırıldandı ilk baş ama anlamadım.Sonra Eslem dedi.'Adın aklımdan çıkmayacak kadar güzel' dedi.Hiç unutmuyorum 'Neredeyse önünde saygıyla eğileceğim be kadın' dediğinde kafir demiştim hemen.'Öyle güzel ve özel ki Atalay,gülüşü,gözleri,kalbi,her şeyi.Dizlerimin bağı çözülüyor artık.Yer ayağımın altından kayıyor' demişti en son.İşte o zaman anladım bu adam harbi sana vurgun"

Dudaklarımdaki aptal bir gülümseme ile ona bakmaya devam ediyordum.
Ah Koray...
Bu sözler iyi hoş güzelde...
İçecek kadar ne yaşadığını gerçekten merak ediyorum.
Ne yapıyorsun,nasılsın her zerrenden haberdar olmak istiyorum...

Açılış yerine geldiğimizde kemeri çıkarıp Koray için acele ile arabadan indim.
Atalay ile giriş yaptığımızda "Geç kaldık" dedi."Nasıl yani?" Dedim şaşkınlıkla.
"Kurdeleyi kesmişler çoktan" Atalay'ın bu sözü üzerine sıkıntılı bir nefes verdim.

"Ah Eslem de geldi işte orada."
Koray'ın sesini duymamla yanında birlikte çalışırken beraber olduğumuz adamlar da vardı.
Büyük bir heyecanla yanlarına gittim.
"Kusura bakmayın,geciktim.İstanbul trafiği bilirsiniz" büyük ama benim için küçük bir yalandan sonra adamlarla el sıkışıp proje ile ne kadar çok ilgili olduğumdan,görüşlerimi çok beğendiklerinden bir kaç övgü aldıktan sonra sohbet ilerlemeye başlamıştı.Korayla sürekli göz göze geliyor fakat bir türlü konuşma fırsatı elde edemiyorduk.
Gözlerimi çevrede bir anlığına gezdirdiğimde Leyla bahçenin bir köşesinde Can ile ilgileniyor ve son derece halinden memnun bir şekilde kahkaha atıyordu.
Can'ı ise öpüyor kokluyor ve ona sıkıca sarılıyordu.
Uzun zamandır görmüyordu ya da.Özlemişti..

Onlara bakmaya dalmışken belime bir kol dolandı ve yavaşça sıcak,sert bir vücuda doğru çekildim.
Kalbim hızlı atmaya başlarken gözlerinin içine baktım.
"Fazla dikkat çekici ve kışkırtıcı görünüyorsunuz Eslem hanım."
Yutkunarak etrafıma baktım.Bu adamlar nereye gitmişti?
Koray'ın mükemmel tapılası yüzüne baktığımda nefesim kesilmişti bir an.En içten gülümsememle "Sende öyle demeli miyim?" Dudakları yukarıya doğru alaycı bir şekilde kıvrıldığında "Demek istiyorsan de tabi" uzun süre gözlerimizin içine baktık.Hiçbirşey söylemeden,onun gözleri konuştu ben dinledim sanki.
"Oturalım mı?" Diye sorduğunda büyük bir transtan çıkıp "Tabii olur" diye onayladım onu.

"Hep böyle güzel olmak doğanızda olan bir şey galiba.Sırrınız neyse bende öğrenebilirim?"

Koray,ben yanında baya komik kalırken bunları söylemen gerçekten daha komik.
Biraz da utanarak gözlerimi ondan çekmek zorunda kaldım ve saniyesinde parmakları çenemi buldu,yeniden beni gözlerine bakmamı sağladı."Bi sırrım yok" dedim yine dokunuşu gibi nazikçe.
"Ve fazla dikkat çekmeye başladık ben gitmek istiyorum."

"Hayır bekle" üzerimdeki hayran bakışlarıyla bileğimi kavrayıp beni durdurdu ve Can'a seslendi.
Can,annesinin ellerini tutarken başını bize çevirmesiyle beni görür görmez bize doğru koşmaya başladı."Neden onu Leyla'dan ayırdın?" Diye sordum Can buraya yaklaşırken."Dünden beri birlikteler Eslem.Yoksa özlemedin mi?"

"Özledim tabi özlemez olur muyum?"
Can'ın bana bu kadar çabuk ısındığını beklemezken bana birden sıkıca sarılmasıyla ona karşılık vererek kollarımı sıkıca bedenine sardım.Kaç kere söylüyorum bilmiyorum ama Can gerçekten çok tatlı bir çocuktu. Bana ısınması,bana iyi davranması ve gerçekten benimsemesi o kadar çok hoşuma gidiyordu ki.Birbirimizden ayrıldığımızda Leyla'nın bakışlarını üzerimizde hissetsem de bakmayıp Can'ın sarı saçlarını okşadım.''Nasılsınız bakalım görüşmeyeli Can bey?'' güldüğünde elindeki kırmızı oyuncak arabasını bana verdi.Bana verdiği oyuncağı iyice incelerken ''Ne kadar güzel bir şey böyle bu,yeni mi aldın?'' başını salladı yavaşça ''senin olabilir.'' dudaklarımda kocaman bir gülümseme meydana gelirken alnına bir buse kondurdum.Anne ve baba her ne kadar ayrı olursa olsun iyi yetişmeye devam ediyordu bu çocuk. Koray ikimize sıcak ve şefkatli bakışlarını atarken yanımıza yaklaşan ayak seslerini fark ettim ve oturduğum yerden başımı kaldırdığımda Leyla'nın uzun boyuyla karşılaştım. Kolları birbirine bağlı bir şekilde karşımıza oturdu ve üzerindeki iddialı elbisesiyle bacak bacak üstüne attı.Koray gerilerek arkasına yaslanırken ''Çocuğu benden koparıp bu kadının yanına getirmen harika bir düşünce tarzı Koray.'' dedi. bu sefer gerçekten sinirlenmeye başlamıştım ama.Hele ki Can'ın yanında bu şekilde konuşması hiç doğru değildi.Bu kadın gerçekten patavatsızın tekiydi.


''Kelimelerine dikkat et lütfen.'' Koray sonunda gözleriyle oğlunu işaret ettiğinde Leyla susmuştu.Bacağını stresle ve sinirle sallamaya başlarken bana yapmacık bir gülümseme gönderip ''Sen nasılsın Eslem?'' diye sordu.

Sana laf soktuğumdan beridir gayet iyiyim.

''Çok iyiyim Leyla sağol.'' dedim aynı tavırla.Can bir yandan ayakta önümde duruyor ve elimdeki arabayla oynuyordu. ''Babam yarın çok uzaklara gidiyor Eslem abla'' Can'ın bu sözünden sonra Koray'a baktım.Kaşlarını kaldırıp indirerek ''Oğlum sana kesin değil dedim ya.'' dedi.Can omuzlarını sıkkın bir şekilde silkti. ''Ama gideceksin işte.'' anlamamazlıkla beraber gözlerim Koray'da sabitlenirken ondan bir açıklama beklemek yerine mimiklerini izledim.Sakallarını ovarken elini uzattı Can'a ve kendisine çekti.''Gittiğim her yere birlikte gitmedik mi aslanım?'' bir babanın oğluna kullandığı ve kulağıma harika gelen o kelime olabilirdi belki 'aslanım'.Yavaşça gülümsemeye devam ederken Can olumsuz anlamda başını salladı.''O zaman nereye gidiyorsam da seni de götürürüm.Asla ayrı kalmak yok.Seni bırakmayacağımı biliyorsun.'' yanımda mükemmel bir manzara varken izlemesi gerçekten çok keyifliydi.

Gözlerim Leylayı bulduğunda bana ölümcül bakışlarından birini atıyordu her zamanki gibi.Artık ona ne diyeceğimi bile şaşırmış durumdaydım. Onunla karşı karşıya gelmem bile saçmalıktı.Burada ne işi olduğunu bile anlamamıştım zaten. Ayağa kalktım.Koray'ın gözleri anında beni bulurken ona hiç bir şey söylemeyip ilerlemeye başladım.Gerçekten kaldıramıyordum. İstemiyordum yada; artık fazla kıskançtım.
Kendimi bu gece için gereksiz bulmuştum gerçekten.Alakam yok gibiydi.Yani en azından adamlarla görüşmek dışında.

Telefonumun mesaj sesiyle birlikte elimi çantama götürdüm.Sakin bir yere çekilip mesajın Koray'dan geldiğini gördüm ve hemen mesajına baktım.

''Lütfen beni arka çıkışta bekle.''

Yazıyı okuduktan sonra hızla etrafıma bakındım.İnsanların toplu halde konuştukları eğlendikleri yerlerden Koray'ın yüzünü görmeyi bekliyordum ama hayır,yoktu.İnşaat sırasında ustaların konakladığı  geniş ve büyük barakaya  ulaştım.Arka kapının çıkışına ulaştığımda ise,daha sessiz ışığın daha az olduğu bir alandaydım.Kollarımı birbirine bağlarken serin havanın tenimin ürpermesiyle birlikte derin bir nefes aldım.Birde yetmiyormuş gibi Koray ile tenhada köşelerde buluşuyorduk.Sıkıntılı bir nefes verirken dudaklarımdan,ensemde sıcak bir nefes hissetmemle olduğum yere çakıldım.

"Seni Leyla ile aynı ortama getirttiğim için kendimden utanıyorum"

Ona döndüm.
Gözleri yarı ışıkta parlıyor ve bana yoğun ilgi ile bakıyordu.
Kollarımı omzuna atıp dudaklarımızı birleştirdim.Öyle yumuşak ve sıcaktı ki,
Parmaklarımı saçlarına götürüp okşadım onları ve bana ölüm gibi gelen dudaklarına son bir buse kondurup ondan ayrıldım.
Transa geçmiş gibiydi.Gözleri kapalı,hala daha anı yaşıyor gibi davranıyorken gülümsedim.
"Leyla umrumda bile değil Koray,ben işim gereği burada olmak zorundayım sadece onun burada ne bok yediğini sana sormayacağım tabiiki.Çünkü yanıtını az çok tahmin edebiliyorum."

Elleri belimdeyken beni sertçe kendine çekti."Eslem,senin için deli oluyorum güzelim." Dudaklarıma nefesini üflediğinde deli gibi içki kokan ağzından anlamıştım fazla kaçırdığını.
"Bari bu gün içmeseydin..."

Omuzlarını silkti ve gülümsedi "Ben buyum"

Derin bir nefes aldım,daha şimdiden yorulan bedenimin altındaki topuklular beni kaldırmakta güçlük çekiyordu.
"Bu geceyi seninle geçirsem,izin verir misin?" Diye sordu ellerimi sıkıca tutarken.
Onu bu halde biraz zor bırakırdım zaten.
Gülümseyerek başımı salladığım sırada telefonuma defalarca mesaj sesi gelmişti.

"Koray bir saniye"

"Ellerini bırakmak istemiyorum."

Bende bırakmak istemem ama bu mesaja bakmalıyım Koraycım.

"Tamam dur izin ver alayım telefonu"

Sıkıntılı bir şekilde ellerimi bıraktığında çantamdan telefonumu çıkardım ve bilmediğim bir numaradan gelen o saçma mesajı okudum.

"Gerçekten Eslem,terk edildin diye hemen sokulacağın bir liman bulman ve köşelerde o herifle sıkışıp durman."

"Bu sen değilsin"

"ve bu hasta herif senin hayatını bitirip tüketecek haberin yok."

"Ondan kaçman gereken yerde,sürekli onun ayaklarının altında olman gülünç."

"Sadece bilmeni istedim,"

________

Hellööö!!

Olabildiğince erken yayınlamaya çalıştım.
Düşüncelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum canlar..

Görüşmek üzere

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro