"Koğuş Kalk!"

"Şafak 61!"

Hocanın bağırması ile Aslı'nın verdiği cevaba şen bir kahkaha attım. Tamam asker olmak istiyordu, - evet o uzun french olan tırnaklarına rağmen - ama insan bu kadar mı ruhunda barındırırdı? Kız kıdemli asker olmak ister iken zorunlu askerler gibi Şafak sayıyordu.

"Kızım burası askeriye değil sen de er değilsin sakin ol."

"Hocam o zaman neden koğuş diyorsunuz?"

Güldüm. "Belki ceza evi?"

"Tövbe de kız!" Hocanın söylediği ile beraber gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. O ara zil çalmıştı ve içeriye nöbetçi öğrenci girmişti.

"Dans ekibi, tiyatro salonunda toplanacak."

Evet bu koğuş söylemi sanırsam bana söylenecekti, çünkü dans partnerimi her an öldürebilirdim.

"Onur değil mi senin dans partnerin?" İçtiğim şu boğazımı almıştı. Derince öksürdüm. Bu kız bana garezine yapıyordu bunu. Avucumun içi ile kafasına tokat geçirdim bir tane. Eli kafasına gittiği vakit konuştum. "Zevzek zevzek konuşma."

"Niye yalan mı?" Maviş gözlerin sahibi Onur sınıfa girdiğinde gözlerimi devirdim. "Bir sen eksiktin."

"Partnerimi almaya geldim."

"Partnerinin ayakları var."

"Görüyorum. Güzel Vans'lar."

Gözlerim Vans'larıma geldiğinde gözlerimi tekrardan Onur'a diktim. Vans bu muydu yoksa? Vans olmadığını söylemişti, ama bu okul da mavi gözlüler Vans değilse kimdi ki bu Vans?

✨

Bölümü Okuyanlar 🧟‍♀️.

OY, YORUM, YORUM, OY.