6. bölüm -yok saymak-
cagri_cagri adlı kişiye ithafen
İyi okumalar...
Bu kadardı işte!
Aşkım, Sevgim, Nefretim...
Sevdiğim adamın en yakın arkadaşımla gülüşmelerini izleyecek kadar...
Aslı buraya gelirken başına gelen ona göre komik olayı anlatıyor. Çağlar'da bu olayı kahkaha atarak dinliyor. Bense onları izliyorum. Bunu ben istemedim mi zaten. Çağlar'a Aslı gelince güler yüzlü ol diyen ben değil miydim? Peki şimdi niye rahatsızım? Niye böyle olmasını istemiyorum?
Bugün Aslı'ya telefonda anlatamadığım tüm gerçekleri anlatacaktım. Ancak şuan gördüğüm muamele burada yokmuşum gibi davranmaları.. Onlar benim farkımda bile değiller.. Tamam! Çağlar'dan zaten bunu bekliyordum ama beni kıran en yakın arkadaşımın da böyle davranması..
"Ya birde adam bana merhaba bende sizin şoförünüzüm demedi mi, ben hepten koptum" dedi Aslı kahkaha ile karışık.
"Hatırlıyor musun Yusuf lisede az çektirmemişti sana" dedi sevdiğim adam en güzel gülümsemesiyle.
Sonuna gelmiştim işte tüm sinirimin. Patlamamak için masadaki bardağı sıktım tüm gücümle. Yanımda ki adama baktığımda ise hâlâ Aslı'ya bakıyordu. Bu kadar mı hiçtim Çağlar'ın gözünde..
Sevdiğim adam peynirinden bir parça alıp tekrar Aslı'ya döndü.
Benim ne işim vardı bu kahvaltı masasında. Ben kim olarak buradaydım? Peki ya Aslı? O benim en yakın arkadaşım olarak burada değil miydi?
Oturduğum masadan hırsla kalkıp,
"Ben meyve suyu koyayım"
"Aaa birde Yusuf çikolatayı eritip sırama koymuştu, o çikolatayı görmeyip üstüne oturmuştum. O gün boyunca hep eteği yıkıcam diye uğraştım sonrada kurutcam diye" dedi Aslı hafif kızgınlıkla.
İşte yine fark edilmemiştim. Sadece bir kişinin fark etmesini istiyordum. Sadece sevdiğim adamın beni fark etmesi.. Ancak onun gözünde değersiz bir varlık olduğumu defalarca gördüm.
Yavaşça mutfağa gittim. Masadan aldığım bardağı tezgaha koyup dolaptan meyve suyu kutusunu çıkardım. Bardağı doldururken meyve suyunu tezgaha taşırdım.
"Iıı herşey beni bulmak zorunda mı?"
Sinirimden yumruğumu sıkıp sandalyelerden birine oturdum.
Hayatım boyunca benim olmayan şeylerin peşinden koştum ve hepsine sahip oldum. Tek bir şey hariç.. Bir tek Çağlar'ın peşinden koşmadım. Benim olmadı ve olmayacakta.. Bir şeye sahip olmam için illa peşinden koşmam mı gerek. Sadece tüm benliğimle istesem olmaz mı?
Bu kadar evlilik oyunu yeter belki de. Zaten iki hafta bile çok değil mi bu saçma evliliği devam ettirmek için. Boşanınca da sevdiği kadınla evlenir sevdiğim adam. Bende Los Angeles'a giderim. En büyük hayalim Uğur'la birlikte oraya gitmekti. Benim hiçbir hayalimde Çağlar yoktu ki şimdi olsun.
"Aybike telefonun çalıyor" diye seslendi Aslı.
İçeri girdikten sonra Aslı'nın elindeki telefonu hızla çekip bahçeye çıktım arayan kişinin kim olduğuna bakmadan. Bahçeye çıktığımda derin bir nefes alarak arayan kişiye baktım. Aslı'nın bu kadar heyecanlanmasının sebebi anlaşıldı.
Telefonu açıp,
"Uğur" dedim sesimi mutlu çıkarmaya özen göstererek.
"Aybike nasılsın?"
"İyiyim, sen nasılsın?"
"Aybike önce evliliğin için tebrik ederim, düğününe gelemediğim için de özür dilerim" diyip durdu. Sesi durgundu ve kırgın. Benim kırgın olmam gerekmez mi?
"Bunları bırak şimdi bugün şirkette misin?" dedim.
"Bugün şirkete gitmicem." sesi çok tuhaftı.
"Uğur sen iyi misin?" diye sordum.
"Hayır, iyi değilim" dedi.
"Bugün buluşalım mı?" dedim.
"Olur, nerde?" diye sordu.
"Şu ikimizin çok sevdiği caffe de" dedim sevecen tavrımla. Ben Uğur'u herşey den çok seviyorum. Aslı'dan bile çok.. Ben Uğur'a resmen bağımlıyım.
"Tamam o zaman saat iki de görüşürüz" diyerek telefonu kapadı. Uğur'u çok özledim, canım arkadaşım benim.
İçeri sevinçle girdim. Masaya yaklaşınca Aslı'nın yanağına ıslak bir öpücük kondurup karşısına geçip oturdum.
"Eee Aslıcım bugün ne yapıyoruz" dedim heyecanla. Bu tepkime şaşırsalar da iki taraftanda bir ses çıkmadı. Yine mi yokum. Yüzüm tamamen çökerken,
"Sana uyucam" dedi canım arkadaşım.
"Artık ben gideyim işe geç kalıyorum." diyerek Çağlar yanımdan kalktı.
"Geç kalmak mı? patron sensin biraz daha oturabilirsin" dedim alayla.
"Sevgili karıcım beni özlediğini biliyorum ama para kazanıp senin o koca midene bakmak zorundayım" dedi.
Ne demezsin seni çok özlüyorum.. Hem benim midem büyük değil.
"Valla bazen aklıma bile gelmiyorsun" Tamam seviyor olabilirim ama kendimi ezdiremem...
"Ben senin aklına geceleri geliyorum." diyerek havalı bir şekilde göz kırpıp kapıya gitti. Pislik dün geceyi hatırlatıyor. Allahım sen bana sabır ver.
Bende Çağlar'ın peşinden gittim. Çağlar vestiyerden ceketini giyerken alaylı gülümsemesiyle bana bakıyordu.
"Şeyyy.. Bu akşam erken mi geleceksin" dedim çekingen tavrımla. Parmaklarını birleştirerek oynamaya başladım.
"Neden?"
"Bugün Aslıyla gezicez" lütfen geç gel!
"Erken geleceğim ama çalışma odasında olucam yani sorun olmaz" işte benim sevdiğim adam. Bu adam bana ne yaparsa yapsın ben bu adamdan hiç bıkmayacağım...
"Teşekkür ederim" dedim içimdeki büyük sevinçle.
Çağlar cebinden cüzdanını çıkartıp içinden bir kart çıkarttı.
"Buda senin yeni kredi kartın, artık bunu kullanacaksın" sevdiğim en güzel ses tonuyla.
İyice kendini bu evliliğe alıştırıyor. Ben yakında boşanma davası açacağım. Bu kredi kartı çok fazla öyle olmasa bile ben bunu kabul etmem.
"Ben bunu kabul edemem"
"Neden? benim karım değil misin?" neden sürekli benim damarıma basıyorsun?
"Ben. Senin. Karın. Değilim. Bunu. O. Kafana. Sok." her kelimenin üstüne basarak söylemem Çağlar'ı sınır etsede geri çekilmeyeceğim.
"Buna sen mi karar veriyorsun? Senin bu evde verdiğin kararlar bana sökmez. Bu evde benim dediklerim olur. Sende benim söylediklerimi uygularsın. Sen bu evde benim gözümde bir hiçsin. Sende bunu o küçük aklından çıkarma. Şimdi bu kredi kartını al ve bir daha benim kararlarımı sorgulama!" dedi bana biraz daha yaklaşarak.
Ben koskoca bir hiçtim Çağlar'ın gözünde. Ben hiçbir zaman yanında gerçek karısı olarak yer almayacak kadındım. Belki de onun için ve bu evlilik için köle olandım ben.
Sol kolunu belimin altından geçirirken titredim. Aşık olduğum adam beni sürekli kırmak zorunda mıydı? Bedenlerimiz arasındaki mesafeyi kapatıp sağ eliyle yüzümü avucunun içine aldı.
"Bana karşı koyabiliyor musun? Sana istediğim gibi dokunuyorum ama sen bana bakmaktan başka hiçbir tepki veremiyorsun. Evet şuan karım olmadığını düşünen bir kadına dokunuyorum ve o kadın kendi tezini çürütüyor." dedi bedenimi kendi bedenine yaslayarak.
"Biliyor musun? Bazen canımı öyle bir yakıyorsun ki senden şuan boşanmak istiyorum" dedim kendimi geri çekmeye çalışarak.
"Sana sahip olmadığım sürece hep gitmeyi düşüneceksin ama gidemeyeceksin. Sana hep bu çaresizliği yaşatıcağım" dedi bedenlerimizi ayırarak.
"Şifre '0308' unutma!" dedi. Kapıyı açıp gitti.
Bu çaresizliği zaten yaşatıyor musun bana.. Sana yemin ediyorum seni kendime aşık etmeden asla boşanmayacağım!
İçeri girdiğimde Aslı masayı topluyordu. Eline masada son kalan tabağı alarak,
"Eee ne oldu" dedi meraklı meraklı.
"Bir şey olmadı ne olsun?" omuzlarını aşağıya indirerek mutfağa girdi. Bende peşinden girip,
"Sana süprizim var"
Bir anda arkasına dönerek,
"Alışverişe mi çıkıyoruz" dedi büyük bir heyecanla.
"Ne alışverişi Aslı, Uğur'la buluşucaz"
Aslı'nın yüzü düştü. Bu kıza bugün ne oluyor böyle. Anlayamıyorum artık!
"Aslı sen iyi misin?"
Arkasını dönerek tezgahın üstünde bir şeylerle ilgilenmeye başladı.
"Gelmek istemiyorum, benim başka bir işim var. Sen gidersin.." dedi.
"Aslı artık seni gerçekten anlamıyorum!" dedim kızgınlıkla. Bana dönüp,
"İŞTE TAMDA BUNU DİYORUM.BENİ ANLAMIYORSUN, ZATEN SEN NERDEN BİLECEKSİN, AŞIK OLDUĞUN İNSANIN BAŞKA BİRİNİN SEVMESİNİN VERDİĞİ ACIYI, ÇARESİZLİĞİ...
SEN AŞIK OLDUĞUN, SEVDİĞİN ADAMLA EVLENDİN AMA BEN... UĞUR'UN BANA ÇEKTİRDİĞİ ACILARLA ARKADAŞIM. BEN GURURUMU BİR KÖŞEYE ATIP SEVDİĞİM ADAMDAN, SEVDİĞİ KADINI DİNLİYORUM. SEN HANGİSİNİ YAPABİLİRSİN? ÇAĞLAR'I BAŞKA BİR KADINLA PAYLAŞABİLİR MİSİN? BEN PAYLAŞIYORUM. ONU HEP KAYBETMEKTENSE, ONUN BENİMLE ARKADAŞÇA KONUŞMASINI KABUL EDİYORUM. BU DURUMUN NASIL GURUR KIRICI OLDUĞUNU BİLEMEZSİN!!!!! İŞTE ANLAMADIĞIN TEK NOKTA BU......" dedi avazı çıkana kadar bağırarak.
Bu değildi, ben bunların hepsini yaşıyorum ama sen benim yaşadıklarımın bir kısmını yaşıyorsun sadece...
"YETER...! ANLADIN MI YETER..! SEN NE SANIYORSUN,BEN MUTLU MU YAŞIYORUM. BELKİ BEN SENİN YAŞADIĞIN HİÇBİR ŞEYİ BİLEMEM AMA SENDE BENİM YAŞADIKLARIMI BİLMİYORSUN. SEN BİR GELİNİN İLK GECE SEVDİĞİ ADAM TARAFINDAN REDDEDİLMESİNİN VERDİĞİ ACIYI.. ÇARESİZLİĞİ.. EZİKLİĞİ.. BİLİYOR MUSUN? İŞTE SENDE BUNU BİLEMEZSİN.
YA BEN HER GECE AĞLIYORUM YAŞADIĞIM HAYATI DÜŞÜNEREK. ÇAĞLAR BENİ YOK SAYIYOR.. GÖRMÜYOR.. NEFRET EDİYOR..
BEN HEP MUTLU OLMAYI HAYAL EDERKEN ŞİMDİ MUTSUZLUK SEMBOLÜYÜM. SEN SANIYOR MUSUN UĞUR SENİNLE EVLENİNCE ÇAĞLAR'DAN FARKSIZ OLACAK. DAHA DEMİN ÇAĞLAR BANA NE DEDİ BİLİYOR MUSUN? SEN BU EVDE BENİM GÖZÜMDE BİR HİÇSİN" dedim ağlamaklı sesimle.
^-^-^-^-^-^-^-^
Umarım beğenmişsinizdir....
Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro