13.
Sabah babamla hastaneye gidip döndüğümden beri uyuyordum. İlaçlar ve tedaviler beni fazlasıyla yıpratıyordu. Sanki kanım çekilmişti ve hareket edecek gücüm kalmamıştı.
Yavaşça yatakta döndüm ve kalktım. Uyumak istemiyordum. Belki biraz kitap okurdum veya televizyon izlerdim.
Fakat şu an önce ayılmam gerekiyordu.
Yüzümü yıkadıktan sonra salona indim ve mutfağa geçtim. Dolaptan su alıp içerken annem mutfakta yemek yapıyordu.
"Uyanmışsın Summer..Bende yanına gelecektim."
"Şimdi kalktım anne."
Gözlerimi ovuşturdum ve suyumu içip mutfak masasına oturup annemi izledim.
"Babam gitti mi işe?"
"Evet, seni bıraktıktan sonra gitti."
Başımı salladım ve tırnaklarımla oynarken annem heyecanla karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu. Telaşla ona baktım.
"Ne oldu?"
"Summer, sen bilirsin, abinin nesi var?"
Kızarmamak için dua ederken söyleyebileceğim yalanları düşündüm.
"Nasıl nesi var?"
"Kızım anla işte, bir değişiklik var abinde."
"Bilmem."
Yalan söylerken sesim titrerdi ve anlamıştı.
"Doğru söyle."
"Ya anne ben nerden bileyim?! Bekçisi değilim onun!"
Sinirle sandalyemi itip kalktım ve odama geri çıktım.
Kendimi yatağa atar atmaz düşünmeye başladım.
Niyeyse durup dururken sinirlenmiştim.
Abimle çok konuşmuyorduk, Zayn ile en son mesajlaştığımızdan beri iki haftadır bana yazmamıştı.
Aslında onu sürekli reddeden bendim ama yine de yazabilirdi.
Telefonumu aldım ve mesajlar kısmından sohbetimize baktım. En son gece ikide aktifmiş.
Kuşkuyla telefonunu kapattım ve saçlarımı düzelttim.
Onunla konuşmaya ihtiyacım vardı. Ondan nefret ediyorum ama onun ilgisine ihtiyacım vardı. Gerçekten saçmalıyordum ama elimde değildi.
Ağlama dürtümle beraber yalnızlığım daha çok kendini belli etmişti.
Jessica ve Louis yeni başlayacakları okulun heyecanındaydılar. Eğer iyileşebilseydim ben de Louis ile aynı okula gidecektim ama şimdi sadece onları izleyecektim.
+
Salonda oturmuş çilekli yoğurdumu yerken hiç gözümü kırpmadan film izliyordum.
Tabağımı bitirmek üzereyken Shawn merdivenlerden indi ve bana bakmadan mutfağa girdi. Ama onu gördüğüm kadarıyla keyifsizdi.
Ve arkamdan geçerkenki sigara kokusu da midemi bulandırmıştı.
Kaşlarımı çatarak ne yaptığını izledim bir süre. Su içti, dolaptan bir şeyler bakındı ama bulamadığı için geri kapattı.
Salona tekrar girince göz göze geldik.
"Annemler dışarı çıktı. Evde kimse yok."
"İyi. Sordum mu?"
Tam bir ergen gibi davranmasına gülsem mi ağlasam mı bilemedim.
Köşemde duran tekli koltuğa oturdu ve bacaklarını sehpaya uzatarak telefonuyla oynamaya başladı.
Şaşkınlıkla onu izledim.
"Ne bakıyorsun?" diye sordu.
"Hiç."
Koltukta uzandım ve televizyonu izlemeye devam ederken bir yandan da arada bir abime bakıyordum.
Bu hale aşk acısı yüzünden geldiyse eğer inanamıyordum.
Televizyonun sesini kısacakken yanımda duran telefonum çaldı.
Kimin aradığına bakmak için başımı çevirdim ve arayanın Zayn olduğunu görünce nefesimi tuttum.
Kahretsin.
Telefonu elime aldım ve göz ucuyla abime döndüm.
Beni izliyordu.
Kimin aradığını merak ettiği için bakıyordu.
Aramayı reddettim.
"Kim?"
"Sana ne?"
"Kim dedim!"
Sinirle ayağa kalktım ve telefonu kenara attım.
"Zayn aradı tamam mı?! Sana ne! Sana ne?!"
Git gide yükselen sesimden sonra başıma giren şiddetli ağrıyla gözlerimi yumdum.
Gözüm kararmıştı ve istemsizce oturdum.
Shawn da telaşlandı ve yanıma oturup beni sakinleştirmeye çalıştı.
"Summer, iyi misin? Ne oldu?"
"Bırak."
Elini ittim ve ağrıyan başıma masaj yaptım. Bir yandan da ağlamaya başlamıştım.
Bana bunu neden yapıyordu anlamıyordum. Zaten ne kadar zaman daha hayatta kalacağım belli değilken her günümü burnumdan getiriyordu.
"Summer ağlama lütfen. Ne oldu şimdi? Kötüysen doktora gidelim-"
"Yeter sus!"
Çok pişman olmuştu ve beni sakinleştirmek için bir sürü şey yapıyordu. Çünkü onun yüzünden bana bir şey olursa diye korkuyordu.
"Son günlerimi bile burnumdan getiriyorsun.."
"Söyleme öyle, Summer-"
"Kendin mutsuzsun diye benim de mutsuz olmamı istiyorsun."
Başımı kaldırıp ıslak gözlerle ona baktım.
"Ama unuttuğun bir şey var ki, ben ne kadar yaşayacağımı bilmiyorum. Belki de bu son-"
"Aptal!"
Shawn da duygulandığı için gözleri ıslanmıştı. Kibirini bir kenara bırakabilmişti sonunda ve bana sarıldı.
"Sonun günün falan olmayacak saçmalama. Sen de yaşayacaksın."
Ona sarılıp ağlamayı sürdürdüm.
Başımı omuzuna koydum. Çok uzun zamandır ilk kez abi kardeş olabilmiştik.
Yani, bunun için ölümün kıyısında olmam gerekiyormuş demek ki.
"Ben boş bir hayat yaşamak istemiyorum abi. Mutsuz bir halde yüz sene yaşamaktansa her anımın tadını çıkarıp öyle gitmeyi isterim. Beni anlıyor musun?"
Göz yaşlarım omuzuna dökülürken sırtımı sıvazladı.
"Geçmişin hesabını bende ondan sormak isterim ama buna vaktim yok. Ne kadar zamanım kaldı bilmiyorum. Ama ona ihtiyacım olduğunu da çok iyi biliyorum. Gurur yapıp ondan vazgeçemem çünkü bir daha geriye dönme şansım olmayacak."
Shawn elinin tersiyle gözlerini sildi ve beni dinlemeye devam etti.
"Ona ihtiyacım var, anla artık bunu."
+
summer: zayn
summer: neden aradın beni
zayn: konuşmak istedim çünkü
summer: abim yanımdaydı açamadım
zayn: öyle mi
zayn: pardon
zayn: bir şey dedi mi
summer: diyemez
zayn: tamam ne kiziyon aq MFĞQŞŞFÜAZÇPSŞA
summer: 😒😒😒😡😡🤬🤬🤬👿
summer: sana bir şey diyeceğim
zayn: söyle güzelim
summer: senden nefret ediyorum
zayn: 🤡🤡
summer: bir dakika
summer: güzelin miyim gerçekten
zayn: LEĞWÜSÇDĞAÜAÇĞDÜQ
zayn: evet güzelimsin gerçekten
summer: yiaa
summer: 🥰
zayn: ah summer
zayn: bir insan hiç mi akıllanmaz aq
summer: BANA BAK
zayn: baktım
zayn: boş boş bakmiyim ama🤤🤤🤤
summer: AAA İMDAT
summer: SAPIK VAR
zayn: kaçma gel buraya
summer: kışş kışşş git burdan
zayn: summer
zayn: biraz dışarı çıkalım mı
zayn: konuşuruz
summer: kafayı mı yedin nasıl çıkabilirim evden
zayn: louis ile gezerken çıkıyorsun ama
summer: Ne?!?!
zayn: bana gelince hiçbir şeye izin yok zaten
zayn: kaç aydır kavuşamadım sana doğru düzgün göremedim bile
zayn: özlüyorum seni summer
zayn: birkaç saat görsem yeter
summer: ne diyosun be sarhoş falan mısın
zayn: seninle konuşurken sarhoş olmama gerek yok ki
zayn: sen sar
zayn: ben hoş olurum
summer: ZAYN SŞKTİR GİTT LFĞWĞAÇXPEĞQÇDPSŞXÇZLD
zayn: PWĞLFĞÖGĞSLĞSWŞDP
+++
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro