14-
Bölüm şarkısı ; Galantis -Runaway- (U & I) official video..
Resimde karakterler var
Medyaya bıraktım..
İyi okumalar..
*****
"Okulun önündeyim.."
Ders sonu, sınıftan çıkarken yüzüm ve vücudum son derecesine kadar mutluluk hormonu salgılıyordu..
Sınav için çalışmak üzere aldığım ders notlarını Şükran hanıma geri götürmek için acele ile odasına çıkarken Koray'ı bekletmemekti amacım.
Her şey ani gelişmişti.
İş yemeği teklifini diyorum.
Tabiki akşama daha çok vardı ama ne bileyim,yabancısıyım...
Kapıyı tıklatarak Şükran hanımın odasına girdim.
Gördüğüm yüz karşısında ayaklarım yere çakılı kaldı aniden. Kalp atışlarım ani bir şekilde düzensizleşti ve sakince yutkundum.
Buğra'nın burada ne işi olduğunu tam anlayamasam da bu koca odada tek onun oluşu beni oldukça korkutmuştu.
Önüme bakarak Şükran hanımın masasına doğru ilerledim hızlı adımlarla.Selin'i parkta bulduğum günden beri bir iz vardı suratında.Kaşında büyük denilebilecek bir kesik..
Ekimdeki kağıtları Şükran hanımın masasına bırakırken burada ne işi olduğunu düşündüm.
Evet,okulun yönetim kuruluyla ilgili kişileri fazlasıyla tanır ve sohbet ederdi.Bu benimle ilişkisi olduktan sonra daha da sıkı fıkı haline gelmişti.
Buğra,bizim fakültede okuduğu falan yoktu. O mesleğini tamamen eline almış basit bir adamdı şimdi benim gözümde.
Odadan tam çıkmamla arkamdan kapıyı kapatıp beni sıkıştırması bir olmuştu.
"Ne yapmaya çalışıyorsun sen! Çekil!"
Ellerimi göğsüne koyup ittirmeye çalışsam da boşuna çıkmıştı.
Karşıma birden nereden çıktığını da anlamasam da hiç iyi şeylerin olmayacağını söyleyebilirdim..
Bana iyice yaklaşıp gözlerimi sonuna kadar açmamı sağlayacak bir hareket yaptı.
Kollarıyla belimi ve sırtımı sıkıca kavrayıp beni iyice kendine çekti."Ya çeksene ellerini üzerimden!" Omuzlarına vurmaya başlarken kulağıma eğilip "Ah keşke olanları bil bilsen,keşke gerçeklerden bir haberin olsa, koşa koşa gelirdin bana!"
"Ya ne diyorsun be! Kendin çekip gittin, bıraktın beni! Biraz zor gelirim o dediğin gibi koşa koşa!"
"Seni çok özledim bebeğim.."
Beni bırakması için elimden geleni yapsam da üzerinde hiç bir etki yaratmıyordu.İçim öyle buruktu ki,hem burada olmasıyla hemde içeriye birinin girme olasılığı beni delirtiyordu.
Hiç bir şansımın kalmadığını anlayıp tek bir çare ile baş başa kaldım.Dizimi kırıp olabildiğince güçlü bir şekilde karnına tekme attım.
Acı içinde iki büklüm olup kolları üzerimden çekilirken kapıyı açtığım gibi koşarak dışarıya çıktım.
Nefes nefese korku içinde gözlerim Koray'ı ararken,sonunda kapının hemen önünde arabasına dayalı bir şekilde saatine baktığını gördüğümde yanına aceleyle koşturdum.
Ona doğru koşturarak geldiğimi görmüş, yüz ifademden bir şeylerin olduğunu anlamış olacak ki yanına varır varmaz kaşlarını çatarken kollarını açıp bana sarıldı.
"Eslem,Ne oldu sana böyle! Suratın buz gibi!"
"Ko-Koray ben bilmiyorum.Bu-Buğra oradaydı,dokunmaya kalkıştı,bilmiyorum.."
Parmaklarım kol dirseklerini sıkıca kavramışken "Ne!?" Dedi az sonra lav püskürecekmiş gibi."İzin ver hazır oradayken alayım ifadesini."
Kendime gelmem için beni hafif sarsıp yüzüme doğru konuşurken itiraz ettim."Hayır,hayır.Gitmek istiyorum lütfen, gidelim.."
"Ya seni rahatsız etmeye devam ederse?"
"Koray,bilmiyorum.Ama gidelim, lütfen.."
Bir kaç dakika daha birbirimize soluk soluğa bakarken başını sallayıp kapıyı açtı."Tamam, geç."
Arabanın önünden dolaşıp şoför koltuğuna otururken "Bu iş burada bitmedi yalnız.." diye kesin bir ifadeyle konuştu.Az önce neyle karşılaşmıştım daha yeni yeni farkına varırken neyin bitip bittiğini bile farkında değildim.
Resmen tekme atıp kurtulmuştum,ki bu benden beklenmeyecek bir hareketti.
Demek ki gerçekten yapabiliyormuşum bir şeyler.
"Sana bir şey olmadı dimi iyisin?"
"Bana bir şey olmadı da,ona oldu bir şeyler.."diye mırıldanmamla "Ne?"diye sordu.
Evet duymamıştı.
"İyiyim diyorum.Yok bir şeyim,korktum sadece bir anda ne bileyim.."
"Tamam, geçti.." bacağımın üzerinde hala daha titreyen elimi alıp sıcak avucunun arasına aldı. Anında huzura ve rahata kavuşan yüzsüz vücudum iyice deri koltukta rahat bir hal aldı.
Başımı geriye yasladım ve ona baktım.
Yan profiline baktıkça iç geçiriyordum.Şirketten yeni çıktığı belliydi.Havanın çok da olmasa da soğuk olmasına rağmen üstünde sadece beyaz gömleği vardı.Elimi tuttuğu kolunda ona son derecede yakışan siyah bir saat ben en iyisiyim diye bağırıyordu resmen.
Yüzünü çevreleyen kirli sakalları da kemiksi hatlarını oldukça ortaya çıkartmıştı.
"Neden iş yemeğine beni de götürmek istiyorsun?"
Kısa bir an yoldan ayırdı gözlerini ve bana baktı.Sonra ise tekrar yola.
"Seni deli gibi istediğim için.."
Derin sessizliğim ben cevabımı aldım, teşekkürler,kib bay şeklindeydi resmen.
"Bu yeterli bir cevap oldu sanırım?" Bana yeniden bakmasıyla hızla başımı salladım.O anda elini elimden çekmiş burnuna götürerek derin bir nefes çekmişti.
"Nereye gidiyoruz?"
"Hazırlanmaya,bak normal şeylerden hoşlanmadığını biliyorum.Bu son derece de resmi bir iş yemeği olucak..Resmi giyineceğiz ve konuşacak şeylerimiz seni de ilgilendiriyor.En azından bir şeylerde bilgi sahibi olursun.Seni bu yüzden istiyorum."
Tamam başka soru sormayacaktım.'Seni istiyorum' kelimesini bile ben nerelere çekmiştim oysaki.O kadar da fesat bir insan değildim aslında.Ama yani 'deli' gibi deyince de insanın bir nevri dönüyordu.
"Teşekkür ederim,eminim işe yarayacaktır.Okulun bazı staj zamanında katıldığım yemekler oldu ama-"
"Bu farklı,senin dediklerini bende biliyorum." Deyince diyecek başka bir sözümün kalmadığını anlayıp ellerimi birbirine bağlayarak cama çevirdim bakışlarımı.
Geldiğimiz yer, lüks bir otelden başka bir şey değildi.Yerlere bile basmaya kıyamazken Koray'ın eli belimde ilerliyordum bir yandan etrafı süzüp.
Bütün bakışlar üzerimizdeyken utançla, ilerleyen ayaklarıma baktım.
Buradaki herkes Koray'ı tanıyordu elbet.Eşinden ayrılır ayrılmaz başka bir kadınla görüldü diye dillerine düşme ihtimali yüzde doksan dokuz nokta dokuzdu belki de.
Kendimden nefret ediyorum!
Asansörün kalabalık olmasına rağmen kişilerin arkasına geçerek bulunduğumuz katı bekledik.
Sonunda sessiz ve sakin olan uzun koridorda ilerleyerek bilmem kaçıncı odaya giriş yaptık.
Burada bazı insanlar vardı..
"Ben hemen yan odadayım.."
Tam neler oluyor beni yalnız bırakma diye atılacakken bir kadın bana doğru yaklaşıp "Eslem hanım hoşgeldiniz.." dedi.Benden uzun boyu,ama oldukça stil sahibi olan değişik giyimli kadın fazlasıyla tatlı ve masum görünüyordu.
Gülümsemesine karşılık verirken "Hoşbulduk." Dedim.
İsmimi biliyordu.
"Koray bey sizden oldukça bahsetti.Sizinle bu gece için ben ilgileneceğim.Lütfen beni takip edin."
Dediğini yapıp çantama sarılmış bir şekilde arkasından ilerlerken beni aynalı makyaj masasına oturttu."Çok fazla abartılı olmayacak merak etmeyin,sade haliniz gayet güzel.Bir ruj sürsek bile yarayabilir yüzünüze."
"Teşekkürler.." diyebildim buruk bir gülümseme ile.Aynaya hiç bakmazdım.Bakarsam da saçımı tarayıp yaparken anca.
Yüzümü inceledim o saçımla oynayana kadar.
Selin hep duru bir güzelliğimin olduğunu ve gözlerimi fazlasıyla kıskandığını söyleyip dururdu.
Hah,bana normal basit gelen bu yüz, gözler, vücut sadece basit bir topraktan ibaretti.
Bunlara sahip olsam elime ne geçmiş olacaktı ki?
Daha fazla hava,daha fazla ego,ve daha çok erkek mi?
Güldürmeyin beni.
Her kadın güzeldir benim gözümde..
İsmini bilmediğim kadın, salık dalgalı saçlarımı güzelce düzleştirerek tepeme sıkı bir şekilde toplamıştı.O kadar düz ve jilet gibi gözüküyordu ki, şimdiye kadar normal olarak topladığım at kuyruğu bunun yanında bir hiç kalırdı.
Daha sonra göz çehreme hafif koyulukta far yapıp, dudaklarıma düzgün bir şekilde kırmızı renkte bir rujla tamamlayarak kavisli kaşlarımı fırçalı bir kalemle doldurmuştu.
Aynada yüzümü çarpık bir gülümseme ile incelerken kadın düşüncelerimi bölüp "muhteşem bir yüzünüzün olduğunu söylemiştim Eslem hanım,Koray bey gerçekten çok şanslı."
Yanlış anladığı durumu düzeltmek için tam aramızda ciddi bir şeyin olmadığını söyleyecekken "Açıkçası Leyla hanımın suratına makyaj beğendiremiyorduk maalesef.İlk önce kendi surat ifadesini düzeltse belki makyaj tam oturacak ama,Neyse hadi üstünüze geçelim." Demesiyle bütün diyeceklerimi geri yutmuş bulundum.
Bana askılıkların içinden beyaz bol bir gömlek,ve yırtmaçlı siyah bir etek çıkarınca ilk işim eteğin boyuna bakmak oldu.
Yırtmaçlı taraf oldukça açık görünse de kıyafetleri elinden almış bulundum.Sonrasında da ayak numaramı sordu.
"38" cevabını verirken kutulardan yüksek topuk siyah stilettoları çıkardı. odanın içindeki tek kabine girdim daha sonra.
Ayakkabılar onda duruyorken dışarı da giyinmemi bekliyordu resmen.
En sonunda her şeyimle tam olurken aynada hayretle kendime bakıyordum.
Beğeni dolu bakışlarım üzerime kenetlenmişken omzumun üstünde başka bir nefes hissettim daha sonra.
Aynadaki yansımasına bakarken gülümseyip ona döndüm.Vücuduna oturan muhteşem takım elbisesi göz alışkanlığımın çok daha ötesinde görünüyordu.
"Bu halini gören ilk adam, yani kendimi ilan ediyorum.Çünkü bu gece seni gözlerimden dahi ayırmamalıyım."
Gözlerini benden çekmeden kolunu kırdı girmem için.Koluna nazikçe girerken dışarıya çıktık ve bana hala daha bakmakla meşguldü.
Hey, söylediklerinde şaka yapıyor olmalıydı ama,bu ne ciddilik?
"Koray yeter bence, pişman olmak istemiyorum"
"Pişman olacağın bir şey yapmıyorsun ki,sadece ne kadar çirkin olduğuna bakıyorum güzelim.."
"Hem çirkin,hem güzel"
"Eh işte anla artık.."
"Sadece bana bak da çirkinliğini yalnız ben göreyim" dedi alaycı bir ifadeyle hayranlıkla bana bakarken.
Bu küçük çocuklara nazar değmesin diye çirkin demeleri gibi olmuştu.
Bilmiyorum daha nelerle karşılaşacaktm,kendim kadar değişik bir adam daha tanıyordum artık.
Çoğu kişinin kadın olduğu,takım elbiseli,Koray kadar genç,Koray kadar yaşını almış adamların bulunduğu masada, öylece konuşulanları dinliyordum.Oldukça ileri görüşlü kişiler de vardı tek düzey düşünenlerde.
Arada sırada katılıyordum sohbetlere ama sık değildi.
Beğendiğim tek yön yemek yediğimdi.
Yediklerim oldukça lezzetliydi çünkü.
Yeni bir proje için sohbet ve tartışmalar devam ederken Koray birden "Sizin fikriniz nedir Eslem hanım?" Diye ani bir soru yöneltmesiyle öylece kala kaldım.
Çenemi bir açarsam duramazdım ki bu resmiyet beni oldukça şaşırtmıştı.
Ağzımdaki lokmayı yutarken tüm gözler bendeydi ve deyim yerindeyse kulak kabartmış gibi gözüküyorlardı adeta.Onun ise dudaklarımda yoğunlaşmıştı gözleri.
"Yani,ben son sınıf hazırlık öğrencisiyim hala.Dediklerim ne kadar dikkate alınır bilmiyorum ama-"
"Yeni ve hazır olarak yetişen, ileride ideali yüksek olan bir genç nesilin fikirlerini ve önerilerini dikkate almak bizim en önemli ilgi duyacağımız konulardan biridir Eslem hanım,devam edin.." hem lafımı,hem nefesimi kesecek konuşmasını yapıp bardakta duran viskisinden gözlerini benden ayırmadan büyük bir yudum aldı.
Öyle asi ve sert bakıyordu ki,
Dikkatimi konuşacaklarıma vermem imkansız gibiydi.
Derin bir nefes aldım ve bir bardak suyu kafama diktim.
Konuş Eslem, çekinme..
"Peki." Dedim.Bacaklarımın üzerine örtmüş olduğum peçeteyi alarak katlayıp masaya koydum.
"Ben bir inşaat mühendisiyim.Olacağım,olmak zorundayım çünkü bir şeyi istediğiniz zaman elde etmelisiniz, normal olarak dimi?" masadakilere şöyle bir göz gezdirdiğimde yeterince beni dikkate alanlar başını hafiften sallıyor kimisi ise son derece de sert bir şekilde bana bakmaya devam ediyordu.
"Küçüklükten beri ilgim var benim bu işe.Çizmeyi severim.Anneme ne zaman 'kimler mühendis' olur diye sorsam 'matematiğe ilgisi ve yeteneği olanlar' diye cevap verirdi.Hepimiz biliyoruz ki mühendisliğin bir çok dalı var.Eğer konuya giriş yapacak olursam, şöyle söyleyeyim.Büyük bir otel yapıyoruz.Ya da yapıyorsunuz.Tüm hesaplamalar onca çizimler grafikler,kısacası gerekli olan her şey tamam diyelim.Düşünüyoruz ki bu otelin içinde bir ton insan kalacak haliyle.Bakın, önemli olan otelin adını 'Seçkin' diye kazımak, ün salmak değil.O insan otele girip kalıp,hatta huzurlu ve güven dolu bir uyku çekecek.Bakın güven diyorum.Dünyada, hissetmediğimiz hatta hiç duymadığımız o kadar deprem sarsıntıları yaşıyoruz ki bu son zamanlarda fazlasıyla arttı.Bu otel büyük olacak.Biz temelini öyle sağlam yapacağız ki uzun ömürlü,yıllarca yaşayabilen bir bina gibi olucak.Bir kaç dosya inceledim ve temel yüksekliği oldukça düşük.Temeli en fazla normal bir apartman boyu kadar olmalı.Ve kesinlikle bina cam kaplama olmamalı.Daha lüks gözüken bir sürü yöntemler var.Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz.Oteli yaparken insanların konforunu ve güvenirliğini sağlamak lazım.Basit gibi gözükebilir ama oldukça üstünde durulması gereken bir konu."
Sözlerimi ciddiyetle tamamladığımda bir süre sonra başını sallayan kişiler,aralarında fısıldaşanlar fazlasıyla arttı.
Koray'ın değişik yüz ifadesi gözleri gözlerimde donup kalmış,buruk bir gülümseme ile başını yavaşça onaylar biçimde sallarken gülümsedim.
Konuşma sesleri Koray'ın ayağa kalkmasıyla son bulurken ona kenetlendim.
Ve birden, bütün duygularımı yerle bir eden o sözcükleri söyledi.
"Yeni proje sahibine merhaba diyin o zaman.Aramıza hoşgeldin Eslem.."
******
Selam Arkadaşlar!
Yoğun istek üzerine bir kaç bölüm yayınladım.
Biliyorsunuz Kitap askıya alındı.
Ben daha önceden bu kitabı yayınlamadan önce bir sürü bölüm kaydettim.Şu an taslak olarak 36 bölüm mevcut kitapta.
Ama wattpad kafayı yediği için yazdığım bölümler kısaca yok.
Silmedim,kaydettim,düzeltme geçmişinde de yok.Galiba yeniden yazmam gerekecek.
Ama bütün bölümler için geçerli değil.Sadece bazılarında.
Bunun için sizden kısa bir zaman istiyorum.Hepsini düzenleyip yayınlayacağım canlarım.
Anlayış göstereceğinizden eminim.
Sizi seviyorum.
Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin :)))
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro