Chào các bạn! Vì nhiều lý do từ nay Truyen2U chính thức đổi tên là Truyen247.Pro. Mong các bạn tiếp tục ủng hộ truy cập tên miền mới này nhé! Mãi yêu... ♥

29.Bölüm KESİT

Alparslan

İlçedeyim. Acil bir işim çıktı. Bitince arayacağım.

Seni seviyorum.

Dikkatli ol.

Mesajı beni gülümsetirken aklıma gelen şeyle birlikte telefonu aldığım yere bırakıp hızla odamdan çıktığım gibi oturma odasına girdiğimde annem ve ağabeyimin şaşkın bakışlarıyla karşılaşmıştım. Ellerindeki çay bardakları aynı anda sehpanın üzerine bırakıp kaşlarını çattılar ama kendimce ilgilenmem gereken daha önemli konular olduğundan onları umursamadım. Alparslan'ın ilçede olduğunu zaten sabah ağabeyimden öğrenmiştim. İşleri vardı ve anladığım kadarıyla - kendiside tastiklemişti- fazlasıyla önemliydi. Bu yüzden onun yerine bugün ki düğüne ağabeyim gelmişti. Evlenen insanları tanımasam bile erkek tarafının kalabalık bir aşiret olduğunu, kız tarafınınsa koruculardan olduğunu Dilan'dan öğrenmiştim. Ve iki ailede düğüne karakol komutanının davet etmiş, özel olarak adamlar göndermişti.

"Ağabey, konuşalım mı? " diye mırıldandığımda bakışlarım anneme kaydı." Özel. "

Annem bana ters ters bakıp ayaklandı. Tuhaf olan ise hiçbir şekilde itiraz etmemiş veyahut laf sokmamış olmasıydı ama ben bunun intikamını sonra ağır bir vaziyette alacağını bilecek kadar tanıyordum onu. Burnumdan fitil fitil getirmeden beni bırakmayacaktı.

"Konuşalım tabii. Bir sorun mu var, ışığım? "

Eliyle iki kere yanına vurdu yavaş yavaş. Gülümseyip ağır adımlarla yanına vardım ve dikkatle yanı başına oturdum. Söylemek istediğim şeyleri asla olumlu karşılamayacaktı. Belki bana kızacak, darılacak ya da öldürmek bile isteyecekti. Yine de tüm bunlara değeceği kanaatindeydim.

Yani kesinlikle kafayı yemiştim. Yoksa neden bir an gelen şu deli cesaretiyle ağabeyimin karşısına dikilmiş olabilirdim ki? Üstelik bu işin sonunda ölüm bile vardı.

"Anlatacak mısın? "

Anlatacağım ama beni öldürmeyeceksen.

" Ağabey, bu yaşıma kadar, yani babam gittiğinden beri bana babalık yaptın, hakkını ne yapsam ödeyemem. "

Bakışlarım ellerime kaydığında cümlenin geri kalanını kurmak zordu. Babam şehit olduğundan beri evin tüm yükü ağabeyimin omuzlarına binmişti. Maddi veya manevi ailemizin sorumlulukları artık onun sorumluluğu altındaydı ama bir an bile şikayetçi olmamıştı. Ne yaparsam yapayım arkamda durmuş, kötülüklerden canı pahasına korumaya çalışmıştı.

" Ben bu zamana kadar seni üzecek bir şey yapmamak adına çok uğraştım. Yüzün yere eğilmesin diye elimden geleni yaptım. Ne kadar başardım bilemem. Seni üzdüysem hakkını helal et. "

Ağabeyim şefkatle gülümsediğinde konuşmaya yeltenmişti ama elimi kaldırarak susturdum onu. Sesini duyarsam ağlamaya başlardım ve konuşamazdım. Ama ben ilk defa tüm cesaretimi toplamışken elime geçen bu şansı geri tepmek istemiyordum.

" Ağabey, sen bana tek babalık da yapmadın. En büyük sırdaşım oldun benim. Anneme anlatamadığım onca şeyi paylaştım seninle. " durdum. Konuşmak ne zamandan beri bu kadar zor olmuştu? "Ben aşık oldum ağabey."

Gözlerim kurduğum cümleyle eş zamanlı olarak kapandı. Ve işte bu kısım, o beş saniyelik deli cesaretinin kaybolduğu kısımdı, bitmiştim. Ağabeyimin bana kızmayacağı kanaatinde olsam bile Alparslan'ı öldürmeyeceğinin sözünü veremezdim. Evlenemeden dul kalmak diye bir deyim varsa ben onun beden bulmuş hali olacaktım.

" Bende ne zaman anlatacaksın diye bekliyordum güzelim. "

" Ne? "

Nasıl yani? Ağabeyim biliyor muydu? Onca zaman Alparslan ile benim aramda yaşananlardan haberi vardı ve bizi öldürmeyip sabırla ona anlatmamı mı beklemişti?

" Dolunay, sen benim canımsın. İnsan canının neye, kime yandığını bilmez mi? "

Yavaşça açılan gözlerim çoktan dolmuştu. O da bunu görmüş olacak ki iri kollarıyla bedenimi kavrayıp başımı göğsüne gömdü. Yapılı vücudunun yanında ufacık kaldığından olsa gerek hiç zorlanmadan saklandım oraya. Beni canım diye seven ağabeyimin gerçekten canı olmak nasıl nefes kesiciydi böyle?

....

Üzerimdeki elbiseyi düzeltirken içimdeki heyecanı bastıramıyordum. Alparslan'a söyleyeceğim şeyden sonra yüzünün alacağı hali görmek için yanıp tutuşan bedenime söz geçirmek ise çok zordu. Bakışlarımı kaldırıp yüzüne baktığımda göz göze geldik. Mavileri koyulaşmış, kasları kasılmıştı. Sabahtan beri neden bu denli huzursuz olduğunu merak ediyordum ama vereceğim haberi duyunca mutlu olacaktı. İçim mümkünmüş gibi daha çok kasıldı, heyecanım hat safhadaydı. Bir an önce yanlız kalmamız gerekiyordu ki önce boynuna sarılayım, sonra da müjdeyi verebileyim.

"Bu hanım kızımız neyin oluyor, Alparslan? "

Seher teyzenin sorusu bakışlarımı çekmemi sağladı. Sabahtan beri aptal aptal sırıtıp karşımdaki adamı dikizliyordum. Dahası bunu annesi ve kız kardeşinin yanında yapıyor olmamdı. Asla iflah olmayacaktım. Eh, umrumda da değildi hani. Ona aşıktım ve ağabeyim aşkımıza izin vermişti.

"Zeynep, Alparslan'ın sözlüsü Seher hanım. "

Kulaklarım uğuldamaya başladı. Heyecandan titreyen ellerim yavaşladı önce, gülümsemem soldu. Alparslan'ın annesinin yanında oturan genç kız utançla başını aşağıya eğdiğinde boğazıma kadar tırmanan asiti geri yuttum. Ve işte bir kez daha kaybetmiştim.

....

" Gebertirim ulan seni! "

Bir yumruğu daha Alparslan'ın suratında patladı ama durmadı. Durduramadım. Ağabeyim nefretle karşısındaki adama bakarken hareket etmeye gücüm yetmiyordu.

" Yiğit! Ben senin komutanı-"

"Sikerim lan komutanını! Ulan it, senin ciğerini sökerim! Kardeşimin tek damla gözyaşı için dünyayı yakarım ben! Senin omzundaki yıldız gökte dursa çiğnemez miyim sanıyorsun? "

Selam! Şuraya instagram adresimi bırakayım. Belki takip edersiniz ve sohbet ederiz?
@kubrave_zdmr

Sizi seviyorum!

Bạn đang đọc truyện trên: Truyen247.Pro