Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

Yalancının mumu (Düzenlendi)

Ertesi gün...

Dün gece sabaha kadar Alper'i düşünmekten uyuyamamıştım. uyuyamadığım için akşama kadarda sarhoş gibiydim. Bu durum annemim dalgacı sözlerine maruz kalmama sebep olmuştu. Gözünde artık Leyla'ydım.  Onu görmediğim yirmi dört saat olmuştu ama kokusu buram buram burnumda tütüyordu. Onu inanılmaz derece de özlemiştim.

Bilgisayarı elime aldım ve Alper'e mesaj atmaya karar verdim. Henüz bende numarası yoktu ona sadece Facebook'tan ulaşabiliyordum.
Facebook'a girdiğimde hayretler içinde kaldım. Facebook'um resmen yıkılıyordu. Hayatımda hiç bu kadar arkadaşlık isteği almamıştım. İstek atanların profillerini baktığımda hepsinin neredeyse güreşçi olduğunu gördüm. Bunlar adımı nasıl öğrenmiş olabilirlerdi ki. Birçoğunu kabul ettim. Kabul etmemle yığınla mesaj almam bir oldu. Şaşırıyordum ama bir yandan da hoşuma gidiyordu. Mesajların içerikleri hep aynıydı. Beni ne kadar beğendiklerinden ve tanışmak istediklerinden bahsediyorlardı. Ama hiç birinin mesajını dikkate almadım. Çünkü aklımda sadece Alper vardı. Ona mesaj yazacaktım ama heyecandan tuşlara basamıyordum. Artık bu durumdan sıkılmıştım bu neyin heyecanıydı böyle? Parmaklarım resmen alev alıyordu. Kalp atışlarım hızlanmıştı, nefes alış verişim dışarıdan duyuluyordu. Sonunda kendimi toparlayıp "Merhaba. Ne yapıyorsun?" diye mesaj atıp beklemeye başladım. Heyecandan ölebilirdim. Kendimi oyalamak için gelen diğer mesajlara baktım.

Biraz aşağılara indiğimde bir mesaj dikkatimi çekmişti. Bu mesaj bir kadındandı. Mesaja bakmadan profiline girmiştim. Bu kadını dün güreşlerde görmüştüm. Güreş alanında fotoğraflar çekiyordu. Hatta Alper'le ikisinin dahi fotoğrafını çekmiştim.

"Merhaba Eyşan Hanım!"
yazıyordu. Mesajını beklemeden cevapladım.
"Merhaba" Adı Seçil olan kadın hemen mesajımı görmüştü ve yazmaya başlamıştı.

Ne istiyordu acaba neden bana mesaj atmıştı amacı neydi ve beni nereden bulmuştu. Aklımda bir sürü soru belirmişti. İnsanlara şaşırıp kalıyordum doğrusu. 

" Eyşan Hanım ben dün Feslikan güreşlerindeydim "

"Evet hatırladım. Fotoğrafçıydınız değil mi? " diye cevap verdim.

"Evet. Alper Bey'le çok yakışıyorsunuz söylemeden edemeyeceğim birbirinize olan sevginiz gözlerinizden okunuyor resmen"

Bilgisayarı kucağımdan fırlatıp yataktan zıplayınca bu ani hareketim yere düşmeme sebep oldu. Popom acımıştı. Doğru mu görüyordum bu kadın ne yazmıştı öyle. Yerden kalkıp bilgisayarı kucağıma aldım ve titreyen ellerimle mesaj balonuna tıkladım. Evet doğru okumuştum. Kadın bizi sevgili sanmıştı. Bu benim mutlu olmama sebep olmuştu. Tuhaf tuhaf ekrana bakarak sırıtıyordum. Ekrana öyle kitlenip kalmıştım ki aralıksız beş dakika boyunca aynı mesajı okuyordum. Sonunda cevap vermem gerektiğini fark edince ne yazmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Ne yazacaktım şimdi? Bizi sevgili sanmıştı ve öyle sanmasında da bir sıkıntı yok diye düşündüm. Seçil'i desteklercesine teşekkür edip gülücük attım. Kadın benimle tanışmak istediğini söyledi ve kendini tanıtarak başladı. 32 yaşında olduğunu öğrendiğim Seçil'in fotoğrafçı olduğunu biliyordum zaten
Yaşı bir hayli büyüktü benden.

"Çok genç ve güzel bir kızsın"
20li yaşlarda olduğumu tahmin eden Seçil'e ne cevap vereceğimi bilemiyordum.

Az önce Alper'le sevgili olduğumu onaylamıştım. Şu an da kalkıp 16 yaşında olduğumu söylesem yanlış anlayabilirdi. Alper'i de zor durumda bırakabilirdim. Çünkü Alper'le aramızda 11 yaş vardı ve ben henüz reşit bile değildim. Bunu düşünmek beni germişti ve bir anda 20 yaşında olduğumu söylemiştim.

" Tahminimden gençmişsin daha olgun görünüyorsun" Ah bide gerçek yaşımı bilseydi. Yalan söylemek beni utandırmıştı. Yalan başka bir yalanı doğuruyordu. Seçil çok tatlı konuşuyordu ve ben hâlâ bana neden mesaj attığını anlamamıştım.
Bu düşüncenin ardından Seçil'den gelen mesaj heyecanlanmama sebep olmuştu.

" Siz Alper Bey'le fotoğraf çektirirken ben de o sırada sizin fotoğrafınızı çektim" yazıp ardından da ekledi.
"Birbirinize öyle aşkla bakıyordunuz ki fotoğraflamadan edemedim" Okuduğum an öyle bir çığlık atmıştım ki annem odama dalı vermişti.

" Kızım ne oldu o nasıl bir bağırış bir şey oldu sandım" Yataktan bir hışımla zıplayıp annemin boynuna atladım.

"Dur deli kız ne oldu ne bu halin?" Annemi bilgisayarın başına çekiştirdim.

"Yavaş ol kolumu koparacaksın?"

"Anne kızın hayatının aşkını buldu" diye bağırdım. Hemen Seçil'in attığı mesajları açıp anneme okuttum.
Annemde mesajları şaşkınlık içinde okumuştu. Ve yüzü düşünceli bir hal almıştı.

"Sadece güzel çıkmışsınız" dedi.

"Ben de çok beğendim. Yazayım da fotoğrafları bana atsın" deyip Seçil ablaya mesaj attım.

"Rica etsem fotoğrafları bana gönderir misiniz?"

"Tabi hemen gönderiyorum."

Farklı karelerden birkaç fotoğrafımızı çekmişti ve inanılmaz güzel görünüyorduk.

"Tekrardan teşekkür ederim."

"Tanıştığıma çok memnun oldum. Size mutluluklar diliyorum"

"Sağ olun"

Fotoğraflara kitlenip kalmıştım. Hem kahkaha atıp hem ağlamak istiyordum. Tam o sırada Alper'den mesaj gelmişti ve ben tekrar çığlık atmıştım. "Yine ne oldu deli kız" Ben Alper'le mesajlaşırken annem bir an olsun başımdan ayrılmıyordu.

"Anne Alper mesaj attı" Hemen mesajını açtım.

" Merhaba. Yemek yedim sen ne yapıyorsun?"
Gayet normal bir cevap vermiş olsa da dünyalar benim olmuştu.

"Ben de eve geldim odamdayım. Senle yazışıyorum:) Güreşte çok iyiydin tebrik ederim"

" Teşekkür ederim.😊 "
Ben onunla konuşmak istiyordum ama o konuşmayı sadece teşekkür ederek kesmişti. Ne yazabilirim diye düşünürken annemden de fikir istiyordum. Annemin de bir fikri yoktu. Aklıma Mehmet'in çektiği fotoğraf geldi ve onu bahane ederek sohbet açabileceğimi düşündüm. Annemde beni onaylamıştı.

" Ya akşam Mehmet fotoğrafımızı çekmişti ben onu nasıl alabilirim?"

Birkaç dakika sonra Alper'den cevap geldi.
"Atmadı mı sana?"

"Henüz değil"

"Dur ben söylerim şimdi atar"

Yine ne diyeceğimi bilemiyordum ve biraz da o sohbet açsın istiyordum ama hiç açacağa benzemiyordu.

"Teşekkür ederim😊"

"Sen neden orada öyle dikiliyordun😄😄😄" yazıp gülücükleri ardı arkasına sıralamıştı. Utanmama sebep oldu bu mesaj ve ne kadar odun aynı öküz gibi yazıyor diye düşündüm.

"Güreşleri izliyordum"

"Sen öylece dikiliyor olunca bende yanıma gelemiyorsun sandım dikelme orada diye çağırdım ben de"
Ay harbi öküzdü bu. Sevincim tuhaf bir şekilde yerini hayal kırıklığına bırakmıştı.

"Beni sırf ayıp olmasın diye mi çağırdın yani"

"Hayır ya öyle demek istemedim" Fazla üstünde durmadım ve konuyu değiştirdim.

"Çok yorgun musun?"

" Evet yorulmuşum bayağı. Ya bir şey soracağım" diye ekleyen Alper'e şaşırmıştım. Hayret nasıl olurdu da Alper Bey konu açardı.

"Tabi ki" diye cevap verdim.

"Sen kaç yaşındasın?" yazmıştı. Allah'ım ne yapacaktım şimdi bana yaşımı soruyordu. Hemen yazdığını anneme gösterdim.

" Anne ne yapacağım şimdi yaşımı sordu"

"Kızım bence yalan söyleme doğruyu söyle. Tamam Alper'e hayranım onun eniştem olması güzel bir düşünce gibi dursa da henüz 16 yaşındasın daha genç bir kızsın.  O ise koca senden çok olgun bir adam. " dedi annem.

" Anne yapamam. 16 yaşındayım dersem adam bir daha benimle asla konuşmaz"

"Haklısın kızım ama yalan da söylersen elbet bir gün çıkacak nereye kadar yalan söyleyeceksin.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar boşuna dememişler" demişti.

"Ama anne doğruyu da söylersem hiç şansım kalmayacak"

"Sen bu adamı sevdiğini söylüyorsun ve onunla bir gelecek düşünüyorsun yalanın elbet çıkacak ya da bir gün gerçeği söylemek zorunda kalacaksın peki o zaman ne yapmayı düşünüyorsun?"

Eğer Alper'e kendi yaşımı söylersem hiç şansımın kalmayacağının farkındaydım ve onu kaybetmek hayatta isteyeceğim son şey bile değildi ben bunu göze alamazdım. Annem bana bu konuda katılmıyordu ve yaptığımın yanlış olduğunu düşünüyordu haklıydı da yine de kararı bana bırakıp yanımdan ayrılmıştı. "kendi düşen ağlamaz" demeyi de ihmal etmemişti.

Alper'e "Kaç gösteriyorum sence" diye sordum. Cevap gecikmedi.

"19"

"20 yaşındayım😊" diye karşılık vermiştim. Bugün kaçıncı yalandı bu. Yalan yalanı doğuruyordu. Kim bilir daha ne kadar çok yalan söylemek zorunda kalacaktım.

"Doğru tahmin😄😄"

"Senin yaşın kaçtı "

" 27 yaşındayım. "

"Aramızda baya yaş farkı varmış😀"

Allah'ım bir de gerçeği desem ne olurdu acaba. Konuştuğu kişinin henüz çocuk olduğunu bilse beni direk engellerdi.

"Yok ya aslında çok fazla değil😄"

"Doğru aslında😄 ya"

"Neyse ben sakalları keseyim bari de çok yaş farkı görünmesin aramızda" Söylediği bu sözle içim sıcacık olmuştu. Çok duygusal bir yapım vardı hemen gözlerim dolmuştu. Ben bu adamı çok seviyordum. Yıllardır sadece onu istiyordum tek düşündüğüm şey oydu. Tabi o beni daha çok yeni tanıyordu ve yanlış tanıyordu gerçeği bilmiyordu.

"Sana sakal çok yakışıyor ama bence de kes aramızda yaş farkı görünsün istemem"

"Tamam anlaştık"

" Bak sakın bana aramızda az bir fark var diye abilik falan yapmaya çalışma ben seni öyle görmüyorum çünkü"
Niyetimi ufak ufak belli ediyordum.

"Hahahahaha😂"

"Tamam tamam yapmam öyle bir şey"

" Süper öyleyse" Daha fazla konuşup onu sıkmak istemiyordum. Aynı zamanda saat geç olmuştu ve onunda dinlenmesi gerekiyordu.

"Ben seni daha fazla meşgul etmeyeyim dinlen yorgun sayılırsın."

" Evet  yorgunum"

"Tekrardan tebrik ederim görüşmek üzere iyi geceler"

"Teşekkürler iyi geceler" diye o da bana yazdı. İşte bitmişti konuşma ve ben yine tarifi olmayan bir hüzne kapıldım. Hep benimle konuşsun hep benimle olsun istiyordum.
Yıllar nasıl geçecekti bir an önce büyümek istiyordum.
Düşüncelerimden bir nebze olsun uzaklaşabilmek için biriken mesajlarıma bakıyordum. Mesajların arasında bir tanesi dikkatimi çekmişti. Dikkatimi çeken mesaj değildi mesajı gönderen kişinin adıydı.

Aman Allah'ım bu adam oydu. Korhan Karal. Beni anlamsız bakışlarıyla rahatsız eden adam bana mesaj atmıştı
"Selam😊" yazan mesaja bakıyordum.
Nereden bulmuştu bu adam beni. İçimden bir ses kesinlikle cevap vermemem gerektiğini söylüyordu. Cevap vermemeliydim ama bana neden öyle bakıyordu merakta ediyordum. Merakıma yenik düşmemek için bilgisayarı kapatmaya karar verdim. Ama içim içimi de yiyordu. Sadece niyetini öğrenip bir daha cevap vermesem ne olurdu ki. Yani sadece amacı neymiş onu öğrenirdim. Kendimce bulduğum bahanelerle merakıma yenik düşerek ben de "selam" yazdım. Ama içimi olumsuz bir enerji kaplamıştı. Annem bu yaptığımı bilse kesin bana kızardı. Sadece amacını öğrenip bir daha cevap vermeyeceğim diye tembihledim kendimi. Aradan 5 dakika geçti ve Korhan'dan yanıt geldi.

" Naber nasılsın😊" Bu kadar gülen bir adam bugün ki gördüğüm suratsız adam mı diye düşünmeden edemedim. Ne kadar sevimsiz bir yüzü olduğunu çok net hatırlıyordum.

"İyiyim sağol"

" Eğer iznin olursa tanışmak isterim😄" Bana mı yazılıyordu bu adam yoksa ben mi abartıyordum? Ben henüz cevap vermeden kendini tanıtan bir mesaj yazmıştı.

" 26 yaşındayım, başpehlivanım Antalyalıyım bugün seni gördüm yazmak istedim"

Adamdan inanılmaz negatif enerji alıyordum ve bu durum beni rahatsız ediyordu.

"Anladım"

"Sen kendini tanıtmayacak mısın?"

"Eyşan ben Antalyalıyım bende 20 yaşındayım"
Tutturmuştum bir 20 yaş gelene geçene aynı şeyi diyordum.

" Öyle mi daha büyük duruyorsun çok gençmişsin"

Allah'ım bide gerçek yaşımı bilseler ne diyeceklerdi.

"Genelde öyle diyorlar" diye cevap verdim.

"Bugün gördüm seni güreş merakın nereden geliyor?"

"Babamdan geliyor"

" Çok iyi😀 Bu arada çok güzelsin" diye ekleyince ben artık niyetini anlamıştım. Daha fazla yazmam doğru olmazdı. Cevap vermedim. Facebooktan çıkış yaptım ve bir sonraki güreş ne zaman diye güreş takvimini açtım. İnternetten
Türkiye'nin birçok yerinde güreş olduğunu öğrendim fakat benim için önemli olan en yakın Antalya güreşiydi. Kesin gitmem lazımdı çünkü Alper'i şu an bile çok özlemiştim. En yakın Antalya güreşi 15 gün sonra diye görünüyordu. Güreş nedense 3 gün sürüyordu ve ben sebebini bilmiyordum. İnternet ten araştırdım. Bu güreşin 600 yıllık bir geçmişi olduğunu görünce heyecanlandım. Önemli görünüyordu ve benim buna gitmem şart olmuştu Antalya'nın neresinde yapılacak diye bakarken Elmalı yazısını görünce gözlerim kocaman oldu. Bu Alper'in doğduğu ve büyüdüğü ilçeydi. Güreşler oradaydı ve Alper'in ailesi orada yaşıyordu. Kesinlikle gitmem lazımdı. Belki de ailesiyle tanışırdım.

Güreşleri daha detaylıca araştırınca ne kadar önemli bir güreş olduğunu anladım. Sonunda bir altın kemer vardı ve bu başpehlivanlar için oldukça önemliydi. Kısa araştırmam bitince bilgisayarı kapattım ve yatmaya hazırlandım. Tabi aklımdan asla Alper'i çıkaramadığım için bir türlü uyuyamıyordum. Onunla gelecek hayalleri kurarken uykuya dalmıştım.

Yeni bölümde görüşmek üzere... Yorumlarınızı bekliyorum...

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro