Galatasaray şampiyon oldu 🎉

"Evin içinde koşturmayın artık!"

İki gün sonra hiç beklemediğim birşey olmuş taehyung ve jungkook bir haftalığına Kore'ye gelmişlerdi. Sabahın erken saatlerinde kapı zili çalmış kim erkenden geldi diye içten içe sövüyordum lakin karşımda iki arkadaşımı görene kadar.

Şaşkın gözlerle karşımda duran sarmaş dolaş ikiliye bakmaya devam ederken taehyung biranda kollarını bedenime sarıp benim küçücük kalmamı sağlamıştı. Kısa bir şokun ardından bende kocaman sarılmış ağlamaya başlamıştım. Bu bir ay süreyle kendimi ne kadar güçlü gibi göstersem de içten içe aslında yapranmıştım.

Taehyung kollarını ayırıp yanağımı silince benimle biraz dalga geçmiş hemen arkasından ise jungkook'a sarılmıştım. Jungkook taehyung'a göre duygularını dışa vurmaz daha çok içinde yaşardı ama benim ile birlikte salya sümük ağlayan arkadaşımı görmek kıkırdamama neden olmuştu.

Yol yorgunu oldukları için misafir odasında biraz dinlenmelerini istemiş şimdi ise saate bakmadan taehyung ve Yeonjun'un evin içinde koşuşturduklarına şahit olmak zorundaydık.

"Sizi çok özlemişim"

Jungkook elinde tuttuğu kahveyi sehpaya koyup dudaklarını büzdü.

"Tabi canım ondan durmadan arayıp sordun"

Dudaklarımı tatlı bir telaş ile kemirmiş sonra muzipçe gülümseyivermiştim.

"Yemin ederim her fırsatta aradım seni, buraya döner dönmez yoğunluktan ne yaptığımı bile anlamadım."

"Tabi canım ondan o şerefsiz ile yemekteydiniz"

Jungkook'u uzun zamandır tanıyordum kendisi asla kötülüğümü istemez aksine hep mutlu olmamı dilerdi tabi bu mutluluk sıfatı yoongi den uzakta anlamına gelse bile.

"Yeonjun ile çok güzel anlaşıyorlar"

Jungkook biraz daha bana yanaşıp sessizce konuştu.

"Babası olduğunu biliyor mu?"

Olumsuz anlamında başımı salladım.

"Oğlu olduğunu bilirse de aynı davranır mı sence?"

Bilmiyorum anlamında omuzumu silkip kahvemden bir yudum aldım.

"Kendisi nişanlı"

Jungkook sadece kafasını sallamakla yetindi.

"Bence Yeonjun'u bilmeye hakkı var Minji "

Alt dudağımı ısırıp karşımda bizim iyiliğimizi isteyen arkadaşıma bakmaya devam ettim.

"Biliyorum jungkook ama ya "

"İstemezse mi?"

Jungkook'u onayladım

"O zaman kendi kaybeder Minji, ama en azından Yeonjun babasını bilir. Evet biz Taehyung ile her zaman babası olacağız bu maddi ve manevi şekilde olsa da ikisinin de bilmeye hakkı var."

"Ya benden Yeonjun'u alırsa "

Jungkook hiç beklemeden kaşlarını çatıp sinirlendiğini belli eden ses tonu ile konuştu.

"Sence buna hakkı var mı Minji?"

"Bilemiyorum jungkook ben ne desem boş gibi geliyor ya oğlum babasını isteyip beni reddederse"

Jungkook boşta olan elimi tutup güç verircesine sıktı

"Yeonjun 'a baksana o sensiz nefes bile alamaz aynı şekilde sende birşey olmaz. Ben hemen söyle demiyorum ama en azından düşün "

Jungkook'u onaylayıp düşüneceğimi belirttim.

✧༺♥༻✧

"Jungkook ya!"

Sabah ki konuşmamız biter bitmez soluğu havuzda almış jungkook ve Yeonjun ikili takım olmuş taehyung ile de ben olmuştum. Dışardan bakan bir göz bizim avantajlı olduğumuzu düşünsede tam tersiydi.

Jungkook'un iri cüssesi ile Yeonjun'un hiperaktifliği birleşince taehyung ile biz mal gibi ortada kalıyorduk.

Taehyung suyun içinde meyve yarışması yapalım demiş suyun içini karpuz çekirdeği ile doldurmuştu bizde asla sorgulamamış dediğine uymuştuk.

Yeonjun taehyung ve jungkook 'a burda neler yaptığımızı anlatıyordu heyecanlı şekilde tabi cümlesinin yarısı yoongi ile tamamlanıyordu.

"Minji "

"Efendim taehyung"

"Yeonjun yoongi'yi çok sevmiş anlaşılan"

"Evet sevdi"

Taehyung kıkırdayıp bana baktı.

"Kan çekiyor desene"

Omuz silkip bende kıkırdadım.

Biz suda oynamaya devam ederken evin hizmetçilerden biri gelmiş misafirim olduğunu söylemişti.

"Beklediğin biri mi vardı?"

Anında taehyung'a cevap vermiştim.

"Hayır kimseyi beklemiyorum"
Havuzdan çıkıp üzerime havluyu aldığım sırada kapıdan tanıdık yüz belirmiş bana gülümseyerek bakmıştı.

"Yoongi"

Yoongi gözlerini bedenimde gezdirmiş hemen sonra etrafıma bakmıştı. Yeonjun'a her zaman ki gibi gülümsemiş taehyung ve jungkook'a kaşları çatık şekilde bakmıştı.

"Selam Minji"

"Neden burdasın?"

Yoongi gözlerini taekook ikilisinden çekip bana baktı.

"Yeonjun'a sözünü verdiğim hediyeyi vermeye geldim"

Kaşlarımı çatıp ne demeye çalıştığını anlamaya çalışıyordum.

"Ne hediyesi?"

"Yunki amca hadi şende gel!"

Yoongi Yeonjun'a gülümseyip el salladı.

"Geçen ona küçük bir sözüm vardı"

Demesiyle elinde tuttuğu tableti gösterdi bana

"Hayır yoongi daha yaşı küçük zaten telefonumu durmadan alıyor"

Yoongi biraz daha bana yaklaşıp bedenime sardığım havlunun önünü kapatmıştı. Ben şaşkın gözlerle ona bakarken o konuşmaya devam etmişti.

"Biliyorum ve bunun konusunu da konuşmuştuk Yeonjun ile belli bir saatte oynayacak."

"Asla kurallara uymaz o yoongi alman için tamam demiş sadece"

Biz konuşmaya devam ederken Yeonjun hızla gelip yoongi'nin bacağına sarılmış ıslak vücudunu yoongi'ye yaslamıştı.

"Bana hediye mi aldın?"

Yoongi onu kafası ile onaylayıp yanağını öptü.

"Evet ama anlaşmamızı unutmadın değil mi?"

"İvittt!"

Yeonjun yoongi'nin yanağını öpüp elinde ki tableti alarak taehyung'a doğru koştu.

"Bak tae, yunki amca bana ne almış"

Taehyung Yeonjun'u kucağına alıp yanımıza doğru geldi.

"Umarım annenin belli başlı kurduğu kurallara uyarsın oğlum, yoksa annen başımın etini yer"

Ben dediğine göz devirirken jungkook kıkırdamış yoongi ise sinir olmuştu.

"Merhaba ben jungkook"

Jungkook ilk adımı atıp yoongi ye kendini tanıtmıştı. Yoongi'den cevap gecikmemiş hemen elini sıkmıştı. Hemen sonra da taehyung kendini tanıtmıştı.

"Ben sizin eğlencenizi bozmuş oldum kusura bakmayın"

"Saçmalama yoongi"

Yeonjun yoongi'nin kucağına biraz daha yerleşip konuştu.

"Yunki amca şende bijimle oyna"

Yoongi'nin cevap vermesini beklemeden taehyung lafa atlamış kendi sırası olan görevi yoongi'ye devretmişti.

"Mangalı sen yaparsın"

Yoongi ne olduğunu anlamadan taehyung Yeonjun'u kucağından alıp havuza tekrar girmiş hemen arkasında jungkookta gitmişti.

"Değişiklikler"

Dediğine kıkırdamadan edemedim .

"Evet öyleler ama bir o kadar da samimiler.

Yoongi ellerini bacaklarına vurarak ayağa kalktı. Ben ona bakarken başıyla hadi dercesine işaret verdi.

"Mangal benim görevim değil mi?"

Omuz silktim

"Umarım iyi yaparsın yoksa burda büyük bir kaos çıkar"

"Merak etme en iyi yaptığım şeydir"

"Tabi tabi"

Ben önden giderken yoongi beni takip etmiş benim dalga ile söyledim cümleyi kanıtlamak istermiş gibi kendini açıklıyordu.

Bütün gereken malzemeleri yoongi'ye vermiş bizde eğlenmeye devam etmiştik. Taehyung'un aklına gelen saçma fikirleri son anda durdurmuş sadece su savaşına devam etmiştik ara sıra sudan nasibini alan yoongi tişörtünden kurtulup üstü çıplak sekilde bize katılmıştı.

"Fena değil"

Taehyung'un dediğine biz gülerken Jungkook göz devirmişti.

"Senden daha iyi yapmış en azından"

Taehyung jungkook'un dediğine sinir olurken hemen yüzünü bana dönmüştü.

"Minji sen birşey söyle ben iyi yapmıyor muyum?"

Kucağımda uyuyan Yeonjun'un saçını okşayıp taehyung'a döndüm.

"Maalesef tae senin ki yenmiyor, yemekte berbatsın"

"Hiçte bile!"

Jungkook tek kaşını kaldırıp ciddimisin bakışını atar atmaz haklı çıkacağını belli etmişti.

"En son sen mangal yaptığında aç kaldık taehyung, sonra arabanın benzinini doldurmayı unuttuğun için eve dönemedik"

"Karavanı çamura da saplamıştı unutma bunu da"

Jungkook doğru derecesini parmağını sallamış taehyung ise haksız olduğunu anladığı için sessizce yerine sinmişti.

Biz taehyung'un bu haline gülerken yoongi'nin sorusu ile kendimize geldik.

"Siz ne zaman tanıştınız?"

Jungkook'tan cevap gecikmemiş hepimizin sessiz kalmasını sağlamıştı.

"Sen Minji'yi yüz üstü bıraktığında."