15-
__________
Koray tarafından...
Saat, 14.30
--
Ümraniye-
Özel NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi-
"Çocuğumun annesinden sonra pardon,öncesinde de hayatıma bir kadın girdi.Mavi bakan,akıllı, zeki,güzel,onu anlatmakla bitiremem.Gördüğüm en farklı kadınlardan biri.Onu gelinlikle bi kaldırımın kenarında buldum.Terk edilmiş yapayalnız bir kız.Geçmişi karanlık.Ama çok güçlü.Onu o gece evime aldım.Elimden geldiğince yardımcı oldum.Bir şey itiraf etmek istiyorum doktor.O kadın hayatıma girdiğinden beri ben sinirli değil,her an mutlu oluyorum.Hayatımı değiştirdi.Burnum kokusuna öyle bir alışmış ki,ona sarıldığımda bütün gerginliğim,sinirim uçup gidiyor üstümden.O benim tedavi olduğum tek renkli odam, sığınağım olmuş.Bir başka konu.Cinselliğe önem veren, sürekli isteyen bir tip değilim, biliyorsun.Ama onu ilk defa deli gibi arzuladım.İstedim, çok..Frenledim kendimi.Dedim Koray ne yapıyorsun kendine gel.İşte bu kadın çok dedirtti bana bunu.Kendini tut,frenle.Ama ona karşı koyamıyorum Doktor.İnciteceğim diye çok korkuyorum."
Uzandığım deri koltukta, gözlerim daha fazla tavana bakmaktan sıkıldı ve ellili yaşlarındaki doktoruma baktım.Bana iyi dayanmıştı bu zamana kadar.Derdimi anlatabildiğim tek babam,bir büyüğüm olmuş.
Yanı başımda bacak bacak üstüne atmış,burnunun ucunda biten gözlükleri, bacaklarının üstünde tuttuğu kağıt,elinde bir adet tükenmez kalemle tipik bir psikiyatr.
Adı Levent.
Ama hiç bir zaman ismiyle seslenmedim.
"O zaman, mutlu olman için önünde hiç bir engel yok Koray.Eğer tüm bu anlattıklarına kendin inanıyorsan,senin için hiç bir sebep kalmamış demektir.Kim peki bu şanslı kadın?"
"Eslem.. Bütün kusurlarımı kabul eden tek kadın.Eğer bir gün benden vazgeçmeye veya beni terk etmeye kalkarsa,onu bırakmam biraz zor gibi olucak. Şu an, aramızda hiç bir şey yok.Elini tutuyorum,sarılıyorum...Ama hiç bir şey söyleyemiyorum."
"Zaman herşeyin ilacıdır diye bir klişeyle başlamak istemiyorum Koray ama, Bir çok hastam oldu ama senin kadar garibini görmedim.Yani beni hiç bir zaman psikolog gibi görmedin, ne bileyim, bir hata yapabiliyor olabilir misin acaba?"
Bir anda ciddileşirken, kaşlarımı çatarak uzandığım yerden doğruldum."Açık konuş doktor! Ne demek istiyosun sen?"
"Yani bu,ne bileyim bak seninle bilimsel olarak konuşmak istemiyorum.Yeni boşandın, eşinden yeni ayrıldın.Acaba bu duygularına veya krizlerine yenik düşüp bazı uvzularını kontrol edemeyip Eslem hanıma yanlış bir şekilde mi hoşlantı duyuyorsun?"
"Açık konuş" dedim tek seferde.Ne yani? Onunla sadece basit bir depresyonik sonucu olarak mı beraber olmak istiyorum?
"Bak Koray.Bu tipik bir depresyon hareketi olabilir.Az önce kendi ağzınla söyledin ona zarar vermekten korkuyorum diye.Zarar görebilir Koray.Kendini kontrol et.Yeni ayrıldın,yeni bir ilişkiden çıktın.Bu tehlikeli olabilir."
"Sen ne dediğini bilmiyorsun doktor." Ayağa kalktım.Artık daha fazla konuşmasına izin veremezdim."Bak,bu işin olumlu kadar olumsuz yönleri de var.Tam iyileşmedin.Aldığın destekler hala daha devam ediyor!"
"Kapa çeneni!"
Ceketimi aldığım gibi kapıyı çarparak dışarıya çıktım.
Ne dediğini bilmiyordu.Ben onun tek saç teline bile dokunmaya elim varamazken,ona nasıl zarar verebilirdim..
Depresifmiş..
Dışarıda beni bekleyen Atalay, içtiği sigarasının izmaritini yere atıp ayağıyla ezerken "Nasıldı?" Diye sordu.
"Bok gibi" diye cevap vermemle de "Hiç şaşırmadım" dedi.
Yol boyunca arabayı o kullandı.
Ben sustum,o ise sınırlarımı zorlayacak bakışlar atıp durdu.
"Ne söyleyeceksen de Atalay."
"Hastanedeki bir kişiyle kavga ettim."
"Hadi ya,bak bende buna hiç şaşırmadım.Anlat bakalım."
"Ya senin klinik manyak dolu abi.Herkes beni hasta zannediyor.Yaşlı bir teyze dadandı sonra.Seni torunuma alıcam dedi.Ulan altın gününde gümüş getirdiğim,hiç sordun mu sevdiğin var diye.Koskoca Atalay Demir nelere mağruz kalıyor."
"Çok önemli bir kavga olmuş arkadaşım gerçekten (!)" Dedim böbürlenerek. Yolda saçma saçma konuşması biraz da olsa gergin bedenimi rahatlatırken şirkete geldiğimiz de ilk işim odama geçmek oldu.
Tabi ardımdan Atalay da.
Sonra bana arkasına dönük olan bir beden gördüm.Masaya doğru eğik,kumral saçlar..
Çalışma odamın tam da cam kısmının önünde küçük toplantılar yaptığımız büyük bir masa vardı ve bir kaç kişi etrafında toplanmıştı.
Eslem karşımda yanlış bir pozisyon almışken, gözlerimi biçimli kalçalarından ayırıp hızlı adımlarla masanın ortasına geçtim.
Kadın sekreter önümde imzalanacak dosyaları bana gösterirken kalbim deli gibi çarpıyordu.
Bir ara gözüm ona çarptı.
Sonunda doğrulmuş, Atalay'ın dedikleriyle koluna bir çimdik yemişti.
Aslında ne söylediğini tahmin etmek zor değildi ama.
Bu herifi gebertmeme az kalmıştı söyleyeyim.
Daha sonra saatine baktı Eslem.Kaşlarını kaldırıp indirdi ve ona olan bakışlarımı bir anda yakalamış oldu.
Sandalyeye bırakmış olduğu ceketini giydi ve önünü fermuarladı.
Onu hayranlıkla,bir film gibi seyrederken bana doğru yaklaşmasıyla "Her şey tamam,ben artık çıkıyorum.İşe gitmem lazım."
"İş?" Diye sorar bir ifadeye büründüğümde bana anormal misin bakışı atıp "Evet iş? Hani şu restoranda çalıştığım.."diye cevap verdi.
Kolundan tutarak sakin bir köşeye çektim onu. "Eslem, şaşırdın herhalde? Sana yemekten sonra alışman için hazırdan bir iş teklifi ettim ve ücretini de karşılıksız alacağını söyledim."
"Evet,bende onaylamadığımı söyledim."
"Neden Eslem? Neden istemiyorsun?"
Her şeyin dört dörtlük bir şekilde ilerlemesini istemek suç mu olmuştu ya da?
"Koray saçmalama.Sırf bu yüzden senden para isteyecek değilim.Ben orada yıllardır çalışıyorum ve kendimi geçindirecek parayı kazanıyorum şükür ki.Evet şu proje için yanınızda olmayı kabul ettim ama ücret karşılığında değil."
"Yapma Allah aşkına.." dedim gülerek.Ama sinir dolu bir gülme şekliydi bu."Sen orada çalışıyorsun ama garson olmaktan mutlusun öyle mi? Eslem komik olma lütfen,daha fazla senin orada sürünmene izin veremem."
Şok olmuş bir vaziyette gözlerini açtığında "Sana inanmıyorum." Dedi."Başından beri böyle mi düşünüyordun gerçekten? Sürünüyorum yani öyle mi? Koray insanlar dışarda aç susuz, çöp karton topluyorlar.Onlar da sürünüyor o zaman.Sırf evine ekmek götürmek için ne iş yapanlar var.Kusura bakma ama ben böyle devam edemem.Hoşçakal."
Görüş alanımdan çıkıp odayı terk ettiğinde sinirden yumruklarımı sıkmayı bırakamadım.
Bunu yapmamalıydım.
Onu sırf işi konusunda inciteceğimi nereden bilebilirdim ki.Alt tarafı belli bir miktarda ücretti işte.Neresinde vardı bu kadar gurur yapılacak.
"Abi noldu iyi misin?" Diye yanıma gelen Atalay'a bakmadan "Herkesi dışarıya çıkar." Dedim. Onaylamasıyla birlikte koltuğa attım kendimi.
Pişman falan değildim. Önüne en iyi imkanları sunmaya çalışırken yapılan niyeti suistimal ediyordu resmen.
Odada yalnızca Atalay ve ben kalırken ellerimle yüzlerimi ovuşturdum.
"Sinirlenmişsin yine.Ulan kaç aydır gidiyosun hiç bir iyileşme yok,bırak şu doktoru valla bak."
"İyileşmemi sağlayan ilacım az önce gitti zaten.."
"Ne diyosun be?"
"Diyorum ki gitmeyeceğim bir daha o doktora merak etme."
"Haa,iyi.."
Derin sessizliğin içinde kafamı masaya koydum.
Bitmişti miydi yani her şey?
Gecesi sikilmiş insanın gündüzü aydın olmazmış, aynı durumda gibiydim şu an...
Eslem'den devam...
"Kızım,bu kaçıncı tabak habire kırıp duruyorsun!?"
"Be-ben çok özür dilerim.Elim kaydı bir anda.."
"Sen kendini buradan kovdurmaya çalışıyorsun galiba.Bilmiyorsun sanki bizim müdürü."
"Tamam Buse, yanlışlıkla oldu işte."
"Bu kaçıncı ama Eslem!?"
"Kızlar neler oluyor?" Birkan elini omzuma koyup yerde parçalara ayrılmış tabak olmaktan çıkan şeye bakıp bana dönerken "Bir şey yok,bir tabak sadece.."
"Birden fazla desek daha doğru olur." Diye Buse'nin atılmasıyla tam karşılık verecektim ki Birkan araya girdi."Tamam,sakin.Olabilir,Eslem sen biraz otur dinlen.Biz hallederiz.."
Başımı sakince sallayıp soyunma odasına girerek yere yavaşça oturup, sırtımı duvara yasladım.
Karınca kadar bir sebeple ruhen canım yanıyordu resmen.
Onunla aram neden bu kadar saçma bir sebepten bozulmuştu ki hem?
Bende miydi hata veya onda mı?
Bir şeyleri düşünmekte gerçekten güçlük çekiyordum.Kendi sorduğum sorularıma cevap verememem de apayrı bir durumdu.Kafam ise oldukça karışıktı.Kendimi onun yerine koymaya çalışıyorum ama olmuyor.
Her şeyi ile kabulümdü.Ondan korkuyorum ama bir zaman sonra ona alışmışım resmen de yeni haberim oluyordu.
Ben bir kere aşık olmuştum,o da külliyen yalana dönüşmüştü.
Koray çok soğuk ve durgun bir kişiliğe sahipti ve psikolojik hastalığa sahip olan bir adamdı.
Ne olmuş yani?
Kafamı boş şeylerle meşgul ediyorum resmen.
Ellerimi yere koyarak destek alıp ayağa kalktım.
İşimin sona ermesinin ardından önlüğümü çıkarıp, montumu aldığım gibi kendimi dışarıya atarken hemen eve gitmeden markete uğradım.Evde atıştırcağım bir kaç yiyecek ve iki paket de etrafımı kolaçan ederek hızlı bir hareketle pet alıp sepete attım.
Hasta falan değildim, geldiğinde kara kara düşünmemek için alıyordum.Üstelik kasadan geçerken arada aldıklarımla kaynıyordu.
Bu konuda fazla hassastım.
Aldıklarımla dışarıya çıkarken eve kadar yürüyeceğime sevinerek ilerlemeye başladım.
Caddede öylece yanımdan geçen arabalara mal gibi bakıp boş boş yürüyordum.
Ta ki, yanıma siyah bir Mercedes'in yaklaşmasıyla ve o tanıdık sesi duymamla yutkundum.
Bu Koraydı resmen.
" Ayrı kalamadığım varlığın,sana eşlik etmeme izin verir mi?"
404not found!
Ben bittim arkadaşlar djsjks.
Yorum ve oylarınızı bekliyorum..
Görüşmek üzere efenim..
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro