Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

7.Bölüm ESKİ ARKADAŞ

Asuman uyandıktan hemen sonra Ali onu evine getirmiş, can dostuna verdiği söz yüzünden kızın kaldığı apartmanın birkaç metre uzağında beklemeye başlamıştı. Aslında neden beklediğini de bilmiyordu. Sadece Altay öyle istemişti. Asuman'ın hikayesini az çok biliyor olsa bile ortada tehlike arz edecek bir durum görememişti.

Derin bir nefes aldıktan sonra oturduğu koltuğu geriye doğru yatırıp kollarını göğsünde bağladı. Bakışları dört katlı apartmanı yoklarken hiç kimsesi olmayan bir kızın nasıl böyle bir apartman dairesinde kaldığını merak etmişti. Belki bir devlet yurdunda kalabilirdi ama böylesine yeni bir daire kimsesiz birisi için, özellikle de yirmili yaşlarında üniversite okuyan genç bir kadın için bayağı güçtü. Gözlerini kırpıştırıp uykudan kurtulmaya çalıştı. Tek istediği bu bir haftanın çabuk geçmesi ve Altay'ın eve geri dönmesiydi.

Altay bu kıza karşı neden bu kadar kibardı?

Altay Bozkurt'un bir kadına karşı ilk defa bu denli yumuşak olduğunun farkındalığıyla sırıttı Ali. Belkide can dostu can evinden vurulmuştu. Olamaz mıydı? Muhtemeldi. Ancak Ali de en az Altay kadar bu konulara uzak olduğundan doğru dürüst bir yorum yapamıyordu. Neyseki tüm gece bir sorun çıkmamış, genç polis ertesi gün kalktığında ağrıyan kemikleri dışında acı bir olayla karşılaşmamıştı.

Asuman'ı gizlice okula kadar takip etmiş, Altay aradığında olan biteni kısaca anlatıp gizli koruma görevine devam etmişti. Hatta kız çıkana kadar birkaç kokoreçi de mideye indirmeyi unutmamıştı. Nihayet kızın dersi bittiğinde yine uzaktan takibe devam etmek üzerine arabasına atlamış, tüm bu masrafları arkadaşına kitlemenin yollarını aramaya başlamıştı.

Bu kızı koruyordu. Birde masrafları kendi mi ödeyecekti?

Asuman eve geldiğinde Ali tekrar geriye yaslandı. Bu iş şimdiden canını sıkmaya başlamıştı. Üstelik kız kimseyle de muhabbet etmiyor, konuşmak isteyenleri kısaca geri çeviriyordu. Ne olurdu biri çıkıp değişik bir hareket yapsaydı? Böylece bu mazlum koruma yanlışlıkla (!) birkaç kemik kırardı. Ama yoktu. Bu kızın hayatı Ali'nin aşk hayatından bile durgundu.

Yinede tüm bunlar bu kızın böyle bir apartmanda nasıl kaldığını açıklamaya yetmiyordu. Belki de birisi burs veriyordu. Kötü düşünmemek lazımdı.

Hava tekrar kararmaya başladığında garip bir şekilde apartman kapısından çıkan Asuman'ı gördü. Garipti çünkü saat neredeyse gece denilecek kadar geçti. Arabayı çalıştırıp mavi kabanıyla kaldırımda yürüyen kızı takip etmeye başladı. Sokağın başına geldiklerinde ise minibüse binmişti. Ali minibüsün peşinden giderken telefonu çaldı. Kısaca baktığında arayanın Altay olduğunu görmüş ama cevaplamamıştı. Daha önemli işleri vardı. Gizli ve yasal olmayan korumalık gibi. Hayır, birine yakalansa sapık gibi görünecekti.

Altay'dan nefret ediyordu!

Belkide.... Sadece biraz kızgındı.

Kız minibüsten inip tekrar yürümeye başladı. Birkaç dakikalık yürüyüşün ardından caddeye çıkmış, ardından da bir kafeye girmişti. Adam uzaktan izlemeye devam etti. Ancak böyle net göremiyordu. Dudaklarını şişirip arabayı park etti ve kızın ardından kafeye girip bir köşeye oturdu.

Gözleri Asuman'ı ararken hiçbir yerde olmayışı kaşlarını çatmasına neden olmuştu.

Neredeydi?

"Beni mi arıyorsun? "

Gelen sesle hızla önüne döndüğünde aradığıyla karşılaşmayı beklemiyordu. Gözlerini kırpıştırıp yutkundu. Bu işten sıyrılabilirdi. O bir polisti, karşısındakini mi savuşturamayacaktı?

"Valla Altay dedi. Asuman'a göz kulak ol dedi. Takip et dedi. Bir iskendere tav oldum."

Pekala, sıyrılamayacaktı. Üstelik bir iskendere tav olmak da neydi? Birkaç porsiyondu o.

"İskendere mi?"

Bunu mu anlamıştı?

"Bacım ben Altay'da dedim ama neyse. Senin dikkatini İskender çektiyse öyle olsun."

"Altay?"

"Altay. Altay Bozkurt. Polis olan hani."

Asuman elbette Altay'ı tanıyordu. Üstelik dün onu görmeye gitmiş, bayılmış ve rezil olmuştu. Nasıl unutabilirdi? Dudaklarını yalayıp yutkundu.

"Neden peki?"

"Bilmiyorum."

Asuman üzerindeki önlüğü düzeltti yavaşça. Elindeki kalemi sıkarken arka taraftan duyduğu sesle kendine gelmişti. Kaleme eziyet etmekten vazgeçip boğazını temizledi, ardından da gülümsedi.

"Ne alırdınız? İçecek, tatlı?"

"Ne?"

Ali şaşkınlıkla ona baktı. Üzerindeki garson önlüğünü o zaman fark edebilmişti. Asuman burada çalışıyordu. Üstelik o apartmanın parasını nerden kazandığı da ortadaydı. Yüzü utançla kızarırken saçını geriye doğru ittirdi.

"Kahve. Sade olsun."

"Hemen geliyor. Başka bir isteğiniz var mı?"

Başını olumsuz anlamda sallayıp uzaklaşmasını sağladığında telefonu cebinden çıkardı. Altay bunları bilmeliydi.

....

Diğer iki günde aynı şekilde ilerlemiş, Asuman bir eve, bir işe gidip durmuştu. Elbette Ali'de yine onu takip etmeye deva etmişti. Tek fark deşifre oluşuydu. Artık Asuman'ı o okula bırakıyor, okuldan alıyor ve işe götürüyordu. Bu Altay'ın başka bir ricasıydı. Ve bu rica ona bayağı pahalıya patlamıştı.

Ali kahvesini yudumlarken önündeki gazetenin diğer sayfasını çevirdi. Afrin'e giden Özel Harekat Polisleri ile ilgili bir habere dikkat kesilmişti ki Asuman'ın çığlığıyla ayağı fırlayıp belindeki tabancayı çıkardı. Onun bu hareketiyle kafedeki çığlık sayısı hızla artmaya başladığında onlara bakmadı. Siyah gözleri kendisine emanet edilen kızı bulmak adına kısa bir tura çıktığında nihayet arka tarafta biriyle sarılıp zıplayan Asuman'ı buldu.

Hızla onlara doğru giderken tabancayı beline koymuştu.

"Asuman!" diye bağırdı. "Ne oldu?"

Asuman kızdan ayrılıp heyecanla Ali'ye döndü.

"Ali! Serçe bu! Tek arkadaşımı buldum yıllar sonra!"

Serçe bakışlarını Ali'ye çevirdi, bir anda sırıtışı genişlemişti.

"Oo. Hepsi senin mi yavrum?"

"Ne!"

Genç adam duyduğu soruyla çığlık atıp geriye doğru çekildi. Bu ufaklık ne saçmalıyordu Allah aşkına?

"Asuman bu kim?"

" Serçe, bu Ali. Ali bu da Serçe. "

İsmi ne tuhaftı yahu! Elini istemeyerekte olsa uzatarak onunla tokalaştı. Ardından da oradan koşar adım uzaklaştı. Asuman'ın çığlıklarıysa devam ediyordu.

İçinden bir ses Serçe başına bela olacak diye bağırsada şimdilik onu susturmayı başarmıştı.

...

Yaklaşık bir hafta sonra Ali gözlerini yine otomobilinde açtığında Altay'a birkez daha küfretti. Sabah Asuman'ın adresini istemiş, sonrada telefonu Ali'nin yüzüne kapatmıştı. Genç polis gözlerini devirip arabayı çalıştırdı. Bir haftalık gizli koruma görevi bitmişti nihayet. Gidiyordu. Gaza bastığı anda önüne fırlayan şeyle aniden frene basmış, kendini arabadan dışarıya atmıştı. Yerde yatan Serçe'yi gördüğündeyse şaşkınlığı ikiye katlandı.

"Serçe!" diye mırıldandı. Ama kız sessiz sedasız yerde yatmaya devam ediyordu. Yere eğilip başını kucağına aldığında gözleri dolmuştu. Katil olmak istemiyordu.

"Bana dokundun, Ali. Ben Urfalıyım. Seni vurdururum. Bu işi temizlemelisin. Tek çare benimle evlenmen."

"Ne?"

"Şaka. Şimdi çekilirsen kalkacağım."

Bu kız Ali'nin başına bela olacaktı!

...

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro