Jessica

Kulaklığımı takıp bahçeden yola doğru yürürken kendi kendime şarkıyı mırıldandım. Sırt çantamı tek omuzuma alıp ellerimi ceketimin cebine sokarken karşıdan bana doğru gelen Louis'i gördüm.

Bir gözünün altında morluk vardı ve sinirle sokuyordu. Kulaklığımı çıkartıp onu izlerken daha da hızlanıp bana yetişti.

"Jessica!"

"Ne oluyor ya?!"

"Sen söyledin değil mi?!"

"Ne diyorsun, delirdin mi?!"

Kolumu tutup beni sarstığında onu ittim. "Sen söyledin. Bir tek sen biliyordun!"

"Yeter ya. Bağırıp durma."

"Bugün o kocası olacak adam geldi demediğini bırakmadı."

"Gözündeki morluğu o mu yaptı?"

"Summer'ı sevdiğimi söyledin değil mi? Tutamadın çeneni. Summer'ın tavrı da bu yüzden değişti bana karşı."

"Louis. Defol git."

"Niye yaptın?!"

"Eh, yeter ama! Bilmeye hakkı vardı tamam mı? Sanki sana umut vermiş gibi kıza sürekli soğuk davranıyordun. O da merak edince söyledim."

"Sana güvenmiştim."

"Güvenmeseydin?!"

"Lan sen benimle dalga mı geçiyorsun?!

"Zayn ile neden kavga ettin onu anlat."

"Karımdan uzak dur diyor, aptal herif. Beni onun etrafında görmeyecekmiş bir daha."

Kollarımı birbirine bağlayıp onu izledim.

"O kim ki benim ne yapacağıma karar veriyor? O Summer'ı hiç hak etmiyor hiç. Yüzüne de söyledim."

"Ona böyle diklendiysen, bu yumruğu hak etmişsin demektir."

"Jessica delirtme beni. Onu mu koruyorsun bana karşı?"

"Evet. Çünkü gittikçe saçmalıyorsun. İkisinden de uzak dur. Huzurlarını bozma, olacak iş değil sen de biliyorsun."

SUMMER

"Bak, gördün mü iyiyim işte." dedim ve gülümseyerek arabaya bindim. Zayn de sürücü yerine geçtikten sonra kemeleri taktık ve yola çıktık.

Aylık kontrolüm vardı ve bu ayda sonuçlarım temiz çıkmıştı.

"Ne yapalım bugün?"

"Bilmem, okulda işim yok. Evde de yapılacak bir şeyim kalmadı."

Zayn keyifle bana bakıp yola döndü.

"Sen de işini ertelemez misin bugün? Zaten kaç gündür fazladan çalışıyorsun.."

Biraz durdu ve yanağımı sıkıp konuştu. "Ben güzel karımı mı kıracağım?" dediğinde içim erimişti sanki.

"Yaa.."

Bizim evlenene kadar bir sürü anımız vardı ama hepsinde korku içindeydim. Şimdi ise o benim kocamdı ve ne istersek yapabiliyorduk. Hala rüya gibi geliyordu bana.

Elini tuttum ve sıktım.

"Söyle hadi nereye gidelim?"

"Önce Jessica'nın doğum günü hediyesini seçmeye gidelim. Okuldan fırsat bulamıyorum. Sonra da-"

"Hemen eve gidelim bence." dediğinde kızardım ve zar zor yutkunup camdan baktım.

"Tamam.."

Arabayı park ettikten sonra alışveriş merkezine girdik ve mağazalara bakmaya başladım.

"Sence ne almalıyım Zayn?"

"Summer ne anlarım ben hediyeden?!"

"Yaa, yardım etsen ne olur? Ne alacağımı bilmiyorum.."

Zayn kendi kendine takılırken göz devirdim ve dolaşmaya devam ettim. Nefret ederdi alışveriş yapmaktan.

Jessica'nın tarzında bir şeyler bulunca beğendiğim bir bluzu askıdan alıp inceledim.

Biraz daha bakındığımda elimde üç beş tane seçenek olmuştu. Koca mağazayı gezmeyi bitirecekken bebek reyonunu görür görmez gözlerim parlamıştı. Neden bilmiyorum ama kendi kendime sırıtarak en önde duran minicik ama süslü elbiseyi alıp dokundum. Gerçekten çok tatlıydı.

Ben tam yerine koyacakken Zayn yanımda belirmişti. "Çok tatlı değil mi?"

"Evet. İstersen bizim de olabilir."

"Bebek elbisesini ne yapacağız Zayn?"

Anlatmak istediği şeyi anlamadığımı düşündüğü için bozulmuştu ama anlamamak daha iyi olurdu.

"Belki ilerde lazım olur." dedi sinirle.

Güldüm ve yanağından öptüm.  "Belki."

"Niye istemiyorsun?" Sonunda sorabildiğinde o da rahatlamıştı.

"Tabii ki istiyorum.  Ama şimdi çok erken. Daha birbirimizden bir şey anlamadık. Zayn, sence biz bebek bakabilir miyiz?? En azından okulum bitsin."

"Öyle olsun..Ama, ben bunu yine de alacağım. Belki fikrin değişir." dedi ve elbiseyi elimden aldı.

Bu haline güldükten sonra elini tuttum ve kasaya doğru yürüdük.

"Ben Jessica'ya bunları alıyorum."

"İyi."

"Sağ ol. Çok ilgilendin.."

+

"Kapat şunu."

"Ama ben izliyorum!!"

Zayn kumandayı elimden aldı ve çarşafı kaldırıp üstüme uzandı.

"Ah."

Kaç saattir yataktaydık ama hala doymamıştı. "Zaayn. Kalk."

Başını kaldırıp yüzüme baktığında dağılmış saçlarına ve çıplak omzuna dokundum.

Tekrar boynuma gömüldüğünde keyifle gülümsedim.

"Zayn.."

"Hmm?!"

"Beni seviyor musun?" diye sordum çocuksu bir tavırla.

Başını göğsümden kaldırıp sinirle bana baktı. "Şaka mı yapıyorsun?"

Bu haline kahkaha attım ve onu ensesinden tutup kendime bastırdım.

Aniden kendini yanıma attı ve nefes nefese sakinleşmeyi bekledi.

Hiç vakit kaybetmeden ona sokulduğumda kolunu bana sardı ve elini omuzuma koydu.

Ondan gerçekten ayrılamıyordum. Yan yanayken bile özlüyordum. Tenini, kokusunu ve dokunuşlarını hissetmeyince kendimi boşlukta hissediyordum.

"Uykum geldi.." dedim mırıldanarak.

"Uyu güzelim." Parmakları saçlarımda gezinirken gözleirmi kapattım ve ellerimizi kenetledim.

Kalbinin atışını duyabiliyordum, benim için en güzel melodiydi.

Çarşafı belinden göğsüne kadar çektiğinde ben de sıkıca sarıldım çünkü üşümüştüm.

Saçlarımı okşadıkça benim daha çok uykum geliyordu.

"Sence abim Jess'in doğum gününe gelir mi?"

"Bilmem.."

"Bence, gelmek ister ama gelmez."

Zayn başkasından konuşurken sıkılırdı ama ben merak ediyordum.

"Abimle aranız düzeldi mi?"

"Yani, görüşüyoruz işte."

"Aslında abim çok mutsuz Zayn. Onun için çok üzülüyorum."

Abim için yapılacak bir şey var mı diye düşünüp duruyordum. O da benim gibi mutlu olsun istiyordum sadece.

"Onun için yapabileceğimiz bir şey yok."

Parmakları omuzumda gezerken başımı kaldırıp yüzüne baktım. O da biraz yorgun gibiydi.

"Zayn?"

"Hmm?"

"Louis ile ilgili dediklerim için hala bana kızgın mısın?"

İç çekti ve bana baktı. "O benim umrumda bile değil Summer."

"Ama ben böyle çok kötü hissediyorum."

"Bu kadar merhametli olma."

"Ne?"

"Senin ona kıyamayacağını düşünüp daha da yaklaşıyor sana. Acıma ona, bırak ne hali varsa görsün."

"Sen niye böyle konuşuyorsun ki şimdi?"

"Öylesine işte. Sen niye bana sordun o zaman?"

"Tamam Zayn."

Arkamı döndüm ve yorganı başıma kadar çektim.

Zayn'in gülüşünü duyarken bana döndü ve kolunu karnıma sarıp boynumdan öptü.

Sırtımı göğsüne yasladım ve gözlerimi kapattım. Boynumdan omuzlarıma kadar öpücüklerle indiğinde istemeden huylandım ve kıkırdadım.

+

"Bu bizden."

Elimdeki poşeti gülümseyerek Jessica'ya uzattığımda, heyecanlandı ve hemen paketi alıp bana sarıldı.

"Ne gerek vardı Summer.."

"Güle güle kullan."

Birlikte fotoğraflar çekildik ve sonunda pastasından yiyebilmiştik.

Çikolatalı pastayı görür görmez deli gibi canım çekmişti zaten.  Ben iştahla pastamı yerken Jessica hediyelerini açıyordu.

"Summer!! Bu çok güzel."

Aldığım kıyafeti üstüne tuttu ve yerinde sallandı.

"Beğendiğine sevindim."

Eski okuldan arkadaşlarımızla parti vermişti ve ben gayet eğleniyordum.

"Louis gelmemiş?"

"Ay o dayağı yedikten sonra bir süre hiçbir yere gidemez." dedi umursamaz bir tavırla.

Ben şaşkınlıkla ona baktım. "Ne dayağı?!"

Jessica'nın içeceği boğazında kalmış  gibi öksürmeye başlamıştı.

"Ay, biliyorsun sandım ben. Ağzımdan kaçtı."

"Ne dayağı?!"

Onu kenara çekip sıkıştırdım.

"Zayn sana anlatmadı mı?"

"Hayır!"

"Ya, Zayn Louis'e yumruk atmış. Kavga etmişler."

"Ne?!"

Ben hem sinir hem telaşla mutfakta dönüp dururken Jessica beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Bak bence Zayn'e kızma. Louis çok da masum değil."

Kaşlarımı çatıp onu dinledim. "Sen biliyorsundur neden kavga ettiklerini."

"Bilmiyorum. Ama Zayn Louis ile konuşurken Zayn'i tahrik etmiş. Bunu Louis bana kendi anlattı. Zayn de dayanamayıp vurmuş galiba."

İnanamıyordum. Gerçekten inanamıyordum.

"Ne zaman oldu bütün bunlar."

"Birkaç gün oldu işte.

"Zayn benden sakladı. Yine arkamdan iş çevirmiş."

"Sen üzülme diye söylememiştir. Hem dediğim gibi, Louis de kızdırmış onu. Bunun için tartışmayın."

"Bilmiyorum artık. Zayn ile konuşmam lazım.

"Bunun için sıkma canını tamam mı?"

Ben somurtarak mutfakta otururken birkaç dakika sonra Jessica beni kaldırdı.

"Hadi gel pastayı yiyelim."

"Kalanını sakla tamam mı?! Kimse verme, ben yiyeceğim."

Jess güldü ve kafama vurdu. "Aptalsın."

+++

agagag benim bebek summerim niye bu kadar aptal...